GİRİŞ BÖLÜMÜ
“Hadi ama çok sıkıcısın dostum” genç kız arkadaşının dediklerini umursamadan alkolsüz kokteylinden bir yudum daha aldı.
“Ah hadi ama Aleda daha ne kadar böyle devam etmeyi düşünüyorsun?”
“Gittiği yere kadar böyle devam edicek Akın. Ne bekliyorsunuz benden? Babamın kırkı bile çıkmamışken sizin zorunuzla bara gelip üstüne birde eğlenmemi mi?” genç kız sinirle çantasından cüzdanını çıkarıp içtiği kadarının parasını bırakarak barın çıkışına yöneldi.
Fazlasıyla sinirleydi. Nasıl olurda onların böyle birşey yapacakları düşünmezdi aklı almıyordu.
Çarptığı sert bedenle tökezlerkem kolunu tutan iri ellere baktı. “Dikkatli ol küçük hanım” adam, genç kızın cevap vermesini beklemeden içeri yönelirken, Aleda düşme tehlikesiyle haddinden fazla hızlı atan kalbiyle adamın arkasından bakakalmıştı.
“Kendine gel Aleda” dedi içinden.
Gelen taksiye binip evinin adresini verdikten sonra koltuğa yaslandı. Son zamanlarda fazlasıyla yıpranmış, zor gülen yüzü hiç gülmez olmuştu.
Babasının ölümü onu çıkmaza sürüklemişti. Arafta kalmış bir beden gibi hissediyordu kendini. Kaybolmuş, unutulmuş ve harabe. Böyle olmasını istemezdi. Herkes gibi mutlu bir hayatı olsun, güle oynaya gezsin isterdi. Hoş bunların hepsi gerçekleşmeyecek isteklerdi.
Evinin önünde duran taksiye parayı verip indikten sonra, toprak kokan havayı soludu. Yağmur ben yağacağım dercesine etrafa salmıştı toprak kokusunu.
Dışarda daha fazla oyalanmadan eve girip, paltosunu vestiyere astı. Terliklerini giydikten sonra dudaklarını birbirine bastırıp başını yere eğdi.
Az daha babasına geldiğini söyleyecekti. Olmayan, onu belki gökyüzünden izleyen babasına.
Tags: #aşk #ateş #gençkızedebiyatı #klasikler #sevda acı Gençkurgu merhamet