İnsanlar üçe ayrılır;
Kemençe çalanlar,
Kemençe çaldığında yerinde duramayanlar,
Hem çalıp, hem oynayanlar.
Hee tabi birde çalmadan oynayanlar varama, be o konuya hiç girmeyeceğim.
Efendim ben, namı değer ünlü psikolog, Teneke Saraloğlu’nun torunu Melike Hekimoğlu.
Hayat felsefem, Kemençe çalmak.
Ve onun içindir ki, her daim horon modunda bir hayat yaşıyorum.
Arkadaşlarım kemençemin tellerinden hallice insanlar.
Annem ve babam eski zamanın büyük aşıklarından.
Bense o aşkın tek meyvesi.
Onlar soyadım gibi bir doktor olmamı arzu ederlerken, ben kuaför oldum.
Eee hani pskologtun sen? Diyen olursa, dudaklarını düzleştiricinin arasına sıkıştırır tost yaparım.
Sonrada üç öğün kemençe çalar, horon teptiririm.
Peki, Aşk benim hayatımın neresinde mi?
Efendim, Aşk diye bir şey yoktur.
Varsada, eskilerde kalmıştır.
Ben varımı yoğumu Kemençemle paylaşan, onunla mutlu olan, kuaföre gelen kadınlara pskolojik yardımlarda bulunurken Aşktan, evlilikten soğuyan bir kişiliğim.
Eeee ne demişler, Melike’nin ölümü Kemençeden olsun!
“Paçi, demayi unuttun, her beyük sozuni isteduğun gibi çarpitiysun.”
“Babaanne lütfen sen gelen kısmetlerimle muhabbet et. Burası benim kemençemle mutluluk alanım”
“İyi bir şey demedum!”
Tags: #Cihan #Gazanfer #Gazi #Hekimoğlu #karadeniz #Melike #Tenekenene
Bu kitabı daha önce okumuştum çok komik ve eğlenceli bir kitap en sevdiğim karakterde teneke nine