“Babaannene bu durumdan dolayı serzenişte bulunsam da beni dinlemiyordu. Hatta adamlarına beni dövdürttü” dedi muhtar gözleri dolu bir şekilde “Beni dövmelerine rağmen yılmayıp anneni oradan çıkarmayı başardım”
Onlar aralarında konuşurken köyün içlerine doğru bağırış çağırışlar geliyordu. Köyün meydanına geldiklerinde köylülerin toplanıp üç kişiyi dövdüklerini gördüler. Muhtar onları görür görmez
“Durun, ne yapıyorsunuz” diye bağırdı. Halk, muhtarın sesini duyunca kavga etmeyi bırakıp ona döndüler ve
“Muhtar, o kadın öldüğü halde – O kadın dedikleri Ali’nin babaannesiydi – bunlar bizden haraç istiyorlar. Bu yüzden onları dövüyoruz” dediler.
Kavga edenlerden biri Ali’yi görünce, boğanın kırmızıyı görüp kızması gibi kızarak üzerine doğru geldi. Ardından onun yakasından tutarak:
“Babaannen gibi sende mi bizi sömüreceksin” dedi ve yumruğunu kaldırıp tam vuracakken muhtar onun elinden tuttu. O adam, engellenince diğer elini yumruk yapıp Ali’ye sıkı bir yumruk attı. Yediği yumruğun etkisiyle yere yıkılan Ali, yerde sürüne sürüne geri gitti. Ardından durarak adama döndü ve ona:
“Hayır, benim öyle bir niyetim yok. Hatta babaannemin bu kadar gaddar olduğunu bile bilmiyordum” dedi, kendisini savunmak için. Muhtar araya girip onları ayırmasa belki de daha çok dayak yiyebilirdi. Araya girilmesini hazmedemeyen adam burnundan soluyarak:
“Neden bizi ayırdın muhtar, bırakaydın yılların intikamını alaydım ondan” demesi üzerine muhtar:
“Bırak onu, onun hiçbir suçu yok. Asıl suç, sesini çıkarmayan babasında ve analığı olacak o kadında” dedi, adamı ikna edebilmek için. Muhtarın ikazından sonra adam ikna olmuş geri çekilmişti, ama bu seferde Ali araya girmiş, “Ne demek istiyorsun” diye sormuştu.
Tags: DUGUSAL