Sabrı Sükut 1.Seri (Sükut-u Aşkın Gözyaşları) (TAMAMLANDI)

TANITIM

Dayan ey nefsim dayan Zehra imtihanım zor, yolum yokuş, çetin, yorucu ve yıpratıcı ama biliyorum ki Rabbim sonsuz güce sahip ve onun ol demesi yeterli. Allah’ım beni bana bile bırakma kullarının eline hiç bırakma…

Zehra ürkek güvercin ama imtihanı ağır ve çetin. Zordu Zehra için her şey çıkmaz bir sokakta gibiydi yüreği kuş misali çırpınıyordu, namusuna atılan iftiraya mı ,yoksa onurunun hiçe sayılıp ayaklar altına alınması mı, yoksa ailesinin de bu iftiradan dolayı başının yere eğilmesi miydi ?Zor olan her şeydi…

Ve Zehra sadece dizilerde, filmlerde gördüğü bir suçla suçlanıyordu. Organ mafyası, kadın ticareti, silah kaçakçılığı, kara para aklama, şantaj…gibi suçlar böyle bir çetenin üyesi olmakla suçlanıyordu. Ama Zehra biliyordu ki diziler ve filimler de olan suçlar değildi suçlandığı şeyler. Gerçek hayatta da olan vicdansızlar kötü kalpliler, haram nedir bilmeyen gaspçılar gerçek te vardı.

Ama Zehra düşünüyordu kim nasıl tüm delilleri aleyhime çevirir diye, kim bana böyle bir tuzak kurdu diye…Yıllarca Allah’ın ayetlerine ,Efendimizin sünnetlerine, hadislerine uygun yaşamak için mücadele etmişti. Çabalamıştı onurlu iffetli bir
yaşam için.
19 yıllık ömründe tertemiz kalmak için mücadelesi bir iftiraya mı kurban olmuştu.

Zehra’ya iftira atanlar şeytan mıydı yada insan kılığına girmiş şeytanlar mıydı ? Bilemiyordu. Nasıl bir insan bunu yapabiliyordu? Parmaklıklar ardından kurtulamadan Demir pençenin pençesinde tutsak olmak bir imtihandı ve bu pençeler ne yaralar, yıkımlar açacak masum, saf, temiz ,ürkek güvercinin yüreğinde ne izlerini bırakacaktı? Peki iyileşe bilecek miydi?

Yüzlerce kadının kur yaptığı, beğeniyle süzdüğü, iltifat yaptığı, ağır başlı, ağır abi ve havalı birisi, yakışıklı, sert, otoriter…Kendisi bile hatırlamıyor tanıdığı kadınları
ve sayısını yada sayılarını,
29 yaşındaki
Metehan namı değer Demirpençe lakabı ve kod adı ama sadece görev arkadaşları biliyor. Evet Metehan bir ajandır(istihbaratçı)devletini çok seven gözünü bile kırpmadan canını verecek kadar seven. Ailesi bile bilmiyor ajan olduğunu…

Metehan ortaokulu bitirince, ailesinin imkansızlıkları sebebiyle, bir tanıdıklarının aracılığıyla takı tasarımı yapan kuyumcu atölyesinde çalışmaya başlar en alt seviyeden mesleği öğrenirken, bir taraftan açık lisede eğitimine devam ediyor, ailesine de yardımcı olmaya çalışıyor.

Metehan tasarım yapıp satarak ve artık meslekteki ustalığıyla aldığı maaşta artınca ,birikim yapıp birazda birikimlerini altında, dövizde, borsada değerlendirerek kendisine Kapalı Çarşı’da bir kuyumcu dükkanı açıyor. Tasarımını, üretimini de kendisi yaptırmaya başlıyor atölyesinde. Bir taraftan da üniversitede işletme bölümünü de ikinci öğretim olarak okuyor. Gündüz işleri ile, akşam üniversitesiyle mücadele edip çabalıyor yoruluyor ama pes etmiyordu.

Ürettiği takılar her geçen gün ses getiriyordu. Türkiye’nin belirli işlek yerlerinde de kuyumcu açıyor. Ama ana merkez Kapalı Çarşı’da ki iş yeri oluyor. Üretimi dağıtımı denetlemesini oradan yapıyor.
Askere gidince performansı, yeteneği, zorlu şartlara dayanıklılığı, yakışıklılığı, en önemlisi ketumluğu, birde yıldızı parlama yolunda bir iş adamı olunca; ajan olarak görev almasını  teklif ettiler.

Metehan seve seve kabul etti. Bütün zorlu şartları, eğitimleri, sınavları geçerek Vatanına gönülden bağlı bir ajan oldu. İş adamı kimliği altında, ikisini birlikte başarıyor…
Ünü ve ürünleri yurt dışında da isim yapıyordu, tabi ki finansman yatırımlarına da devam ediyor, birikimi daha da artıyor…

Ama yüreğini yakan, hoplatan bir kadınla karşılaşamadı. Tabi ki bunda karşılaştığı kadınların etkisi de olsa. Geçmişteki yaşadığı acı ve aldatılmışlık yatıyor.
Kadınlarla olan yakınlığı tamamen görev icabıdır. Yoksa midemi bulandırıyorlar diye düşünürdü hep. Yurt içinde ve dışında bir çok görevde yer aldı ,başarılarla görevini yerine getirdi tabi ki tim arkadaşlarıyla birlikte.
Gaddar, acımasız, merhametli ama hak edene karşı.

Peki bu Demir pençenin, pençesine düşen ürkek güvercin Zehra’nın hali ne olur? Birde Zehra suçlu biliniyorsa neler olur? Birde bir sürü sırların üzerine yapılan mecburi evlilik işin içine girince neler çıkacak?
Acı, aşk, göz yaşı, ızdırap, imtihan, sükûnet, sabır, tevekkül hepsinden bir tutam olacak elbette…Peki o kadar sırla ve imtihanla mutlu bir yuva kura bilirler mi? Bir bütün olabilirler mi? Zehra’nın suçsuzluğu ortaya çıkacak mı?

Yoksa ey sevdiğim gözlerin, saçların, tenin bana haram oldu nasıl dayansın bu yürek diye Leyla ile Mecnun mu olacaklar? Biri bir diyara, biri bir diyara savrulup her parçaları bir yere mi dağılacak?

Tevekkülün, sabrın, imanın, Allah aşkının en güzelini anlatacak ürkek güvercin Zehra’yı en derinden tanımak anlamak nasip olacak mı yakınlarına, maddi ve manevi ilaç olabilecek mi?Ahde vefa Zehra’mız…???
??????????????
Not: Kurgunun hiç bir kurum veya kuruluşla ilgisi yoktur. Tamamen hayal dünyamda kurguladım tabi ki araştırarak gerçekçi olmasını istedim artık ne kadar başara bilirsem. Yorumlarınızla bilgilendirirseniz mutlu olurum. 

Metehan ve Zehra ile başlayan büyüleyici hikayemiz Sedat ve Serpil, Ömer ve Zahide, Oğuz ve Feride, Mehmet ve Hatice, Yusuf ve Seher’in hikayesiyle bütünleşecek sıcacık bir aşk ve aile hikayesi olacak…????