1. BÖLÜM HERŞEYİN BAŞI ;
Birey dünyaya geldikten bir zaman sonra rahat yaşamayı bırakır sorunlarla boğuşur öyle büyür derler; bu inanış böyledir fakat bir yetimhanede büyüyen hayatında aşık olduğu adam dışındaki insanlar tarafından istenmeyen bir çöp gibi kenara atılan insanlar için aynı şey geçerli mi? İşte orası tartışılır .
Ben Deniz Ersen. babamla küçük amcam biz doğduktan bir ay sonra vefat etmiş. bir yaşındayken nedenini bilmediğim bir şeyden dolayı kuzenim Azra Ersenle yetimhaneye verildik. Bebeklikten beri bu çöplükte yaşamak can sıkıyordu. Bir akrabamızın olması bir işe yaramamış bu çöplükten kurtarmamıştı. dedem, dayım; hepsi bizi elinin tersi ile itmişti.
Kavgalarla, dövüşlerle hayatımız geçiyordu. Hayatımda sadece Azra vardı. azra’nında ben vardım. Bu hep böyle gidecek herhalde diye düşünürken bir kavga sırasında hayatımızın aşkı olucağını bilmiyeceğimiz insanlarla tanıştık . Azra ile dalga geçiyorlardı bende onlarla tek başıma mücadele etmeye çalışıyordum. Birine diklenmişken gelen çığlıkla arkama döndüğümde 2 kişi bizle uğraşan kişilerin hepsini paket etmişlerdi. Ee tabi çocuk olduğumuz için bize onlar kahraman gibi görünmüştü . Herkes kavgadan sonra dağıldığında bizde tanışmıştık. Bizi kurtaran kahramanların isimleri Emir ve Mir di iki kahraman bizim hayatımıza tam zamanında girmişti.
iki kişilik olan hayatımız artık 4 kişi ile tamamlanmıştı. sürekli onlarla vakit geçiriyor yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmiyordu. gülmeyen yüzlerimiz o zaman gülmeye başlamıştı. tam çocukluğumu artık yaşıyorum diye düşünmeye başlamış, gerçekten mutlu olmuştum. Bu mutluluk fazla sürmedi 15 yaşımızda kahramanımız dediğimiz insanları iki kardeş evlatlık aldı . biz adamları görmesek de emir ve Mir bize sormadan gittmeye karar vermişlerdi.
bize artık söz kalmamıştı. o gün kavga ettik ve kavgayla ayrıldık. hayatımız tekrar boka sarmıştı. Büyüdükçe o kahramanların aslında aşık olduğumuz kişiler olduğunu anlamıştık. Yetimhane taşındığında 3 sene daha o çöplükte kalıp 18 yaşımızda yetimhaneden ayrılmıştık.
4 sene sokaklarda süründükten sonra dedemin bizi buldurup yanına çağırmasıyla hayatımız bir nebzede olsa kurtulacak diye düşünüyorduk. Fakat düşündüğümüz gibi olmadı dedem de bir barakada kalıyordu. kötü bir yerdi, bizi gördüğünde oturmamızı söylemiş oturtturmuştu. Biraz havadan sudan sohbet ettiğimizde dedem bize iki fotoğraf gösterip” kan davası kızlar, sizden başka sert tutuğunu koparan biri yok baran var bir , baran da şuan askere gidecek Ebrar desen kendine fayda yok o yüzden bu iş sizde ” fotoğraflara bakakalmıştık.
bu adamları öldürecektik ama neden? dedeme neden der gibi baktığımda anlamış olcak ki ” sizin babanızı öldüren kişiler bunlar madem sizi babasız bıraktılar sizde bunları evlatlarından ediceksiniz çocukları var isimlerini bulamadık o iş sizde bulup bana getirceksiniz sonrada karşımda kafalarına sıkıcaksınız ben size bir baraka vericem orda kalın alın bunları da ” bize silah bıçak telefon birde sakinleştirici dediği küçük şişede iki tane sıvı ilaç ; biraz da para vermişti . dedemin dediği barakaya gelmiştik. Bir ateş yakıp yanına oturduğumuzda babamların ölmesine hatta onların öldürmesine sinirlenmiş ve azrayla beraber ne olursa olsun onlarda evlat acısı yaşıyacak diye söz vermiştik. Artık daha sert olmanın zamanıydı kimseye acıma yoktu. bu çocuklardan sonrada bizim katillerimizi emirle miri bulmayı planlıyorduk.
Bu dünyada bu yaşıma kadar öğrendiğim bir şey vardı. kimseye acımamak; bu aşık olduğum biri olsa bile geçerliydi benim için , dedemin bize verdiği eşyalar arasında iki kadının kucağında bebekle çekinmiş resmi vardı . resmin arkasında belki birşey yazıyordur diye cevirdiğimde azram ve denizim yazısını görmemle gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. azraya fotoğrafı gösterdiğimde dedemin yanına koşarak varmıştık resmen; nasıl yalvardık bilmiyorum ama insafa gelmiş ve bize yerlerini söylemişti. Yanlarına gittiğimizde fotoğrafı gösterdik. Artık ailemiz vardı neden bıraktılar bilmiyorum ama bu saatten sonra da sorgulamaya niyetim yoktu beni bağrına bastığı yeterdi.
EMİR’DEN
Yetimhane hayatından kurtulalı resmen 7 sene olmuştu. Yetimhane’ye anne ve babalarımızın tatil dönüşü vefat etmeleri sonucu bırakılmıştık. Yetimhaneye girdiğimizde mir’de bende 5 yaşındaydık. ilk günler fazla aktif olmasakta sonraki günler mir’le beraber takılmış beraber yemekhaneye inmiş beraber bahçeye çıkmıştık. yine o günlerden biriydi yemekhaneye inmiş bir kalabalık görmüştük . Çocuk olsamda aşırı kavgacı ve sert biriydim. mir’le aralarına girdiğimizde bir kız yerde üstü başı ıslak Bir şekilde oturuyor kalabalık da onla dalga geçiyordu. mir yanımdan fırlayıp dalga geçenlerin bir kaç tanesine saldırdığında bende ona eşlik etmiştim. kız çığlık attığında başka birine saldıran Arkadaşı da bize taraf döndüğünde biz zaten nasıl olduğunu anlamasamda dalga geçenleri yere sermiştik.
O günden beride kızlarla tanışmıştık. kızların adı Deniz ve Azra idi Gayet güzel bir hayatımız vardı. onlarla dört kişi bir hayat çizmiştik . mutlu bir şekilde ilerliyorduk ta ki 15 yaşında bizi iki zengin kardeş evlatlık alana kadar; müdür bize sormuş bizde çocuk aklıyla onlara sormayıp kabul etmiştik. Aynı akşam bizi alacaklardı. vedalaşmak için yanlarına gittiğimizde duyduklarında sinirlenmişler ve kavga ederek ayrılmıştık. O günden beri de görüşmemiştik yetimhaneye gittiğimde de taşınmış olduğunu öğrenmiş iyice izlerini kaybetmiştik . Yaklaşık 1 ay önce babamın bize vermiş olduğu kan davası zımbırtısı ile uğraşıyorduk. Çok tanındık bir aileydik basın sürekli peşimizdeydi o yüzden dikkatli olmamız lazımdı .
Kan davasında iki kızı öldürecektik. onların babaları bizim evlatlık alan insanların eşlerini yani bizim annelerimizi öldürmüştü. Babamda bize görev vermişti. Yapıcaktık o kadar bizi evlatlık alıp evlerinde yaşatıyorlardı . bunu yapmak bizim borcumuzdu. onlar bize anne hasretini gidermemizi istememişlerdi bizde onlara baba hasreti yaşatıcaktık. Sonrada denizleri bulup mutlu olucaktık . herşey düzelicekti. İnancımı her gün gitmemesi için diri tutmaya çalışıyordum. Mir belli etmesede Azra ile olan resimlerine bakıp iç çektiği de oluyordu.
Aşktı bu fakat bunu anlamak zor olmuştu; kıyamamak en önemlisi ne yaptıklarını merak etmek insanı deli ediyordu. bir görsem iyi olduğunu bilsem yeminle yakınına yaklaşmazdım . Ama belirsizlik, o çok kötüydü işte bir şeyi bilmemek insanı deli ederdi. Ki ediyordu da onsuz geçen koskoca 7 sene ben bir saate dayanamazken yaptığımız salaklık yüzünden 7 koca yıl habersiz kalmıştık . elden birşey gelmiyordu. ne kadar bundan nefret etsem de bekliyecektik. ilk rahata kavuşucak şu kan davasından kurtulucak ondan sonrada denizleri yanımıza alıcaktık…
İyi okumalarrr!!!
Tags: aşk birlik kandavası