Bölüm 1
Zorlukla açtı gözlerini serçe ilk nerede olduğuna bakmak için başını hafifçe yan çevirince acıyla tiz boğuk bir çığlık attı ve gözlerini yumdu. Yine babasının sarhoş geldiği ve babasına söylediği laflar yüzünden dayak yediği bir gecenin sabahına uyanmıştı. Yavaşça yattığı salonun halısı’nın üstünden zorlukla kalkarak bir çöp gibi koltuga attı bedenini babası her zaman olduğu gibi onu ilk yumrukla dövmüş sinirini alamayınca kemerle kaldığı yerden devam etmişti. Tek hatırladığı sert bir şekilde başını masanın kenarına vurmasıydı zaten ondan sonrasında bilincini kaybederek bayılmıştı demek ki babası bayılmasını bile umursamamış dövmeye devam etmişti. Taki yorulup kenarda sızasıya kadar serçe başını pencere kenarında’ki duvara çevirince babası’nın sızmış bedenini gördü. Gözleri geçmiş’e gitti Annesine sabah en erken annesi kalkar gül yüzüyle kahvaltı hazırlardı. Hep ailecek yenirdi yemekler her sabah’a neşeyle kalkar ilk babasını öper sonra da annesini öperek otururdu masa’ya o zamanlar mutluydu çünkü annesi vardı. Tâki yıllar önce o uğursuz gece geçirdikleri kaza’ya kadar canı o gün çikolatalı pasta çekmiş annesi’nin ve babası’nın itiraz etmelerine rağmen ağlamış ısrar etmişti hakan bey ve arife hanım kızları’nın bu haline dayanamamış ve kabul etmişlerdi. Serçe sevinçle hazırlanıp hızla evden çıkmıştı hakan bey ve arife hanım kızları’nın bu hâline kahkaha atmış ve arabaya binerek pastaneye doğru sürmüşlerdi arabayı Serçe sevinçle başını orta koltuktan araba’nın önüne uzatarak
“Iki dilim yerim Ben ” demiş ve kıkırdamıştı. Hakan bey ve arife hanım kızları’nın bu sözüyle kahkaha attılar.
“Yok öyle iki dilim bir dilim yiyeceksin küçük hanım ” dedi arife hanım kızına serçe ise kaşlarını çatarak babasına baktı.
“Baba anneme birsey soyle bir dilimde ne hayatta olmaz iki dilim yerim ” dedi hakan bey ne kadar beceremese de sinirli gibi görünerek karısı arife hanım’a doğru baktı
“Kızım’a karışma hanım istediği kadar yer iki dilim yemek istiyorsa iki dilim yiyecek ” dedi ve başını kızına dönerek göz kırptı işte ne olduysa o anda oldu. Arife hanım’ın çığlığını duyarak hızlıca önüne döndü hakan bey ama artık herşey için geçti karşılarından gelen arabayla çarpışmıştılar. O gece arife hanım oracıkta ölüme ruhunu teslim ederken hakan bey ve serçe küçük sıyrıklarla atlatmışlardı ama artık onlar için hiç birşey eskisi gibi değildi. Hakan bey o günden sonra kendini içkiye kumara vermiş serçe’yi ise karısı’nın ölümü için suclamisti. O o gün dışarı çıkmak için ısrar etmeseydi karısı biricik arife’si şuan yanında olacakti. O kız karısı’nın katiliydi hakan bey’ e göre Serçe daldığı düşüncelerden çıkarak zorlukla ayağa kalktı babasın’a görünmeden bir an önce odasina gitmeliydi tekrar bir dayak daha yemeği düşünmüyordu. Sessiz olmaya çalıştığı adımlarıyla merdivenlere doğru gelmişti ki duyduğu babası’nın sesiyle olduğu yerde öylece durdu.
“Nereye gidiyorsun sen allahın cezası git kahvaltı hazirla açım ben ” dedi sinirle hakan bey bu sinir’i sabah ki baş ağrılarından kaynaklanıyordu. Serçe yavaşça babasına dönerek zorlukla konuştu konuşmak bile acı veriyordu ona
“Evde yiyecek hiçbir şey yok Baba kuru bir ekmekten başka ” dedi. Söylediği gibi evde yiyecek tek lokma birşey yoktu kendisi bile kaç gündür evde ki kuru ekmeği ıslatarak yemeye calışıyordu .Hakan bey duydukları ile sinirle sızdığı yerden ayağa kalkarak
“Çalıştığın yerden para almıyor musun sen? nerede o para git birşeyler al asabımı bozma benim ” dedi.
“Aldığım iki üç kuruş onu da sen içki parası yapıyorsun en son dün almıştım haftalığımı ve yine sen alarak içki parası yaptın” dedi. Hakan bey sinirle serçe’ye doğru baktı
“Tamam sus zaten başım çatlıyor sende başımda vır vır konuşup iyice berbat etme ben dışardayım gece geç gelirim ” dedi ve yalpalayarak evden çıktı serçe yine anlamıştı her zaman ki gibi bugün’de aç yatacaktı alışmıştı zaten aç yatmaya Hakan bey yine içmeye gidecekti ama ne gidecek durumu ne de içecek parası vardi sokaklarda boş boş gezindi bir taraftan da düşünüyordu ne yapıp edip para bulacak ve içmeye gidecekti çünkü o içmeden duramazdı.
Güney gözlerini her zaman ki gibi yine başka bir odada açtı yanında yatan esmer kadına baktı ve yataktan kalkarak üstünü giyinmeye başladı. Her sabah başka yerlerde başka odalarda başka kadınların yanında kalkmaya alışmıştı kadın sersem bir şekilde uyanarak yatakta oturur pozisyona gelerek güney’e gülümsedi.
“Günaydın canım gidiyor musun?” Dedi güney gözlerini devirerek arkasında yatakta yarı çıplak oturan kadına baktı.
“Bir gece birlikte olduk diye sana hesap vermek zorunda değilim azra ” dedi ceketini giyerken azra ona sinirli bir şekilde bakarken o hiç umut sanatı ve cüzdanını alarak evden ayrıldı onun için kadınlar tek gecelikti ötesi olamazdı…
Zaman hızlı bir sekilde geçmiş çoktan akşam olmuştu. Serçe herzaman olduğu gibi pencere kenarına geçmis üzerinde eski bataniyesi ile dışarıyı izliyordu. Karnı açtı ama bunu önemsememeye çalışıyordu. O alışmıştı akşamları tek olmaya aç kalmaya.
Hakan bey bir kumarhane bulmuş ve o kumarhaneye girmişti. Baba yadigarı eski saati’nin üzerine çoktan kumar oynamaya başlamıştı. Tabi karşısında ki bu genc adamı tanımadan karşısında ki bu genç adam en sert en öfkeli en tehlikeli kişiydi bu adam mafyalarin başı güney aftandan başkası değildi.
Güney azra’nın yanından cıkarak ilk kendi evine gitmis kısa bir duş almış üzerine ise herzaman ki gibi siyah takım giyerek evden çıkmıştı. O siyahların adamıydı. Yer altından herkes ondan korkardım çünkü o mafyaların en tehlikelisi gözü karşıydı. Dışarda ufak tefek birşeyler yiyerek hemen kumarhaneye gelmişti. Kumarhaneye geldiğinde arabası’nin kapısını sertçe kapatıp inmiş anahtarı kenarda duran ona korkuyla ve saygıyla bakan valeye vererek içeriye girdi herzamanki masasına oturdu ve etrafına bakındı kendisine yeni kurban arıyordu o karşısına oturan kişilere kurban derdi. Karşısına oturan her kurban’ı salaktı onun için salak olmasa güney aftan gibi birinin karşısına otururlarmıydı. Yanına oturan adamla bakışlarını etraftan çekip adama çevirdi adamı görünce sinsice gülümsedi yeni kurbanı hakan bilgindi bir zamanların en ünlü iş adamı ama şimdilerin sarhoşu ucuz biriydi. Hakan bey eski saati masaya koymuş ve karşısındaki adamın kartları dağıtmasını bekliyordu. Fazlada beklemedi zaten kartlar dağıtıldı ve oyun başlamış oldu hakan bey elindeki kartlara baktığında içinden kendisine küfür ederek kartları açtı güney ise gülümseyerek kendi kartlarını açınca hakan bey sertce yumruğunu masaya vurdu kaybetmişti. Güney sırıtarak arkaya yaslandı karşısındaki adamın suratını inceledi her yendiğinde kaybedenin suratını izlemeyi seviyordu. Hakan bey tam ayağa kalkarken güney sert olan sesiyle durdurdu onu.
“Oyun daha bitmedi ve ben bitti demeden bitmez otur yerine ” dedi hakan bey sıkıntıyla güney aftan’a baktı.
“Oynamak için ne param var nede başka bir değerli eşyam tek bu eski saatim vardı” dedi. Güney rahat bir şekilde iyice yayıldı sandalyeye
” Senin elbet oynayacak başka bir şeyin vardır ” dedi hakan bey olumsuz anlamında başını sağa sola sallayarak
“Oynayacak tek bir eşyam param dahi yok ” dedi Güney ayağa kalkarak hakan bey’e biraz yaklaştı.
“Sana cazip bir teklifim var tek bir el oyun oynayacağız sen kazanırsan sana istediğin kadar para vereceğim ama ben kazanırsam!.” Dedi ve sustu Güney Hakan bey merakla güney’e bakarak sordu.
“Sen kazanırsan ne olacak?”
Güney hakan bey’den uzaklaşarak tekrar yerine oturarak arkasına yaslandı Söyledikten sonra hakan bey’in suratı’nın alacağı şekli görmek için yüzüne daha dikkatli bakarak isteğini söyledi
“Eğer sen kaybeder ben kazanırsam kızını bana vereceksin”…
Tags: #gençkızedebiyatı Gençkurgu