1- Bölüm
Felaket başlamadan önce…
Vittoria şehri ve yurttaşları için son derece normal bir gündü Jessie içinde.
Jessie her zaman ki vaktinde kalmış sabah sporunu yapmış, duşunu almış, kahvaltısını etmiş ve hastaneye gitmek için yola çıkmıştı. Jessie, Vittoria hastanesinde Dahiliye Uzmanı olarak çalışan bir Doçent doktordu. Alanının en iyi ve en kıdemli doktoru olarak çalışıyordu. Jessie hastaneden içeriye girdi ve her zaman ki gibi girişte bulunan Louis ile merhabalaşmış daha sonra ilk hastasını tedavi etmek için odasına aldırmıştı. Hastası 27 yaşında oldukça genç bir delikanlıydı.
‘’Şikayetlerinin öğrenebilir miyim?’’
‘’Ne yersem kusuyorum sürekli ateşim çıkıyor ayrıca vücudumun çeşitli yerlerinde yaralar çıktı, zaman zaman nefes darlığı çekiyorum ayrıca başımda ağrıyor.’’
‘’Anladım. Siz laboratuvara gidip kan verin kan sonuçlarına göre bir tedavi yürütür ve ilaç da yazarız’’
‘’Peki doktor hanım.’’
Jessie’nin odasından ayrılan hasta kan vermek için laboratuvara gitti. Jessie ise odasında başka hastaları muayene ediyordu. Birkaç saat sonra o genç elinden birçok kâğıt ile tekrar geldi ve elindeki sonuçları Jessie verdi. Jessie sonuçları incelerken şaşkınlık içindeydi çünkü doktorluk mesleği boyunca hiç böyle bir şey görmemişti.
‘’Ailenizde sizinle aynı şikayetleri gösteren başka birileri daha var mı?’’
‘’Aslında bakarsanız ailemde yok ama çalıştığım yer de birkaç kişi benimle aynı şikâyeti taşıyor.’’
‘’Nerede çalıştığınızı öğrenebilir miyim?’’
‘’Bu neden önemli ki?’’
‘’Lütfen siz sadece soruma cevap verin.’’
‘’Pekâlâ hava alanında çalışıyorum ben.’’
‘’Benimle gelebilir misiniz?’’
‘’Tabi.’’
Jessie hemen adamı alıp bir odaya götürdü ve orada kalmasını söyleyip baş hekimin odasının yolunu tuttu. Baş hekimin odasına geldiğinde kapıya vurdu ve içeri girdi.
‘’Bir şey mi oldu Jessie çok telaşlı gözüküyorsun?’’
‘’Evet efendim oldu.’’
‘’Ne oldu?’’
‘’Daha yeni bir hasta geldi ben muayene ettikten sonra kan vermesi gerektiğini söyledim ve laboratuvara gönderdim.’’
‘’Tamam devam et.’’
‘’Gelen sonuçlar işte burada.’’
Jessie elindeki sonuçları baş hekime verdi. Baş hekim büyük bir dikkatle incelemeye başladı incelemesi bittikten sonra sonuçları Jessie verdi.
‘’Ben burada pekte bir şey göremedim Jessie.’’
‘’Efendim virüsü görmediniz mi?’’
‘’Evet gördüm.’’
‘’Efendim bu virüs yeni tip bir virüs ve tedavisi var mı yok mu bilmiyoruz.’’
‘’Tamam Jessie onu anladım…’’
‘’Efendim o gence sordum çalıştığı yerde de aynı şikâyeti taşıyan birileri varmış.’’
‘’Yani bu salgın bir hastalığa sebep olan bir virüs olabilir mi demek istiyorsun.’’
‘’Evet efendim öyle diyorum.’’
‘’Ama Jessie bu dediğini değerlendirmemiz için daha çok kanıta ihtiyacımız var.’’
‘’O zaman diğer arkadaşlara aynı şikayetler gelen hasta var mı soralım.’’
‘’Anlaşılan bunun peşini bırakmaya niyetin yok.’’
‘’Hayır bırakmayacağım.’’
‘’O zaman seni bu konuda özgür bırakıyorum.’’
Jessie aldığı cevapla birlikte hemen ayaklanıp odadan ayrıldı ve diğer meslektaşlarına bu konu ile ilgili soru sormak için yanlarına gitti. İlk birkaç arkadaşına sorduğunda aldığı cevap hayır bize bu şikayetlere sahip biri gelmedi. Daha sonra sorduğu arkadaşlarından ise aldığı cevap evet bize bu şikayetlere sahip birkaç hasta geldi dediler. Jessie hemen o hastaların tahlil sonuçlarını incelediğinde sonuçların kendi hastası ile aynı olduğuydu. Hemen o doktor arkadaşlarını yanına ve sonuçları yanına alıp yine başhekimin odasına gittiler. Odaya girdiklerinde odada birkaç kişi olduğuydu.
‘’Efendim özür dilerim ama önemli.’’
‘’Gel Jessie.’’
‘’Bu arkadaşlara da aynı şikâyete sahip hastalar gelmiş bunlarda tahlil sonuçları bana gelen hasta ile aynılar.’’
‘’Sonuçlara bakabilir miyim?’’
‘’Tabi buyurun.’’
Baş hekim Jessie’den aldığı sonuçları incelemeye başladı. Sonuçları incelerken de yanındaki adama konu hakkında bilgi veriyordu. İncelemesi bittikten sonra Jessie’nin yanındaki doktorlara döndü.
‘’Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?’’
Doktorlardan biri öne çıktı
‘’Hangi konuda?’’ efendim dedi
‘’Jessie bu duruma salgın hastalık diyor arkadaşlar, bende sizin bu konu hakkında ne düşündüğünüzü soruyorum.’’
‘’Bence böyle bir şey yok efendim.’’
‘’Neden böyle dediğini sorabilir miyim Eva?’’
‘’Çünkü salgın hastalık olduğunu gösteren deliler yok ortada.’’
‘’Jessie?’’
‘’Evet efendim.’’
‘’Burada yaşanan durumu başka hastanelere de sordurdum bunun sonucunda buraya bir yetkili geldi sizi o yetkili ile tanıştırayım. Bu Bayan Gilda Wilson.’’
‘’Merhaba Jessie.’’
‘’Merhaba efendim.’’
‘’Bu salgın hastalık fikrine nereden kapıldığınızı sorabilir miyim?’’
‘’Efendim öncelikle gelen hastada yeni tip bir virüs var aynı zamanda aynı şikâyete ve aynı durumda olan insanalar var.’’
‘’Bu yeterli değil ve aynı zamanda doktor arkadaşların seninle aynı fikirde değil.’’
Jessie bunun üzerine arkadaşlarına doğru döndü
‘’Arkadaşlar bakın önlem alınmalı.’’
‘’Jessie üzgünüm ama bu deli saçmasından başka bir şey değil.’’
‘’Eva…’’
‘’Seninle aynı fikre sahip değilim Jessie ve sende bu fikrinden vazgeç.’’
Jessie diğer doktor arkadaşlarına bakıyordu fakat onlar da Jessie ile aynı fikre sahip değillerdi. Daha sonra başhekim diğer doktorları yanına alıp odayı terk etti. Gilda ve Jessie odada yalnızdı.
‘’Doktor Jessie?’’
‘’Efendim Bayan Gilda.’’
‘’Üzgünüm ama sizden gitmenizi isteyeceğim.’’
‘’Nasıl anlamadım?’’
‘’Ya istifa edip bu hastaneden gideceksiniz ya da size hapis cezası verilecek.’’
‘’Ama ne yaptım da hapse gideceğim?’’
‘’Protokol böyle ve ben de protokole uyuyorum şimdi tercih sizin.’’
‘’Ama..’’
‘’Bana zorluk çıkartmayın ve bir tercih yapın.’’
‘’Tamam istifa edeceğim.’’
‘’İstifa mektubunuzu bekliyorum.’’
Jessie karşılaştığı durum sonrası büyük bir şaşkınlık içindeydi. Bir tercih yapmaya zorlanmıştı ve yapacağı bir şey yoktu bu yüzden hemen odasına gidip eşyalarını topladı ve bir istifa mektubu yazdı. Daha sonra eşyalarını ve mektubu alıp baş hekimin odasına çıktı. Odada Gilda ve baş hekim bulunuyordu, mektubu masaya bırakıp odayı terk etmek üzere harekete geçti.
‘’Üzgünüm Jessie’’ dedi başhekim
‘’Bir şey söylemeyin efendim.’’
Jessie bulunduğu yeri hemen terk etti. Hastaneden çıkıp arabasına bindi ve daha fazla Vittoria’da kalmayacağına karar verip Faso’ya doğru yola çıktı.
****
Jessie çalıştığı hastaneden kovulalı 8 ay olmuştu ve Vittoria’dan toparlanıp hemen Faso’ya annesi ve babasından kalma evine geri dönmüştü. Çok zor zamanlardı onun için çünkü çok sevdiği doktorluk mesleğine veda etmek zorunda bırakılmıştı. Ne yapacağını bilememiş psikolojik olarak yıpranmıştı fakat şimdi ne yapacağını biliyordu. Elindeki parayı yaptığı tüm birikimini bir laboratuvar kurmak için kullanacaktı.
O gün sabah erkenden kalkıp hızlıca hazırlanıp Faso’nun merkezi gidip bir laboratuvarda kullanılması gereken malzemeleri arama işine girişti. Beher, tüpler, şırıngalar ve bulabildiği tüm kimyasal maddeleri almıştı. Sonra eve dönerken bir hırdavatçıya gidip boya, çivi, inşaatlarda kullanılan yapıştırıcılardan alıp evin yolunu tuttu. Bu işlerini de halledince hemen evin yolunu tuttu. Eve gelince ilk işi aldığı malzemeleri eve taşımak oldu. Taşıma işini yaptıktan sonra evinin garajına gidip orayı boşaltmaya başladı. İşine yarayacak ve işe yaramayacak tüm malzemeleri ayırdı. Tüm garajı boşalttıktan sonra ise aldığı boyayı garajın duvarlarına uygulamaya başladı. Astar boyasını attıktan sonra boyanın kuruması için öylece bırakıp eve geçti. Yorgun düşmüştü ve her tarafı boya olmuştu bu yüzden önce dula girdi. Boya kokusundan ve üzerindeki boya lekelerinden ancak bu şekilde kurtulabilirdi. Banyo yapıp çıktıktan sonra mutfağa gidip kendine yemek hazırlamaya başladı, kendine ton balıklı makarna yapacaktı fakat o sırada evin zili çalmaya başladı. Hemen kapıyı açmaya gitti. Kapıyı açtığında gördüğü kişi ile çok şaşırdı.
‘’Merhaba Jessie.’’
‘’Merhaba Eva.’’
‘’Nasılsın?’’
‘’İyim içeri gelsene.’’
‘’Beni kovmayacak mısın?’’
‘’Neden seni kovayım?’’
‘’Sana inanmadığım için’’
‘’Sen bana inanmamış olabilirsin ama ben seni kovmayacağım çünkü sen benim arkadaşımsın bu yüzden içeri gelsene.’’
Eva eve girdiğinde daha fazla dayanamayıp Jessie sarıldı. Jessie en yakın arkadaşının haline dayanamadı ve o da Eva’ya sarıldı.
‘’Teşekkür ederim Jessie.’’
‘’Önemli değil Eva.’’
‘’Evet önemli.’’
‘’Boş ver artık o olanları, yemek hazırlıyordum sende yer misin?’’
Eva ne diyeceğini bilemiyordu. Onca olanlardan sonra Jessie ona evini açıyor ve yemeğini paylaşıyordu. İşte bunu aklı almıyordu.
‘’Eva cevap vermeyecek misin?’’
‘’Özür dilerim Jessie bir an ne diyeceğimi şaşırdım da.’’
‘’Evet ya da hayır demen yeterli ve ben evet demenden yanayım.’’
‘’O zaman evet.’’
Jessie ve Eva mutfağa geçip beraber ton balıklı makarna hazırlamaya başladılar. Yemeği hazırlarken de yemeklerini yerken de beraber mutfağı toplarken de hiç konuşmamışlardı. Jessie, Eva ve kendi için kahve hazırlayıp mutfaktaki masasının sandalyesine oturdu ve elindeki kahveyi Eva’nın önüne bıraktı. Aralarında uzayıp giden bir sessizlik vardı. Aralarındaki bu sessizliği Eva bozdu.
‘’Sen haklıydın.’’
Eva arkadaşına bakıyordu ama Jessie sessizliğini koruyordu.
‘’Salgın hastalık konusunda sen haklıydın. Sen gittikten sonra aynı şikâyete sahip hastalar gelmeye devam etti. Senin haklı olduğunu salgın bir hastalık olabileceğini bunun için önlem almamız gerektiğini söylediğimde bana ya işimi yapmamı ya da defolup gitmemi söylediler. Ben de önce sessiz kalıp işimi yapmaya devam ettim. Sonuçta orta da bir insan hayatı vardı ve onları sağlıklarına kavuşturmam daha önemliydi. Ama gittikçe ölümler artı bir gün bir kişi ölürken diğer gün üç kişi birden ölüyordu ve biz bu durumla nasıl baş edeceğimizi düşünüyorduk. Bu duruma daha fazla sessiz kalamadım ve hemen karantina ilan etmemiz gerektiğini söyledim. Bunu söyler söylemez işten kovuldum. İlk önce Vittoria’da ki evine gittim ama orada yoktun benimde aklıma burası geldi, ben de buraya geldim.’’
‘’Anladım ama madem başka hastalarda geldi ki bu durum ortada bir salgın durumu olduğunu gösterir neden karantina ilan etmiyorlar. Bizim haklı olduğumuzu bile bile neden bizi kovdular ya da beni geç neden seni kovdular bunu anlayamıyorum.’’
‘’Bence bunu gizli tutmaya çalışıyorlar.’’
‘’Bunun altında hiç iyi şeyler çıkmayacak.’’
‘’Bence de. Ne yapmayı düşünüyorsun Jessie?’’
‘’Gel benimle.’’
Jessie Eva’yı hazırlamaya başladığı garaja götürdü.
‘’Burada ne yapmayı düşünüyorsun?’’
‘’Bir laboratuvara dönüştürmeyi çalışıyorum sonra burada şu virüse bir tedavi bulmaya virüsle ilgili araştırmalar yapmaya başlayacağım.’’
‘’Gerekli teçhizatın var mı?’’
‘’Bir kısmı ama daha ihtiyacım olan şeyler var.’’
‘’Peki ya virüs örneği?’’
‘’İşte o yok.’’
‘’Anladım.’’
‘’Peki ya sen Eva sen ne yapmayı düşünüyorsun?’’
‘’Ne yapacağımı bilmiyorum Jessie.’’
‘’Sana bir teklifim var?
‘’Nedir?’’
‘’Burada kal beraber çalışalım ve virüse bir tedavi bulmaya çalışalım ne dersin Eva?’’
‘’Benim kalmamı istiyor musun ki?’’
‘’Evet benim yanımda kalmanı istiyorum.’’
‘’O zaman kalırım.’’
‘’Tamam yarın gider eşyalarını alırız.’’
‘’Olur.’’
‘’Ama bir sorunumuz olduğunu bir Eva.’’
‘’Nedir o sorun Jessie?’’
‘’Üzerinde çalışabileceğimiz bir virüs örneği yok biliyorsun zaten ve ben o örneği nasıl bulabileceğimizi bilmiyorum.’’
‘’Ben biliyorum.’’
‘’Nasıl bulacağız peki?’’
‘’Yarın Vittoria’ya gittiğimizde hastaneye gideceğiz. Ben oradaki eşyalarımı daha toparlamadım. Oradaki eşyalarımı toparlıyormuş gibi yapıp laboratuvardan virüs örneklerini çalacağız.’’
‘’Ama bu…’’
‘’Jessie bu yaptığımız kötü gibi gözüküyor biliyorum ama başka türlüsü olmaz ve aynı zaman da sadece kan olarak alıyorlar onu incelemiyor ki.’’
‘’Tamam zaten başka çarede yok.’’
‘’İyi bir hedefimiz var ve bu uğurda her yol mubahtır.’’
‘’Haklısın o zaman yarın harekete geçiyoruz.’’
İki yoldaş zor imtihanlara maruz kalacaktı fakat tüm bunlar onlar için başlangıç sayılırdı. Lakin onlar bunu bilmiyordu ve bilmeseler bile bu yolda yürümeye çoktan karar vermişlerdi.
****
Jessie ve Eva o gün sabah erkenden kalkıp Faso’dan Vittoria’ya doğru yola çıktılar. Hastaneden kanları nasıl alacaklarını bu işin altından kalkıp kalkamayacaklarını düşünüyorlardı. Birkaç saat sonra Vittoria’ya varmışlardı ve ilk önce Eva’nı evine gittiler. Eva bundan sonra Jessie ile kalacaktı bu yüzden de evdeki eşyalarını topladılar. Daha sonra Eva’nın evinden ayrılıp eskiden çalıştıkları hastanenin yolunu tuttular. Hastaneye vardıklarında arabayı park edip hastaneden içeri girdiler, ikisinin de kalpleri ağızlarında arıyordu ama yine de sakin olmaya çalışıyorlardı.
Hastaneden girdiklerinde önce Eva’nın odasına gittiler ve Eva’nın birkaç kişisel eşyaları vardı onları toplayıp Eva’nın elinde bulunan karton çantaya koydular. Eva’nın elinde bir çanta daha vardı ona ise laboratuvardan alacakları tüpleri koymayı düşünüyorlardı. Daha sonra ise Eva’nın odasından çıkıp gizlice laboratuvara doğru gittiler. Kimseye gözükmemeye çalışıyorlardı. Laboratuvarın önüne vardıklarında içeriyi kolaçan ettiler ve içeride laboratuvar teknisyenlerinin olduklarını gördüler bundan dolayı biraz beklemeye karar verdiler. Laboratuvarın yakınlarında bulunan koltuğa oturup içeriyi gözetlemeye başladılar. Saat öğle arasına yaklaşıyordu bu yüzden tek tek tüm teknisyenler dışarı çıkıp gitmeye başladılar. İçeriden herkesin çıktığını gören Jessie ve Eva laboratuvardan içeri girip arama yapmaya koyuldular. Laboratuvarda çokta aranacak yer yoktu aslında sadece birkaç yeri aramaları yeterdi. Bu yüzden birkaç dakika içinde hemen hemen her yeri aramışlardı fakat şimdiye kadar bir şey buldukları söylenemezdi. Son bir iki yer kalmıştı bu yüzden hemen Jessie orayı aramaya başladı ve başlar başlamaz birçok içinde kan bulunan tüp buldu. Tüplerin eline alıp üstlerini kontrol ettiğinde yeni tip virüs yazısını gördü, tüpleri bulduğu yere baktığında orada sadece yeni tip virüslerin bulunduğunu anladı ve hemen orada bulunan tüm tüpleri toplamaya başladı. Daha sonra Eva’yı çağırdı ve Eva’ya gösterdi, Eva’nın elinde çanta vardı, çantaya tüm tüpleri koymaya başladılar hızlı olmaya çalışıyorlardı. Jessie’nin elinde son bir tüp kalmıştı ki içeri teknisyenlerden biri girdi.
‘’Siz kimsiniz ve burada ne işiniz var?’’ dedi teknisyen.
Jessie ve Eva ne diyeceğiz ve ne yapacağız der gibi birbirlerine bakıyorlardı. Jessie kontrolü eline alması gerektiğini düşünüp teknisyene döndü.
‘’Biz teknisyen arıyorduk.’’
‘’Niçin?’’
‘’Bir soru soracaktık.’’
O sıra Jessie elinde tuttuğu tüpün farkına vardı ve teknisyene fark ettirmemeye çalışarak tüpü giydiği kapüşonlu ceketinin cebine soktu. Fakat Teknisyen Jessie’nin cebine bir şey koyduğunu görmüştü.
‘’Cebine ne koydun?’’
‘’Cebime mi ha siz şundan bahsediyorsunuz.’’ Jessie tüpü koyduğu cebinde bulunan parayı çıkartıp teknisyene gösterdi
‘’Para, para elimdeydi de onu cebime koydum.’’
‘’Tamam anladım.’’ Teknisyen tamam dese bile hala hem Jessie’den hem de Eva’dan şüpheleniyordu.
‘’Siz ne soracaktınız?’’ dedi teknisyen.
‘’Biz ikimiz kan verdik de sonuçlar ne zaman çıkar diye soracaktık fakat içeride kimseyi göremedik.’’
‘’Sonuçlarınız ancak öğleden sonra çıkar.’’
‘’Anladım teşekkür ederiz, biz şimdi gidelim.’’
‘’Pekâlâ.’’
‘’Teşekkür ederiz beyefendi’’ dedi Eva.
İki arkadaş beraber laboratuvardan çıkıp geldikleri yolu geri gitmeye başladılar. Eva bir yandan arkalarına bakıyordu ve gördüğü şey teknisyen onları izlediydi.
‘’Bizi izliyor Jessie.’’
‘’O zaman biraz daha hızlı olalım.’’
‘’Bence şu köşeyi döndükten sonra koşsak daha iyi olur.’’
‘’Tamam hazır ol.’’
‘’Şimdi.’’
Eva ve Jessie koridorun köşesini döner dönmez koşmaya başladılar. Hızla koşarak hastaneden çıktılar ve arabanın bulunduğu yere varıp arabaya bindiler. Biner binmez Jessie cebinde bulunan tüpü Eva’ya verdi, arabayı çalıştırdı, gazı kökledi ve oradan uzaklaştılar. Eva kucağında bulunan çantayı kontrol ediyordu. Jessie Eva’ya baktığında kucağındaki çantada bulunan tüplerin yanı sıra gördüğü şeyler ile hayrete düştü.
‘’Eva onlar nedir öyle?’’
‘’Laboratuvardan aldığım birkaç kimyasal.’’
‘’Neden onları aldın ki sadece kanları alacaktık?’’
‘’Evet biliyorum ama bunları kolay kolay bulamayız.’’
‘’Bu yine de onları almanı gerektirmezdi.’’
‘’Onlar bizden mesleğimizi tüm hayatımızı aldılar, biz onlardan birkaç kimyasal madde almışız çok mu? Ayrıca kötü bir amaç uğruna değil.’’
‘’Ne diyeceğimi bilmiyorum.’’
‘’Hiçbir şey demen gerekmiyor.’’
‘’O zaman ucuz atlattık diyelim.’’
‘’Aynen öyle.’’
‘’Her neyse bunu da başardığımıza göre artık eve gidelim.’’
‘’Evet gidelim.’’
Jessie Faso’ya doğru arabasını sürmeye başladı. Bu durumu atlattıkları için seviniyorlardı. Birkaç saat sonra Faso’ya geldiler, arabadan indiklerinde Eva’nın eşyalarını içeri taşıdılar. Laboratuvardan aldıklarını ise Jessie’nin kullanmadığı bir buzdolabına koydular, kanın bozulmaması için. O gün çok yorulmuşlardı bu yüzden akşam yemeklerini yiyip dinlenmeye çekildiler. İkisi beraber öylece koltukta oturup akşamı ettiler. Gecenin ilerleyen saatlerinde ise ikisi de odalarına çekilip uykunun güzel kollarına kendilerini bıraktılar. Jessie ve Eva sabahın erken saatlerinde uyanıp kahvaltı yapıp laboratuvara dönüştürecekleri garajın yolunu tuttular. Hemen laboratuvardaki işleri yapıp bitirmeye çalışıyorlardı. Boyama, düzenleme, üzerlerinde çalışacakları bir alan yapma ve temizleme ile uğraşıyorlardı.
Onlar için çok kapsamlı bir yere pek gerekmiyordu, sadece çalışacakları ve düzgün bir alan yeterli idi. Ogün sıkı bir şekilde çalışarak işlerin bir kısmını bitirdiler.
Bir hafta sonra;
Garajın laboratuvar olma süreci bitmişti, artık onların bir garajları yoktu bir laboratuvarları vardı. İçeride ki tüm işleri bitirmişlerdi bunun sonucunda düzgün bir alan elde etmişlerdi. Laboratuvarda kullanacakları malzemeler ise hemen hemen tamamdı artık tam anlamıyla olmasa da çalışmaya başlaya bileceklerdi.
****
1 Hafta Sonra;
Garaj artık laboratuvar olmuştu. Jessie sabah erkenden kalkıp kahvaltı hazırlamak için mutfağa gitti. Onun hemen ardından Eva’da mutfağa geldi ve beraber kahvaltı hazırlayıp, kahvaltı yaptılar. Sonra doğruca laboratuvar yolu tuttular. Jessie elinde bulunan kitaplar üzerinde araştırma yaparken Eva ise internet üzerinde araştırmalarını yürütecekti. Önce virüs hakkında daha çok bilgi sahibi olmak istiyorlardı. Ellerinde virüsün fotomikrografı vardı, bu sayede virüsün neye benzediğini biliyorlardı, bu da onların tam olarak nasıl bir şey aramaları gerektiğini gösteriyordu. Ama daha önce böyle bir virüs görmemişlerdi bundan dolayı da zorlanacaklarını düşünüyorlardı. Jessie tüm kitaplara tek tek bakıyordu Eva’da bilgisayardan bakıyordu.
‘’Jessie bir şey bulabildin mi?’’
‘’Hayır daha öncekiler gibi değil.’’
‘’Doğru haklısın, zorlanacağız gibi geliyor bana.’’
‘’Bence de bizi biraz zorlayacak ama başaracağız.’’
‘’Başaracağız.’’
İki arkadaş böylece hem birbirlerine hem de kendilerine güven vermişlerdi. Daha sonra araştırma işine daha da yoğunlaştılar, Jessie kitaplar arasında kaybolmuştu, Eva ise web sayfaları arasında gidip, gidip geliyordu. Bu araştırma işi neredeyse akşama kadar devam etti. Akşam hala araştırmaya devam ediyorlardı ki Jessie ve Eva ikisi de aynı anda ayağa kalkıp çığlık çığlığa bağırmaya başladılar, sonra ise ikisi birbirlerine sarılıp oldukları yerde zıplamaya başladılar ikisi de çok sevinçliydiler.
‘’Buldun mu?’’
‘’Evet buldum Eva sen, sen de mi buldun?’’
‘’Evet.’’
Sonra Jessie ve Eva ikisi de aynı anda konuşarak virüsün adını söylediler.
‘’Tamam şu bulduklarını bir göster bakalım Eva.’’
Eva hemen bilgisayar başında oturarak bulduğu tüm bilgileri Jessie ile paylaşmaya başladı.
‘’Öncelikle bu virüsün tedavisi yok. İnsandan insana solunum yolu ile bulaştığı biliniyor ama daha sonraki araştırmalara göre sadece solunum yolu ile değil farklı şekillerde de yani dolaylı yollarla da bulaşabildiği ortaya çıkmış. Mesela virüslü biri kapı tokmağı gibi bir yere dokunursa sonra oraya başka biri daha dokunursa ve o kişi elini yıkamadan ellerini ağzına, burnuna veya gözüne dokunursa hastalık bu şekilde de bulaşabiliyormuş. Ama virüs solunumu ya etkiliyormuş ya da fazla etkilemeye biliyormuş. Fakat insanda yine de nefes darlığı, baş ağrısı, karın ağrısı, kusma vücutta iltihaplı yaralara sebep oluyormuş.’’
‘’Benim bulduklarımla arasında pek de bir farkı yok.’’
‘’Çok garip etkileri var.’’
‘’Aynen öyle.’’
‘’Bizi uğraştıracak.’’
‘’Öyle gözüküyor.’’
‘’Buna nasıl tedavi bulacağız Jessie?’’
‘’Hiçbir fikrim yok ama bir şeyler yapmadan da duramayız.’’
‘’Hadi o zaman çalışmaya.’’
Jessie ve Eva elektron mikroskobunun başına geçip kapsamlı inceleme işine başladılar. Virüsün hücre yapısı, yapısında bulunan organelleri, hücre sayılarını, kısacası hiçbir şeyi ayırt etmeden incelediler. İncelme yapıyorlardı ama bundan sonrasını nasıl ilerleteceklerini bilmiyorlardı.
‘’Jessie neredeyse her şeyimiz var ama bundan sonrasını nasıl ilerleteceğiz?’’
‘’Bazı ilaçlar var elimizde biliyorsun o ilaçlarını bazılarını virüs üzerinde deneyeceğiz.’’
‘’Hibrit tedavi mi uygulayacağız yani?’’
‘’İlk önce bu yapılır biliyorsun daha sonra elemeler yaparak ilerletiriz.’’
‘’Tamam bu daha uygun geliyor.’’
Eva ilaçları koymuş oldukları dolaba doğru gitti ve dolabı açıp ilaçlara göz gezdirdi. Şöyle bir göz gezdirdikten sonra ilaçları saymaya başladı fakat ellerindeki ilaçların yetersiz olduğunu anladı.
‘’Jessie bu ilaçların yeteceğini sanmıyorum.’’
‘’Evet yetmez de zaten.’’
‘’İlaçlar temin etmemiz lazım.’’
‘’İlaçların bir kısmını Vittoria’ya gittiğimizde alırız bir kısmını da internetten.’’
‘’Şimdilerde ilaç almak çok zor değil.’’
‘’Evet isteyen gidip istediği ilacı alabiliyor.’’
‘’Tamam o zaman dediğin gibi yapacağız.’’ Eva bunu bıkkın bir şekilde söylemişti.
‘’Eva bundan ileri gidemeyiz, anlıyorsun değil mi?’’
‘’Anlıyorum Jessie bizde yavaş ama emin bir şekilde ilerleyeceğiz, artık yapabileceğimiz bir şey yok.’’
‘’Aynen öyle.’’
‘’Ama Jessie tüm o ilaçlara paramız yetecek mi?’’
‘’Hayır yetmez bu yüzden evin arkasında bir mısır tarlası var orayı satmayı düşünüyorum zaten alıcısı da var.’’
‘’Eva üzgün bir şekilde başını önüne eğmişti. Ona göre Jessie birçok şeyden feragat ediyor fedakârlık yapıyordu ve o tüm bunların altında ezildiğini ve hiçbir şey yapamadığını hissediyordu. Ama o sırada aklına bir fikir geldi.
‘’Benim de annemden kalan bir ev var ne ben ne de babam o evi kullanmıyoruz, orayı da satarız.’’
‘’Eva tarladan gelen para yeter.’’
‘’Alacağımız ilaçlara yeter ama bu laboratuvardaki eksiklere yetmez.’’
‘’Ama o annenden kaldı.’’
‘’O arsada babandan kaldı ama sen satıyorsun.’’
‘’Tamam dediğin gibi olsun, satmak konusunda emin misin?’’
‘’Evet eminim.’’
‘’Madem eminsin ben bir şey demiyorum.’’
‘’Tamam, hadi o zaman işimize dönelim.’’
Jessie ve Eva aynı anda işlerinin başına döndüler ve sıkı bir tempo ile çalışmaya devam ettiler. Hiç ara vermeden geceye kadar çalıştılar. Gece vakti geldiğinde ise artık çok geç olduğuna karar vererek dezenfekte olup laboratuvardan çıktılar. Eve girip önce duş aldılar sonra yemek hazırlayıp yemek yediler. Saate baktıklarında iyice geç olduğunu gördüler ve uyumaya karar verdiler. Onlar derin bir uykuda iken gecenin karanlığında ilerleyenler, bir yol çizmeye çalışanlar, planlar kuranlar, o kurulan planları uygulamaya geçirmeye ve yapılan o planları bozmak ve de insanlık için uğraşanlar iş başındaydılar.
Fotomikrograf: Mikroskobik bir nesnenin bir kamera ile donatılmış mikroskoptan elde edilen ve büyütülmüş fotoğrafı.
Tags: #gizem #macera #romantizim aile aksiyon araştırma aşk asker doktor dostluk felaket gazeteci Karanlık Bölge mücadele salgın sevgi toplama kampı yardımlaşma yoldaşlık