1.BÖLÜM:SİNS
Siya odasından çıktı. Geç kalmak üzereydi hızla çantasını koluna takıp evden dışarı attı kendini kulağına taktığı kulaklıkları ve yüzünün yarısını gizleyen saçlarını düzeltti.
Göz önünde olmaktan nefret ediyordu.
Gün geçtikçe görünmez olma isteği artıyordu.
Bu saçma dünyada gereksiz bir detay olduğunu düşünüp bir gün yok olup gittiğini hayal ediyordu.
Karanlık bakışlarında hep gizli bir parlaklık olduğunu fark ediyordu.
Bu yüzden gözlerini saçlarının arkasında saklıyordu.
Eğer bu farklılığı fark edilirse bir ucube olduğunu düşüneceklerdi.
Gereksiz uzun olan koridorda hızla kimseye buşmadan geçmeyi diliyorsun ta ki;
“Hey! sins nereye gidiyorsun bize selam vermeden.”
Siya ona neden sins dediklerini anlamıyordu o günahkar değildi.
Onun suçu değildi yetim olması. Anne ve babasının kim olduğunu bilmemesi. Cevap vermeden gitmeyi denedi sadece denemişti.
“Sins sana diyorum bana bak”
“Tolga beni rahat bırak bana sins demeyide bırak artık.”
Sinsice sırıtıp:
” Aaa böyle hiç eğlenceli olmuyor Siya bana bak dedim sana!”
Deyip gözlerinin önünde duran saçlarını çekmeye kalktı.
Siya başını geriye çekip hızla koşmaya başladı.
Şimdilik kurtulmuştu.
En arkada olan sırasına geçip oturdu.
Dersle pek alakası yoktu gerçi.
Hoca gelince yerinden kalktı tam oturacakken:
“Çocuklar oturmayın herkes bahçede ki otobüslere binsin kısa bir orman gezisine çıkıyoruz.”
Sınıftan yükselen sevinç naraları Siya’nın sinirini bozmuştu.
Bilseydi bugün gelmez yurtta tek başına birşeyler karalar uyur ve uyurdu sadece.
İsteksiz bir şekilde otobüse bindi.
Yolculuktan nefret ediyordu.
Bu yolculuğun en kötü tarafıysa Tolga ve saçma tayfasıyla aynı otobüste olmaktı.
Siya’ya bakıp kurnaz planlarını düşünuyorlardı.
Arabadan iner inmez gözden uzak neresi varsa oraya kaybolmak istedi ormanın içinde ilerlerken gruptan uzakta olduğunu fark etmemişti.
Tabi onun takip eden üç kurnaz şeytanıda
İlerledi ilerledi ve sonunda tamamen uzaklaşmış ve yanlız kalmıştı.
“Sonunda yanlız kaldık sins”
“Kahretsin Tolga bana sins demeyi kes neden söylüyorsun ki”
Tolga, Siya’ya doğru koşmaya başladı.
Siya bunu fark edince hızla ters yönde kosmaya başladı.
O kadar hızlı koşmuştu ki nefes nefese kalmıştı.
Saklanması lazımdı bu lanet ormana neden gelmişlerdi ki kahretsin kahretsin!
Mağarayı görünce hemen içeri girdi.
Başka kurtuluşu yoktu.
“Hey sins seni buldum kurtulamazsın çık ortaya hemen!”
Sessizce ilerledi Siya onu çeken kırmızı parlak taşa baktı büyülendiğini hissediyordu.
Taşı tuttu ve yerinden çıkarmak için hamle yaptı.
“Hadi ama çık ordan!”
Tolga hala dışarda Siya’yı arıyordu.
Sonunda Siya kırmızı parlak taşı yerinden çıkarmıştı.
Çıkarmasıyla sert bir rüzgarın esmesi bir oldu.
~ ᏦuᏒᏆ ᎶöᏃü ~
Gözleri karardı…
Tags: #tarih #bilimkurgu #romantizm #komedi #gizem #fantasik
Vayy! Gerçekten ilgi çekici görünüyor. Eline sağlık. Devam edeceğim okumaya.
İlgini çekmesine çok sevindim okuduğun için çok tesekkür ederim?