Screenshot_20230117-195917~2

Sekiz yıl önce girdiği cezaevinden çıkarken rahat bir nefes aldı.Gökyüzüne baktı en son gençliğinde görmüştü güneşi.Elini bavulunu alıp yürümeye başladı.En son 16 yaşındayken annesi ve babasını görmüştü.Sekiz yıl boyunca hiç uğramamışlardı.Yine de onlara gidecekti.Taksiye binip ailesinin yanına gitti.Zili çaldığında kapıyı hizmetçilerden biri açmıştı.

“Buyrun kime baktınız?”

“Simay Hanım’a bakmıştım”

“Kim geldiğini söyleyeyim”

“Yusuf Buğra Karan geldi derseniz sevinirim “

“Tamam bekleyin lütfen”diyerek uzaklaştı.Birkaç aradan sonra tekrardan geldi hizmetçi kadın.

“Salonda sizi bekliyor buyrun”

İçeriye girdiğinde çok şey değişmişti.Simay Hanım sırtı dönük bir şekilde karşılamıştı onu.

“Ben geldim”

“Niye geldin?”

“Sekiz yıl aradan sonra ilk duyduğum söz bu”

“Soruma cevap ver.Hâlâ aynısın seni zavallı çocuk”

Kahkaha patlattı Yusuf Buğra.

“Odam nerede?”

Salondan ayak sesleri duyulduğunda Simay Hanım ve Yusuf Buğra sese yönelmişti.

“Senin odan yok.Senin bu evde bir çöpün bile olamaz.”

“Demek burdasın Tayfur Karan”

Tayfur Karan Yusuf Buğra’ya yaklaşıp tokat attı.

“Sen hangi yüzle buraya gelirsin.Soyadımızı karaladın.Ailemizi kirlettin.Bir de ‘odam nerede’ diye soruyorsun.Evlatlıktan reddettim seni”

“Beklenmedik son değil Tayfur Karan”

“Soyadını değiştir Yusuf Buğra Karan.Taşımanı istemiyorum”

“Emredersiniz babacığım”

“Terbiyesiz uzaklaş çabuk burdan”

Yusuf Buğra Karan yavaş adımlarla evden çıktı.Tanıdığı arkadaşını aradı.O da kabul etmişti onda kalmasını.Şu an evde olmadığını söyledi.Anahtarının kapının yanındaki bitkinin saksının altına koyduğunu söyledi.Yusuf Buğra anahtarı alıp eve girdi.Arkadaşının biri ona telefonda vermişti.Yusuf Buğra’dan korktukları için söylediğini hemen yapmıştı.

Yusuf Buğra’nın cezaevinden çıkalı iki gün olmuştu.Herkes onu arıyordu bu süreçte.Yusuf Buğra telefonuna gelen e-postanın üstüne tıkladığında okuduğu şey karşısında şok olmuştu.

“Ölmek üzeresin üzülüyorum senin için ama sana bir iyilik yapayım bu şifreyi çöz ve kurtul.Şifre:25Y26R24N23A05A”

Çokta dikkate almadı bu e-postayı.Saate baktı.Gecenin biriydi.Arkadaşı geldi.Biraz onunla konuştu.Sonra da dışarı çıktı.Yusuf Buğra Karan Gece’nin Çocuğu olarak da bilinirdi.Cezaevine düşmüştü ama hâlâ akıllanmamıştı.Uyuşturucu sattı birkaç kişiye.İşini bitirince yürümeye başladı.Bir ses duydu.Bir kadın sesiydi.İkinci çığlıkla koşmaya Bir kadın bir adam tarafından şiddete maruz kalıyordu.

“Pişt! Koçum.Kadına vurarak kendini ne zannediyorsun?Sıkıysa gel bana yap .”

Dediğinde adam ona baktı.

“Sen kimsin de bana karışıyorsun?”

Diyerek yumruk attı Gece’nin Çocuğu’na.Biraz boğuştular.İkisi de birbirini hırpalamıştı.Gecenin Çocuğu adama tekme atıp yere serdiğinde adama yumruk atmaya başladı.Adam bayılacak gibi olduğunda onu bıraktı.

“Şimdi seni öldürmeden git burdan”

Adam ayağa kalkıp gitti.Genç kadın Gece’nin Çocuğunun yanına geldi.

“Her şey için sağ olun”

“Rica ederim kocanız mıydı?”

“Hayır eski nişanlım “

“Anladım öyleyse iyi geceler”

“Sizden bir şey rica edebilir miyim?”

“Buyrun”

“Telefonuzu kullanabilir miyim?”

Gece’nin Çocuğu eline cebine atarak telefonu çıkartarak genç kadına uzatır.Genç kadın ağabeyini arar.Biraz konuştuktan sonra Gece’nin Çocuğuna telefonu verir.Gecenin Çocuğu biraz dolaştıktan sonra eve gittiğinde ev arkadaşı olan Eren’in yüzü bembeyazdı.

“Noldu?Bu surat ne? Bembeyaz kesilmişsin.”

“Bir mesaj geldi garip bir mesajdı.”

“Ne yazıyor mesajda?”

Yardım ettin.Deniz’i de öldürdünüz.Onu öldürdünüz gibi siz de öleceksiniz.İyi yaşa son günlerini.Ölümünü bekle.Senden sonra arkadaşın da ölecek.Ama size bir iyilik yapayım şifreyi çöz ve kurtul”

“Bana da e-posta atmış büyük ihtimalle aynı kişi.”

“Ne şifresi?”

“Boşver ya”

“Deniz’i öldürdüğümüzü biliyor ama “

“Bir şey yapamaz Eren.Kendine gel.Bir film izleyelim.Sende çok fazla düşünme bunları”

Filmi takıp sesini açmak için kumandayı aldığı sırada Eren çığlık attı.

“Yusuf Buğra “

“Eren yeter kendine gel.”

“Ekrana bak.”

Yusuf Buğra ekrana baktığında öldürdükleri Deniz’in fotoğrafını gördüler.Derin bir nefes alıp bıraktı Yusuf Buğra.

“Eren bu kişi bizimle çok büyük oyun oynuyor sadece.Biraz rahat ol ya.”

“Ya sadece Deniz’i bilmiyorsa Yusuf Buğra”

“Diğerlerini bilse uğraşmaz”

“Ya güçlü biriyse”

“Nasrettin Hoca’yı geçtin.”

İkisi de kahkaha attı.Yusuf Buğra’nın en yakın dostuydu Eren.Onu bu kadar en yakın yapma sebebi neydi? Bilmiyordu bu sorunun cevabını Yusuf Buğra.İkisi aslında zıt karakterli insanlardı.Eren ne kadar sıcakkanlı ve sakin ise Yusuf Buğra o kadar soğukkanlı ve öfkeli biriydi.Eren’in korkak tarafını Yusuf Buğra kapatırdı.Lakin ikisi de mizahı ve eğlencesi bol birileriydi.Ama bu sadece kendi aralarındaydı.

“Keyfim kaçtı”dedi Eren.Onaylarcasına baktı Yusuf Buğra.

“Cezaevi nasıl geçti?”diye sordu Eren.Bu soru koyu bir sohbetin açılışıydı.On altı yaşında iken girmişti cezaevine.Baharını sekiz yıl boyunca burada çürüttü.Girme sebebi uyuşturucu satmaktı.Ailesi ona yardım etseydi eğer para cezası verip kurtulacaktı.

Eren ile birlikte bir  kaç saat sohbet ettikten sonra yatağa geçip uyudular.Yarın onları bekleyen şeyden habersiz.

Tags:
Paylaş
0 Yorum

Bir Cevap Bırakın

© 2023 Yazokur. Sizin için sevgiyle hazırlandı. MacroTurk

İletişim

Sizlere daha iyi hizmet edebilmek için bize mail gönderebilirsiniz.

Gönderiliyor
error: İçerik Korumalı

Kullanıcı Bilgileriniz İle Oturum Açın

veya    

Bilgilerinizi Unuttunuzmu?

Create Account