Yağan yağmurun ve sisin etkisiyle geciken geri dönüş yolculuğu başlamıştı.cemil bey ile cemile hanım hava yollarında kemali bekliyorlardı.vakit gelmiş kemal uçaktan inmişti.cemil bey kemale sımsıkı sarıldı bir babanın öz evladına sarıldığı gibi cemile hanımda onun gibi davranmaktan geri kalmadı.evine vardıklarında kapıyı açan Asya olmuştu.bu görüntü kemal de şaşkınlık uyandırmıştı.giydiği kıyafet ve güzelliği biraz şaşkınlık yaratmış olsa da şaşkınlığını atan kemal evde ne işi var ifadesiyle cemil beye baktı.cemile hanım durumu anlayıp hiç postunu kırmadan evin düzenlenmesine yardım etti Asya hanım dedi.Evi gezen kemal her şeyin yerli yerinde oturduğunu fark etmişti.şaşkındı ne diyeceğini bilemedi Asya ya bakıp gösterdiği özen ve dikkat için teşekkür etti.Asya elinde ki bir kutuyu kemale uzattı bunlara dokunmak beni aştığı için size bıraktım dedi.kutuyu eline alan kemal içinde eşinin resimlerini gördüğünde odasına geçti bir resmi duvarına astı bir kaç resmi masanın üstüne koydu.çok resim vardı kutuyu kapatıp çekmecenin altındaki geniş dolaba koydu.sonra duvarda astığı resmine baktı.odasından çıktığında salona geçti cemil bey oturduğu koltukta oturdu.abi her şey için teşekkürler dedi sonra cemile ablasına teşekkür etti çok güzel olmuş her taraf …
cemile hanım biz fazla bir şey yapmadık Asya kızımız yaptı elinde bin marifet var öyle dedi cemil bey yemekleri bile o yaptı dedi kemal Asya ya süzdü baktı öylece yüzüne asya’nın yüzü kızardı sadece benim eserim değil sizinde katkınız oldu sizde elinizden gelen her şeyi yaptınız kemalin bakışlarını üzerinde hissettiğinde kemale baktı sonra gözlerini kaçırıp yemekleri hazırlamak üzere mutfağa geçti cemile hanım bende yardım edeyim deyip peşinden mutfağa gitti.nasıl geçti tatilin diye lafa girdi cemal bey güzel geçti kafamı iyice toparladım bir kaç tekne gezisi orman gezilerine katıldım doğa yürüyüşü yaptım her şey çok güzeldi teknede iken bir kadın yanımda duruyordu sigarasın çıkardı elindeki çakmak yanmadı çakmak var mı dedi bende yok dedim kullanmıyorum dedim.ters bir şekilde yüzüme baktı sende adam mısın dedi bana şaşırdım sonra gülüp geçtim sigara içmedim diye adam değilsin diyen birini ilk defa gördüm sigarasızlık başına vurdu herhalde üstüne düşmedim ondan sonra ters bir şey olmadı.
iyi yapmışsın karşılık vermeyerek işte insanoğlu bir yerde elbet canını sıkan birileri çıkıyor işte önemli olan bunları muhatap almayacaksın hayatına yoksa işimiz zor
siz ne yaptınız bir ay boyunca abi ne yapalım işte gördüğün gibi evin düzeni için uğraştık ama emin ol ki Asya bizden daha çok uğraştı fikir ve yaratıcılık ondan çıktı.baksana evin güzelliğine seni seviyor bana kalırsa kaçırma bu fırsatı bir daha ele geçmez bir nimet bu inan bana
anladım cemil abi ama biraz düşünmem lazım kolay değil benim için tabii düşünmen lazım bunu ona göre bir kararını verince bana ilet ona göre hareket ederiz .
Asya mutfakta yemekleri getirip masaya koyarken ara sıra gözleri kemalde gelip gidiyordu kemal de bakışlarına bakışla karşılık verdiğinde utanıyor tekrar içeriye kaçıyordu .mutfağa girdiğinde cemile abla ne olacak sence beni seviyor mu sürekli bana bakıyor
bilmem kızım onu kendisine soracaksın aman abla ne diyeceğim kemal beni seviyor musun diyecek halim yok ya
güldü cemile hanım bu işler böyle seviyorsan biraz çekeceksin pat diye olacak diye bir şey yok yani ama senden biraz etkilendiğini gördüm bakışlarını sende alamaması bunda bir işaret biraz zaman gerek belki bir yerlere gitmenizi sağlayabilirim
gerçekten yapar mısın yaparım tabii senden iyisini nereden bulacak gönlümden geçen sensin kemal ile bir görüşeyim ondan sonra haber veririm .
sofra hazırlanmış yemekler yenilmiş çaylar içildikten sonra misafirler gitmiş kemal tek başına salonda oturmuş düşünmekteydi.cemil abinin Asya hakkındaki söylediklerini düşünüyor biraz önce giden asya’nın giyim kuşamı ile güzelliğini düşünürken bir yandan eşine olan yemini düşünüyordu.bu düşünce kapının çalması ile bozuldu.kapıyı açtığında yerde kimse yoktu yerde bir zarf olduğunu fark edip alıp içeriye geçti.zarftan çıkan kağıdı okudu sonra güldü cebindeki telefonu çıkartıp kağıtta yazılı olan numarayı cevirdi.telefonun ucunda Asya duruyordu .bu ne bunları biliyorum zaten dedi.biliyor muydunuz evet biliyordum bakışlarınızdan davranışlarınızdan ama biliyorsun yeni bir badire atlattım.evet biliyorum ama telefonda değilde bir yerde konuşsak olmaz mı ? olur dedi ama yarın şimdi yorgunum anlaştıktan sonra telefon kapandı.
ertesi gün parkın içinde bir bankta buluştular.heyecanlıydı Asya kemalin bakışlarından utanıyor sessizliğe gömülmüş duruyordu.sessizliği bozan kemal oldu susmak için mi beni çağırdın yoksa konuşmak için mi Asya özür dilerim ilk defa biriyle görüşüyorum yani ilk sevdiğim erkek sensin kemal gülümsedi gözlerine baktı sevmek suç değil ki eşini kaybetmiş biri sevginin ne olduğunu bilir o yüzden seni anlıyorum otobüste bakışlarından bunu fark etmiştim ama sana bakışlarından dolayı değildi hırçınlığın biliyorum dedi Asya cemile abla bana her şeyi anlattı o zaman anladım eşinin açısından böyle bir davranış sergilediğini ama neden o kadar boş yer varken ayakta dikilmenin anlamadım.
çünkü yemin ettim
yemin mi ?
evet
ama neden?
o gün onunla otobüse bindiğimizde ikimizde ayakta gidiyorduk .bir yer boşalmıştı .hamile olduğu için ayakta durmaması için oturmasını istedim ama o istemedi.içimde kötü bir his var dedi bir şeyler olacak dedi ne dediğini anlamadım nasıl kötü şeyler olacak dediğimde bilmiyorum ama ne zaman içim sıkılsa bir şeyler oluyor neyse oturması için ikna ettim oturduk boş yere beş on dakika sonra cam kenarına oturmak istedi.yer değiştirdik bir süre sonra kaza oldu işte o kazada öldü.oturması için ısrar etmesem belkide yaşayacaktı yada yer değiştirmeseydim belkide onun yerine ben ölecektim.işte o günden sonra bir sene boyunca hiç bir kadının olduğu koltuğa oturmayacaktım.
senin ne suçun var ki bunda her insanın bir gün öleceği belli zaten kaldı ki onun yerine sen ölseydin ne olacaktı.çocuğun olacak babası olmayacaktı belkide evleneceği kişi zalimin biri olacaktı.kolay değil biliyorum ama gerçekler bunlar değil mi
evet kararına saygı duyuyorum bir sene hiç br kadının yanına oturmayacak san oturma anladım ki hırçınlığın gördüğün o koltukların sana eşini ve olayı hatırlatması o yüzden otobüste dayanamadın kendini dışarıya atışın değil mi
başını sallayarak onayladı kemal evet dediğin gibi
bir süre sessizlik oldu benim için ne düşünüyorsun dedi kemalin gözlerine bakarak
kemal elini yüzüne götürüp yanaklarına dokundu iyisin temiz bir kalbin var üstüne üstelik çokta güzelsin dünkü halini hiç aklımdan çıkmayacak üstündeki kıyafetin güzelliğini ortaya çıkardığında gözlerimi senden alamadım ama ne yapacağımı bilemiyorum bana biraz zaman ver olur mu kendimi şuan bir ilişkiye hazır hissetmiyorum.
Asya elini kemalin eline atıp elbette zor günlerinde yanında olmak ve sana istediğin kadar zaman vermeye hazırım yeter ki yanımda ol kırk beş gün bana o kadar zor geldi ki sanki yıllarca ask yaşamışım da bir aylığına iş için yurt dışına giden sevgilisini arayan bir güvercin gibi ama şimdi buradasın yanımdasın .bu sözler karşısında kemal gözlerini Asya ya dikti gözlerinde yaşlar akmasını seyretti cebinden çıkardığı peçeteyi uzatıp ağlama değmez benim gibi biri için…
senin için akmasa bu gözler kimin için akar söyle seni böyle severken nasıl dayanırım sensizliğe.
