1.BÖLÜM ?
08.00 : Günaydın , geç kalma bana sana mükemmel bir kahvaltı hazırladım sevgilerle Nalan
Mesajı uykulu gözlerimin arasında okuyup geri telefonu yerine koydum. Masanın üzerindeki dünden kalma suyu elime alıp yatakta biraz doğruldum. Bugün önemli bir sürü iş vardı . Yetiştirmem gereken bardağı yerine koyup bugünkü giyeceklerimi almaya gittim. Ev sessizdi üzerimi giyindikten sonra anahtarımı alıp evden çıktım. Kimse uyanmamıştı anlaşılan günlük okuduğum gazeteyi elime alıp Salih ustanın yerine gittim. Geldiğimde Salih Usta kahvaltı yapıyordu. Ben kahvaltı için Nalana söz vermiştim .
“Günaydın Ustam” dedim bütün sevecenliğimle Ustam önce bana baktı. Sonra her zamanki selamından bana gönderdi ağzı dolu olduğu için konuşamıyordu. Yeni gelen arabayı görünce elimi arabanın kaputuna koyup
“Ne iş usta ?” Dedim . Ustam çayından bir yudum alıp
“Yeni geldi bir bakımdan geçmesi lazım” dedi. Ve ekledi ” Sen bir ilgilen Aysun teyzen bana görev verdi faturaları yatıracam olur mu çaylak sahibi 2 veya 3 saate gelir. Sen son kontrollerini yap ben dün tamir ettim ama sen yine de bak yaşlandık artık ” dedi. Ustama tebessüm edip
“Tamam merak etme sen hem ne yaşlanması Salih ustam daha çok yaşayacağın zaman var ” dedim iş kıyafetlerimi giymek için dolaba yöneldim . Nalan biraz daha bekleyecekti artık ne yapalım .
Kıyafetlerimi giydiğimde Ustamda gitmek için hazırlanıyordu. Bana hoşça kal dedikten sonra dükkanda minik bebekle yalnız kalmıştık bakalım sorun kalmış mıydı .
*
Topuklu ayakkabını sesini duymamla müşteri geldiğini anladım. “Salih usta hallettin mi ?” Dedi son bir iş kalmıştı. “Ustam hadi ya oooo geç kalacağım işe ” dedi. Bu ne mızmızlıktı. Kendimi dışarı doğru çektim “Ne bağırıyorsun be!” Dedim. Karşımda uzun boylu bir genç duruyordu gözleri şaşkınlıktan ayrılmıştı.
“Açıkta bir şey mi var koçum ?” Dedim. Kendine gelip “Sende kimsin ?” Dedi. Beyefendinin hoşuna gitmemiştik anlaşılan. Tabi o karşısında böyle kızlar görmeye alışkın değildi.
“Ne oldu hiç kız görmedin mi ?” Dedim. Açılan ağzını kapatıp elini kafasına götürdü. Bende yattığım yerden kalkıp üzerimdeki tozları çırptım . Elimdeki eldivenleri çıkartıp “Salih usta bir yere kadar gitti ” dedim. O ise hala çok şaşkındı. Etrafımda bir tur döndü. “Kalite kontrol mu yapıyorsun koçum ne bu ilgi” dedim. Kendine gelmek için gözlerini kapatıp açtı. “Şey sen yani siz–” amma hanım bebesi çıkmıştı. “Ee yani ” dedim. Sustu hala bana bakıyordu . Bense bir elimi arabaya koydum. “ Bunun işlem tamam ama sen yine de zorlama” dedim. Arabanın etrafında dönüp “Sen yani siz mi yaptınız ” dedi. Bir karar vermesi lazımdı artık değil mi. Bunun için yanına gittim boyum uzun olduğu için tam gözlerinin içine baktım “Ben yapmadım ustam yaptı ben son kontrollerini yaptım ” dedim. Ellerine cebine koydu geri çıkardı sonra güldü. “Çok garip değil mi ama ?” Dedi. Başıma takmış olduğum bandana mı çıkarıp “Neymiş o komik olan” dedim. O ise bana değil bedenimi incelemeye başlamıştı. Bunun üzerine eline vurdum “Yanlış duvar ” dedim. Anlamayan gözlerle bana baktı. “Ya şaşkınlığımı mazur görün lütfen ama ben ilk defa kadın görüyorum ” dedi. Bunu demesi ile bir kaşım yukarı kalktı. Bu sefer ben onun etrafında döndüm. Yakışıklı çocuktu etrafında milyonlarca kadın olması lazımdı. Ben dolanırken bana baktı “Yani oto tamircide ilk defa kadın görüyorum” dedi. Yani dedim çok konuşuyordu. “Ben galiba iyice berbat ettim değil mi?” Dedi. İyi bari zeki çocuk diye geçirdim içimden. Alkışlayabilirdim ama istemedim. Biz onunla konuşurken içeriye nefes nefese biri geldi “Abi paketledik depoda seni bekliyorlar” dedi. Gelen adam silahlıydı. Sonra bana baktı o da şaşırmıştı.
“Ne o sende patronun gibi ilk defa mı kadın görüyorsun?” Dedim. Bunu demem ile kendine geldi. “Yok ben ilk defa genç güzel bir kadını görüyorum.” Dedi. Ben tam tepki verecektim ki önümde ki çam yarması adamına gidip kafayı gömdü. Beklemiyordum bu kibarcıktan “Doğru konuş kadınla alırım altıma ” dedi. Sağlam vurmuştu adamın burnu kanıyordu iş kıyafetimin ön cebindeki peçeteyi çıkarıp adama verdim. Adam önce bana sonra elimdeki peçeteye baktı. Sonra aldı yaralı adama verir sandım ama benim verdiğim peçeteyi cebine atıp kendi mendilini çıkartıp verdi. İçimden tabi dedim titiz çocuk yerde ki adam kalktı “Ben arabadayım abi” dedi. Arabaya doğru yürüdü. Adam gidince baş başa kalmıştık gitmeye niyeti yok gibi öküzün trene baktığı gibi bana bakıyordu. Baktım olmuyor “Masaya geçelim mi ?” Dedim. Kendine gelip “Ne masası?” Dedi. Bu adam fazla ahmak gelmişti bana. “Ne bilim öyle bir bakıyorsun ki gel evlenelim der gibi ” dedim.
Böyle dememle gülümsedi. Bunun üzerine ben de güldüm. “Ana bak koçum işim gücüm var benim git yoluna benim asabımı bozma ” dedim. Bu sefer daha bir gülümsedi. Anlaşılan bu adam gitmeyecekti. Arabanın altında ki levyeli alıp üzerine yürüdüm “Gidiyor musun gitmiyor musun ” Dedim.
“Ne oluyor burada Beste ” diyerek usta yanıma geldi. Elimde ki levyeli alıp hadi sen geç içeri dedi. Benim canıma minnetti. Levyeli verip iç odaya geçtim. Telefonumun çalması ile Nalan’ın aradığını gördüm. Yanıtlayıp kulağıma götürdüm.
- Kız sen neredesin acaba !
Diye bağırdı bana. Telefonu kulağımdan çekip
- Tamam gülüm geliyorum 5 dakikaya dedim.
Ve montumu alıp dışarı çıktım. Kibarcık gitmişti. Ustam bana gülümsedi “Yine neler yaptın sen öyle Beste ?” Dedi. Bende güldüm “Adam hiç çalışan kadın görmemiş herhalde.” Dedim. Ustam yanıma gelip “O adam dediğin çok tekin biri değil mafyanın oğlu ” dedi. İyi şaşırmıştım. Tepki olarak “O kibarcık mı? ” Dedim. Hayal dahi edemiyordum. Ustam yine güldü “Senin o kibarcık dediğin yer altının en pis işi ile uğraşan Uygar Karadağ ” dedi.
Ustam çok abartıyordu ondan mafya falan olamazdı. Yeni bir müşterinin gelmesi ile beraber ustam gelen müşteriye döndü. Bende çıkıp doğru Nalan’a gittim.
*
Çay bardağını dolduran Nalan “Ne diyorsun kız aynı filmlerde ki gibi ” dedi. Ne filmdi ama diye geçirdim içimden. “Çocuk yakışıklı mıydı bari ?” Diyen teyzeme baktım. “Kibarcık bildiğin ” dedim. “İsmi neymiş peki öğrenebildin mi?” Dedi. “Uygar Karadağ” dedim. Ağzına aldığı ekmek ile krize girmesi bir oldu. Görmem ile ayağa kalktım. Hemen su getirdim. “Nalan iyi misin sen?” Dedim. Suyu içip kendine geldikten sonra ayağa kalktı. Odasına koşup gelmesi bir oldu. Nereye gitti bu kadın dememe kalmadan. Odadan içeriye bilgisayar ile girdi. “Bak bakım bu muydu ?” Dedi. Gösterdiği bilgisayara baktım hakikaten de oydu. Ama fotoğraflarda bir ahurası var gibiydi. Ne diyorum lan ben dedim kendi kendime.
“Evet buydu kibarcık ” dedim.
“Senin o kibarcık-” konuşmasını kestim. “Biliyorum mafya ” dedim. Yine konuşmaya kalktı elimle sus işareti yapıp “En pisliklerinden ” dedim. Ama o yine konuştu “Ve en zenginlerinden” dedi. Sonra bana Uygar Karadağ’ı anlattı. Biraz daha oturduktan sonra Nalan’ın evinden ayrıldım. Anahtar ile evin kapısını açtım. Açmam ile kucağıma doğru koşan Eylül’ü gördüm. “Ablam” dedim. Eylül benim her şeyimdi. Alıp kucağıma döndürdüm. “Ben yokken neler yaptın bicirik ?” Dedim. Sonra yere indirdim. Elimi tutup “Gel bak sana neler yaptım ” dedi. Elimden tutup beni mutfağa götürdü. Dağılan mutfağa göz ucumla baktım. Eylül kızacağımı düşünüp başını yere indirdi. Bunun üzerine yanına çöküp “E peki sofra nerde ?” Dedim. Bunu demem ile bana baktı. Elimi çekip beni oturma odasına götürdü. Sanayiden getirmiş olduğum masanın üzerinde iki ekmek arası vardı yanlarında da iki meyve suyu. Birde resim vardı. “Bu akşam ziyafet var desene ” dedim. Ve Eylül ile beraber akşam yemeğini yedik.
—
Yeniden merhaba bambaşka bir kitap ile karşınızdayım. Bakalım bu kitabı mı sevecek misiniz? Yeni bölümde görüşmek üzere güçlü kalın ?
Tags: # #ruh ikizi #ruh mavisi #ruh özgürlüğü #ruh ritmi