~
19 yaşımda başladığım bu yolda iki yıl içerisinde çok yol kat etmiştim şimdi ise aynı hızla yükseliyordum.
Toplantıdan toplantıya, seminerden seminere koşuşturuyordum, hep böyle bir hayatım olsun istemiştim hareketli ama maddi açıdan bi o kadar sakin yani binevi bolluk anlarsınız ya her genç gibi benim de hayalimdi zengin olmak, tabiki kime göre neye göreydi zenginlik ama ben baya uzun zamandır kendimi zengin hissediyordum.
Küçüklüğümden gelen takıp takıştırmacalarım anneme fikir olmuş beni bu yola sokmuştu takı işindeydim sadece bileklik, kolye, küpe değildi aksesuar adına geçen çoğu şeyi kendimiz birşeyler ekleyerek insanlara sunuyorduk ve tutuyordu. Hayat her zaman gülmeye bilir tıpkı bana gülmediği gibi çok önemli bir toplatıyı yanlışlıkla hatalı bilekliği sağlamların yanına koymamla reklam olanağı sağlanacak şirketin verdiği teklifi geri çekti çok yüklü bir miktardı reklam parası, şuan bu durumda olmaya bilirdik fakat her şerde bir hayır vardır derler, şait var da gerçekten.
Bu toplantı bana çok fazla maddi şeyler kaybettirmiş olabilirdi ama çok fazla manevi şeyler kazandırmıştı, işte bahsettiğim zenginlik buydu kazandığım manevi değerdi bu manevi değeri maddiyatla kazanıyor olsam da bu çok büyük onurdu o kış günü sıcacık bir şirkette gittiğim toplantıdan mağlup ayrılmıştım tabiki çok ama çok üzmüştü beni biraz kafamı dağıtmak istedim arabaya bindim ve torpidodan bir kitap çıkardım.
İlk önce altıçizili yerleri okumaya koyuldum.
Papatyam vardı bir tane idi saksıda büyüttüm neden bir bilmiyordum neden saksı bilmiyordum nereden gelmişti bu bir papatya onuda bilmiyordum ama bildiğim birşey varki bunun ömürünü bir seviyor sevmiyora sığdırmayacak oluşumdu.
Okuduğum satırlarla beraberinde arka sayfayı çevirdim, birkaç satır daha okuyup kitabı kapattım o gün içinde iyi gelmişti bana kafam dağılmıştı. Şirkete geri döndüm ya işte belki o gün birşey yapamadım ama şirkete ortak yapmaya hazırlandığım arkadaş şirketi hortumlayıp kaçmayı düşünüyormuş, sadece imzaların atılması kalan şirketteki bir çok anahtar onda da vardı ben o gün geç dönmem gereken toplantıdan erken den çıkıp şirkete geri dönmüştüm geri döndüğümde ise karşılaştığım manzara ise paraların saklandığı kasanın şifre ve yedek anahtarını bulmak için benim odamdaki çelik kasayı açmaya çalışan bir ortak yani daha doğrusu eski ortak demek doğru olur.
Tekmeyi vurup şirketten attığımdan beri geçen aylarda çıkan açıkların parasını hepsini kendine aldığını şirketten artıldıktan sonra ki aylar hiç açık çıkmamasıyla anlamıştım.
Kendi arabam, kendi evim bunlar güzel şeylerdi ama kendimi bir türlü tam hissedemiyordum eksikti bir tarafım. Bir sevgilim yoktu bir erkekğe ihtiyacım olması şart mıydı? Annem ise artık evlenme yaşımın geçmek üzere olduğunu yıllardır işime odakladığımı artık biraz hayatın tadını da çıkarmam gerektiğini düşünüyordu, Uzun süredir sadece önümdeki kağıdı izleyip kafamda hikaye anlattığımı fark ettim kafamı sallayarak kendime gelmeye çalıştım yani sonbahar girmiş ağaçların turuncuya boyandığı güne, önümdeki kağıdı elime alıp istatistiklere bakmaya başladım arada kafam böyle dalıp çok uzaklara gidiyordu.
Tıklanan kapım ile kafamı kapıya doğru kaldırıp içeri gelmesi için seslendim.
” Gelebilirsiniz”
” Nergis hanım yetimhaneden aradılar şimdi bir sıkıntı varmış sizi bekliyorlar”
” Hayırdır inşallah sağol Ayşe çıkabilirsin”
Ayşe çıkıp kapıyı kapatınca kabanımı giyip şirketten çıktım ,20 dakika ötede olan yetimhaneye vardığımda arabayla yetimhanenin bahçesine girip kenara çektim.
Arabadan inince karşımda gördüğüm çardak daki küçük kız çocuğu ile Seniha teyze yanyana oturuyorlardır, burdan fark edilen sarı saçları tebessüm etmeme neden olmuştu. Hızlıca arabanın yanından sıyrılıp çardağa doğru gittim
” Seniha teyzem merhaba ver elini öpeyim beni aradılar şimdi de burda küçük bir süper kahraman görülmüş haberin var mı senin”
” Süper kahraman mı? ben bilmem kızım öyle şeyleri”
” Anlatsam anlarsın belki adı da güzellik kraliçesiymiş böyle sarı sarı ,kıvır saçları olan , kostümünde mor renk ve üstünde papatyalar olan bir süper kahramanmış”
Ben geldiğimden beri ne bana ne Seniha teyzeden yana bakan küçük kız kendisini tarif etmemle bize doğru döndü.
” Hey anlattığım benim ve ben bir süper kahraman değilim küçük bir kızım”
Hemen önüne gidip dizlerimin üstüne çömdüm anlaşılan sorun dedikleri sarı saçları kadar inatçı olan bu kızdı.
” Yaa biraz anlatsana süper kahraman kimliğini saklamak zor oluyor mu?”
Anlamamış gibi yapıp üstüne gitmeye devam ettim.
” Yahu diyorum ki sana ben Süper kahraman değilim ben küçük bir kızım hem benim adım güzellik kraliçesi değil çiçek”
Konuştukdan sonra tekrardan arkasını dönen kızla bakışlarımı Seniha teyzeye çevirdim yorgun yorgun bakıyordu kafamı içeriye gidebilirsin manasında salladım ve oda tebessüm edip kalktı.
” Evet çiçek benim adımı biliyor musun?”
Hiç cevap vermemişti.
” Benim adım çiçeklerin türünden birşey”
” Yaa, yani ismimiz aynı mı?”
” Aynı değil ama yakın”
Bu konu ilgisini çekmiş olsa gerekki bana soru yöneltmişti.
“Benim adım Nergis tanıştığımız memnun oldum”
” Bende çiçek ay gerçi ben ismimi söylemiştim sana”
Dediğinden sonra eliyle ağzını kapatıp kıkırdadı.
” Kaç yaşındasın sen söyle bakalım?”
” Hm ben bak bu kadar yaşındayım yani 5″
Parmaklarını 5 tane açmaya çalışsada bir türlü olmuyordu bende yaptıklarına dayanamayıp güldüm.
” Peki neden burdasın, burası neresi biliyor musun?”
” Sanırım bir firkim var”
” Neymiş firkin söyle bakalım”
” Ee sanırım burası annesi ve babası olmayan çocukların geldiği yer baksana hiçbirinin yanında annesi ve babası yok… Benim olmadığı gibi.”
Son söylediği cümlesi ile kafasını aşağı eğdi hemen karşısından kalkıp yanına gittim ve kucağıma aldım.
” Ama bak burdaki herkes seninle arkadaş olur biliyor musun ve sana bir sır söyliyeyim mi?”
Kısık sesle konuştuğum zaman hızlıca kafasını bana kaldırdı ve kafasını salladı.
” Aslında ben burdaki herkesin annesi gibiyimdir onlar beni çok sever bende onları her gün gelir oynarım gece gelip masal okurum bazense kahvaltı hazırlarım onlara”
” Yoksa bu kadar çocuğu sen mi doğurdun”
Gözlerini büyütmüş şaşkın şaşkın yüzüme bakıyordu bu durum komiğime gitmişti ve kahkaha atmıştım.
” Hayır tabiki de senin de dediğin gibi annesi olmadıkları için ben onlara bakıyorum hepsi beni anneleri veya ablaları gibi görürler’
” Bende sana abla diye bilir miyim?”
” Tabiki tabiki diye bilirsin hadi gel içeri gidelim”
Bana kafa salladıktan sonra çiçek hakkında bilgi almak amacıyla içeri yöneldim.
” Çiçek arkadaşlarla oynamak tanışmak ister misin?”
” Eveet”
” Tamam, çocuklar bana bakın bakalım bu yeni arkadaşınız çiçek merhaba diyin bakalım”
” Merhaba çiçek”
Hepsi bir ağızdan çiçeğe selam vermişlerdi
” Çiçek senin ailende bizimkiler gibi yok mu”
” Evet yok Ama nergis abla ve siz varsınız yaniiiğ daha buuuuyük bir ailem var”
” Nergis abla biz ailemiyiz?”
” Tabiki aileyiz tatlım hadi bakalım dikkatlice oynayın birşey olursa ben içerdeyim”
Çiçek’i kucağımdan indirip diğer kızların yanına bıraktım ve çiçek hakkında bilgi almak amacıyla içeri gittim. Müdüre odasına gidip kapıyı tıkladım ve kafamı içeri uzattım.
” Gel Nergisim gel”
Seniha teyzeye ziyaden daha genç olan Emine abla bu yurdun müdüresi idi.
” Geldim Emine ablam nasılsın?”
” Biraz hüzünlüyüm”
“Çiçek mevzusu mu?”
” Aynen öyle, odamda oturuyordum bahçe de bir kıyamet koptu hemen koşarak çıktım çiçek bahçede ağlıyor bir kadın ve adam biraz eskice bir arabaya binip gittiler, ne dediysem de konuşturamadım Seniha ablaya söyledim seni aramasını çünkü çözsen çözsen sen çözersin bu olayı.”
” Anladım ben olduğunca sık uğramaya çalışıcağım çiçek korka bilir hangi vicdansız bunlar, 5 yaşındaki el kadar çocuğu bahçeye bırakıp kaçar hemde arkasına bakmadan”
” 5 yaşında mıymış bana onu dahi söylemedi Seniha ablaya ismini söylemiş bi tek o da su verince ağzından kaçırmış yanlışlıkla”
” Anladım Emine ablam bundan sonra çiçek benim gözetemim altında sen sıkıntı yapma ben araştırıp bulucam ailesini”
Emine abla asık suratını biraz da olsa kaldırmıştı müsaadesini isteyip bahçeye çıktım şirkete dönmem gerekiyordu.
” Eveet sevdiniz mi çiçek arkadaşınızı”
” Çok sevdiiiik”
Hepsi bir ağızdan bağırmıştı çiçekse gülüyordu ve koşmaktan kıpkırmızı olan yanakları ile deniz mavisi kadar güzel gözleri daha da belirginleşmişti.
” O zaman benim artık gitmem gerekiyor”
” Hayıııır!”
Ses çiçekten çıkmıştı
” Ama çiçekcim beni bekleyen bir iş var hem bak burda Seniha nene var Emine teyzen var ben geri gelicem korkman gerekmiyor.”
Doludolu olan gözleri ile koşup bacağıma sarıldı ve yukarı doğru bakmaya başladı.
” Gitmesen olmaz mı?”
Bakışları içimi yakmıştı.
” Tamam gitmeyeceğim ama tek şartla”
” Kabul”
” Kız dinleseydin önce”
“kabul aamaa sen yine de söyle”
” Tamam burda duracağım ama bana anlatmanı istediğim şeyler var.”
“Kabul”
Bir eliyle önüne gelen saçını geriyi ittirdi, saçımdaki kurdaleli tokayı çıkardım ve eğildim
“Dön bakalım arkanı”
Arkasını dönünce saçını topuz yaptım ve serinlemesi için ensesine üfledim ter su olmuştu. Serinlediğini belirtircesine kıkırdadı.
Artık uyku saati gelmişti, hemen öncesinde depodan çıkardığımız yatağı çiçek için kurmuş pembe ötüleri sermiştik. Herkesi yatırdıktan sonra çiçek’i mutfağa indim
“Evet çiçek sabah bana bir söz vermiştin”
” Evet Nergis abla”
” Eğer bir sakıncası yoksa bana aileni anlatır mısın biraz”
” Anlatiyım babam öğretmendi annemse evdeydi işte tam hatırlamıyorum aslında ama böyle bir süüürü kadın toplanmış ağlayanlar vardı içinde bide bazıları ‘el kadar çocuk ne olacak şimdi çok zor küçük ya daha anlamıyor farkında değil’ diyorlardı ama ben küçüküm akılsız değilim ki anladım tabiki anne ve babamı kaybettiğimi, fakat yansıtamadım işte dışarıya ardından annemin kardeşleri babamın kardeşleri bir ara mutfaya girdiler biraz bağırştılar sonra herkes gittikten sonra annemin kardeşleri de gitti biz sadece halamlae kalmıştık beni buraya bırakmadan önce de her gece benden özür diledi arabada bile garipti”
Konuşmasını şoklar içinde dinliyordum küçücük çocuk neler anlatıyordu aklım bir türlü almıyordu nasıl olabilirdi çiçek normalden fazla zekiydi o yaşına göre o susmuştu ben ise zaten hiç konuşamamıştım kendimi hemencecik toparlayıp çiçek’in ellerini tuttum.
” Ama artık bunların hepsi geçti geride kaldı ben varım emine teyze var Seniha nene var bak burda bir sürü arkadaşın var ben merak ettiğim için sordum sen bir daha düşünme bunları tamam mı anlaştık mı”
Bana tamam anlamında kafa salladıktan sonra yukarı çıkıp yatağına yatırdım
Gecenin sessizliği ile yorgun düştüğümü fark etmiştim, o küçük minicik bedeni ailesinin hatasını çekiyordu ve hiç haketmiyordu bu acıyı ona çok üzülüyordum saat’e baktığım da 21:27 idi.
Emine ablanın yanına indim ve gittiğimi haber ettim Seniha teyze ise yarının hazırlıklarını yapıyordu. Seniha teyze gençken okulöncesi öğretmenliği yapıyormuş fakat eşi vefat ettikten sonra enerjisini toplayamamış ve bırakmış yıllar sonra ise burda oyalanmak için işe girmiş. demiştim ya uzun zamandır kendimi zengin hissediyorum diye işte bu yurt ile karşılaşmamdı, bu yurda maddi yardım yapıyordum ve manevi olarak da yardımcı olmaya çalışıyordum işte ben o zaman istediğim zenginliğe ulaşmıştım.
eve geldim yarın ise ilk işim çiçek’in ailesini aramak olacaktı.
Eve varınca üstümü değiştirip kendimi direk yatağa attım zaten anında uyuya kalmıştım.
Alarmın sesi kulaklarım da çınlıyordu, telefonumu elime aldım ve alarmı susturdum şirkete hergün 8 de giderdim hızlıca lavaboya girdim çıktım ardından dolabımı açtım sonbahar soğunu belli etmeye başlamıştı sonbahar uygun giyinip elime de siyah büyük bir çanta aldım anahtarımı telefonumu cüzdanımı içine atıp çıktım. İlk işim bir mağzaya gitmek olacaktı çiçek için birkaç kıyafet almak istemiştim çünkü bir çanta dahi bırakmamışlardı.
Büyük bir alışveriş merkezine vardım ,arka tarafa kocaman alfabetik sırayla giden otoparkta gezmeye başladım ve arından bir yer bulup girdim. Alışveriş merkezine çıktım mağzaların önünden geçiyor bir yandan içeriyi yokluyordum çocuk reyonu bulunan bir mağzaya daldım. Renk renk kazaklar, taytlar, pantolon, bir adet mont almıştım bot almaya yönelmiştim ki ayak numarasını bilmediği fark ettim, Seniha teyzeyi arayıp gerekli bilgileri edindim işlerimi halledip yurda döndüm ellerimdeki paketleri saklayarak yurda girdim ve direk Emine ablanın yanına gittim çiçek’i de çağırıp onu arkadaşlarının yanında söylememesi için uyardım.
Çiçek’in dolabını yerleştirdim ve onlar etkinlik yaparken bende şirkete gittim saat 10′ a geliyordu. Doğal olarak herkes garipsemişti toplantı yapıp Şirketin istatiklerini kontrol ettikden sonra baya bir süre mail okuyup tekliflere geri dönüş yaptım. Web sitenin düzenini gözden geçirdikten sonra ürünler için yapılan yorumları okudum ve tavsiyeler verenlerin yorumlarına geri dönüş yapıp laptop’un not bölümüne yazılan fikirleri kaydettim.
Seniha teyzenin aradığını ve tahmin üzerine çiçek’in sorun çıkardığını anlamıştım,tabiki tahminim doğru çıkmıştı. Ayşeye haber verip şirketten ayrıldım.
Dört ay sonra**********
Çiçek’in ailesi hakkında öğrendiklerimin üstünden tam 4 ay geçmişti gün geçtikçe birbirimize daha çok bağlanıyorduk ve dün gece hayatımı tamamen değiştirecek kararı vermiştim evet çiçek’i evlat edinecektim. Şirketten çıkıp arabama bindim kalbim ağzımda atarken heycandan gireceğim yolu şaşırmıştım geri geri giderken daha arkama yeni park edilmiş arabayı fark etmeyip çarptım şimdi olacak iş değildi o kadar işimin arasında bunla uğraşmak sinirlerimi hoplatmıştı. Hızlı bir şekilde arabadan fırladım
” Ya kardeşim görmüyor musun geri geri geliyoruz azıcık sabret etsen nolurdu yani belki ben park edecektim oraya ne hakla gelip giriyorsun.”
Benim aksinime çok sakin olan adam arabanın kapısını yavaşça açıp arabanın önüne geldi siyah gömleği ile sarı saçları daha da ortaya çıkmıştı ellerini aynı şekilde siyah takip eden pantolunun beline yerleştirdi ve eğildi
” Pardon hanımefendi bilerek yaptığım birşey değildi kusura bakmayın fakat şu durumda siz suçlu gözüküyorsunuz”
” Gel gir dibime sonra siz suçlusunuz!”
Adam doğrulup bana yaklaştığında fark ettiğim mavi gözleri ve sarı saçlarıyla sempatik birine benziyordu.
” Tamam anlaşıldı siz bana numaranızı verin sigorta tarafından halledilir çok büyük bir hasar yok lütfen sizde sakin olun bu kadar yükselecek bir durum yok ortada”
“Olmaz böyle ya neyse madem hasar küçük yazın numaramı”
Numaramı verdikten sonra arabayı ileri aldım ve benim arabamda hasar olup olmadığına bakmak için tekrardan indim hiçbir şey yoktu arabanın kapısına vurdum ve
“Aslan parçası ne sağlammışsın sen canım arabam”
Kendi kendime sevindikten sonra
Yurda gidip düşüncelerimi Emine ablaya anlattım başta tereddüt etmişti fakat gözlerimdeki eminliği görünce o da emin olmuştu. Emine abla çiçeği alıp odasına tekrardan gelmemi söyledi bahçeden çiçeği alıp geri çıktım.
” Çiçekcim merhaba”
” Merhaba Emine teyze”
” Şimdi bizim sana Nergis ablanla sormak istediğimiz birşey var”
” Tabiki sorabilirsiniz”
Koşmaktan nefes nefese kalmış çiçek hızlı hızlı konuşuyordu.
” Çiçek Nergis ablan senin annen olmak istiyormuş ne dersin buna gitmek ister misin ona?”
Küçük sarı saçları anlına dökülmüşken şaşkın şaşkın bana döndü bende ona tebessüm ettim.
” Evet çiçek ben seni çok sevdim biliyorsun ben her gün buraya gelemem çünkü kendi işim var ama sen benle gelirsen hergün her saat görüşebiliriz ister misin benim kızım olmayı?”
Bir süre düşündü sarı saçlarıyla güzellik denilen şeyin insan olmuş hali çok kararsız kaldığı belliydi. Bir anda kafasını kaldırıp
” Peki ben kabul edersem annem üzülür mü çünkü hep beni izliyor o”
” Hayır hayır tabiki de aslında kızı hep mutlu olacağı için asla üzülmez o senin hep mutlu olmanı ister bende öyle isterim”
” O zaman tamam, aslında Nergis abla sen anneme de benziyorsun ha sadece annem sarı saçlı idi.”
Gözlerim dolu dolu olmuş idi demek bu yüzdendi bu derin bağımız.
Ve çiçek’i alıp eve geldim onun odasını onunla beraber seçmek için daha hazırlamamıştım. Eve gittikden sonra onu bir güzel doyurdum dışarı çıkıp işlerimizi halletikilk önce mobilyacı ardından nevresim-yorgancı birkaç aksesuar ve halı herşey tamadı, Annem bu konu da başta bana karşı çıkmıştı etrafdaki herkes benim esmer onu sarışın olması annesi olmadığımı düşündürecek bu seni yorabilir demişti ama ben yine burnumun dikine gidip yapmıştım yapacağımı çünkü kimseye kulak asmıyordum.
Akşam üstüne doğru gelen mobilyacılar çiçeğin odasını kurup gitmişlerdi, çiçek ise yatağın üstünde zıplıyordu düşmemesi için onu uyarırken telefonuma gelen bildirim ile telefonuma baktım. Kayıtlı olmayan bir numaraydı.
” Anne bak”
Çiçek ilk defa bana anne demişti o şaşkınlık ona doğru döndüm ve ona dönmemle yatakta takla attı. Tebessüm ettim ve içim içime sığmazken yattığı yerden kalkmasına izin vermeden onu gıdıklamaya başladım.
Ardından onu yataktan kucaklayıp kendi odama gittim.
” Hadi bakalım küçük hanım uyku saatin geldi.”
“Uykum yok ben-“
esneyen çiçek’e karşı güldüm o da kıkırdayıp yatağa attı kendini çünkü uykusu geldiğini fark etmişti. Yanına uzandım ve onu başından öptüm çok süre geçmemişti ki uyuya kalmıştı bende yavaşça telefonumu alıp salona geçtim ardından gelen mesaja baktım.
+905…
Merhabalar ben Aras bu gün çarptığınız kişi sigorta işlemlerini halletim ve çok bi hasar olmadığı için yüklü bi miktar çıkmadı size de haber etmek istedim.
Nergis:
Bu gün size karşı olan tavrın için kusura bakmayın çok fazla işim vardı ve hiç uğraşmak istemediğim bir zaman başıma iş gelince sinirlerim çok yükseliyor. Bende Nergis bu arada
Mesaj kutusundan çıkacaktım ki anında mesajıma döndü.
+905….
Hiç önemli değil. Yanlız benim size sormak istediğim bir konu var beni yanlış anlamaz iseniz?
Nergis:
Tabiki tabiki buyrun
Aras bey:
Yarın müsaitseniz bir kahve içmek isterim sizinle tabi bir sakıncası yoksa
Kabul etmelimiydim ne annemin getirdiği görüceler nede bana gelen insanlar hiçbirini net olarak red etmiştim fakat ,Arasın aurası çok ilgimi çekmişti. Bir şans verecektim sanırım
Çünkü karşıma çıkan insanlarda kesinlikle istemiyordum fakat Aras’a karşı öyle değildim. Ve bu kahve teklifinin ciddi bir kahve olduğunun da gayet farkında idim
Nergis:
Bir sakıncası yok tabiki ama size söylemem gereken bir konu var ardından bir daha düşünmenizi tavsiye ederim
Aras bey:
Dinliyorum buyrun
Nergis:
Benim bir evlatlık kızım var ve bu sizin için bir sakınca oluşturabilir diye düşündüm
Aras bey:
Benim için sakıncası yok sizin içinde yoksa
Nergis:
Yarın kaçta ve nerde?
Aras bey:
İsterseniz sizi evinizden alabilirim çarptığınız arabamla 😉
Tebessüm etmiştim ve Aras beyciğimizin doğru kişi olduğuna karar verdim. Kolay kolay erkeklerle konuşurken gülmezdim fakat Aras bunu becermişti
Nergis:
Sağolun ama luzmü yoktur
Aras bey:
Lütfen ricamdır sizin nezaketine karşı benimkini kabul edin.
Nergis:
Peki kabul ediyorum fakat tam olarak evimin adresi değildir attığım yine de beni orda bulabilirsiniz.
Aras bey:
Sorun yok teşekkürler saat 15:00 gibi sizi almaya gelirim, iyi geceler Nergis hanım
Nergis:
Tamadır, İyi geceler Aras bey
Bir buluşmaya gidecektim uzun zaman sonra, bu heyecan ile uyuyamayacağım belliydi gidip çiçek’in kıyafetlerini katlayıp dolabına koydum, nevresim takımını serdim aldığım oyuncakları oyuncak sepetine doldurdum aksesuarları yerleştirdim ahşap ve beyaz renklere ziyade diğer detaylar rengarenk yapmıştı odayı çok hoştu. Yatağa gidip çiçek’in yanına uzandım ve uzaklara daldım.
Bu güzel kız ailesini trafik kazasında kaybetmiş, fakat akrabalarından kimse ona sahip çıkmamış 3 çocuğunu zor geçindiren halası almış fakat bakamayınca yetimhaneye bırakmıştı ve bir daha bakarsa pişman olacağı için arkasını bakmadan kaçmıştı. O günden birkaç zaman sonra çocuğun biri güvenliğe çiçekin kimliğini bırakıp kaçmış bu da onu evlatlaklık almam için işimi kolaylaştırmıştı. Onun güzel yerlere gelebilmesi için bütün olanakları sağlayacaktım
” Söz veriyorum kızım hayat sana beklenmediği anda değil senin yarattığın anlarla güzel olmasını sağlayacağım.”
Çiçekin bana biraz daha sokulması ile tebessüm ettim ve uyudum.
Alarmı kurmamıştım sabah çiçek’i uyandırmaması açısından kendim iyice hazırlandım kahvaltı hazırladım bir çırpıda köşedeki bakkaldan ekmek alıp geldim ve çiçek’i uyandırmaya gittim.
” Kızım hadi uyan bakalım kahvaltı hazır”
” Peynir var mı?”
Gözlerini açmadan yönelttiği soru ile tebessüm edip cevap verdim.
” 3 çeşit”
Hemen ayaklanıp tuvalete koştu aldığım basamağa çıkıp elini yüzünü yıkadı ve bir güzel kahvaltı ettik ,saat 8 buçukta evden çıktık artık yeni iş saatim buydu 8 buçuk iş yerinde beraber vakit geçirip şirkettekilere tanıttım ve saat artık 3’e geliyordu.
” Çiçek Seniha neneyi ziyaret etmek ister misin?”
” Eveeet”
Bu durum hoşuma gitmişti buluşmaya gitmeden önce onu Seniha teyzeye emanet edecektim. Yurda gidip Aras gelene kadar çocuklarla bahçede oyun oynadım. Gözümün karşı yola kaymasıyla Aras’ın arabasını gördüm ne zamandır ordaydı bilmiyorum ama sadece beni izliyordu.
Elimle gelmesi için işaret yaptım ve arabadan inip yanıma geldi.
” Merhaba”
“Merhaba”
Güvenliğin orda dikiliyorduk.
” Ee hadi cafeye gidelim”
Hareketlenmemle beni durdurdu
” Biraz burda vakit geçirsek”
Aras’ın söylediklerine tebessüm edip çocukların yanına gidip yeni oyun arkadaşlarını tanıştırdım.
Farkında olmadan bütün günü yetimhanede oyun ve etkinlik yapmakla geçirmiştik. Bilerek arabayla gelmemiştim bu gün yakın mesafe de olan yurda çiçekle yürüyüş yaparak gelmiştik ama şimdi çiçek uyuya kalmıştı saat 20:56 idi.
” Bu gün çok hareket etti ya erkenden uyuya kaldı.”
Eğilip çiçek’i kucağına aldı ve arabaya kadar taşıdı, ben arabaya oturduktan sonra kucağıma yatırdı. Ve evimin yolunu tarif ettim artık varmıştık ayrılık zamanıydı, kucağımdan aldığı çiçek ile bende kalktım hızlıca gidip evin kapısını açtım ardından çiçek’in ayakkabılarını çıkarttım Aras da ayakkabılarını çıkarıp içeri girince yol göstermek için önden önden gidip koridora döndüm ve çiçekle karşılıklı olan odamın kapısını açtım içeriye girmesini bekledim, Aras içeri geçip çiçek’i yatırdı üstünü örtüp başından öptü. Tekrardan kapıya kadar eşlik ettiğim sırada bir anda bana döndü
” Bu gün için teşekkür ederim Nergis hanım.”
” Asıl ben teşekkür ederim Aras”
Bu senle benden olur demekti ve o da bunu anlamıştı çok iyi anlaşıyorduk tüm gün evcilik, sokak oyunları oynayarak çocukluğumuzda dönmüştük.Tebessüm edip ona kitledim bakışlarımı tıpkı çiçek’in gibi olan mavi gözleri parlıyordu. O da bana tebessüm edip
” İyi geceler o zaman”
” İyi geceler”
Arabayla çıktıkdan sonra kapıyı örttüm ve derin bir nefes verdim artık herşey tamamdı hemen annemi arayıp başımdan geçenleri anlattım tabiki çok sevindi ve en kısa zamanda tanışmaya getirmem için beni tembihledi.
Bir yıl sonra*******
” Anne çoook güzel olmuşsun”
” Ya sende çok güzelsin küçük hanım”
” Teşekkür ederim.”
Elbisesinin eteğini iki yana açıp diz kırdı.
Çiçek’in altısına girmesine az kalmıştı sürekli gün sayıyordu o artık büyümüş ve 5 buçuk yaşında bir kız olmuştu -onun değimiyle- hayal güçleri çok genişti.
Giydiğim beyaz dümdüz gelinlik ile ayna da sonkez kendimi inceledim kısa biraz genişçe olan duak’ım da dümdüz dü gerçi kır düğününden abartılı birşey beklenmezdi ki Arasta kırık beyaz bir takım gitmiş renkrenk olan buketimden bir iki tane çiçeği cebine sıkıştırmıştı. Artık dışarı çıkma vaktiydi Aras gelip kapıyı tıkladı ve çiçek uzamış boyu ile kapıyı açtı.
” Baba annem hazır ama ağlamak yok tamam mı?”
” Yok asla ağlamak yok anlaşıldı aç bakalım kapıyı”
Kapının arasından konuşan çiçek bu sefer bütün kapıyı açtı büyülenmiş şekilde beni süzen Aras en son gözlerime geldi yavaş yavaş yaklaşıp sarıldı ardından duağımı kapattı koluma girdi ve dışarı doğru ilerlemeye başladı çiçek ise elinde gül şeker ve çiçek dolu sepetle önümüzden gidiyordu ona da beyaz gelinlik gibi kabarık tülden bir elbise almıştık saçlarında da minik çiçekler takılıydı kendisi gibi.
Uzunca olan beyaz halıda yürüyüp nikah kıyılacak alana geldik, ardından mühim sorular soruldu
” Eveeet”
Sakin ama hoş bir evetti Arasınki , bana uzatılan mikrofon ile avazım çıktığı kadar bağırdım.
” EVEEET”
benim cevabım dan sonra büyük bir alkış tufanı koptu Aras bana dönüp duağımı açtı ilk önce anlını anlıma yaslayıp fısıldayarak konuştu.
” Bu dünyaya bir daha gelsem o arabaya gene sen çarpsan bende alev gibi gözlerine tekrar tekrar tutulsam”
Dedikleri ile tebessüm ettim ardından geri çekildi ve dudaklarını anlıma bastırdı.
ardından çiçek yanıma gelip
” Anne babamın ayağına bas”
Çok sert olmamaya özen göstererek Arasın ayağına bastım
” Adet yerini bulsun”
Elimle çiçeği gösterdim iki eli ağzını kapatıp gülüyordu. Aras onu kucağına aldıktan sonra elime evlilik cüzdanını aldım ve salladım. Herkes gülüyordu ben mutluydum, Aras mutluydu, çiçek mutluydu…
İki yıl sonra********
Saygın ailesi olarak 4 kişiydik artık oğlumuz Toprak da bizimleydi, artık şirketlerimizin varisleri belliydi. Doğum gayet güzel geçmişti bundan dolayı erkenden hastaneden çıkıp eve dinlenmeye gelmiştim babası gibi sakin bir çocuk olacaktı anlaşılan. Annem ve Arasın annesi bizdeydi biz evlendikten sonra Aras’ın ailesi de İsveç’ten taşınıp tekrardan Türkiye ye yerleşmişlerdi bense dinleniyordum. Çiçekte ise kardeşi ile aynı gün doğduklarının heyecanı vardı 30 Ağustos.
Hamilelik döneminde bana çok fazla yardımcı olmasıyla birlikte her sabah uyandığımda karşımda kardeşiyle konuşan bir çiçekle karşılaşıyordum kocaman kız olmuştu gözümün önünde koca 3 yıl geçmişti. Ve Aras’ın sarışın olmasıyla da çokta dikkat çekmemişti ailemiz fakat toprak saç rengi tıpkı bendi kara kara saçlarıyla doğmuş idi tabi gene bir tık açıktı buda babasına benzemesi için bir duamdı göz rengi hala tam net olmadığı için birşey diyemiyorum ama sanki mavi gibiydi babasına benzeyip yakışıklı olmasını tabiki isterdim ama bana benzeyecek gibiydi.
Aras hala şirketlerde koşuşturuyor bir de çiçek’in okuluna yetişmeye çalışıyordu bir an önce iyileşip ondan biraz da olsa yüklerini almak istiyordum, onun şirketinin istatikleri biraz karışıktı açıkçası pek içinden çıkabileceğim gibi değildi fakat hiç yoksa tekrardan kendi şirketimin başına geçer ve çiçek’i de okula ben bıraka bilirdim.
Gün geçtikçe kendimi iyi hissediyordum ve artık şirkete gitmeye başlamıştım ama Aras kendimi çok yormamam için çiçek’i okula bırakıyordu toprak olduktan sonra şirkette bir çok değişilikler yapmıştım kendi odamın duvarlarını sese dayanıklı içeriyi kilim birkaç çiçek hatta katlanabilir küçük sallama beşiğim dahi vardı. Girişte herkes ayakkabı çıkarıyor yada yaptığım kutuya kağıtları bırakıp gidiyordu. Birçok iş veren tarafından tebrik edilmiştim ‘ailesini bu kadar önemseyen biri işini hala hatasız yapıyorsa işi de onun için önemlidir ve senden yana şüphemiz olmayacağı için bu toplantıyı onaylıyorum’ gibi sözlerle çok sık karşılaşıyordum. Hayatın koşuşturmacasında eve gelmiş şiş ayaklarımı uzatmıştım toprak ise yerdeki puset de sakince beni izliyordu. Çiçek ve Aras’ın da eve geldikten baba kız mutfağa girip yemek hazırlamışlardı. Karnımızı doyurduktan sonra odamıza çekildik ailemiz çok güzeldi herkesler tekrardan mutluydu,huzurluydu ve sevgi doluydu.
Herşey çok güzeldi her masalın sonu gibi evlinip uzak diyarlarda musmutlu sonsuza kadar yaşamışlaaar.
→SON←