Yıldızlar Altında
Bu topraklarda yaşayan her insanın gökyüzün de mutlaka bir yıldızı vardır. Yaz akşamlarının serinliği altında, damların üzerine, balkonlara serilen yatakların içine girip, sırt üstü uzanıldığında, başını yastığa koyup izlenilen gökyüzünün rüyadan önce yaşattığı huzur, kalbin ve ruhun taşınıp gezindiği alemdir. Bu alemi oluşturan her yıldız, o nu izleyen bir çift gözün hülyalarına ve yalnızlığına ortak olurdu.
Tüm bunların haricinde, bu alem arasında kaybolmuş, kendini bulmuş, savrulmuş, göğün katları arasın da dolanmış ve tutuşmuş nice gönül ehilleri vardır ki, yüzyıllardır bu toprakların mayasını inançlarıyla yoğurmuşlardır.
Birliğin, beraberliğin, sevginin, merhametin, hoşgörünün ve vatan sevgisinin ışığı altında, önce gönüllere sonra inanışa dönüşen halis duygular, Anadolu insanının sosyal yaşamı kadar kültürünü de var etmiştir.
Dünyanın hiçbir ülkesinde yaşayan topluluklara nasip olmayan birliktelik ve yardımseverlik duygusu, kaynağını inanışlarından, köklü kültüründen ve bayrağından mı almıştır?
Anadolu; bütün asırlarda olduğu gibi, asrımızda da Ana kucağıdır. Savaşların kaderinin değiştiği, büyük çarpışmaların yaşanıldığı bu topraklar, büyük göçlerinde güvenli sığınağıdır.
İrili ufaklı yıldızların gökyüzünden izlediği bu kadim topraklarda insanların yüzleri ve kaderleri, birbirine benzerdi. Tıpkı dinleri, mezhepleri, gelenekleri birbirine benzemese de, gülüşleri birbirine benzediği gibi.
Güneş yerini akşam kızıllığına ve hemen ardından geceye bıraktığı bu toprakların üzerindeki gök kubbeyi önemli kılan şey, dediğim gibi, her insanın orada bir yıldızının olmasıydı.
Vesile’nin yıldızı, en parlak olan yıldızdı.
Baktığını görebilmek için, bedenine ağır gelen gönlü ve ayaklarına mahkum olan başıyla bir süredir Anadolu’yu diyar diyar gezdiğini hayal ettiğim Mecnun, bir gece kafasını kaldırıp baktığı ve ardından gördüğünde içine Leylasının düştüğü yıldız o yıldızdı.
‘’Meğerki gökte yıldızım, söyle garip bencileyim’’ diyen bizim Yunus ,Çölde açan bir çiçek suretinden yaratılmış ve uğrunda meleklerin etrafında divane olup döndüğü yıldız da, o yıldızdı.
Ferhat’ın Şirinine ulaşmak için kazdığı yolları aydınlatan ve Yusuf Peygambere karanlık kuyularda yarenlik eden yıldız, o yıldızdı.
Şairlerin, etrafına toplandıkları ilham perilerini görmezden gelip, dalıp gittiği gökyüzünde ki yıldızlar arasında fark etmeye çalıştığı ve fark ettiğin de Lal olduğu, kendini kaybettiğini zannettiği, fakat kaybolan her şeyin aslın da onun etrafında döndüğüne şahit olduğu yıldız o yıldızdı.
Sazının gamlı sesiyle Türkülere konu olan, genç kızların çeyizlik havlularına, mintanlarına kilimlerine, şallarına, minderlerine, örtülerine, gelinliklerine işlenen yıldız, o yıldızdı.
Köy odalarının tavanlarına renk renk çizilen bu yıldız, anlatılan masallara ve hikayelere de konu olurdu.
Meryem in İsa ya gebe kaldıktan sonraki korkularını dindiren ve ona yarenlik eden yıldız, o yıldızdı.
O yıldız, Muhammed peygamberin miraca çıkarken selam verdiği ve Burağa yol gösterendi.
Yüzyıllardır bu kadim topraklarda var olmuş medeniyetimizin bayrağın da ölümsüzleşen yıldız, o yıldızdı…
Tags: #ayrılık aşk sevgi
Teşekkürler
yazara ve seslendirene kocamaaan tebrikler.
haminneye kucak dolusu sevgiler saygılar…