3

Bölüm 1: Yarım Torba Kömür! 

Serhat, ön bahçede top oynuyordu.
Bahçe kapısı çalındı. Serhat koşup kapıyı açtı. Gelen babasıydı.

Necati: “N’aber oğlum?”
Serhat: “Aynı ne olsun, koşturmaca. Anne! Evinin direği geldi!”
“Al şu torbaları. Bu da topun. Gözünü seveyim üç gün dayansın!”

Küçük kızı Burcu, bahçeye çıktı:
“Babam geldi!”
Necati, kendisine koşarak gelen kızını kucakladı.
“Hoppala! Nasılmış benim fıstığım? Abinle kavga ettin mi? Üzdü mü seni?”
“Beni kaleye geçirdi. Yüzüme top attı. Ağladım!”
Necati: “Ne yaptın kardeşine?”
Serhat: “Kız uykusuzluk çekiyordu. Sayemde iki saat deliksiz uyudu. Teşekkür etmeniz lâzım be!”

Ümmühan, yazmasını bağlayarak bahçeye çıktı.
“Hoş geldin! Neler almış babası kızıma?”
Necati: “Bir sürü mama aldım kızıma! Yumurta aldım, süt aldım, meyve aldım… Bugün de karnımızı doyuracağız çok şükür!”
Ümmühan: “Ee, hani üç-dört çuval odun getirecektin?”
“Kamyonete, mutfak dolaplarını yükleyip inşaata gönderdik. Mecbur yarın getireceğim. Hiç mi yakacağımız yok?”
“Kalanları da sabah yakmıştım. Çer çöp kaldı geriye.”
“Yemeğimizi yiyelim de bakarız çaresine!”
Torbaları alıp akşam yemeği için eve girdiler.

Yemekten sonra Necati bahçeye çıktı.
“Serhat!”
“Efendim?”
“Şu sokakta bir gezinelim. Yakacak birşeyler buluruz belki!”
“Tamam!”

Serhat, yeni aldığı topa sert bir vuruş yaptı. Saksılara çarpan topun havası durduğu yerde inmeye başladı.
“Aferin oğlum! Kır oğlum, vur oğlum! Patlat oğlum, bitir bizi oğlum! Günyüzü gösterme bize oğlum! Oğlumm, oğlumm, oğlumm!”
Serhat: “Uzun hava mıydı bu?”
Necati: “Düş önüme eşek herif!”
Necati ve Serhat, bahçe kapısını açıp sokağa çıktı.

İki sokak dolaştılar.
Ellerinde bir meyve kasası, iki kırık tahta ve yarım torba kömür ile eve döndüler.

Necati: “Şu kömürü sobanın yanına götür. Ben de şu kasayı kırayım.”
Serhat, kömür torbasıyla eve girdi.

Necati, yerden aldığı taşla meyve kasasını kırmaya başladı. Ümmühan, bahçeye çıktı:
“Bulabildiniz mi bir şeyler?”
“Bulduk, bulduk! Çöpün yanına meyve kasası bırakmışlar. Onu aldık. Sokağın köşesinde de hurdacılar ateş yakmış ısınıyordu. Sağ olsun onlar da yarım torba kömür verdi. Bu akşamlık idare ederiz.”

Ümmühan Kütahyalı’ ydı!
Sevgisini gösterdiği zamanlar şivesi değişirdi.
“Ülen, aferin ülen sene!”
Necati: “Dur kız! Ne yapıyorsun?”
“Sen bize baba oldun da evimizi mi ısıtıyon?”
“Yapma! Bak, odun kırıyorum.”
“Duğmazsam ne oluğ? Söyle bakem!”
Necati, Ümmühan’ nın elinden kurtulup eve doğru koştu.
“Kaçma len! Gel buraya!”
Ümmühan, kocasını eve kadar kovaladı.

Küçük odanın ortasında soba yanıyordu. İki yer yatağı yapılmıştı.
Birinde Ümmühan ile Necati, diğerinde Serhat ile Burcu yatıyordu.

Çocuklar uyumuştu.
Necati, yatsı namazından sonra odaya girdi.
“Uf! Dondum, dondum!”
Sobanın ateşine baktı. Yanındaki yarım torba kömürü içine attı.
“…Gece donmayalım. Yavaş yavaş yansın.”
Başucundaki saati 4.30′ a ayarladı.
“Sabah namazından sonra çıkmam lâzım. Montaja gideceğiz.”
Yatağa yatıp yorganı üzerine çekti.
“Oo, yatakta sıcacıkmış! Kimin sayesinde acaba?”
Ümmühan: “Rahat dur! Çocuklar uyanacak.”
“Uyanmaz! Çoktan dalmıştır onlar!”
Serhat: “Öhö, öhö!”
Necati: “Uyumamış! Daha sessiz olalım.”
Serhat: “Ulan öhö diyorum, öhö!”
Necati: “Bir rahat yok ya!”

Cilveleşme devam edince Serhat öksürüğün şiddetini arttırdı.
Necati: “Ne var?”
Serhat: “Uyumaya çalışıyorum!”
“Kapa kulakları, yum gözünü yat uyu!”
“Çişim geldi!”
“Git işe!”
Serhat odadan çıktı.

Sabah saat 04.30!
Alarm çalmaya başladı.

Oda dumanlarla kaplıydı. Dumanların arasından uzanan bir el saati susturdu. Elin sahibi bir itfaiye eriydi. Yangın söndürme tüpünü alarak odadan çıktı. Bahçede bekleşen kalabalığın arasında kayboldu.

Evin bahçesi!

İtfaiye, polis, ambulans, komşular! Yerde iki kişi yatıyordu. Üstleri birer örtüyle kapatılmıştı.

Polis memuru savcıya bilgi vermek için örtüyü kaldırdı.
“Baba ve kızı sayın savcım!”
Savcı gerekli notları raporuna ekledi.
“Tamam, kapatabilirsiniz.”

Olay, polis kayıtlarına ‘karbon monoksit zehirlenmesi’ olarak geçti.

Ambulansın arka kapısı açıktı.
Yüzleri kararmış anne ve oğlu, tedavi altındaydı.

———————–

Sonraki Bölüm!
-Baba Evi!-

—————-
Yasin Numan Yılmaz

Tags:
Paylaş
0 Yorum

Bir Cevap Bırakın

© 2023 Yazokur. Sizin için sevgiyle hazırlandı. MacroTurk

İletişim

Sizlere daha iyi hizmet edebilmek için bize mail gönderebilirsiniz.

Gönderiliyor
error: İçerik Korumalı

Kullanıcı Bilgileriniz İle Oturum Açın

veya    

Bilgilerinizi Unuttunuzmu?

Create Account