4. Bölüm
Yurda tam saatinde yetiştirmişti beni Kaan. Yatakhaneye girip önce kıyafetlerimi alıp üstümü değiştirdim. Sonra yatsı namazını kılıp Rahmana dua ettim. Hakkımızda hayırlısını versin diye. Normalde yatağıma geçmem gerekirdi ama ben Hacer annemin yanına gittim. Kapıyı çaldım açan olmadı. İki üç kere daha çaldım açan olmayınca telaşlandım. Kaybetme korkusuydu bu aslında. Kapıyı açmaya çalışıyorum açılmıyor. İçime inceden inceden korku düştü Dünya üstünde sahip olduğum tek insanı da kayıp edemezdim. Bildiğim bütün duaları okumaya başladım. Bir yandan da kapıyı zorluyorum belki içerde düşüp kaldı diye. Omzumdan tutulup ters çeviriliyorum görüş alanım bulanık olunca işte o zaman fark ediyorum ağladığımı. Karşımda Hacer annemi görmem ile sarılıp sarsılarak ağlamam bir oldu. Sinirlerim boşaldı bir anda bilincim gitti her yer karardı. Uzaktan sesler duyuyorum ama açamıyorum gözlerimi. Derin uykudan uyanır gibi ağır ağır açtım gözlerimi kolumdaki sızı ile koluma baktım acile getirmişler anladığım kadarıyla. Kolumdaki bakışlarımı kaldırmam ile onun ela rengi gözleriyle buluştu gözlerim. Kim çağırmıştı ki Kaan’ı bilincim çok bulanık buraya yurdun görevlileri getirdiğine eminim. Ya Hacer annem o neredeydi. Dilim damağım kuruduğu için su diye kendimin bile duymakta zorlandığı sesim ile seslendim Kaan’a. Kapının önünde ayakta duruyordu zaten. Öylece bana bakıyordu. Su istemem ile anında yanıma geldi. Pet şişedeki suyu plastik bardağa katıp içmeme yardım etti. Tam bardağı ağzımdan çekti dışarıdan bir çığlık sesi geldi. Çığlığın ardı arkası kesilmiyor aksine daha yakından ve daha şiddetli geliyordu. “Kaan dedim” sadece ne demek istediğimi hemen anlayıp kapıya doğru ilerledi. Ne olmuştu da bu kadın çığlık atıyordu. Hacer annem girdi odaya yüzü şok geçiren insanların yüzü gibi beyazlamıştı. “Anne” dedim sorar gibi. Annem hızlı adımlarla yanıma geldi elimi tutup ” kızım “dedi ağlamaklı sesiyle. Ne olmuştu ki anneme böyle davranıyor. Bir çığlık daha koptu dışardan. “Anne ne oluyor bu çığlıkları atan kim ve ona ne olmuş dedim. Hacer annem yine ağlamaklı bir ses tonuyla konuşmaya başladı. Acile gelen bayan bir hastaymış. Tecavüz etmeye kalkmışlar. Onlardan kaçarken pencereden kendini dışarı atmış dedi. Duyduklarım karşısında dilim damağım kurudu. Bu nasıl insanlık bu ne biçim bir karaktersizlik. Aman Allah’ım kız sinir krizi geçiriyor herhalde ki bu çığlıklar ondan kaynaklanıyor. Biz kadınları Peygamber efendimiz erkeklere emanet etmedi mi nasıl emanete sahip çıkmadır bu. Ben iç harbimden gazi çıkarken odaya Kaan ve Hakan abi girdi. Yüzleri yeri süpürüyordu. Kıza üzüldüklerine eminimdim. Kaan yanıma gelip diz çöktü yatağın yanına ” elini tutup seni teskin etmek isterdim ama yapamam gülüm “dedi. Hacer annem benim konuşmama fırsat vermeden taburcu işlemlerini hallettiniz mi diye sordu. “serum bitince çıkabilirmişiz dedi Kaan. 1 saat sonra Serumun bitmesi ile yurdun müdür yardımcısı ve Hacer annem ile çıktık hastaneden. Ne kadar Kaan bizi yurda bırakmak istesede müdür yardımcısı Aysel Hanım’ın izin vermeyeceğini hissedip sustu. İçim yanıyordu sanki. Orada çığlık çığlığa yatan bendim sanki. Pis nefsine sahip çıkamayan üç beş çakal saldırısına uğramışım gibi çok kötüydüm. Empati ile bu hale gelmiştim gerçekten yaşasaydım ne yapardım bilmiyorum. İntihar edemezdim rabbimden korktuğum için. Nasıl yaşardım nasıl nefes alırdım bilmiyorum. İçimden dua ederek bindim arabaya. Şöför koltuğunda müdür yardımcısı Aysel Hanım benim yanımda arkada Hacer annem yurdun yolunu tuttuk. Trafik olmadığı için fazla zaman kaybetmeden yurda giriş yapmış bulunduk. Arabadan inene kadar Kaan’ın bizi takip ettiğini fark etmedim. Yanıma gelip arabadan aksayarak inmeme razı olmadı. Beni kucağına aldığı gibi ne kadar itiraz etsem de dinlemeden müdüre Hanım’ın yol göstermesiyle yatakhanemizin önünde indirdi beni. İçeride kızlar yatıyor diye girmemişti. Şaşkın bir şekilde hem Müdüre hanıma hemde Kaan’a bakıyordum Kaan’ın müdüre hanımı takmadığını belli ederek kulağıma eğilip ” sevdiğim uğurum kendine iyi bak sevildiğini unutma rüyanda beni gör” deyip göz kırparak arkasını dönüp gitti. Müdüre hanım bir şey diyecek diye beklerken Hacer annem ağır ağır bize doğru geldi. Aysel hanıma baş selamı vererek koluma girip yatağıma yatırdı beni. Aldığım serumun etkisi ile uykuya dalmam fazla vaktimi almadı. Ertesi gün yine aynıydı bir önceki gün gibiydi. Önce okul sonra kafede çalışma olarak standart bir hale gelmişti hayatım. Ben rahatsız olduğum için ayla hanım ile gerçekleşecek olan yemekli buluşmayı iptal etmişti Kaan. Günler böyle geçerken aradan 1,5 ay geçmişti bile geriye 3,5 ay kalmıştı ve beni bir heyecan sardı ne yapacağımı bilmiyordum. Yemek yapmayı bile bilmezken. Sevdiğime nasıl eş olacaktım korkuyordum. En iyisi Hacer annemden yemek yapma konusunda eğitim almak bu kadar kısa sürede nasıl yapacaksam bilmiyorum. Hastaneden çıktığımız geceden bir hafta sonrası. Ertelediğimiz yemek için Kaan tekrar lafı açtı bugün kafede Ayla teyzesi artık beni görmek tanımak istiyormuş. Korkuyorum açıkçası. Bir ördek yavrusu gibiyim bilmediğim sulara kanadım kırılmış da zaruri iniş yapmış gibi hissediyorum. Kaan’ı sevmesem bir dakika bile bu yola devam etmezdim. Seviyorum hemde çok avuç avuç rahmandan dilediğimdi o benim. Bir gülüşü var beni benden alan… Bir bakışı var ömrüme ömür bağışlayan…. Ah yüreğim ne vardı karşılık bulsan… Sevmiyor işte sevmeyecek… Duygularımla oynayıp yoluna devam edecek… Dilimden düşmeyen duam oldun… Avuç avuç rahmandan dileğim… Bir avuç mutluluk sebebim… Ben allahın suskun kulu… Sense yüreğime acıları ihsan eyleyen yar… Aheste gönlüm bu aralar… Miraç Emel Şair ne güzel yazmış ama karşılıksız sevgiyi anlatıyor şiirinde benim sevgim karşılıklı Rabbime ne kadar çok şükür etsem şükür namazı eda etsem az. Ben bunları düşünürken Kaan karşıdan bana doğru gelmeye başladı bakışlarından yine sesli okumuşum şiiri hissi oluştu içimde. Öyle güzel bakıyordu ki bana aşkla sevgiyle onun bir bakışıyla bu Dünya dan soyutlandığım hissiyatını veriyordu. Yanıma gelip gözümün içine korkusuzca bakarken başımı utançla eğdim. Çok arsız hiç kimseden çekinmiyor. İzin versem şu dakika ne Çağla’yı nede Osman’ı umursamadan öpecek. Allah’tan arka taraftayız da müşterilere rezil olmuyorum Çağla ve Osman siparişi hazırlıyor, ben Kaan, müge siparişi masalara dağıtıyorduk. Sipariş almaya gelmiştim ama kafam karma karışık olunca. ” Yine çok güzel okudun şiiri” dedi Kaan. Beni utandırmayı muhteşem bir şekilde başarıyordu. Gözümün içine bakarak” seni seviyorum aşkım “dedi. Ben de seviyorum diyemedim. Severken aşkımı diyemedim beni tutan bir güç var ve o güç beni haramdan korumak için görevlendirilmiş gibiydi. Herkes makyaj yaptığımı sanardı benim herzaman allık sürmüş gibiydi yanaklarım. Erkeklere ürkek ceylan gibi olduğumdan var sayıyorum. Hemen kızarırdım bu sadece erkeklere karşı çekingenliğimde değil hemen hemen her zaman kızarır yanaklarım. Utancımdan al al olmuş yanaklarım ile daha fazla bu ortamda kalamıyacağımı anlayıp hızla Osman ve Çağla’nın yanından koşarak giyinme odasına kaçtım. Ardımdan kapıyı tam kapatacaktım ki Kaan içeri girdi. Yüzünde piç gülüşü ile sanki bu tanıdığım Kaan değilmiş de içinden benden sakladığı bir adet kaan daha varmış gibi bana ” benden böyle kaçarak kurtulacağını sanıyorsan çok yanılıyorsun” dedi. İçimden bir ürperti geçti o gözlerinde ki ifade beni korkutmaya başladı doğru mu karar verdim? Bana bunu yaparak kararlarımı sorgulatıyordu. Kaan’ı tam tanımadan evlilik teklifini kabul ettiğim için kendimle iç savaşa girmiş bulunmaktayım. Ben bu haldeyken iki büyük adımda dolabımın öne yanıma geldi bende dolabımın önüne gelmiş olduğumu fark ettim ne ara o kadar geriledim farkında değildim. O an titrediğimi idrak edebildim. Korkuyordum ve onunla bu kadar kısa sürede nasıl bu hale geldiğimizi anlamadım. Daha az evvel ben şiir okudum diye iltifat eden kendisi değilmiş gibi. Beni utandırdığı için ortamdan kaçtığımı unutmuş gibi davranıp beni korkutuyordu. İki damla firar etti gözlerimden yaşlar ağladığımı görünce benim itirazlarımı dinlemeden sarılıp kafamı göğsüne bastırdı. Beni içine katmak ister gibi bir hali vardı. Bana sarılması iyiden iyiye gerilen sinirlerimin kopma noktası oldu. Sinir krizi geçirmemi sağladı kollarında ağlamaya başladım. İyice şiddetlendi ağlamam. Benimle birlikte dizlerinin üstüne çöktü. Kulağımın dibinde bir şeyler söylüyor ama algım kapanmış gibi boş boş bakıp ağlamaya devam ediyordum. Bir süre sonra azıcık kendime gelir gibi oldum. Kulağımın dibinde devamlı olarak aynı kelimeyi söylüyor ” Özür dilerim ÖMRÜM seni korkutmak istemedim affet beni Şüheda’m ” Benim ağlamam aralıksız devam ederken gözlerimin karardığını hissettim yine bilincim gidecekti karanlık sulara gömülecektim bunu fark edebiliyorum ama olacağın önüne geçemiyorum. Beni daha kötü günlerin beklediğinden habersiz Kaan’ın kollarında kendimden geçtim. ◌⑅⃝●♡⋆♡LOVE♡⋆♡●⑅◌ Bölüm buarada bitti lütfen hatalı olduğum yerleri belirtirmisiniz.
Tags: Kadın şiddet