Kimseyi küçümseyecek kadar büyük değilsin.
Çünkü gün gelir,
Küçümsediğin her şey için önemsediğin bir bedel ödersin.
TOLSTOY
1. Bölüm
Hayal ismi gibi yaşadıklarının da hayal olmasını diliyordu. Ama olmayacak kadar da gerçekti.
Sevdiği adamdan onu artık sevmediğini duymuştu. Belki de hiçbir zaman sevmediği düşünüyordu.
Ne yapacaktı şimdi ülkesine, bir telefon haricinde haber vermeden kaçtığı ailesinin yanına gerimi dönecekti. Yoksa onlardan uzakta, onlara yaşattığı acıların bedelini mi ödeyecekti.
O kim miydi? Hayal Yalçın 22 yaşındaydı ailesinin tek kızıydı. Bir abisi ve bir de erkek kardeşi vardı.
Annesi ve babası yufka yürekli olsalar da onlara okumak için yurt dışına gidiyorum demişti. Bunca zaman bir adam ile yaşamıştı. Bu yaşadıklarını duydukları zaman Hayal onların kendisini eskisi gibi kabul etmeyeceğini çok iyi biliyordu.
Bir yıl önce başvuru işlemlerini tamamladıktan sonra, telefonda okulunu yurt dışında okumak istediğini söyleyerek sevdiği adamla yani Tarık Şahin ile adeta kaçarak Amerika’ya gitmişti.
Tarık, 25 yaşındaydı dalgalı sarı saçları, mavi gözü, uzun boyu ile üniversite de ve özel hayatında birçok kızın peşinde koştuğu biriydi. Hayal onun kendisiyle ilgilendiğini hissetmiş bir süre sonra ona âşık olmuştu. Sonrası ise yaşanmaması gereken birçok yanlış yapmıştı.
Ailesiyle çok az konuşur olmuştu. Bu bir yıl içerisinde okuluna da devam etmeyi ihmal etmemişti. Hayal’in üniversite hayatı geçen ay bitmişti artık Peyzaj Mimarıydı.
Aklı bir karış havada olan yaptığı seçimlerin birçok hayatı etkileyeceğini düşünmeden hareket eden bencil biriydi. En azından kendisi böyle biri olduğunu düşünüyordu.
Hissettiği mide bulantıları yüzünden hastaneye gitmiş ve hamile olduğunu öğrenmişti. Belki kendi durumunda başka bir olsa sevinmez aldırmak isterdi. Ama o bebekleri çok seviyordu ve anne olmaya hep hayal eden biriydi.
Sevinç içinde eve geldiğinde Tarık’ta evdeydi. Onun evde olduğuna mutlu olmuştu. Bu mutlu haberi onunla da paylaştı. Ama duyduğu sözler hiç tahmin edemeyeceği sözlerdi.
Tarık ” kendin fazlalık olmuyormuş gibi bir de başıma bebek mi çıkardın. Senin yüzüne bile zor dayanıyorum. O çocuğu da senide istemiyorum hayatımda. Seni hiç sevmedim sadece gönül eğlendirdim anladın mı beni aldırır mısın? Doğurur musun? Ne yaparsan yap döndüğümde seni bu evde görmek istemiyorum ” demişti.
Tarık sözlerini sıralamış çekip gitmişti. Hayal bu sözlerin ağırlığından sonra burada kalamazdı.
Sevdiği adamın sözlerinden sonra yıkılmıştı. Nasıl olur da böyle konuşabilir diye düşünmekten kendisini alamıyordu. Bir yıldır yan yana yaşamışlardı. Her şey bir oyun muydu. Hayır, bu söyledikleri doğru olamazdı. Tüm o yaşananlar oyun olamazdı. Ona dokunuşu söylediği sevgi sözleri, bunların hepsi yalan olamazdı.
Bugüne kadar beraber kullandıkları odaya girip bavulunu çıkardı. Kendine ait bütün eşyaları topladı.
Birde bebeğini aldırmasını söylemişti. Öyle bir şeyi asla yapmayacaktı.
Kendisine henüz itiraf edemese de sevdiği adamın bencil ve çıkarcı biri olduğunu, beraber yaşadıkları bir yıl içerisinde çok iyi anlamıştı. İlerde çıkarı için çocuğunu kullanmasını istemiyordu. Bunun için bir yol bulmalıydı.
Bebeğini doğuracaktı yaşı belki anne olmak için küçüktü. Ama bugün bu yaşadıklarından sonra fazlasıyla olgunlaşmıştı. Bebeğine nasıl kıyardı kendi suçlarının cezasını ona kesemezdi.
Kendisine ait tüm eşyalarını büyük bir bavula yerleştirip ayrılmıştı, hayallerinin yıkıldığı o evden. Sevmiyorum diyen bir adamın peşinden koşacak kadar düşmemişti daha.
Nereye gittiğini bilmeden yollarda bavuluyla uzun zaman dolaştı. Etrafına baktığında gördüğü küçük şirin pansiyona doğru yürüdü. Pansiyona ulaşınca girişini yaptırıp odasına yöneldi.
Şirin bir pansiyondu bir süre burada kalacaktı. Eşyalarını odadaki küçük sayılabilecek tek kişilik kıyafet dolabına yerleştirdi. Odada çok bir eşya yoktu tek kişilik yatak ve dolap yatağın yanında bir çekmeceli komodin üstünde gece lambası vardı. Oda da bulunan bir kapı daha vardı orası da banyo ve lavabo olmalıydı.
Dolaptan kişisel eşyalarını çıkarıp yatağın üstüne bıraktı. Banyoya adımladı bugün fazlasıyla üzüldüğü ve ağladığı için kasları da kendi de çok gergindi. Yüzünde kurumuş tuzlu gözyaşları artık fazlasıyla rahatsız edici olmuş sıcak bir duş iyi gelecekti. Banyoya girip etrafa bir göz atmıştı. Banyonun da içerisi kadar temiz olduğuna kanaat getirdi. Pansiyon sahibinin odalarla özel ilgilendiği belli oluyordu.
Tekrar odaya dönüp kıyafetlerini aldıktan sonra banyoya girdi. Kısa ama rahatlatıcı bir duştan sonra yatağına uzanmıştı. İşte dayanma süresi buraya kadardı. Gözlerinden damla damla yaş akarken ne yapması gerektiğini düşünüyordu.
Tekrar gidip onunla konuşmalı mıydı, hayır bunu yapamazdı o kadar gurursuz değildi. Ama bebeği için bunu yapmalı, onunla son kez konuşmalıydı. Ağlaması iç çekişlere dönmüş daha sonra da, kâbusların gebe olduğu bir uykuya dalmıştı. Sabaha kadar kâbuslarla savaştı, sabahın erken saatlerinde uyanmıştı.
Daha fazla uyumak istememişti. Akşam yemek yemediği için acıkmış midesi boş olduğu için karnı ağrımıştı. Bir anda büyük suçluluk hissetti nasıl bir anneydi bebeğini aç bırakacak kadar mı kendi hayatının sorunlarına dalmıştı. Gözleri dolmuş bir şekilde yataktan kalktı. Sık sık duygu değişimleri yaşamaktan Hayal mutlu mu olsa, üzülse mi bilemedi. Bebeğinin katkısı olduğu için mutlu olması gerektiğine karar verdi. Yataktan kalktıktan sonra üzerini giymiş yüzünü yıkamış dışarı çıkmaya hazır halde kapıya yönelmişti.
Odadan çıkarak resepsiyona yöneldi. Kahvaltı servisinin kaçta başlayacağını sorduğunda sabahın erken saatlerine rağmen, işe giden konuklar için kahvaltı servisinin açılmış olduğunu öğrendi.
Tıka basa karnını doyurmuş içi rahatlamıştı. Yemek yediği süre boyunca bir eli karnından nadir ayrılmıştı. Sanki bir gün de olgunlaşmıştı. Hayal artık adımlarını sağlam ve planlı atmaya karar vermişti. İlerde o adamın peşine düşüp bebeğini almasından korkmuyor da değildi. Evet, Hayal için artık Tarık o adamdı. Bir gecede ona olan sevgisi de aşkı da bitmişti.
Ama birazdan pansiyondan ayırıp onunla son kez konuşacaktı. Eğer yine aynı şeyleri söylerse yıkılsa da aklında olan planı uygulayacaktı. Yemekten sonra odasına çıkıp üzerini değiştirdi. Eşyaların arasında bulunan içinde sadece birkaç tane boş kâğıt olan dosyayı eline aldı. Kol çantasına dosyayı özenle yerleştirdi. Bu işte tamam olmuştu. Sıra düne kadar sevdiği güvendiği, bugün ise nefret dahi beslemediği adamın yanına gitmek kalmıştı. Otelden çıkmadan önce resepsiyon görevlisine anahtarını teslim etti. Çıkmadan önce bir gün daha kalacağını söylemeyi de ihmal etmedi.
Bir taksiye binip dün gece ağlayarak ayrıldığı o eve geri döndü. Ama bu sefer aşktan gözü kör olmuş hiç bir şeyin farkında olmayan Hayal değildi.
Taksi evin önünde durduğun da parayı ödeyip indi. Evin kapısına ulaştığında zile basacakken çantasında anahtarı olduğu aklına gelince kapıyı kendisi açıp girdi.
Ev sessiz gibi gözükse de salona girdiğinde dağılmış kıyafetleri gördü. Erkek ve kadın kıyafetleri, içinde bir parçanın daha kırılmasına sebep olmuştu. Bu dağınıklığın nedenini az çok biliyor olsa da konduramıyordu düne kadar sevdiği adama.
Beraber kaldıkları odaya yöneldi. Kapı aralıktı içeriye bir kez bakması yetmişti. Artık onun için Tarık diye biri kalmamıştı.
Bir yıl önce onun sözlerine kanıp buralara gelmişti. Hem de ailesini arkasında bırakıp. Biraz önceki sahnenin etkileri bedenini sarsıyor ağlama isteği uyandırıyordu. Ama ağlamayacaktı bu adam için döktüğü tek gözyaşı kâğıdı imzaladığında olacaktı.
Tekrar salona döndü dağılmış odada tek oturmayı düşündüğü yer yemek masasının sandalyesiydi. Bir saat boyunca orada sessizce bekledi. Ne yapması gerektiğini hangi adımları atması gerektiğini düşündü.
İçeriden gelen tıkırtılardan sonra salon kapısının önünden mutfak bölümüne geçen Tarık’ı gördü. Kendini belli etmek için bir harekette bulunacakken gözüne çarpan karaltıya çoktan dönmüştü Tarık.
Yüzünde önce şaşkın bir ifade varken daha sonrasında sinirli ve kızgın bir ifadeye dönüştü. Tam bağırıp neden burada olduğu için hesap soracakken Hayal, bir kırıklık daha istemediği için önce davranıp kısık sesle konuşmuştu.
” otur Tarık karşıma buraya ne yalvarmak için ne de hesap sormak için geldim. Sadece bir soru soracağım cevabımı alıp gideceğim ” demişti.
Tarık ondan böyle bir konuşma beklemediği için şaşırmış olsa da bir yandan da mutlu oldu. Sonunda kurtulacaktı ondan başına birde çocuk çıkarmıştı. İyice kendinden soğutmuştu. Zaten onunla ilişkisi çoktan bitmiş olmalıydı. Sevmiyordu sadece bir zamanlar gönül eğlendirmişti ve artık işi bitmişti.
Madem kendi isteğiyle hayatından çekip gidecekti. O zaman pekâlâ sessizce dinleyebilirdi. Masanın yanına gidip Hayal’in karşısındaki sandalyeye oturdu ve konuşmasını bekledi.
Hayal onun oturmasıyla konuşmaya nereden başlayacağını düşünüyordu. Önce asıl konuyu sormalıydı, sonra gerekeni yapacaktı. Sonunda karar vermiş derin bir nefes alarak konuşmaya başladı.
” sana tek bir soru soracağım ve tek bir cevap istiyorum. Bu bebeği gerçekten istemiyor musun? ” diyerek Tarık’tan cevap bekledi.
Karşısındaki adamın tereddüt edeceğini düşünmüştü. Ama Tarık yine onu şaşırtmış bir saniye bile duraklamadan kendisine yönelttiği soruyu cevapladı.
Tarık ” istemiyorum senin ile alakalı hiçbir şey beni ilgilendirmiyor, anladın mı? Şimdi çık git evimden bir yıl boyunca sana yeterince dayandım. Artık yüzünü dahi görmek istemiyorum ” demişti.
Hayal ise karşısındaki adamın bu yüzünü bunca zaman nasıl fark edemediğini düşünüyordu. Kendini geçmişti de, ama canından kanından bir parçayı nasıl istemezdi. Kesinlikle bunca zaman kör olmuş onun gerçek yüzünü görmemişti.
Hayal onun bu sözleri üzerine çantasındaki dosyayı çıkardı. Yavaş hareketlerle dosyadan bir tane boş bir aldı. Kalem ile beraber kâğıdı Tarık’ın önüne uzattı ” söylediklerimi yaz ve imzala, imzaladığın an ne senin bir daha karşına çıkacağım. Ne de onun üzerine bir hakkın kalacak sende bunu istemiyor musun zaten ” diyerek karşısındaki merhametten yoksun adamın karşısında dik durmaya çalıştı.
Tarık duyduklarıyla mutlu olmuştu kâğıdı ve kalemi alıp Hayal’in söylediklerini harfiyen yazıp imzalamıştı. Hem ne malumdu çocuğun ondan olduğu kendisi onu kandırıp birçok gece dışarıda geçirmişti. O da yapmış olabilirdi. Hem kendi çocuğu olsa dahi bu kadından bir çocuk istemiyordu. Daha gençti önünde uzun zamanlar vardı.
Hayal onun imzaladığını görünce burukta olsa sevindi. Artık bebeğini ondan alma ihtimali kalmamıştı. Kâğıdı ve kalemi uzanıp elinden aldı.
Dosyaya özenle yerleştirdikten sonra oturduğu yerden kalktı.
” artık karşına dahi çıkmayacağım yakında buradan gitmiş olurum. Eğer bir gün olur da karşılaşırsak yüzüne dahi bakmayacağımı bilmelisin. Bu seninle son konuşmam hayatında umarım beni kırdığın kadar kırılırsın, bu da sana bir anne olarak ilk ve tek bedduam olsun ” dedikten sonra eve girerken kullandığı anahtarı masaya atmış geldiği gibi sessizce ayrılmıştı.
Tarık ise onun sözlerini kulak asmamış sadece bir daha karşılaşmayacağı için mutlu olmuştu. Nereye gideceği bebeği aldırıp aldırmayacağı da umurunda bile değildi.
Tags: #bebek #genel kurgu #ihanet #kırgınlık #tesadüfaşk #yalan aile baba evlilik kardeş mutluluk sevgi
Emegine saglik guzel bir bolum olmus ama çok cabuk bitti??
Emeğine sağlık harika bir bolum olmus
Emeğine sağlık cnm harika bir başlangıç Allahtan diğer bolüm yayinda hemen onuda okuyacam
Devamını merakla bekliyorum
Güzel bir hikayeye benziyor emeğinize sağlık.