1. Bölüm
Mevsim kendini yaz mevsiminin sonlarına sürüklemişti. Yavaş yavaş sıcak havanın şehri terk etmesiyle sevdiğim mevsimin geçişini izliyordum camdan. Gökyüzünden yeryüzüne ulaşan yağmur taneleri kokusunu buram buram odama doldurmuştu. Sabahları biraz daha serindi artık. Bu da beni oldukça mutlu ediyordu.
Yağmur taneleri rahmetti, yeryüzüne inen her rahmet tanesi, yaşadığımız olanca kasveti söküp alıyordu. Yeryüzü sanki bir damlaya sahiplik yaparken, ellerimi uzatıp zikrederek karşılıyordum damlaları.
Camı kapatıp üzerimi giyinmek için dolaptan günlük kıyafetlerimi çıkarıp giyindim. Köşeye koyduğum katlanmış seccademi alıp dolabın en alt bölmesine koyup odadan çıktım.
Mutfaktan gelen sesleri duyduğumda evde bir tek annem ve ben uyanmıştım anlaşılan. Gülümseyerek mutfağa yöneldim ve annem fark etmeden hızla köşedeki börekten bir parça alıp ağzıma attım. İkincisi alacakken elimde hissettiğim yanma ile elimdeki börek tekrar yerine düştü. Anneme kaçamak bir bakış atıp, “O böreğin hakkı kaldı,” deyip sırıttım. Annem çatalı elinde sallayıp, “Masa kuruldu mu sen önce onu söyle bakayım?” dediğinde minik adımlarla annemden uzaklaşıp, “Belki kendi kendine kurulma kabiliyeti vardır bir bakıp geleyim,” deyip köşedeki örtüyü alıp kaçar adım mutfaktan çıktım. Annem arkamdan gülerek, “Masanın kabiliyeti varsa senin de tembelliğin var,” dedi. Anneme bakıp uzaktan öpücük attım. Asla ama asla annemin dediklerine söz bulamıyordum.
Masayı hızla kurmaya başladığımda annemin elimi çabuk tutmam gerektiğine dair söylemleri mutfakla salon arasında mekik dokumama neden oluyordu.
Masayı büyük özenle kurduğumda önde babam arkada hâlâ uyanamamış Yusuf’la kesişti bakışlarım. Gülümseyerek babamı öpüp, Yusuf’un saçlarına ellerimi geçirdim. Saçlarına dokunmamdan hoşlanmadığı gibi, bu hareketleri yapmam onu hayli sinir etti.
“Saçlarımdaki ellerini seviyorsan, uzak tutarsın sevgili ablacığım.” Gerçeklikten uzakta olan tehditlerine karşı tekrar ellerimi saçlarının arasından geçirdim. Yusuf elimi tutup ağzına götürerek ısırdı. Gerçekçi olmayan bağırmam ile sırıtıp, “Beni ciddiye almıyorsun,” deyip karşıdaki sandalyenin yanına hızla geçip oturdu. Elimdeki kâğıt havluyu yüzüne fırlatıp, “Dişleri kopasıca,” dedim. İstisnasız her sabah bu kavgalarımız olurdu. Babam Yusuf’un ensesine vurarak yanındaki yerine oturdu. Daha uyanamamış zavallı kardeşim olduğu yerde yalpalanıp hızla kendine geldi. Kıkırdayarak yerime oturdum. Annem elindeki börek tabağı ile gelince iştahla böreğe bakıp ellerimi birleştirdim. Ne Yusuf’u görüyordu gözüm ne de Yusuf’un imalı bakışlarını.
…
Küçük çantama koyduğum eşyalarla çantamı kenara bırakıp üzerimi giyindim. Hafızlık belgemi almak için kursa gidecektim. İcazete katılamamıştım bazı nedenlerden ötürü. Hem kursu ziyaret etmiş olacaktım hem de belgemi alacaktım.
Feracemi giyinip odadan çıktım. Anneme çıktığımı bildirmek için söylenip ayakkabılıktan ayakkabılarımı alıp giyindim. Annem elini havluyla sile sile yanıma gelip, “Gelirken ipçiye uğra, Hande sana verilmesi gerekenleri hazırladı,” deyince başımı olumlu şekilde sallayıp, “Görüşürüz,” dedikten sonra evden çıktım. Sabahın üşüten soğuğu kendini güneşe vermişti. Durakta son anda yakaladığım dolmuşa binerek köşedeki yerimi aldım. Uzun zamandır dışarı çıkmamıştım. Kurs için olmasa belki hiç çıkmazdım. Ben evde kalmayı daha çok seviyordum bu da ailemin işine geliyordu.
Kursun biraz gerisinde duran dolmuştan inerek yürümeye başladım. Kendimi birkaç ay öncesinde hissettim. Hafız olarak çıktığım kursa ziyaret için gidiyor oluşum tuhaf hissettirdi.
Kursun kapı ziline bastığımda kapıyı Esra açtı. Geçen yıl gelmişti bu kursa, geçte olsa onunla tanışmış, sevmiştim. Munis bir gülümseme ile, “Hoş geldin Zeynep abla,” diyerek içeriye girmem için kenara çekildi. Ayakkabılarımı çıkarıp, “Hoş bulduk güzelim. Ayşe hoca kursta mı?” dedim. Ayşe hoca kursun müdürüydü. Severdim kendisini. Çoğu zaman zorlanıp hafızlığı bırakmak istediğimde bana yardımı çok olmuştu. Benimle konuşması, zorluklarla mücadelemde yardımcı oluşu ona karşı sevgi bağımı kuvvetlendirmişti.
“Odasında abla, o da seni bekliyordu.”
“Tamam,” diyerek yanından ayrıldım. Uzun koridoru aşarak koridorun sonunda duran odanın önünde kendimi buldum. Kapıyı birkaç kez tıklattığımda kadifemsi sesini duyup içeriye girdim. Ayşe hoca yine yüzünden gülümsemeyi hiç eksiltmemişti. Ona baktığımda bir abla şefkati görüyordum. Karakaşlı kara gözlü bir kadındı.
“Hoş geldin Zeynepçiğim.”
“Hoş buldum hocam.” Eliyle işaret edip, “Otursana,” dedi. Gülümseyerek karşısındaki kadifeyle kaplı sandalyeye oturdum. Ayşe hoca önündeki evrakları doldururken, “Nasılsın bakalım?” demesi beni sessizliğimden uzaklaştırdı.
“İyiyim hamdolsun, siz nasılsınız?” Evrakla uğraşmayı bırakıp bana baktı. Yüzündeki güleç ifade hiç silinmiyordu. “Seni görünce daha iyi oldum.” Gülümsedim, bir şey diyemedim. Ayşe hocanın bakışları altında utanıyordum.
“Belgen seni bekliyordu sevgili Hafize.” Çekmecesinden belgeyi alıp bana uzattığında titreyen elimle belgeyi aldım. Yıllarca bu belge için terler dökmüştüm, şimdi elimdeki kâğıt parçası beni başka dünyalara çekmişti. Allah’a şükrettim. Hem hafızlık yapıp hem okumuştum. Önlisans okuduğum okulu dikey geçiş sınavı ile dört yıllığa tamamlama aşamasındaydım, şimdi hayallerimin başlangıcı olan yerin tam ucundaydım.
Ayşe hoca ile epey sohbet ettikten sonra vedalaşarak kurstan çıktım. Ayaklarım yere basmıyordu heyecandan.
Annemin ip siparişinden sonra yürümeyi tercih ederek evin yolunu tuttum. Arada biraz mesafe olsa da dolmuşa binmek istememiştim.
Epey yürüdükten sonra döndüğüm caddeyle beraber bir ses kulağıma ilişti. Ara cadde izbe bir yerdi, bu yüzden tedirgin oldum. Buradan uzaklaşmak istedim lakin ses daha dikkat çekici oldu. Sese doğru yöneldim. Geri gitmek istesem de adımlarım benden bağımsızdı. Cesaretim korkuma galip gelirken kalbim korkudan hızla atmaya devam ediyordu.
Köşedeki duvardan başımı uzattığımda gördüklerimle bağırmamak için elimle ağzımı kapattım. Kafamda giriftleşen düşünceler benden bağımsız düşünüyordu.
Yere çöktürülmüş adama işkence yapan kişiye baktım. Simsiyah bir kıyafet, cani bir adama ancak gidebilirdi. Elindeki silah adamın kafasına doğrultulmuştu. Kaçmak istedim lakin hareketlerim kısıtlanmışçasına olduğu yerde bekledim. Bekleyişimin ardından duyduğum ses bir silah sesiydi. İzbe yerde yankılanan ses bir canın yok oluşuna şahitti. Geri geri adımladım, kaçmak istediğimde, “Yiğit Bey biri bizi gördü,” diye bağırması bütün görünmezliğime set çekti. Koşuyordum, ayaklarım acıdı ama ben ne kadar hızlı olabiliyorsam o kadar oldum. Arkama bakmak istedim, yapamadım. Peşimdeydiler, bağırışları gözlerimden bir bir yaş akıttı. Rüzgâr tenimi okşarken bir yerden sonra yakmaya başladı. Korku buydu demek ki, ben hiç bu kadar hızlı koşamazdım ki. Kalbim hoyratça çarpıyor, laf dinlemez bir korkuyu yanı başında getiriyordu.
Daha fazla koşamadan bir bedene çarpıp yere düşmem bir oldu. Bakamadım başımda dikelen adama, onlardan biri olduğuna emindim. İki büklüm oldum. Başucumda sessizce bekleyen adama sonunda bakabildim. Lacivert gözleri öfkeli bir bakışlar üzerimde geziniyordu. Oydu, bir canı katleden cani… Sürüne sürüne geri gittim. Ayağa kalkıp koşacakken kolumdan tutup kendine çekmesi planlarımı bozdu. Ona yaklaştıkça kokusundaki katillik sızdı burnuma. Çırpındım, boş bir çırpınıştı bu. Kaçmak istedim, izin vermedi. Sadece çırpınışlarım elindeki tek hamleydi.
“Bırak beni,” diye bağırdım. Çatılan kaşları olabildiğince daha fazla çatıldı. Uzun boyu beni ezecekmişçesine dev etkisi yaşattı. Bu durumda zaten eziliyordum. O bana dokundukça, gözleri bana değdikçe ezilmem bu durum karşısında hafif kalıyordu.
“Sen de polise git, değil mi?” Sesindeki tını ben katilim edasındaydı. Ona hastı ve ben ondan tiksindim.
“Yaptıklarınızın karşılığı olmayacak mı zannediyorsunuz?” Kolumu daha fazla sıktı. Korkuyordum, hiç bu kadar korkmamış, hiç bu kadar titrememiştim. Yutkundum, bir fısıltı düştü dilime:
“Gören sensin Rabbim, kurtaracak olanda sensin. Medet Allah’ım!”
Tags: #geçmiş #sevda aile aşk hüzün intikam islam islamiaşk islamikurgu
??
Ya Ama biraz sevgi göstersin o da
Ailesi iyi durumda mı merakla yeni bölümü bekliyorum
Çok güzel
Yeni bölüm biran önce gelsin
Bölüm ??
Ay merak ettim