Saat gece yarısını çoktan geçmişti. Esen rüzgar ile birlikte üşüyen genç kız montunun yakasındaki fermuarını sayısız kez kontrol etmesine karşın yeniden kontrol etmiş , boynunda asılı duran ama rüzgarın uçurmaya çalıştığı atkısını iyice boynuna dolamıştı.
Yanındaki senelerdir tanıdığı arkadaşları ile biraz sonra yolları ayrılacak, evinin de içinde bulunduğu orman yolundan yürümeye devam edecekti. Herkes ona ne kadar şanslı olduğundan söz etse de o bu yoldan ve evinden delicesine korkuyor sadece ailesi için katlanmak zorunda kalıyordu.
Esen rüzgarın şiddeti etkisini iyice arttırırken, genç kız cebinde bulunan telefonunu eline almış karanlık olan etrafı bir nebze de olsa aydınlatmaya çalışıyordu.
Hava yağmurlu veyahut da rüzgarlı olduğu günlerde eski bir tesisata sahip olan bu aydınlatma direkleri bozulup bu ürkütücü yolu iyiden iyiye korkutucu yapıyordu.
Telefonundan hareketli bir şarkı açmaya çalışan genç kız, hem karanlık olan yola hemde telefonuna bakmaya çalışıyordu.
Sonunda istediği bir şarkıyı bulup açan kız, telefonunun ekranını kapatmış flaşın bulunduğu yönünü yola doğru tutmaya başlamıştı.
Kalbi delicesine çarpan genç kız, bir yandan şarkıyı mırıldanırken bir yandan da etrafı incelemeyi ihmal etmiyordu. Bu gece hava kapalı olduğundan dolayı ay da yüzünü pek göstermiyordu. Genç kız elinde sımsıkı tuttuğu telefon ile birlikte doğru orantılı adımlar atarak ilerlemeye devam ettiği sırada, ayağına bir şeyin takılması ile kendini çamurlu zeminde bulmuştu. Ağzından çıkan, ona hiç mi hiç yakışmayan küfür dolu sözleri bu ıssız ormanda uyumsuzca bir yankı yaratmıştı.
Kız ayağa kalkacağı sırada beline sarılan bir el onun adeta yerinde donup kalmasına sebep olmuş ve bir hamle yapmasına izin vermeden kendine doğru çekmeye başlamıştı.
“Senelerdir bu anı bekliyorum.”
Soğuk, buzdan daha keskin olan bu adamın sesi, genç kızın kulaklarında ve ormanda ürkütücü bir uğultuya neden olmuştu.
Tags: aşk
Hikayeyi merak ettim yeni bölüm bir an önce gelsin yazarcığım