IMG_20211108_112129-01

GİRİŞ 

13 Eylül 1991 

Gece kendini tan vaktine bıraktığında bir çığlık koptu kadının boğazından. Bedeni kanla kaplı, ruhu boş bir sayfa kadar temiz küçük bir beden geldi kirle, kötülükle kaplı dünyaya.Aceleyle temizlenip  giydirilmeden bir battaniyeye sarılan küçük bebeği ruhu katran karası, kalbi bataklık olan adama verdiler. 

Kucağındaki bebeğe suratını buruşturarak baktı. Ona göre bu bebek günah tohumuydu. Ölmesi gereken alnına çalınan kara bir leke…

Ağlayan kadına çevirdi bu kez bakışlarını. Karısı Gül… Hayatının aşkı olan ama onu hiç sevmeyen karısı. Bir başka adamla bastığı karısı. Onun hükmünü çoktan vermişti. Bebeği yanındaki kadına verip belinden silahını çıkardı. Kulağına gelen yakarışlar, yalvarmalar onun için değersizdi. 

Kurşun namlunun ucuna sürüldü. Tetik çekildi. Tüm sesler kesildi. Dünya dönmeyi bıraktı. Az önce canından can veren kadın şimdi kendi canından oldu. Bir bebek annesiz kaldı. Bir adam, kalbini öldürdüğü karısıyla gömdü. 

Şimdi hüküm sırası bebeğindi. Eğer kendi canındansa yaşayacaktı. Yok eğer o soysuzdansa öldürdüğü karısının yanına gömecekti. 

O Arel Tamer’di. Adının anlamına ihanet edercesine ne temizdi ne de dürüst. Arel en kötüsüydü. 

13 Eylül 2021 

Otuz sene önce bugün tamda şuan olduğu gibi tan vakti dünyaya gözlerini açmıştı. Allah biliyor ya ona soracak olsalar kesinlikle doğmak istemezdi. Heleki onun dünyaya geliş sebebi olan adam gibi bir babası varken. 

Arel Tamer… Kötülerin dünyasında en kötüsüydü bir zamanlar. Şimdi onun yerini Sarp almıştı. Babasının namını ezmiş geçmiş. Babasının oğlu dedirtircesine en kötüsü o olmuştu. Çok kez elini kana bulamış, bulamayada devam ediyordu. Artık ruhunu hissetmiyordu. O kadar kirlenmişti ki dünyadaki bütün sular bir yere toplansa ve orada yıkansa yinede temizlenemezdi. 

Küçükken çok korkardı babası gibi bir adam olmaktan. Onun kadar kötüsü bu dünyaya gelmez bir daha diye düşünürdü. Oysa gelmişti. Şimdi babasından dahi kötüydü. En çok olmaktan korktuğu insana dönüşmüştü. Son kez vurduğu kum torbasını bırakıp eldivenleri çıkardı. Yerden aldığı şişedeki suyu tek nefeste bitirdi. 

Gözlerini duvarı boydan boya kaplayan resme dikti. Annesi Gül Tamer… Kokusu dahi bilmediği annesi… Annesini ondan alanlardan intikamını alacaktı. Annesi bir kez ölmüştü. Annesinin ölümüne sebep olanlar her gün ölecekti. Terle kaplı bedenine aldırmadan odasından çıktı. Merdivenleri aşıp mutfağa girmeden önce babasının sesiyle durdu. 

“Doğum günün kutlu olsun oğlum ve ölüm günün kutlu olsun Gül’üm. Kadehimi sizin şerefinize kaldırıyorum.”

Bedeni kaskatı kesilip, elleri yumruk halini aldı. Kafasını bedenindeki öfkeye tezat bir şekilde babası olacak adama çevirdi. Camın önündeki tekli berjere oturmuştu. Etrafı içki şişeleriyle doluydu. Gözlerini babasının yüzüne dikti. Gözünü kırpmadan gözlerine salt nefretle baktı. 

Arel Tamer oğlunun gözlerinde gördüğü nefretle gülümsedi. 

” Benden değil o adamdan nefret etmen gerekiyor. Gerçi geberdi gitti. Ölüsünü bile bulamadılar. Onu kendi ellerimle öldürdüm. Nefesini kestim. Sonrada pirhanalara yem ettim ama kızı hayatta ve sen oğlum o kızdan intikamımızı alacaksın. Annene nasıl tecavüz edip öldürdüyse o herif sende onun kızına aynını yapacaksın. !”

Sarp kötü olabilirdi ama tecavüzcü değildi. Adımlarını sakinlikle babasının yanına ilerletti. Tam oturduğu berjerin önünde durup biraz eğilerek yüzlerini yakışlaştırdı. 

” Seninle neden aynı evde kalmaya devam ediyorum biliyor musun? Unutmamak için… Anneme yaptıklarını unutmamak için… Senin anlattığın masallara inanmamı mı bekliyorsun? Annemi sende öldürmüş olabilirsin.” Babasına tehtidvari biçimde baktı. ” O piçi öldürdüğünede inanmıyorum. Ama bulucağım. Bulup gerçekleri ortaya çıkardığımda da onunda seninde sonun benim ellerimden olacak. Sakın o kıza yaklaşmaya, zarar vermeye çalışma! Ölümünü erkene çekme!” 

Salondan çıkıp mutfağa girdi. Dolaptan aldığı rakı şişesi ve bardakla birlikte odasına çıktı. Terasındaki masaya şişe ile bardağı bırakıp banyoya girdi. Başından akan soğuk su içindeki ateşi söndürmeye yetmiyordu. Gerçekler ortaya çıktığında babasının katili olacaktı biliyordu. Hissediyordu. 

Kalbinde babasına dair tek bir sevgi kırıntısı yoktu. Aksine içini kaplayan bir nefrete sahipti. Onun biçtiği hayatı yaşıyordu. Eline ilk silahı tutuşturduğunda sadece beş yaşındaydı. Silahın ağırlığını taşıyamamış elinden düşürmüştü. Düşürdüğü içinde dayak yemişti. Arel Tamer’in stres topu gibiydi. Canı sıkkın olduğunda, sinirli olduğunda tüm hıncını onun bedeninden çıkarırdı. Sırtındaki kemer izleri yerli yerinde dururken ondan nefret etmeme gibi bir seçeneği yoktu. 

İlk kez birinin canını aldığında girdiği şok yokmuydu hele o adamın gözlerindeki korkuyu, vurulduktan sonraki son bakışını ölse unutmazdı. Elini fayansa geçirip suyu en sıcağa aldı bu defa. Kaynar su bedeninden akarken cehenneme ait ruhu rahatlıyordu sanki. Yeterince suyun altında kaldıktan sonra çıkıp üzerini giyindi. Terasa sandalyeye oturdu. Rakısı doldurup içmeye başladı. Kafasında binbir tilki dönüyor, kendinden yalnızca iki hafta sonra doğan kızdan babasını uzak tutmak için çare arıyordu. 

Aklına gelenle yüzü aydınlandı. Dudaklarında tehlikeli bir gülüş belirdi. 

Sarp’ın intikamı babasını bitirecekti. Öyleki onu doğduğu gün öldürmediğine çok pişman olacaktı. 

                                      ???

Tags:
Paylaş
0 Yorum

Bir Cevap Bırakın

© 2023 Yazokur. Sizin için sevgiyle hazırlandı. MacroTurk

İletişim

Sizlere daha iyi hizmet edebilmek için bize mail gönderebilirsiniz.

Gönderiliyor
error: İçerik Korumalı

Kullanıcı Bilgileriniz İle Oturum Açın

veya    

Bilgilerinizi Unuttunuzmu?

Create Account