Yıl 2500 dünya, insanlık on dünya savaşından sonra nihayet barışı sağlayabilmişti. Ama bu insanlığa çok pahalıya mal olmuştu.
İnsanlar arasındaki savaşlar yüzünden bitki örtüsünün yüzde 50’si, hayvanların da yüz de 70’i yok olmuştu. Geride kalanlar ise zor şartlar altında yaşamak zorunda kalmışlardı. Buna küresel ısınma da eklenince dünya artık yaşanmaz bir yer haline gelmişti.
Yeryüzü yaşanmaz hale gelince insanlar çare aramış bir kısmı uzay araçlarıyla başka gezegenlere göç etmiş, geri kalanlar ise şemsiyeye benzer yüksek platform kurmuşlardı. Bu platformun üzerine de yüksek binalar yaparak oralar da yaşamaya başlamışlardı.
Bu platformların alt katlarında yani yeryüzünde de yaşayan insanlar vardı ama bunlar da tamamen hayvanlaymış gibiydiler. Onlar gibi yiyip içiyor ve hayatlarını o şekilde idame ediyorlardı. Bu hayvanlaymış insanlar çoğunlukla suç işlemiş kişilerden oluşuyordu.
Platformlar da yaşayıp suç işleyenleri sorguladıktan sonra ceza olarak yeryüzüne atıyorlardı. Bu suçlular yeryüzünün zehirli havası yüzünden zamanla hayvanlaşıyorlardı. Yeryüzüne inip tekrar yukarı çıkacak olan kişi de mutlaka koruyucu maske takmak zorundaydı. Aksi takdirde zehirleyici hava yüzünden kendilerinin da hayvanlaşması muhtemeldi.
Savaşların sonunda dünya tek bir devlet haline gelmiş, İstanbul başkent olmuştu. Türkçede ortak dil haline gelmişti. Bu arada ışınlanma konusunda ileri bir seviyeye gelinmişti. Işınlanma sayesinde uzak mesafelere göz açıp kapayıncaya kadar gidip gelinebiliyordu. O yüzden dünyada işsizlik sorunu da çözülmüştü. Birçok şehir birleştirilmiş, tek bir şehir haline getirilmişti. Bu şehirler de eyalet sistemi ile yönetiliyordu.
Fuat, ışınlanma teknisyeni olarak oradan oraya koşuşturup duruyordu. Ondan başka ışınlanma teknisyeni vardı, ama onun kadar başarılı değillerdi. O yüzden ağır işlere onu gönderiyorlardı.
Tags: aksiyon bilim kurgu