Tren garı sandıklarından da kalabalıktı. 34- 35 yaşlarındaki iki kirli giyimli adam yolculuk yapacakları 7 kadar çocuğu bir araya topladı. Adamlar sırayla çocukları kalacakları vagona yerleştirdi. Çocukları sayıp tam olduklarına karar verince adamlardan kilolu,özensiz görünümlü olan konuşmaya başladı.
” Yarın akşama doğru varmış oluruz. Sakın gözümün önünden ayrılmayın sizi babamın hayrına kendimle götürmüyorum bu yüzden daha fazla çalışmanız gerekecek şimdi olabildiğince dinlenin yarın yerleştikten hemen sonra çalışmaya başlayacaksınız. Anladınız mı? ”
Çocuklar hep bir ağızdan anladık deyince adam diğer arkadaşının yanına gitti. Çocukların arasından 13 yaşında olan Esma etrafına bakındı ondan büyük,küçük olanlara. Hepsi kaderlerine boyun eğmişler oldukları durumu kabullenmişlerdi. Ama hayır Esma ‘ da onlar gibi olup ömrünün sokaklarda geçmesine izin vermeyecekti .
Onu buraya zorla getirdikleri günü dün gibi hatırlıyordu 1.5 ay önce babaannesi vefat edince bir başına kalmıştı Esma. Henüz tek dayanağı olan babaannesinin ölümünü kabullenememişken amcası onu bu adamların yanına vermişti. İlk başta bu adamların kim olduğunu anlayamamış olanları izlemiş ne yapacağını düşünmüştü sonra adamlardan biri onu diğer çocukların yanına götürüp nasıl dileneceğini anlatınca hayrete düşmüştü. Bir kaç gün geçtikten sonra amcasının iş yerine gitmiş onu geri alması için yalvarmıştı fakat amcası onun hiç bir sözüne kulak asmamış onu geldiği yere geri götürünce adamlardan bir güzel dayak yemişti. Düşündü de o gün amcasının yanına gitmek yerine kaçsaydı belki de şimdi burada olmazdı. Gözünden akan bir kaç damla yaşı eliyle sildi ve camdan dışarıyı seyretmeye başladı.
Öğlene doğru hava biraz ısınmaya başlamıştı. Hava yağmurlu değildi ama çok soğuktu. Esma karşısında oturan adamlara baktı. Biri uyuyordu diğeri ise çocuklar kaçmasın diye nöbet tutuyordu. Uzun süredir adamın uyumasını bekliyordu ama bir türlü uyumamıştı. Lavaboya gidecem deyip kaçmaya çalışsa hem çok ilerleyemeden yakalanır hem de kaçma girişiminde bulunduğu için kıpırdamasına dahi izin verilmezdi. Adama döndü
” Şey lavaboya gidebilirmiyim?” Adam bir süre düşündü ardından gitmesine izin verdi
” Sadece 5 dakikan var hızlı ol.”
Esma lavabonun yerini bilmiyordu bu yüzden gördüğü görevliye nerde olduğunu sordu gidecekken geri dönüp trenin ne zaman duracağını da sordu. Yaklaşık 15 dakika sonra istasyonda duracaktı. Onun ise 5 dakikası vardı eğer gecikirse onu aramaya geleceklerini biliyordu. Başka ne yapabilirdi düşünmeye başladı.
Lavaboya giderken biraz ilerde bir kadın gördü onun olduğunu düşündüğü çantayı gördü kadın sanırım unutmuştu. Tam kadına seslenecekken aklına gelen fikirle durdu. Bunu yapmaması gerekiyordu ama kurtulmak için tek çaresi buydu. Çanta küçük olduğu için işi de kolaylaşacaktı çantayı kendine küçük gelen montunun içine sakladı ve kaldığı yere geri döndü. Kendi yerine oturmak yerine adamın yanına oturdu. Adam önüne dönünce çantayı yavaşça uyuyanın arkasına yerleştirdi. Kadının çantasının yokluğunu bir an önce fark etmesini umdu.
Zaman geçtikçe umudu tükeniyordu ki birden sesler gelmeye başlayınca yeniden ümitlendi acaba ses ne için geliyordu öğrenmesi lazımdı. Lavaboya demin gitmişti şimdi izin istese vermezdi tabi eğer kusmazsa parmaklarını boğazına sokunca midesi bulanmaya başladı ve kendini tutamayıp kustu adam gelen sesle Esmaya baktı.
” Allah belanı versin kusmanın zamanı mı?”
” Özür dilerim” Yeniden midesi bulanmış gibi yaptı ve hızla yerinden kalktı “Lavaboya gitmem gerekiyor ” dedi ve gelecek cevabı beklemeden seslerin geldiği yöne gitti. Harika! Kadın çantasının yokluğunu fark etmiş görevlilerle tartışıyordu. Kadının yanına yaklaştı
” Efendim kırmızı küçük deri çantadan mı bahsediyorsunuz? ”
” Evet gördün mü yoksa” Kadın Esma’ nın üstüne baktı pek kirli gözüküyordu acaba çantasını o çalmış olabilir miydi? O çaldıysa gördüğünü söyleyecek kadar aptal değildi herhalde.
” Evet gördüm fakat nerde gördüğümü hatırlayamadım” bir elini alnına diğer elini beline koydu ve düşünüyormuş gibi yaptı.
” Ah tabi ya. ” deyip kadına kaldığı yeri tarif etti. Kadın ve yanındaki adamlar tarif ettiği yere doğru ilerleyince tren durdu. Esma nın ağzı kulaklarına vardı. Kapı açılınca hızla dışarı çıktı.
Trenden çıkmıştı ama yokluğunu çok geçmeden fark ederlerdi nereye gidebilirdi bu soğuk hava da dışarıda kalabilirmiydi emin değildi hem soğuğa dayansa da sokakların tehlikeli olduğunu biliyordu. Belki kaçtığı adamlar onu bulamazdı ama onun kimsesiz olduğunu anlayanlar elbet onu yine dilendirirlerdi belki daha kötüsünü de yaparlardı. Üstüne baktı anlaşılmayacak gibi de değildi kirli, ona küçük gelen, pantlonunun bazı yerlerindeki yama, ah tabi bir de kaçmak için üstüne kustuğu gri montu. Montunu çıkaramazdı hava çok soğuktu ellerini olabildiğince montunun cebine koydu ve yabancı sokaklarda hızla yürümeye başladı.
〰️〰️〰️〰️〰️
Bilmediği sokaklarda yürümeye devam ediyordu. Bazı insanlar ona acırcasına bazıları ise iğrenircesine bakıyorlardı ama Esma bunu takamayacak kadar yorgun ve açtı. İlerde saman taşıyan küçük bir kamyonet gördü binebilirdi. Hızla kamyonetin yanına giderken kamyonet ilerlemeye başlayınca koşarak kamyonete yetişti ve samanların üstüne oturdu. Komyonet sahibinin kötü biri olmadığını umarken yorgunluğa daha fazla dayanamayıp gözlerini kapadı.
Kamyonet sahibi 3 saatin sonunda şehrin dışındaki küçük çiftlik evine vardı. Getirdiği samanları ahıra taşımak için kamyonetin arkasına geçti ve samanların arasında uyuyan küçük kıza baktı belli ki sokak ya da fakir bir ailenin çocuğuydu. Ama ne işi vardı burda kayıp mı olmuştu acaba bir süreliğine küçük kız için üzüldü. Annesinin sesiyle düşüncelerden sıyrıldı.
” Ayhan ne duruyorsun orda samanları ahıra taşı ardından yemeğe gel.”
Ayhan, annesine küçük kızı gösterince annesi kim bu kız diye sordu. Adam bilmediğini söyleyince ikisi de ne yapacaklarını düşündüler.
Esma gelen seslerle yavaşça gözlerini açtı. Karşısında adamı ve kadını ona bakarken görünce korkmaya başladı. Uyuyakalmıştı neden daha önceden uyanamamıştı ki. Ayağa kalktı kamyonetten indi üstünü temizlerken konuşmaya başladı.
” Özür dilerim efendim kamyonetinizde uyuya kalmışım.”
Ayhan ve annesi ne diyeceklerini bilemediler. Kimdi bu kız hem yakınlarda hiç ev yoktu ki nereye gidecekti.
Esma etrafına bakındı burası şehir değildi ki.
” Nerdeyiz biz? ”
Esma karşısındaki insanlara mahcubiyetle bakıyordu. Evin şehirden 3 saatlik uzaklıkta öğrenince ahırda kalıp kalmayacağını sormuş onlar da onu eve almışlardı. Başından geçenleri dinlemişler onun için üzülmüşlerdi. Esma yemeğini bitirince geri çekildi.
Ayhanın 2 çocuğu vardı karısı ise 7 ay önce vefat etmişti. Şehirde çalışıyordu bu yüzden annesi çocuklara bakıyordu. Hafta sonları eve gelebiliyordu. Esma çocukların odasında onun için hazırlanan yatağa uzandı. Uzun bir süreden sonra ilk defa güvenli bir yerde olmanın verdiği rahatlıkla uyumak için gözlerini kapadı.
〰️〰️〰️〰️〰️〰️
Ayhan şehirde işi olduğunu söyleyip sabah erkenden çıkmıştı. Esma ise evin işlerine olabildiğince yardımcı olmaya çalışıyordu.
Çok geçmeden Ayhan eve döndü. Esma için bir kaç kıyafet almıştı. Uzun zaman sonra yeni kıyafetler giymenin sevinciyle yıkandıktan sonra hızla kıyafetlerini giydi. Çok rahat ve güzeldi. Gülümsedi daha dün ne yapacağını düşünüp endişelenirken bugün huzurla gülümseyebiliyordu. Sevinmesinin tek sebebi bu değildi Ayhan arkadaşının halı atölyesinde Esma için iş bulmuştu.
〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️
Bir hafta sonra
Esma halı atölyesinde çalışmaya başlayalı bir hafta olmuştu. Onun yaşında çalışanlar da vardı bu onun için gerçekten çok iyiydi kurduğu arkadaşlıklar sayesinde sıkılmıyordu. İş sahibi gerçekten çok iyidi onun geceleri atölyede kalmasına izin veriyordu. Bugün yeni gelen halı iplerini çalışanlardan biri olan Nazlıyla beraber almaya gideceklerdi.
” Esma hazır mısın çıkmamız lazım ”
” Gidelim Nazlı abla hazırım.”
Sora sora adresi bulmuşlardı kartonlardaki ipleri alıp atölyeye gitmek için yola koyuldular. Esmanın ayakkabısının bağı açılınca durmak zorunda kaldılar. Esma yere çömelip ayakkabı bağını düzeltmekle uğraşırken bir adam ona çarptı başını kaldırıp çarpan kişiye bakınca kaçtığı adamlardan birini gördü.
Esma gördüğü adamla ne yapacağını şaşırdı Nazlıya son defa baktıktan sonra tüm gücüyle koşmaya başladı. Nereye gidecekti. Ayhan beyin onu halı atölyesine bıraktığı gün ne zaman başın derde girerse gelebileceğini söylediğini hatırladı. Çiftlik evine gidemezdi zaten buraya çok uzaktı en iyisi Ayhan beyin iş yerine gitmekti. Gidebileceği bir yerin olması ona güç vermişti daha hızlı koşmaya başladı.
Dükkanı görebiliyordu. Koşmaya devam etti.
” Ayhan abi burda mı? ”
” Ayhan öğle molası olunca dışarı çıktı birazdan burda olur bir sorun mu var?”
Ayhan burda değilse şimdi ne yapacaktı yeniden dilenmek zorunda mı kalacaktı? Hayır bunu düşünmek bile istemiyordu. Camdan dışarı baktı gittikçe buraya yaklaşıyordu. Dükkanda yakalanması çok kolay olacaktı. Dışarı çıktı yakınlarda ki inşaatı gördü belki orada saklanabilirdi. İnşaate doğru koşmaya başladı.
İnşaatin olduğu yere varmıştı.Allah kahretsin adam onun peşinden geliyordu. Kalan gücüyle merdivenlere tırmandı 4.kata gelmişti yani son kata.
” Esma seni yeniden görmek çok güzel. Şimdi nereye kaçacaksın?”
Adam yaklaşınca Esma geriye gitmeye başladı. İkisi de boşluğa doğru gittiğini fark edemedi. Esma bir adım daha geriye gitmeye çalıştı boşluğu hissedince yüreği korkuyla doldu. Hızla yere yaklaşıyordu.
Adam Esmanın düştüğünü görünce inşaatten ayrıldı. Yoldan geçenler küçük kızın kanlar içindeki bedenini görünce etrafına toplanmaya başladılar. Ayhan iş yerine dönünce arkadaşı az önce küçük bir kızın onu aradığını söyleyince dışarı çıkıp etrafa bakındı ilerde toplanan insanları görünce o da oraya gitti. Esmanın yerdeki cansız bedenini görünce gelen gözyaşlarına engel olamadı.
Esma bir ömür boyu sokaklarda yaşamamak için bu yolculuğa çıkmıştı, umduğunu elde edememişti. Sokaklarda olmayacaktı ama küçük bir mezarda olacaktı hayatın zorluklarını omuzlayan küçük bedeni.
Mavi gökyüzü bugüne kadar çok ölüm görmüştü hep sessiz kalmayı tercih etmişti ama bugün daha fazla susamazdı. Gökyüzü grinin en koyu tonuna büründü şimdiye kadar biriktirdiği bütün yaşlarını düşünmeden bıraktı çünkü umut dolu bakan gözler için yapabileceği tek şey buydu…
SON
Tags: #kisahikaye #umut #direniş