Ahmet evde depresif bir şekilde, telefonunda her zamanki gibi anlamsız ve saçma ama ona sadece o anlığına mutluluk veren, uzun süre içinde hayatını siken video ve fotoğraflara bakıyordu. Bu gencin hayattan bir beklentisi kalmamış, 21 yıllık ömrü boyunca anlık zevklerin peşinde koşmuş, ortalamanın altında bir aileye, ortalamanın altında bir gelire ve ortalamanın en dibinde olan bir çevrede yaşıyordu. Ahmet bir pazartesi sabahı saat 6 da uyanmış, kahvaltısını yapmaya başlamıştı. Her zamanki gibi kahvaltısını kendisi hazırlamış, yıllardır her gün boyunca yediği zeytin, peyniri yemeye başlamış, kahvaltısını yaparken aklında hayatın neden var olduğunu sorgulatan düşünceler vardı. Neden ben bu dunyadayim? Neden ben sürekli köle gibi çalışmak zorundayım? Neden bagzi insanlar mutlu, bagzilari fakir, bagzilari sağlıklı bagzilari engelli, hasta? Bu kadar acıyı neden durup dururken insanlar çekiyor ya da bu kadar mutluluğu? Derken bu soruların cevabını her zamanki gibi bulamamış ve bu düşüncelerden kurtulduğunda kahvaltısını yapmış, işe gitme saati gelmişti. Ahmet işe gitmek için evden çıkmış, dolmuş durağına doğru yürürken güneşin güzelliği ile bu dünyada ki kötülüğün büyük bir çelişki olduğunu düşünüyordu ve aklına borç verdiği arkadaşı hakan geldi. Ahmet arkadaşı Hakan’ın babasının, Hakan yaşındaki sevgilisine yedirdigi paralar yüzünden evde para kalmadığı için Hakana verdiği borcu düşünmeye başladı.
Tags: #dram #gerilim #kitap felsefe hayat roman senaryo uyduruk hikayem