indir

Zorlukla açtı gözlerini serçe  ilk nerede olduğuna bakmak için başını hafifçe yan  çevirince acıyla tiz boğuk bir çığlık attı ve  gözlerini yumdu. Yine babasının sarhoş geldiği ve babasına söylediği laflar yüzünden dayak yediği bir gecenin sabahına uyanmıştı. Yavaşça yattığı salonun halısı’nın üstünden zorlukla kalkarak bir çöp gibi koltuga attı bedenini babası her zaman olduğu gibi onu ilk yumrukla dövmüş sinirini alamayınca kemerle kaldığı yerden devam etmişti. Tek hatırladığı sert bir şekilde başını masanın kenarına vurmasıydı zaten ondan sonrasında bilincini kaybederek  bayılmıştı demek ki babası bayılmasını bile umursamamış dövmeye devam etmişti. Taki yorulup kenarda sızasıya kadar serçe başını pencere kenarında’ki duvara çevirince babası’nın sızmış bedenini gördü. Gözleri geçmiş’e gitti Annesine  sabah en erken annesi kalkar  gül yüzüyle kahvaltı hazırlardı. Hep ailecek yenirdi yemekler her sabah’a neşeyle kalkar ilk babasını öper sonra da annesini öperek otururdu masa’ya  o zamanlar mutluydu çünkü annesi vardı. Tâki yıllar önce o uğursuz gece geçirdikleri  kaza’ya kadar canı o gün çikolatalı pasta çekmiş annesi’nin ve babası’nın itiraz etmelerine rağmen ağlamış ısrar etmişti hakan bey ve arife hanım kızları’nın bu  haline dayanamamış ve kabul etmişlerdi. Serçe sevinçle hazırlanıp hızla  evden çıkmıştı hakan bey ve arife hanım kızları’nın bu hâline kahkaha atmış ve arabaya binerek pastaneye doğru sürmüşlerdi arabayı Serçe sevinçle başını orta koltuktan  araba’nın önüne uzatarak

“Iki dilim yerim Ben ” demiş ve kıkırdamıştı. Hakan bey ve arife hanım kızları’nın bu sözüyle kahkaha attılar.

“Yok öyle iki dilim bir dilim yiyeceksin küçük hanım  ” dedi arife hanım kızına  serçe ise kaşlarını çatarak  babasına baktı.

“Baba anneme birsey soyle bir dilimde ne hayatta olmaz iki dilim yerim ” dedi hakan bey ne kadar beceremese de sinirli gibi görünerek karısı arife hanım’a doğru  baktı

“Kızım’a karışma hanım istediği kadar yer iki dilim yemek istiyorsa iki dilim yiyecek ” dedi ve başını kızına dönerek  göz kırptı işte  ne olduysa o anda  oldu. Arife hanım’ın çığlığını duyarak hızlıca önüne döndü hakan bey ama artık herşey için geçti karşılarından gelen arabayla çarpışmıştılar. O gece arife hanım oracıkta ölüme ruhunu teslim ederken hakan bey ve serçe küçük sıyrıklarla atlatmışlardı ama artık onlar için hiç birşey eskisi gibi değildi. Hakan bey o günden sonra kendini içkiye  kumara vermiş serçe’yi ise karısı’nın ölümü için suclamisti. O   o gün dışarı çıkmak için ısrar etmeseydi karısı biricik arife’si  şuan yanında olacakti. O kız karısı’nın katiliydi hakan bey’ e göre Serçe daldığı düşüncelerden çıkarak zorlukla ayağa kalktı babasın’a görünmeden  bir an önce odasina gitmeliydi tekrar bir dayak daha yemeği düşünmüyordu. Sessiz olmaya çalıştığı adımlarıyla  merdivenlere doğru gelmişti ki duyduğu babası’nın sesiyle olduğu yerde öylece  durdu.

“Nereye gidiyorsun  sen allahın cezası git kahvaltı hazirla açım ben ” dedi sinirle  hakan bey bu sinir’i sabah ki baş ağrılarından kaynaklanıyordu. Serçe yavaşça babasına dönerek  zorlukla konuştu konuşmak bile acı veriyordu ona

“Evde yiyecek hiçbir şey yok Baba   kuru bir ekmekten başka ” dedi. Söylediği  gibi evde yiyecek tek lokma birşey yoktu kendisi bile kaç gündür evde ki kuru ekmeği ıslatarak yemeye calışıyordu .Hakan bey  duydukları ile sinirle sızdığı yerden ayağa kalkarak

“Çalıştığın yerden para almıyor musun sen? nerede o para git birşeyler al asabımı bozma benim ” dedi.

“Aldığım iki üç kuruş onu da sen içki parası yapıyorsun en son dün almıştım haftalığımı ve yine sen alarak içki parası yaptın” dedi. Hakan bey sinirle serçe’ye doğru  baktı

“Tamam sus zaten başım çatlıyor sende başımda vır vır  konuşup iyice berbat etme ben dışardayım gece geç gelirim ” dedi ve  yalpalayarak evden çıktı serçe yine anlamıştı her zaman ki gibi bugün’de  aç yatacaktı alışmıştı zaten aç yatmaya Hakan bey yine içmeye gidecekti ama ne gidecek durumu ne de içecek parası vardi sokaklarda boş boş gezindi bir taraftan da düşünüyordu ne yapıp edip para bulacak ve içmeye gidecekti  çünkü o içmeden  duramazdı.

Güney gözlerini her zaman ki gibi  yine başka bir odada açtı yanında yatan esmer  kadına baktı ve yataktan kalkarak üstünü giyinmeye başladı. Her sabah başka yerlerde başka odalarda başka kadınların yanında kalkmaya alışmıştı kadın sersem bir şekilde uyanarak yatakta oturur pozisyona gelerek güney’e gülümsedi.

“Günaydın canım gidiyor musun?” Dedi güney gözlerini devirerek arkasında yatakta yarı çıplak oturan  kadına baktı.

“Bir gece birlikte olduk diye sana hesap vermek zorunda değilim azra ” dedi ceketini giyerken azra ona sinirli bir şekilde  bakarken o hiç umut sanatı ve cüzdanını alarak evden ayrıldı onun için kadınlar tek gecelikti ötesi olamazdı…

Zaman hızlı bir sekilde geçmiş çoktan akşam olmuştu. Serçe herzaman olduğu  gibi pencere kenarına geçmis üzerinde eski bataniyesi ile dışarıyı izliyordu.  Karnı açtı ama bunu önemsememeye çalışıyordu. O alışmıştı akşamları tek olmaya aç kalmaya.

Hakan bey  bir kumarhane bulmuş ve o kumarhaneye girmişti. Baba yadigarı eski saati’nin üzerine  çoktan kumar oynamaya başlamıştı. Tabi karşısında ki  bu genc adamı tanımadan karşısında ki bu genç adam en sert  en öfkeli en  tehlikeli kişiydi bu adam mafyalarin başı güney aftandan başkası değildi.

Güney  azra’nın yanından cıkarak ilk kendi evine gitmis kısa bir duş almış üzerine ise herzaman ki gibi siyah takım giyerek evden çıkmıştı. O siyahların adamıydı. Yer altından herkes ondan korkardım çünkü o mafyaların  en tehlikelisi gözü karşıydı. Dışarda ufak tefek birşeyler yiyerek   hemen kumarhaneye gelmişti. Kumarhaneye geldiğinde arabası’nin kapısını sertçe kapatıp inmiş  anahtarı  kenarda duran ona korkuyla ve saygıyla bakan valeye vererek içeriye girdi herzamanki masasına oturdu ve etrafına bakındı kendisine yeni kurban arıyordu o karşısına oturan kişilere kurban derdi.  Karşısına oturan her kurban’ı salaktı onun için salak olmasa güney aftan gibi birinin karşısına otururlarmıydı. Yanına oturan adamla bakışlarını etraftan çekip adama çevirdi adamı görünce sinsice gülümsedi yeni kurbanı hakan bilgindi bir zamanların en ünlü iş adamı ama şimdilerin sarhoşu ucuz biriydi. Hakan bey  eski saati masaya koymuş ve karşısındaki adamın kartları dağıtmasını bekliyordu. Fazlada beklemedi zaten kartlar dağıtıldı ve oyun başlamış oldu hakan bey elindeki kartlara baktığında içinden kendisine küfür ederek kartları açtı güney ise gülümseyerek kendi kartlarını açınca hakan bey sertce yumruğunu masaya vurdu kaybetmişti. Güney sırıtarak arkaya yaslandı karşısındaki adamın suratını inceledi her yendiğinde kaybedenin suratını izlemeyi seviyordu. Hakan bey tam ayağa kalkarken güney sert  olan sesiyle durdurdu onu.

“Oyun daha bitmedi ve ben bitti demeden bitmez otur yerine ” dedi hakan bey sıkıntıyla güney aftan’a baktı.

“Oynamak için ne param var nede başka bir değerli eşyam  tek bu eski saatim vardı”  dedi. Güney rahat bir şekilde iyice yayıldı sandalyeye

” Senin elbet oynayacak başka bir şeyin vardır ” dedi hakan bey olumsuz anlamında başını sağa sola sallayarak

“Oynayacak  tek bir eşyam  param dahi yok ” dedi Güney  ayağa kalkarak hakan bey’e biraz yaklaştı.

“Sana  cazip bir teklifim var tek bir el oyun oynayacağız sen kazanırsan sana istediğin kadar para vereceğim ama ben kazanırsam!.” Dedi ve sustu Güney Hakan bey merakla güney’e bakarak sordu.

“Sen kazanırsan ne olacak?”

Güney hakan bey’den uzaklaşarak tekrar yerine oturarak arkasına yaslandı Söyledikten sonra hakan bey’in suratı’nın alacağı şekli görmek için yüzüne daha  dikkatli bakarak isteğini söyledi

“Eğer  sen kaybeder ben kazanırsam kızını bana vereceksin”…

2. Bölüm

Hakan bey gelen teklifle  karşısında ki adama baktı onun kızı olduğunu nasıl ve  nereden biliyordu şok olmuş bir şekilde

“Sen benim bir kızım olduğunu nereden biliyorsun ?”diye sordu bu camiada kimse ne onu  doğru düzgün bilirdi ne de bir kızı olduğunu kumar oynamaya gelen diğerleri gibiydi o ama bu karşısındaki kişi biliyordu.   güney hakan bey’e yüzündeki ben tehlikeliyim gülümsemesi ile  bakarak

“Ben tarık aftan’ın oğluyum ” dedi hakan bey karşısındaki bu adamdan   duyduğu isimle kalakaldı 
Tarık aftan onun en yakın arkadaşıydı eskiden ama onu uzun zamandır görmüyordu yıllardır da denilebilir.

“Babanı tanıyordum  ” diyebildi hakan bey başka ne diyebilirdi ki güney sandalyeden öne doğru eğilip

“Onaylıyormusun oyunu para  karşılığı kızın” dedi hakan bey bu teklifle gülümsedi o kızı birgün bile yanında görmek istemiyordu ve hiç düşünmeden cevapladı  güney aftan’ı

“Kabul ederim ama kaybedersem bile 15.000 isterim kızın karşılığında ” dedi güney  duyduklarına inanamamıştı adam bir nebzede olsa sevmiyordu kızını sevse kumar masasına koyarmıydı?.

“Tamam 15.000 olan şartın kabul edildi” dedi güney ve kartlar dağıtıldı. Güney kazanacağından emindi ve düşündüğü gibi de kazanan güney olmuştu. Hakan bey ise kaybettiğine bir gram bile üzülmemişti güney hakan bey’in yüzüne dikkatli bir şekilde baksa da tek bir üzüntü kırıntısı bile göremedi. Nasıl bir adamdı bu.

“Yarın kızı bu adrese getir  paranı kızı getirince alacaksın” dedi ve  elindeki kağıdı hakan bey’ e doğru fırlatarak masadan kalktı. hakan bey kağıdı eline alarak başını  tamam anlamında aşağı yukarı salladı ama bildiği  birsey vardi ki kızı  Serçe satıldığını bilse hayatta o eve gitmezdi.

Serçe pencerenin önünde aç aç  uyuya kalmıstı bütün gece dışarıyı izlemiş ve hayatını düşünmüştü Sonrasında ise açlık ve yorgunlukla uyuya kalmıştı. Hakan bey o gün eve erken ve içmeden geldi hangi parayla icecekti ki eve girdiğinde pencere’nin önünde uyuyan kızını görünce hızlıca yanına giderek kolundan dürtmeye başladı.

“Kalk lan allah’ın belâsı  çabuk git odana gözüm seni görmek istemiyor kalksana lan”  serçe gözlerini açarak ayağa kalktı ve hiçbirşey demeden merdivenlere doğru giderek  odasina çıkacaktı ki hakan bey’in sözleriyle merdivenlerde kaldı.

“Bavulunu hazırla sana yatılı bir iş buldum yarından itibaren  aftan holding’in sahibinin oğlunun evinde hizmetçilik yapacaksin ” dedi serçe babasına doğru  dönerek

“Yatılı mı?” Dedi  şaşkınlıkla o bu evden annesi’nin anılarından ayrılmak istemiyordu. Bakan bey sinirle söylendi.

“Yatılı dedim duymadın  mı lan git bavulunu hazırla yarın gideceksin o eve” dedi serçe ne kadar itiraz etmek istesede edemedi sesi çıkmadı etse dayak yiyeceğini biliyordu. Hızlı bir şekilde  merdivenlerden çıkarak odasına girdi kapıyı kapatmasıyla  gözlerindeki yaşlar almaya başladı  o bu evden annesi’nin anılarından ayrılmak istemiyordu ki  ama gitmek zorunda olduğunuda biliyordu dolabı’nın üstündeki eski yırtılmış bavulunu alarak giysilerini annesi’nin fotoğrafını koydu  annesi’nin anılarıyla dolu bu evi  özleyecekti. Herşeyini aldığına emin olunca bavulunu kapatarak yer yatağı’nın yanına koydu ve yer yatağına uzandı

“Keşke hiç o kaza olmasaydı belki bugün yine mutlu bir aile olacaktık ” dedi serçe ve gözlerini kapattı ne kadar uyumak istemesede gözleri ona inat kapanmıştı.. Sabah birinin dürtmeleriyle uyandı serçe hakan bey başında sinirle ona bakıp aynı bakışları gibi  sinirli sesiyle  konuştu.

” lan  kalk ve hazırlan gidiyoruz iki saat seni bekleyemem çabuk hazırlan “dedi ve odadan çıktı serçe derince bir nefes alarak kalktı. Ilk lavaboya girerek elini yüzünü yıkadı lavaboda kırık aynadan kendine bakarak

“Belki bundan sonra hayatın iyi olur serçe ” dedi  kendi kendine ve odasına girerek hazırlandı.  Bir beş dakika sonra kapı hızlı bir şekilde acılınca bakışları kapıyı buldu  Hakan bey sinirle odaya dalmıştı.

“Hazırlandında  neden çıkmıyorsun lan odadan ver bavulu takip et beni gider ayak dövdürme bana kendini  ” dedi odadan çıkarken serçe derin bir  nefes aldı  ve odasından  çıktı hakan bey  taksi çağırmış onu bekliyordu. Acaba bu taksi parasını nasıl ödeyecek diye düşündü serçe hakan bey hızlıca onu arka koltuğa oturtup kendisi de yanına oturdu. Serçe  küçüklüğünün geçtiği eve bakarken hakan bey’de gidecekleri adresi taksiciye söylüyordu.

“Hoşçakal annecim ” dedi  serçe sessiz bir şekilde ve geri kalan zamanda sadece sustu yolu izledi hakan bey ise yol boyu alacağı parayı düşündü o parayla kaç  tane şişe içki alırdı bu bahaneyle yanındaki kızdanda kurtuluyordu.

Taksi  bir süre sonra  bir villa tarzı evin önünde durunca geldikleri eve baktı serçe annesi ölmeden önce onlarda böyle bir evde yaşıyorlardı ama annesi ölünce babası bütün parayı içkiye kumara yatırmış ellerinde olan her şeyi kaybetmiş ve hiçbirşeyleri kalmamıştı. Hakan bey taksiden inerek taksiciye biraz beklemesini söyleyerek serçe’nin kolundan tuttu ve eve doğru sürüklemeye başladı. Serçe babası’nın bu kadar sert olmasına alışmıştı  evin kapısına gelince hakan bey zili çaldı kapı bekletilmeden açıldı   kapıyı orta yaşlarda biri açmıştı serçe ve hakan bey’e  uzunca bir süre bakıp  kim oldukları   aklına gelince onlara  gülümseyerek

“Hoş geldiniz efendim  güney bey salonda sizi bekliyor ” diyerek yana çekildi. Bir taraftan da güney aftan’ın neyi olduklarını düşünüyordu.  Hakan bey hiçbirşey demeden içeri girip serçeyi de kolundan sürükleyerek salona doğru getirdi ve sanki elinde iğrenç bir şey tutuyormuşta  onu bırakır gibi kızı güney’in  önüne fırlattı serçe fırlatılma’nın etkisiyle  sert birşekilde yere düşünce ağzından küçük bir inilti kaçtı. Güney  oturduğu koltuktan eğilerek kıza doğru baktı yüzü  yerdeydi serçe’ nin kızın yüzünü göremediği için sert  korkutan sesiyle  serçe’ye  seslendi.

” kaldır başını  ve bana bak ” dedi Serçe ona bakmak istemiyordu ama güney ‘in sert  cıkan sesiyle korkuyla bakmak zorunda kaldı.

“Sana  kaldır başını ve bana bak dedim diye bağırdı güney söylediklerinin ikiletilmesinden hoşlanmazdı ve bu kız hoşlanmadığı şeyi yapıyordu ” serçe bu sesle bir anda başını kaldırınca ikiside öylece birbirlerine baktılar

“Hayatımda Gördüğüm en güzel yeşil gözler “diye geçirdi serçe içinden güneyde onun gibiydi.

” siyah hariç ilk sevdigim renk bu kahveler ” dedi içinden ama hemen toparladı kendini  ve yanındaki çantayı eline alarak  hakan bey’ e doğru fırlattı.

” al bu cantayı bu çanta’nın icinde tam tamına 15.000 tl var konuştuğumuz gibi dedi ” serçe duyduklarıyla  hızla babasına baktı bu çantada neydi? Ne 15.000tl siydi.

“Ne 15.000’i baba ne oluyor ne konuşması ne diyor bu adam ?” Dedi serçe  hakan bey her zamanki baktığı gibi bakıyordu serceye nefretle babasından cevap bekleyen serçe’yi güney aftan cevapladı ve o anda bütün dünyası yıkıldı serçenin babası’nın herşeyin’e katlanmıştı dövmesin’e küfürlerin’e içkisine kumarına ama ama bu başkaydı bir yabancıdan duyduğu bu cümleler doğru değildi olamazdı.

“Baban seni bana 15.000 tl.karsiligi sattı…

Yapmazdı babası bu kötülüğü ona yapmazdı babası onu satmazdı ama yapmıştı babası onu para karşılığı Güney aftan’a satmıştı…

3. Bölüm

Serçe duyduklarıyla başını yavaşca Güney’e doğru çevirdi. Duydukları gerçek değildi. Bu adam yalancıydı  Gerçek olmadığını yanlış duyduğunu kendine  kanıtlamak için kısık çıkan sesiyle

“N..Ne?” Diye sordu kekelemişti duydukları’nın gerçek olması onu
o kadar korkutuyordu ki kekelemeye başlamıştı.Güney ise başını hafifçe serçe’ye doğru eğerek dediğini tekrarladı.

“Baban seni bana para karşılığı sattı hatta 15.000 tl uğruna  küçük hanım”
Dedi ve  tekrardan  yaslandı oturduğu koltuğa serçe bakışlarını güney’den çekerek  babasına doğru çevirdi ve  ayağa kalktı inanmak istemiyordu bu yabancı adama inanmak is-te-mi-yor-du.

“Yalan değil mi? Ne olur yalan de?  baba beni bu adama satmadın degil mi? insan kızını satar mı hiç ?bu adam bana yalan söylüyor” dedi ağlayarak babasının” yalan kızım yalan söylüyor bu adam satmadım seni ben kızımı hiç  satar mıyım” demesini bekliyordu ama babası sessizdi. Tek bir cümle dahi çıkmıyordu ağzından

“Ben hayatımda asla yalan söylemem küçük hanım bunu bilseniz iyi edersiniz ” dedi soğuk çıkan  sesiyle güney Serçe hızlıca başını güney’e çevirdi sinirliydi hemde çok sinirliydi.

“Sen yalan söyleyen yalancı  bir adamsın babam asla öyle birsey yapmaz beni sana satmaz” dedi ve babasına baktı. Hakan bey hiçbir duygu belirtisi olmayan bakışlarıyla baktı kızına

“Ne duyduysan hepsi doğru serçe seni para karşılığı bu adam’a  sattım ” dedi ve işte serçe için o an ölüm anıydı öylece kalakaldı gözünden bir damla yaş yanağından kayıp yere düşerken 

“Ne..neden?” Diyebildi sadece ancak bu çıkmıştı ağzından neden?

“Nefret ettigim birini yanımda daha fazla tutamazdım ve besleyemezdim ” dedi serçe gözlerindeki yıkılmışlık ve gözyaşlarıyla babasına bakmaya devam etti.

“Nefret etmen için ne yaptim ben sana baba ne? ” dedi hakan bey’in tek bir cümlesi serçe’nin daha çok ağlamasına sebep olmuştu.

” Sen Anneni öldürdün ” iste o iki kelime serçe’yi hıçkırıklara boğmuştu. O annesi’ni öldürmemişti o katil değildi o katil olamazdı hemde biricik annesi’nin katili hiç olamazdı. Hakan bey serce’ye kısa bir bakış atarak çantayı  elinde daha sıkı tuttu.

“Artık burada kalacaksın burada yaşayacaksın burası yeni evin  seni bir daha görmeyeceğim görmekte istemiyorum o kadar sevinçliyim ki bu akşam bunun şerefine kendime bir parti düzenleyecegim serçe’den kurtuldum partisi bir sürü içki alacağım  ” dedi  ve kahkaha attı serçe babası’nın bu denli sözleri ve kahkahasıyla babası’nın gözleri’nin içine  baktı aynı babası gibi nefret doluydu  onunda göz bebekleri

“Sen bir para uğruna beni burada  bırakıp gidiyorsun ya asıl ben senden nefret ediyorum hakan bilgin  ” demiş ve gözlerine bakmaya devam etmişti. Hakan bey serçe’nin bu sözleriyle sinirlenmiş ona yaklaşarak  elini kaldımış tam vuracaktı ki serçe’ye güney’in elleri buna mani oldu babası’nın kızına vuracağını anlamış hemen ayağa kalkarak aralarına girerek hakan bey’in kolunu tutmuştu.

“Sakın! hakan bey sakın! ona vuracak o ellerini kırarım o bugünden sonra benim nikahlı karım ve ona gelecek en ufak zarar bana gelmiş gibi  hissederim ve cezası’nı çok ağır ödetirim kim olursa olsun sende dahil” Dedi. Serçe duyduklarıyla daha çok ağlamaya başladı  bu adam onunla evlenmeyi düşünüyordu bu adamla asla evlenmeyecekti onun karısı olmayacaktı. Hakan bey güney’den  hızlı bir şekilde elini çekerek  serçe’ye nefretle bakıp arkasını döndü ve çıkışa doğru  yürüdü bir an önce gitmek istiyordu bu evden.

Serçe ne kadar babası ondan nefret ediyor olsada  ayağa kalkarak koşarak arkasından gitmek için hızlı bir adım attı ama güçlü kollar buna engel oluyordu güney onu kolları’nın arasına almış bir nevi sarmalamıştı ne kadar cırpınsada bırak desede sıkıca tutuyordu.

“Baba ne olur beni  burada bırakma babaaa”

Serçe hem bağırıyor hemde güney’in kollarından kurtulmak için çırpınıyordu.

“Baba al benide yanında gitme baba ne olur gitme  ben burada yaşamak istemiyorum beni kendi evime götür babaa  ben evlenmek istemiyorum ben annem’in anılarıyla dolu evi istiyorum  babaaa”

Hakan bey çoktan evden çıkmış bekleyen taksiyle uzaklaşmıştı oradan kızı’nın sesini duyamayacak kadar uzaktaydı hemde duysa da bir önemi yoktu onun için önemli olsaydı sararmıydı hiç kızını  ama serçe hala bağırıyor ve çırpınıyordu.

“Babaaaaa”

Ağır ağır yere çöktü serçe hıçkırarak ağlıyordu babası gitmişti onu bu adama bırakıp gitmişti. Onunla beraber güney’de ağlıyordu  bu sert tehlikeli acımadiz adam ilk defa bir kız’ın yanında onun için ağliyordu. Babası onu para için satmış ve bilmediği bir adam’a bırakmıştı ağladı serçe annesin’e kendi haline babasın’a herşeye ağladı o bunları yaşamayı hak etmemişti  o ailesiyle mutlu oldukları zamanlara dönmek istiyordu annesi’nin yaşadığı babası’nın içmediği o günlere gitmek istiyordu ama gidemiyordu yapamıyordu Güney serçe den ayrılarak nazik bir sekilde eliyle çenesini tuttu sanki kırılacak değerli bir parçayı tur atmış gibi ve kendisine bakmasını sağladı.

“Bugün herşey’e ağla anne ne babana kendine yaşadıkları na yaşayamadıklarına içinde kalan  herşeye ağla  içini dök ama bundan sonra bir daha ağlama bu gözlerden  bir damla bile yaş akmayacak bu günden sonra  aktırmayacağım ” dedi. Serçe kaşlarını çatarak baktı güney’e  “ne diyor ya bu adam sanki beni para karşılığı babamdan satın alan o değil miş gibi sanki zorla kendisiyle evlendirecek adam bu değilmiş gibi  ne diyor bu” diye düşündü içinden ve kendini hızlıca güney’ in kollarından  ayırarak ayağa kalktı. İçindeki bütün öfkeyi kustu güney’in Üstüne bütün suç ondaymış da ona bağırınca herşey bir anda eskiye dönecekmiş gibi

“Senden de babamdan da nefret ediyorum anlıyor musun ikinizden de nefret ediyorum ” diye bağırdı güney sakin ama  bir o kadar da soğuk çıkan  sesiyle  karşılık verdi serçe’ye

“Baban dan istediğin kadar nefret  edebilirsin  serçe ama benden edemezsin ben senin müstakbel kocan olacağım ” dedi serçe başını hızla sağa sola sallayarak bu dediği’nin olmayacağını söylüyor du olmayacaktı da zaten çok geçmeden de ağzıyla dile getirdi bu düşüncesini 

“Hayır olmayacaksın seninle evlenmeyeceğim seninle evlenmek istemiyorum seninle evleneceğime ölürüm daha iyi   ” dedi güney hızlı bir şekilde sertçe serçe’nin kolunu tutarak kendine yaklaştırdı aralarında bir nefeslik mesafe vardı ikiside birbirlerine o kadar yakındılar ki birbirlerinin kokusunu alıyorlardı kim konuşsa nefesi öbürünün yüzünü yalayıp geçiyor gibiydi.  

” Evet olacağım serçe  istesende istemesende kocan olacağım anladın mı? benimle evleneceksin ölmeyi de unut ölmene asla izin vermem  ” dedi sesi kadar bakışları da soğuktu serçe bir adım uzaklaştı güney’den  kısık  cıkan sesiyle güney’e

“Bırak beni gideyim  yalvarırım ne olur  bırak ” dedi gitmek istiyordu bu evden bu şehirden hatta bu dünya’dan güney başını sağa sola salladı  soğuk bakışlarıyla serçe’ye biraz daha yaklaştı.

“Hiçbir yere gitmeyeceksin serçe hatta gidemezsin artık bunu o almak istemeyen o güzel kalın kafana sok  burası artık  senin evin  (sercenin elini tutarak kendi kalbine götürdü) burası ise tek sığınağın “

4. Bölüm

Serçe elini güney’in kalbinden hızlı bir şekilde çekti ve bir iki adım uzaklaşarak kısık sesiyle konuştu sesi çaresiz ve herşeyi kabullenmiş gibiydi.

“Biraz dinlenmek istiyorum güney “dedi güney anlayışla başını salladı.

“Gel  o zaman sana  kalacağın odanı göstereyim “dedi ve önden ilerlemeye başladı. Serçe bavulunu eline alarak güney’in arkasından merdivenlere doğru gidiyordu ki gözleri’nin kararmasıyla dengesini sağlayamayarak yere düştü. Güney arkasından gelen yüksek sesle arkasına doğru dönünce yerde baygın yatan serçe’yi görme’yi beklemiyordu adımlarını  hızlıca ona doğru atarak başını dizlerine aldı.

“Serçe uyan!Serçe ” dedi  yanaklarına hafifce vururken sesinde sadece endişe vardı tabi gözlerinde de arka cebindeki telefonunu hızlıca çıkartarak kuzeni şule’yi aradı o   doktordu.Hemen onun evine gelmesini  hızlı olmasını söyleyerek telefonu kapatıp nereye attığını bilmeden fırlatarak serçe’yi kucağına aldı ve odasına götürdü. 

Serçe kendine gelirken yanında  iki kişi’nin daha olduğunu gelen seslerden anlıyordu. İkisinin de sesini net bir şekilde  duyuyordu biri’nin güney olduğunu anlamıştı kalın ve gür bir sesi vardı. Ama diğeri ince ve kız sesiydi. Kız olan doktor olmalı diye düşündü serçe  Yavaşça gözlerini açtığında ilk nerede olduğuna baktı beyaz ve siyah renk ağırlıklı bir odadaydı yatak beyaz renginde siyah çarşaflarla kaplanmış duvarlar da siyah rengindeydi. Bakışlarını kendisine bakan iki çift göze çevirdi. Güney serçe’nin uyanmasına sevinse ve iyi olduğu için rahatlasa da  bunu belli etmemekte ustaydı boşuna mafya değildi duygularını saklamayı bildiği için ona kalpsiz diyen çoktu.

“Ne oldu bana  ” dedi  kısık sesiyle serçe güney ‘in yanındaki kız serçe’ye  yaklaşarak yatağın yanındaki koltuğa oturdu.

” iyi misin? Ne zamandır acsın sen?bünyen açlıktan zayıf düşmüş ve bu da bayılmana sebeb  olmuş” dedi. Serçe anladım anlamında başını sallayarak arkasına yaslandı. Kaç gündür doğru düzgün birşey yemiyordu ki tek yediği bir parça kuru ekmek bir bardak suydu  bünyesi iyi dayanmıştı şimdiye kadar Kız bu sefer ayağa  kalkarak serçe’nin yanına gelerek yatağın kenarına oturdu ve gülümseyerek elini uzattı.

“Ben şule güney’in kuzeniyim hemde doktoruyum ” dedi. Serçe de şule’ye  gülümsedi.

“Bende serçe ” dedi ve uzatılan eli geri çevirmedi. Güney uzun bir sessizlikten sonra ayağa kalkarak

“Ben sana yiyecek birşeyler hazırlamasını söyleyeyim saniye hanım’ a”diyerek odadan çıkmıştı. Serçe güney’in odadan  çıkmasıyla daha rahatlamış bir şekilde üzerine baktı üzerindeki kıyafetler değiştirilmişti.

“Üzerimi kim değiştirdi?.” Diye sordu şule’ye güney’in olmaması için dua ediyordu içinden şule serçe’nin sorusuyla gulumseyerek baktı

“Ben değiştirdim merak etme  ” dedi. Serçe rahat bir nefes alarak başını tamam anlamında salladı. Şule meraklı bakışlarını serce’ye dikerek ağzındaki soruyu sordu.

“Vücudunda ki kemer izleri’nin nasıl olduğunu anlatmak istermisin?” Dedi.

Serçe aldığı soruyla gözleri doldu  başını  hayır anlamında iki yana salladı. Şule içten bir şekilde gulumseyerek serçe’nin ellerini tuttuve nazikçe sıktı

“Bana güvenebilirsin serçe sırrın sırrımdır ” dedi

“Babam” diyebildi serçe gözlerinde ki yaşlarla ağlamaya başlamıştı.

“O izleri  sana baban mı yaptı?” Dedi şule şaşkın ve birazda öfkelenerek hangi baba yapardı bunu Serçe başını evet anlamında sallayarak sessiz bir şekilde ağladı.

“Bir baba kızına neden böyle birşey yapar ki ” dedi şule sakin kalmaya çalışiyordu.

“Annemi öldürdüğümü düşündüğü icin ” dedi  serçe bir anda şule duyduğu ile  şaşkın bir şekilde baktı serçe’ye

“Nasıl yani ? “Diye sordu. Serçe yavaşca burnunu çekti şule hızlı banyoya gidip ona peçete getirince buruk bir tebessüm gönderdi serçe ona ve konuşmaya devam etti

“Yıllar önce bir akşam canım çikolatalı pasta çekmişti annem’in ve babam’ın itirazlarına rağmen ağlamış ısrar etmiştim babam ve annem benim bu ısrarlarıma dayanamadı ve kabul etmişlerdi. Tabi ben sevincle hazırlanmış ve hızlıca evden çıkartmıştım onları. Babam ve annem benim bu hâlime kahkaha atmışlar ve arabaya binerek pastaneye gitmeye başlamıştık . Ben tabi sevinçle başımı orta koltuktan öne uzatarak

“Iki dilim yiyeceğim Ben ” demistim ve kıkırdamıştım. Annem hemen tabi

“Bir dilim yiyeceksiniz küçük hanım ” demişti çikolata yiyerek midemi bozmamam için tabi ben onu dinlememiş ve babama bakıp

“Baba anneme birsey soyle ” demistim. Babam ne kadar beceremesede sinirli gibi görünerek anneme bakmış

“Kızım’a karışma hanım istediği kadar yesin ” demişti ve bana dönerek göz kırpmıştı  işte ne olduysa  o anda oldu  babam annemin çığlığını duyarak hızlıca önünü döndü. Ama artık herşey için geçti karşımızdan gelen arabayla çarpışmıştık . Işte o gece annem oracıkta ruhunu teslim ederken babam ve ben ise  kazayı küçük sıyrıklarla atlatmıştık. O günden sonra babam kendini içkiye kumara verdi ve elimizde ne varsa yoksa  kaybettik ve o günden sonra beni annemi öldürmekle suçladı ve dövmeye başladı.” Dedi ve daha çok ağlamaya başladı. Şule tam birsey diyecekti ki  kapı tarafından gelen  birşey devrilme sesiyle ikisi’nin bakışları da kapıda elindeki yemekleri yere döken ve kendilerine bakan güney’le karşılaştılar. Güney büyük adımlarla gelerek serçe’yi kendine doğru çekti ve sımsıkı sarıldı.

“Annenin ölmesi senin suçun değil serçe baban bunu anlamamış olabilir ama ben bunun senin suçun olmadığını biliyorum ve kendini üzmeni istemiyorum diğer mesele’ye baba’nın seni dövmesine gelirsek ona öyle türlü  işkenceler edeceğim ki seni dövdüğü her gece için pişman olacak” Dedi serçe kendini güney den uzaklaştırırken  yaşlı gözleriyle güney’e baktı.

” hayır Güney O ne yaparsa yapsın benim babam ona birsey olmasını istemiyorum” dedi.

Güney onu  kollarının arasına  daha çok çekerek gülümsedi babası ona ne yaparsa yapsın o yine ona birsey olmasını istemiyordu. Bu iyi kalbe gülümsemişti güney
Serçe kendini güney’den ayırarak yavaşca yatağa uzandı.

“Biraz yanlız kalsam daha iyi olurum  ” dedi şule gülümseyerek  başını sallayarak onu onayladı.

” Aynen  dinlen canım sen  kendini iyi hissedeceksin” dedi ve güney’i de alarak odadan çıktı. Serçe onların odadan çıkmasıyla hemen yatak tan kalkarak pencere’ye doğru gitti ve pencereyi açtı. Etrafına  kısaca bakarak aşağıya doğru  baktı  eğer buradan atlarsa  en fazla bacağı kırılırdı bu bile bu evde durmaktan iyiydi. Tekrardan  sağına soluna  bakarak pencereye oturdu. Ve gözlerini kapattı ve bismillahirahmanirahim diyerek  atladı.  Şuan bir acı hissetmesi gerekiyordu ama hiçbir acı yoktu gözlerini yavaşça açarak düştüğü yere baktı ama gördüğü tek şey güney ‘in yeşil gözleri oldu Şaşkınca ona baktı

“Hayırdır hanım efendi nereye böyle ” dedi  güney sesindeki alayla serçe yakalanma’nın siniri’yle hemen güney’in kucağından inerek ona baktı.

“Bu evden de  senden de  kurtulmak istiyorum anladın mı? senden nefret ediyorum senden de babam’dan da nefret ediyorum ikinizdende nefret ediyorum ” diyerek bağırıyordu serçe Güney  ise hiçbirşey yapmadan ona bakıyor icindekileri boşaltmasını sağlıyordu. Serçe güney’in tepki vermemesine iyice sinirlenerek  adımlarını eve doğru atmaya başladı anlamıştı buradan çıkış yoktu. Güney eve doğru giden serçeyi görünce gülümseyerek bağırdı

“ANLADIGINA SEVINDIM KÜÇÜK HANIM BU EVDEN ÇIKIŞ YOK BENDEN KURTULUŞ YOK”

5. Bölüm

Serçe hızlı ve sinirli adımlarla eve girdiği gibi  merdivenlerden cıkarak kaldığı odaya çıktı. Tabi odayı bulması uzun sürmüştü.  Şule serçe’nin dışarı’dan gelmesiyle şaşırmış hala şaşkın bir suratla serçe’nin  arkasından bakıyordu.  Aklından geçen Tek düşünce ise

“Bu kız ne ara dışarı cıktı?” Sorusuydu. Güney yüzündeki sırtımayla dış kapıdan içeri girip şule’nin yanına geldi.Şule güney’e yüzünde büyük bir  merakla bakıp

“Serçe ne ara dışarı cıktı ya ?” Dedi. Güney şule’nin sorusuyla daha fazla kendini tutamadı ve karnını tutarak  kahkaha atmaya başladı şule ise daha güney’in bu haliyle  daha  çok merak etmişti.

“Ne zaman çıktı? niye böyle gülüyorsun?”Dedi güney kahkahalarına zorda olsa bir son verip şule’yi cevapladı. Bu kız bu meraklı haliyle insanı öldürürdü. 

” Odasında ki Pencereden çıktı ” dedi şule ilk başta güney’in ne dediğini  anlayamasada daha sonra  oda kahkaha atmaya başladı. Serçe gerçekten komik güzel ve  iyi bir kızdı bunu şule onu ilk gördüğü an anlamıştı.

“Peki niye pencere den çıkmış  kapı varken? Kapıdan çıksaydı ya?” Diye sordu gitmek istese onu tutmazlardı.
güney  şule’nin söylediği ile bir anda ifadesizleşti. soğuk ve her zamanki katı sesiyle cevapladı onu

“Benden kaçmak için pencereden atladı  ” dedi şule hala birsey anlamamıştı neden güney’den kaçmak istiyordu ki bu kız.

“Neden senden kaçıyor Bu kız?” Diye sordu. Güney yavaş adımlarla tekli koltuğa oturdu arkasına yaslanırken kendisine merakla bakan şule’yi de cevapsız bırakmadı. 

“Çünkü  şule ben  onu babasından 15.000 tl ye satın alan adamım ” dedi şule duyduklariyla öylece kala kaldı  şaşkındı ne demişti o biraz önce bu kızı babasından para karşılığı aldığını mı söylemişti?

“Ne?” Dedi büyük bir şokla yanlış duymuştu güney şaka yapıyordu kesin Güney  içine derin bir nefes çekerek devam etti konuşmasına

“Duydun iste şule  serçe’nin babası bana onu 15.000 tl ye sattı” şule bu cümlelerle ne diyeceğini bilemedi hangi baba öz kızını para karşılığı bir adama satardı. Şule sinirle güney’e baktı bu da o kızı bir mal gibi almıştı değil mi?

“Sende utanmadan parayı verip aldın mı kızı lan mal mı bu kız bir eşya mı ? ” dedi sesini yükselterek ilk defa güney’e sesini yükseltmişti güney kendini sakin tutmaya çalışarak şule’ye baktı

“Bana bir daha o sesini yükseltme şule ” dedi.

“Yükseltirim anladın mı sen o kızı bir mal gibi almışsın sorun yok ben sesimi yükseltince  yükseltme demeyi biliyorsun hangi devirde yaşıyoruz  ya insan o kızı bir düşünür ya o da insan bir eşya değil ” dedi bağırarak güney bir anda ayağa kalkarak  şule’nin boğazından tuttu ve hızlıca duvara yasladı

“Evet şule utanmadan onu mal gibi babasından satın aldım ve onu hiç  düşünmedim tamam mı hiç düşünmedim sakın bir daha bana sesini yükseltme yoksa kuzen falan dinlemem  kafana sıkar öldürürüm seni ” dedi ve ellerini şule’ nin boynundan çekti. Şule boğazından baskı çekildiğinde hızlıca yere çöktü hızlı  nefes alıp veriyordu ne kadar kuzeni de  olsa sinirlenince gözü kimseyi görmezdi güney aftan’ın bunu en iyi bilen şule’ydi. Ama yine de susmadı ne zaman susmuştu ki şimdi susacaktı.

“O….O kız bu hayatı yaşamamalıydı güney.” Dedi zorlukla boğazındaki acı konuşmasını zorlaştırıyordu. Güney sıkıntıyla  derin bir nefes verdi.

“Bu günden itibaren  o artık acı yaşamayacak  şule yaşatmayacağım” dedi. Şule  kendini iyi hissedince ayağa kalkarak güney’in yanına geldi. Elini güney’in omzuna koyarak kendisine bakmasını sağladı

“Yaşatma zaten güney zaten yeterince acı yaşamış bir daha yaşamasın o öyle iyi bir kiz ki bunu ilk görüşte anladım  iyi olduğu kadarda güçlü  bir kız bu kadar kötü şeyler yaşamasına rağmen hala dimdik duruyor hayata karşı sana karşı ” dedi güney şule’ nin söylediğine başını salladı serçe gerçekten güçlü bir kızdı kim dayanırdı onun bu yaşadıklarına bakışlarını  kuzenine çevirdi.

“Neyse sen serçe’ye yemek götür kaç gündür  birsey yememiş kız biraz sıcak birşeyler girsin boğazından “dedi  ve  giriş kattaki çalışma odasına girdi. Şule güney’in görmeyeceğini bilsede başını tamam anlamında sallayıp mutfaga doğru gitti saniye hanım yapacak bir şey olmadığı için evine gitmişti şule dolaba baktığında corba haric bir yemek göremedi güney evde bir şey yemediği icin saniye hanımda yapmadan gidiyordu hemen dolaptan birşeyler cıkararak yemek yapmaya başladı bir iki saatin sonunda yaptığı yemekleri tabaklara katarak bir tepsiye koyarak serçe’ye götürdü. Serçe  şule’nin getirdiği yemekleri ne kadar yemek istemesede şule’nin ısrarlarıyla yemek zorunda kaldı. O herif’in olan hiçbirşeyini ne yemek ne de görmek istiyordu.  Güney çalışma odasına girdiğinde sandalyesine oturdu.  Sol yanındaki kilitli çekmecesini kilidini çevirerek  açtı. İçindekileri yavaş hareketlerle  çıkarıp masaya önüne koydu. Bir gazete kağıdıydı masasının üstündeki

10.05.2015

Trafik canavarı bir can daha aldı

Ünlü adamı hakan bilgin’in eşi’nin ve kızı’nın bulunduğu araç dün gece karşısından hızla gelen bir araçla çarpıştı karşı araba’nın sürücüsü hiçbir kaza atlatmadan kurtuldu hakan bilgin ve kızı serçe bilgin yaralı kurtulurken eşi arife bilgin  olay yerinde hayatını kaybetti. Karşı araban’ın sürücüsü olay yerinden kaçtıktan bir gün sonra teslim olup tutuklanarak ceza evine götürüldü

Kaç defa okumuştu bu yazılan haberi güney hiç bilmiyordu ama içindeki pişmanlık hala ilk günkü gibiydi. Onlara çarpan kendisiydi o gün arkadaşı’nın arabasını almış ve kafa dağıtmak için her zaman ki bara gitmişti. Kaç bardak içtiğini bile hatırlamıyordu  ne icin kafa buluyordu onu bile unutmuştu Güney arabayı son hızla sürüyordu kafası yerinde bile değildi bilseydi böyle olacağını icermiydi. Bir anda çıkmıştı karşısına araba ve olan olmuştu korkuyla hemen oradan kaçmıştı ama şehir içi olduğu için kamera’ya yakalanmıştı allah’tan yüzü gözükmemişti’de En yakın adamı kaza’yı üstlenmiş  gazetelerede o adamı’nın resimleri çıkmıştı arkadaşı ise o kazadan kendisine birşey olmaması için  o adamla arkadaş oldukları için araba’yı verdiğini söylemiş kendini haklı çıkardıktan sonra da güney’le bütün iletişimini keserek yurt dışına gitmişti. Ama böyle olacağını bilebilir miydi güney bilemezdi. Korkmuştu o anda tek düşündüğü kendi hayatıydı.

“Lanet olsun!lanet olsun!” Diye bağırarak sinirle masaya yumruk atmaya başladı  bütün öfkesi kendisineydi o o gün o kadar içmese o kaza olmayacaktı o kadın hala yaşıyor olacaktı. Vicdan azabıyla geçirmişti  demelerini geçirmeye de devam ediyordu daha  sonra hakan bilgin’ in kim olduğunu  araştırmış babası’nın arkadaşı olduğunu öğrenmişti ve bu daha çok azap çekmesini sağlamıştı o zaman öğrenmişti ya serçe’nin zor durumunu  o gün kumarhane de gördüğünde hakan bilgin’in kaybedeceğini bildiği için böyle bir teklifte bulunmuştu ya hakan bey’e hakan bey karşısındaki adamın karısı’nın katili olduğunu bilseydi kızına onca acıyı cektirirmiydi yada satarmıydı satardı kazayı yaptığını söyleyen adam ortaya çıktığı zaman bile kızını sanıyorsa o kişinin gerçekte güney olduğunu bilse yine satardı serçe’yi güney’e   Çekmecesindeki son eşya’yı da eline alarak konuşmaya başladı.

“Sana bu acıları yaşattığım için özür dilerim annen’in katili olduğum için özür dilerim bunu sana söyleyemediğim için özür dilerim mutlu aileni senden aldığım için özür dilerim serçe” dedi  elinde serçe’nin fotoğrafına bakarken…

6. Bölüm

Serçe  karnı’nı doyurunca şule’ye gülümsemişti o adamın böyle iyi bir kuzen’i olması şaşırtıcıydı. Şule odadan çıkınca   yatağa  uzandı serçe uykusu gelmişti çok geçmeden de  uykuya dalmıştı. Güney sabah çalışma odası’nın kapısı’nın çalınmasıyla uyandı bütün gece çalışma odasında kalmış sabaha doğru gözleri kapanmıştı. Azda olsa kendine gelerek toplandı  tekrar kapı tıklatılma sesiyle  seslendi.

“Gel ” dedi odaya giren şule güney’e baktığında  güney’in yeni uyandığını anlamış ve gülümsemişti.

” oo Günaydın koca adam hadi kahvaltı hazırladım aşağıda bekliyorum seni  ” dedi. Güney şule’nin söyledikleriyle başını sallayarak Tamam anlamında başını salladı

“Tamam şule sen git odaya gidip hazırlandıktan sonra geliyorum ” dedi şule sevecen sesiyle konuştu.

“Tamam sen hazırlan gel bende serçe’yi uyandırayım”diyerek hızla  odadan çıktı. Güney serçe’nin adını duyunca derin bir nefes çekti içine  biliyordu serçe herşeyi öğrenince burada durmayacak ve çıldıracaktı  güney bildiği bu gerçekleri on söylemeyecek sır gibi saklayacaktı. Düşüncelerinden cıkarak Çalışma odasını topladı ve kendi odasına girdi ilk kendini banyo’ya atarak kısa bir duş aldı geri odasına girdiğinde dolabından her zaman ki gibi siyah bir takım alarak giyindi.

Serçe biri’nin kolunu  dürtmesiyle  uyandı gözlerini açtığında kendine gülümseyerek bakan şule’yi gördü.

“Günaydın canım kahvaltı için kaldırdım seni hazırlan ve aşağıya gel beraber kahvaltı yapalım ” dedi   serçe şule’ye aynı içten gülümsemeyle bakara başını salladı.

“Tamam  canım üstümü değiştirip geleyim kıyafetlerim nerede biliyormusun?  ” diye sordu bu kızı sevmisti. şule yüzünden hiç eksilmeyen  şirin gülümsemesiyle eliyle karşı duvara dayalı dolabı gösterdi.

“Dolapta canım ben herşey’i yerleştirdim bir kaçta yeni kıyafetler aldım sana onlarda dolapta ” dedi serçe ona minnet dolu baktı annesi öldükten sonra ise ona birşey almamıştı.

“Teşekkür ederim canım zahmet etmişsin ” dedi şule onu hiç duymamış gibi oturduğu yataktan ayağa kalkarak serçe’ye baktı.

“Hadi  hadi cabuk hazırlan  gel bekliyorum aşağıda ” dedi ve odadan çıktı. Serçe ağır adımlarla yataktan kalkarak lavaboya girdi günlük ihtiyaçlarını halledip tekrar odasına gelerek dolabın yanında yerini aldı Burada ne kadar kalmak istemesede buradan başka gidecek hiçbir yeri yoktu bunu biliyordu serçe dolabın kapağını açarak kıyafetlere baktı şule’nin dediği gibi yeni elbiseler tişörtler pantolonlar kazaklar vardı. Serçe eline ilk beğendiği siyah kısa uçları dantelli bir elbiseyi aldı ve gülümseyerek giydi. Aynaya baktığında üzerine tam  oldugunu  gördü. Yakışmıştı  da serce’ye serçe  bir çekmeceyi açtığında makyaj malzemelerini gördü ve gülümsemesi daha çok yayıldı yüzüne makyaj yapmayı severdi önceden. Bir başka çekmeceyi daha açtığında burada ise takılar tokalar vardı. Hoşuna giden kelebek modeli olan bir bileklikliği eline alarak koluna taktı. Son olarakta saçını tarayarak bağladı. Güne güzel başlamıştı. Şule onu mutlu etmek için elinden geleni yapmış ve başarmıştı. Son çekmeceyi de açınca burada da renk renk topuklu ayakkabılar karşıladı serçeyi eline aldığı beyaz bağlamalı topukluyu inceledi onu yerine geri bırakıp bir spor ayakkabı alarak ayağına giydi. odadan çıktığında Onunla beraber yan odanın kapısı açılınca bakışları odadan çıkan güney’i buldu. Siyah takım’ın içindeki beyaz gömlek  siyah kravatla  beraber yakışıklı görünüyordu. Güney de serçe’yi bu halde beklemediği için şaşkın ve hayran bakışlarla bakıyordu ona Serçe güney’in kendine dikkatli bir şekilde baktığını görünce  ne diyeceğini ne yapacağını bilemedi. gözlerini kaçırınca güney kendini toplayarak sert çıkarttığı sesi ile  serçe’nin gözlerinin içine baktı.

“Günaydın  kahvaltı ya iniyorsan beraber inelim ” dedi  onun her zaman mi ses tonuydu serçe başını hafifçe aşağı yukarı  sallayarak onu onayladı.

“Günaydın  evet kahvaltıya iniyordum inelim ” dedi. Güney eliyle serçe’ye önden gitmesi için  yol vermiş ve arkasından onu takip ediyordu serçe güney’in yönlendirmesi ile mutfağı bulmuş Şule’ nin  hemen yanına oturmuştu.

“Çok guzel olmuşsun serçe ” dedi şule sesinde ve gözlerindeki beğeniyle inceliyordu serçe”yi serçe uyanmıştım ama onu cevapsız bırakmak istemediği icin ona doğru bakarak  gülümsemiş  ve yanıtlamıştı.

“Teşekkür ederim ” demişti sadece şule onun utandığını anlayınca başka birşey dememişti.Kahvaltı böylelikle sessiz geçmiş kimse tek kelime bile konuşmamıştı.

“Serçe kahvaltıdan sonra bahçeye çıkalım mı ?”dedi. Şule daha fazla sessizliğe dayanamayarak o konuşkan bir kızdı  susmak ona göre zordu.  Serçe  şule ‘ye bakarak içtenlikle gülümsedi.

“Olur çıkalım ” dedi ve kahvaltısına geri döndü. Kahvaltısını  ilk bitiren güney oldu masadan kalkarken iki kız’ a da bakarak

“Ben çalışma odasındayım işlerim bitince  yanınıza gelirim ” dedi ve merdivenlerden yukarı çıkarak oradaki çalışma odasına girdi ev geniş ve büyük olduğu için iki çalışma odası vardı güney’in bir odasında mafyaların bilgileri dosyaları bulunurken diğerinde şirket evrakları vs şeyler vardı. Şule güney’in arkasından gözlerini devirdi bu adamın tek bildiği şey işti şule’ye göre daha sonra yüzüne gülümseme ekleyerek serce’ye  baktı.

“Hadi bahçeye çıkalım sofrayı saniye teyze toplar gelir birazdan zaten  ” dedi  dediği gibi saniye hanım dış kapıyı kapatarak mutfağa girmişti.  Serçe saniye hanımı görünce şule’ye bakarak

“Olur çıkalım  canım  ” demişti ve ardından saniye hanıma gülümseyerek mutfaktan çıktı.

Serçe bahçeye çıkmasıyla derin bir nefes çekti içine çiçeklerin kokusunu ciğerlerine kadar çekmişti.  Gülümsedi ve etrafına baktı her taraf çiçeklerle dolu yemyeşildi.

“Çok güzeller  değil mi? ” Diye sordu  şule gözlerini kapatıp kokuyu içine çekerken serce ona gülümseyerek baktı ve yanıtladı.

“Evet çook güzeller ” dedi. Gerçektende çok güzel bir bahçeydi. Güller karanfiller papatyalarla doluydu etrafı  Şule neşe’yle serçe’ye baktı.

“Hadi kör ebe oynayalım serçe  ” dedi serçe şule’nin dediği ile  kahkaha atarak ona doğru baktı.

“Şule  oyun yaşımızı çoktan geçtik biliyorsun değil mi ?” Dedi şule ona kaşlarını catarak omuz silkti.

” Bence oynamanın yaşı yoktur serçecim şimdi  senin gözlerini kapatıyoruz ilk ebe sensin ” dedi ve içeriden bir siyah bez getirerek serçe’nin gözlerini kapattı. Serçe ise ona  kıkırdayarak  gözlerini bağlamasına izin verdi.

“Tamam ama yakalarsam mızıkçılık yapmak yok şule hanım ” dedi. Şule serçe’ye kahkaha atarak

“Yakala da görelim ” dedi ve sustu. Serçe onu yakalamak için yavaş ve sakin adımlarla ilerlerliyordu  Onu bulacak ve yüzünün alacağı şekle büyük bir zevkle  bakacaktı.

“Ne kadar susarsan sus bulacağım seni şule ” dedi bir diğer  taraftan da elleriyle etrafı tarıyordu.    Bir anda önüne çıkan  bedenle neşeyle zıplayarak bağırdı.

“Sana  seni yakalayacağımı söylemiştim  şule ” dedi ve gözlerini açtı ama yakaladığı kişi şule degil güney di. Ikisi de tek kelime etmeden birbirlerinin yüzüne bakıyorlardı. Ne güney birşey diyebilecek bir durumdaydı nede serçe tek yaptıkları birbirlerine bakmaktı. Şule onların bu hâline  bakıp kıkırdayınca ikiside kendine gelerek bakışlarını birbirlerinden çektiler serçe utanmış bir şekilde  başını yere eğmiş

“Seni şule sandım özür dilerim ” dedi güney serçe’nin bu masum haliyle kısada olsa gülümsedi ama serçe gözleri yerde olduğu için o gülümsemeyi görmedi.

“Oyun oynamayı bilmiyorsan oynama kızım ” dedi güney serçe’yi sinir etmek için demişti. İstediği gibi serçe hemen sinirlenmiş  başını kaldırdı ve kaslarını çatarak  güney’e baktı.

“Sende önüme çıkmasaydın alla alla ” demişti sinirlenince gerçekten çok tatlı oluyordu ve güney kendini tutmasa çoktan serçe’nin yanaklarını sıkardı Şule bahçe’ye  elinde iki yumurtayla gelip serçe’ye baktı elindeki yumurtaları göstererek

“Al bu yumurtaları serçe ve ona at seni sinir etmenin sonucunu görsün” dedi kısık sesiyle serçe şule’nin teklifini gülümseyerek kabul etmiş yumurtaları hızlıca alıp güney’in yüzüne  bir anda atmıştı. Güney ne olduğunu anlamadan yumurta yiyince sinirle serçe’ye baktı.

“Sen bittin kızım gel buraya ” diye bağırdı serçe güney’in bağırmasıyla çığlık atarak kaçmaya başladı şule ise kahkahalarla ikisine bakıyordu anlamıştı bunların kaderi birbirine çoktan yazılmıştı. Serçe çığlık ve kahkahalarla koşuyor güney ise o kahkaha attıkça sinir küpü oluyordu
Serçe ön bahçe’ye doğru koşarak havuza doğru geldi havuz’a düşmemek için arkasını dönmüştü ki  artık çok geçti güney ona adım adım yaklaşıyordu.

“Ne oldu küçük hanım çıkmaz sokağa mı girdiniz ?” Dedi sesinde hafifte olsa  hala bir öfke vardi.

“Ya gelme üstüme üstüme  güney ” dedi serçe adım atsa havuza düşecekti  ve bu onun için hiç iyi olmayacaktı. Çünkü serçe yüzmeyi bilmiyordu.
Güney yüzündeki tehlikeli sırıtışla serçe’ye yaklaştı ve tam dibinde durdu.

“İntikam alma sırası bende küçük hanım ” dedi ve serçe’yi bir anda havuza itti serçe’nin düşmeden önce tek cümlesi

“Ben yüzme bilmiyorum güney” oldu.  Ve hızlı bir şekilde havuza düştü. Ne kadar çırpınırsa çırpınsın faydası yoktu bir anda küçüklüğü canlandı gözleri önünde annesiyle babasıyla gülüp eğlenirken bütün mutlu anılar gözlerinin önünden geçiyordu. Bilinci kapanırken tek gördüğü şey iki güçlü kolun onu yüzeye çıkarmasıydı. Gerisi ise  koca bir karanlık…

7. Bölüm

Güney serçe’nin arkasından havuza atlayarak yüzmeye başladı. Onu havuza attığı için pişmandı. Serçeyi gözleri kapanmak üzere yakalamış ve kollarından tutarak yüzeye çıkarmıştı. Şule ağlayarak güney’e yardım etti. Serçe’yi havuzdan çıkardılar. Güney serçe’yi yere yatırarak nefes alıp almadığına  bakmak icin  ona doğru eğildi.Çok az nefes aldığını fark edince  suni tenefüs yapmaya  başladı güney içinden de ona birşey olmaması için dua ediyordu. Serçe derince bir nefes alarak gözlerini açtı ve öksürmeye basladı Güney serçe’nin kendine gelmesiyle rahat bir nefes almıştı.  Serçe  öksürüp rahatlayınca gözlerini açtı. Karşısında ona endişeli bir şekilde bakan gözlere baktı bu güneyi’n gözleriydi. Serçe bir anda kollarını güney’e sardı ve ağlamaya başladı Korkmuştu.

Güney serçe’nin kendisine sarılmasıyla ilk şaşırsada oda çok geçmeden kollarını serçe’nin beline sardı.

‘Beni kurtardığın için teşekkür ederim” dedi serçe ağlarken güney onu daha çok kolları’nın arasına çekti.

” Bana Teşekkür etme serçe seni suya iten benim özür dilerim” dedi güney sesindeki pişmanlıkla eğer  onu suya itmeseydi serçe bu durumda olmayacaktı. 

“Yüzmeyi bilmediğimi bilmiyordun ki güney  bilsen itmezdin ” dedi  serçe güney’ in kollarından ayrılıp onun gözlerine bakarken güney de onun gözleri’nin içine baktı.

“Itmezdim” dedi serçe’nin gözlerinin en derinine dalarken  birbirlerinin gözlerinde takılı kalmışlardı yine bir anda boynuna sarılan kollarla bakışlarını  güneyden ayırmak zorunda kaldı serçe şule ağlayarak boynuna sarılmıştı.

“Iyisin degil mi serçe ” dedi ağlamaklı sesiyle serçe onu kendinden ayırdı ve ona baktı gözlerinden  ne kadar korktuğu belliydi şule’ nin 

“İyiyim şule birazcık su yuttum o kadar ama iyiyim ” dedi. Gülümseyerek arkadaşının korkusunu geçirmek için şule serçe’nin gülümsemesiyle gözlerindeki yaşları silerek gülümsedi.

“Çok korktum birşey olacak diye ” dedi. Onu havuzda çırpınırken görmek şule’yi gerçekten korkutmuştu.  Serçe duygulanmıştı ilk kez biri ona birşey olacak diye endişelenmiş korkmuştu.

“İyiyim korkma canım birseyim yok ” dedi. Güney serçe’ye bakarak 

“Odana çık biraz dinlen akşam yemeğinde inersin ” dedi serçe güney’e tamam anlamında başını sallayıp ayağa kalktı.

“Haklısın gidip biraz uyumalıyım ” dedi serçe’nin bu dediği ile güney ve şule kıkırdadı.

“Çok uyumadın mı serçe ?” Dedi güney boğulma olayını söylüyordu serçe ona omuz silkti. Uykuyu severdi.

“O uyku’dan sayılmıyor güney”
diyerek  eve girdi. O odasına çıktığında arkasında kahkaha atan iki kişiyi bıraktığını bilmiyordu.
Serçe odasına girince ilk banyo’ya girip  kısa bir dus aldı daha sonra dolaptan bir pijama taķımı giyerek yatağa yattı. Kendi kendine düşüncelere dalmak hoşuna gidiyordu ama bugün tek düşündüğü şey güney’in yeşil gözleriydi.  Gözlerini açtığında ilk gördüğü yeşil gözler hiç bir duyguyu barındırmayan o gözler bugün tek bir duyguyu gizleyememişti korku. Güney de bunun farkındaydı serçe’ye birsey olması korkutmuştu güney’i serçe daha fazla düşünmek istemedi bedeni yorgundu gözlerini  kapatarak kendini tatlı bir uykuya bıraktı..

Yemyeşil  ucu bucağı görünmeyen bir ormandaydı serçe kuşların sesleri cıvıl cıvıl geliyordu kulağıngülümsedi ve önündeki çiçekli yolda yürümeye başladı. Bu güzel yere ne zaman gelmiş neden gelmişti bilmiyordu. Etrafına büyülenmiş gözlerle bakarken arkadan  gelen sesle arkasını döndü.

Serçe kızım” bu annesiydi.

Anneee” dedi serçe ve koşarak sarıldı annesine ne kadar özlemişti onu

Kızımdedi arife hanım ciğerinden gelen bir şefkatle

“Annem yaşıyorsun ölmemişsin ” dedi serçe şaşkınlık ve mutlulukla annesi ölmemişti demek ama niye hiç yanına gelmemişti?

Öldüm kızım ” dedi annesi kızı’nın saçlarına ufak bir öpücük  kondururken

“Peki ben anne bende mi öldüm ” dedi serçe  arife hanım kızının  yanaklarını tutarak

“Hayır serçem sen yaşıyorsun birtanem şuan rüyadasın prensesim ” dedi

“O zaman uyanmak istemiyorum anne sensiz bir dünyaya uyanmak istemiyorum ” dedi gözlerinden düşen tek damla yaşla arife hanım kızı’nın yanağına düşen yaşı şefkatle sildi ve ona bakarak gülümsedi.

“Uyanacaksın güzel kızım ” dedi serçe başını  hayır anlamında sağa sola salladı istemiyordu.

“Uyanmak istemiyorum anne babam’ın beni istemediği bir dünya ya niye uyanayım ” dedi titrek sesiyle

“Kızma babana güzel kızım kızma” dedi arife hanım

“Anne babam beni 15.000 tl ye birine sattı nasıl kızmayayım. Dedi serçe daha çok ağlarken o kızını satmıştı nasıl kızmazdı.Arife hanım kızını   kendine çekerek sımsıkı sarıldı.

“O hiç birşeyi bilmiyor kızım bilseydi sana böyle birşey yapmazdı.” Dedi serçe merakla annesinden ayrılarak yüzüne baktı.

“Neyi bilmiyor babam  anne? ” dedi arife hanım kızı’nın gözlerinin içine baktı.

“Bize çarpan kişinin kim olduğunu bilmiyor bilse yapar mıydı hiç  ” dedi serçe annesine daha çok merakla baktı.

“Kim anne o adam ” dedi arife hanım eliyle arkasını gösterince serçe annesi’nin gösterdiği tarafa bakti arkası dönük bir adam vardı.

“Kimsin sen ?” Dedi serçe adam serçe’nin sesiyle önüne dönüyordu ki

Kolunun Dürtülmeyle gözlerini açtı serçe güney serçe’nin gözlerini açmasıyla yatağın ucundan kalktı.

“Kızım iki saattir dürtüyorum niye uyanmiyorsun” dedi sinirle serçe yatakta oturarak kaşlarını çattı.

“Sende niye uyandırıyorsun ya baktın uyanmadım çek git allah allah senin yüzünden annem’in olduğu bir rüyamdan uyandım ” dedi. Ve gözleri doldu.  Güney serçe’nin yanına oturarak şefkatle sardı kollarını ona

“Nasıl gördün ?” Diye sordu serçe derin bir nefes aldı ilk daha sonra anlatmaya başladı.

” Yemyeşil ucu bucağı görünmeyen bir Ormandaydım çok güzel çiçeklerle dolu bir ormandı. Çiçekli yoldan etrafıma bakarak giderken arkamdan bir ses geldi dönmemle annemi gördüm koşarak sarıldım. Ölmediğini falan söyledim. Ama o öldüğünü benim rüyada olduğumu söyledi uyanmak istemediği’mi babam’ın beni sattığını söyledim o ise babam’ın sucu olmadığını bize çarpan kişi’nin kim olduğunu bilmediğini söyledi bende anneme kim diye sordugumda arkamda birini gösterdi arkamı döndüğüm de ise arkası dönük bir adam vardı tam önünü dönüyordu ki sen uyandırdın ” dedi güney sıkıntıyla nefesini dışarıya verdi.

“Sadece bir rüya serçe bu kadar takılma annen senin iyiliğini düşünüyor ” dedi serçe ne kadar onu dinlemesede aşağı yukarı başını salladı.

“Hem o kazayı yapan adam yakalanmadı mı yani baban kim olduğunu biliyor ” dedi güney içindeki sıkıntıyla serçe onu başıyla onayladı.

“Yakalandı haklısın” dedi sadece güney sessizlikten sıkılarak odaya ne icin geldiğini söyledi.

“Bu arada seni akşam yemeği için çağırmaya gelmiştim  hazırlan ve gel aşağıda bekliyoruz ” dedi ve odadan çıktı. Serçe güney’in odadan çıkmasıyla  istemesede yavaş haraketlerle yataktan çıktı. Güney annesizlik nedir anne yokluğu  nasıl bir duygudur bilmiyordu ve serçe’yi anlayamazdı. Serçe hazırlanıp odasından çıkarak merdivenlerden aşağıya indi mutfağa girdiginde Şule ve güney çoktan masaya oturmuş yemeğe başlamışlardı bile  Serçe kendine tabak hazırlayarak masaya oturdu Kimseden tek kelime çıkmıyor sadece  kaşık çatal sesleri yankılanıyordu Şule elindeki kaşığı tabağı’nın kenarına bırakarak serçe’ye baktı.

“Iyimisin canım biraz daha ” dedi boğulma olayından sonra direk odaya çıkınca şimdi soruyordu Serçe başını tabaktan kaldırarak düşünceli arkadaşına gülümsedi.

” Evet daha iyiyim canım ” dedi ve yemeğine geri döndü biraz sonra kapı zili çalmasıyla üçüde birbirine baktı.

“Birini mi bekliyordunuz ?” Dedi   güney  serçe ve şule’ye bakarak şule serçe den  önce başını hayır anlamında salladı. 

“Ben beklemiyorum ” dedi  Güney serçe’ye baktı bu sefer serçe güney’in kendisine baktığını görünce gözlerini devirdi o buraya babasının zoruyla gelmişti kim o bekleyebilirdi ki.

“Hatırlatırım beni buraya babam getirdi ve benim hiçbir arkadaşım yok ” dedi. Bir kere daha zilin çalmasıyla güney ayağa kalkarak kapıya doğru gitti bir taraftan da kızlara söylendi.

“Bakalım o zaman gelen kim ve neden gelmiş ”  diyerek kapıyı açtı şule ve serçe de merakla arkasından giderek kimin geldiğine merakla bakıyorlardı. Güney kapıyı açtığında karşısında ki kişiyle şaşkınca

“Annee “dedi…

8. Bölüm

Güney annesini beklemediği için karşısında görünce şaşırmıştı.

“Neden haber vermedin geleceğini  anne almaya gelirdim ben seni ” dedi sesinde ki soğuklukla güney kendi ailesine bile soğuktu. Canan hanım ise onun bu soğuk sesini hiç takmamıştı şimdi de  pek takmamış olacak ki oğluna bakarak gülümsemişti.

“Tek gelmedim ki oğlum babanla geldim  o arabayı park ediyor gelir birazdan” dedi ve  içeri’ye girerek şule’ye gülümseyerek sarıldı kendi kızı gibi severdi şule’yi şule de aynıydı kendi annesi nasılsa canan hanımda öyleydi. Canan hanım şule’yi kendinden ayırarak boydan aşağı inceledi.

“Ne kadar büyümüşsün sen ya gördüğümde daha mini minnacıktın ” dedi şule bu sözlere kahkaha attı.

“Canan sultan o bundan kaç sene önceydi  tabi hiç gelmiyorsunuz ki buralara beni göresin ” dedi. Canan hanım  şule’ye gülüp başını  haklısın anlamında sallarken serçe’yi gördü ve neşeli sesiyle ona doğru yürüdü.

“AAA sende  benim gelinim olmalısın ne kadar güzel birşeysin sen maşallah ” dedi ve serçe’yi  bir anda kendine çekerek sarıldı serçe şaşkınca güney’e baktı o ise her zamanki soğuk bakışlarıyla bakıyordu onlara canan hanım serçe’den ayrılıp oğluna doğru  döndü.

“Ya oğlum insan bir der değil mi anne sevgili yaptım gel tanış yada getireyim gör diye ama nerede bizim oğlan babasına çekmiş oda gençken böyleydi. Ailesine beni bir türlü tanıştırmamıştı biraz daha tanıştırmasa düğünde tanışırdık artık” dedi ve tekrar serçe’ye sarıldı.

” hemde Bu kadar güzel olduğunu söylemedi maşallah maşallah” dedi serçe tam yok efendim öyle birşey demek için ağzını açmıştı ki kapıdan elinde iki bavulla giren tarık bey’i görünce sustu. Canan hanım tarık bey’i görünce  iceri girmesini bile beklemeden serçe’nin elini tutarak  kocası’na seslendi.

“Hayatım bak burada kim var gelmesek öğrenemeyecektik  güney’in sevgilisi bizim de gelinimiz çok güzel değil mi maşallah”dedi tarık bey karısı’nın sözüyle  bavulları kenara bırakarak serçe’ye baktı ve karısını başını sallayarak  yanıtladı.

“Aynen hanım maşallah kızımız çok  güzel senin ismin ne güzel kızım ” dedi. Serçe utanarak başını yere eğdi. Tarık bey serçe’nin bu tavrına gülümsedi bu kız çok masumdu ve güney’in nasıl böyle bir kız bulduğuna şaşkındı. Oğlu durmuş durmuş turnayı  gözünden vurmuştu belliydi.

” Adım Serçe efendim” dedi serçe utanarak utangaçlık sesine yansımıştı tarık bey serçe’nin ismini duymasıyla kaşlarını çattı.

“Soyadın Ne kızım?” Dedi serçe Tarık bey’in soyadını sormasına şaşırsada tarık bey’i cevapsız bırakmamış yanıtlamıştı.

“Bilgin efendim serçe bilgin “dedi. Tarık bey duyduğu isimle  bir anda güney’e  doğru dönerek  aynı güney’in soğuk sesi gibi soğuk çıkan sesiyle

“Güney  hemen çalışma odasına çıkalım konuşmamız gereken şeyler var ” dedi ve hızlıca merdivenlerden yukarı çıktı. Güney tarık bey görmese bile başını  tamam anlamında sallayarak yukarı çıkıyordu ki tarık bey’in sesiyle canan hanım da yanlarında  yukarı çıkmıştı.

“Canan sende gel  odaya” demişti tarık bey 

Şule ve serçe meraklı bir şekilde üçünün arkasından baksalarda hiç  birşey demeden mutfağa girmişlerdi.

Tarık bey çalışma odasına girmiş arkasından ise güney ve canan hanım da  girerek kapıyı kapatmışlardı. Canan hanım kapıyı kapatır kapatmaz merakla tarık bey’e baktı

“Hayrola bey ne olduda üçümüzde buradayız  ne konuşacağız?” Diye sordu tarık bey ise karısı’nın  sorusunu duysada cevap vermiyor çatık kaşlarla güney’e bakıyordu

“Söylesene Tarık merakta bırakma insanı”dedi canan hanım hala kocasından bir cevap bekliyordu. Tarık bey bakışlarını oğlundan karısına çevirdi. 

“İstersen bunu canım oğlum  dediğin oğluna sor canan o neden burada olduğumuzu anlatsın sana” dedi sesindeki hafif sinirle Canan hanım güney’e baktı o hiç birşey olmuyor gibi pencereden dışarıya bakıyordu.

“Oğlum  sen anlat  bari ” dedi canan hanım  ama güney penceredeki bakışlarını babasına çevirmiş soğuk bakışlarıyla babasına bakıyordu.

“Artık biriniz anlatsın ne anlatacaksa” dedi canan hanım sinirle ikiside sinirli bir şekilde birbirlerine bakmak dışında birşey yapmıyordu.  Tarık bey karısına baktı ve sonunda anlatmaya başladı.

“Ne olduğunu anlatayım sana canan senin bu akılsız  oğlun annesini öldürdüğü kızı almış ve evine getirmiş oda olmamış kendine sevgili yapmış kızı ” dedi canan hanım eşinden duydukları ile şaşkın bir şekilde 

“Ne ?” Dedi güney ise  gözlerini kapatmış sakinleşmeye çalışıyordu.

“Serçe o  ölen kadın’ın kızı benim en yakın arkadaşımın kızı canan ve senin oğlun o kızın annesini öldürmüş ve birde hiçbirşey olmamış  kızın annesi’ni  öldürmemiş gibi birde tutup kızı eve getirmiş ” dedi.
Canan hanım göz yaşlarıyla oğlun’a baktı. Ne yapmaya calışıyordu oğlu bir türlü anlamıyordu.

“Oğlum neden getirdin eve kızı o kız  bu olanları öğrenince yıkılmaz mı ? Birde kızı sevgilin yapmışsın kız öğrenince ne olacak?” Dedi tarık bey sinirle yanıtladı eşini

“Oğlun için sence  bu önemli mi? canan kızın ne yapacağı  ne olacağı umrunda bile değil ” dedi
canan hanım göz yaşlarıyla bulanık bakıyordu oğluna yaptığı yanlıştı.

“Ah oğlum ah çok güzelde bir kız” dedi canan hanım tarık bey güney’in yanına geldi.

“Nasıl o kızı evine getirirsin güney o kızın karşısına nasıl çıkar  bu hatayı nasıl yaparsın? Ya öğrenirse?” Diye sordu. Güney  babası’nın sözlerine daha fazla dayanamadı ve  bir anda babasına bağırmaya başladı.

“O kızı babası bana sattı anladınız mı babası sattı  hemde kumar masasında ben onu alıp eve getirmeseydim o şerefsiz  babası onu başkasına satardı bundan eminim yapardı. ” dedi ve sakinleşmek için derin derin nefesler alıp verdi. Tarık bey ve canan hanım duyduklarıyla şok olmuş bir şekilde öylece kalakaldılar.

“Sattı mı? ” dedi tarık bey  şaşkın ve düşünceli sesiyle nasıl bir adam olmuştu arkadaşı kızını satacak kadar nasıl değişmişti.

“Evet  baba sattı  onu  o zavallı kızı annesi’nin katili olarak bilmiş ve ondan kurtulmak için bana sattı onu alıp bu eve getirmeseydim o kız hala o evde o adamdan dayak yiyecek aç kalacaktı ” dedi Canan hanım duyduklarıyla daha çok ağlarken tarık bey güney’e sımsıkı sarıldı.

“Taş kalpli  biri gibi görünsen de aslan gibi bir kalbin varmış oğul ” dedi. Güney  babasından ayrılarak başını salladı

“O adam yıllarca kıza eziyet etmiş aç bırakmış dayak atmış belinde kemer izleri hala duruyor şule üstünü değiştirirken görmüş ” dedi güney sesindeki sinirle hakan bey’i bir görse serçe’ye yaptığı herşeyin acısını çıkaracaktı ona vuran ellerini kırmazsa adı güney değildi. Canan hanım oğlundan durumlarıyla sessizce ağlıyordu ah masum kuzum neler çekmiş diyordu içinden tarık bey ise arkadaşına kızıyor nasıl böyle bir adama dönüştügüne şaşkınlıkla bakıyordu güney derin bir nefes vererek annesine baktı.

“Anne  sen aşağı’ya in kızlar  şimdi merak etmesinler  bu arada şule bilmiyor serçe’nin annesini öldürdüğümü sakın  birşey söylemeyin  belli  etmeyin ona birde onunla uğraşamam  ” dedi canan hanım başını tamam anlamında sallayıp ayağa kalkmıştı ki  arkadan gelen sesle  öylece kaldılar.

“Artık çok geç  bende biliyorum güney aftan “

9.bölüm

Gelen sesle üçününde gözleri sesin sahibine çevrildi.  Üçüde Şule’ye  baksada Şule sinirli  bir şekilde sadece güney’e bakıyordu. Duyduklarına inanamıyordu güney birinin ölümüne sebeb olmuştu. Onun kuzeni bir katil miydi? 

“Bunu yaptığına inanamıyorum güney sen nasıl bir katil olabilirsin?” Dedi şule sinirle ve hayal kırıklığı ile güney’e bakarak tabi kuzeninin bir mafya olduğunu bilse günde kaç adam öldürdüğünü bilse böyle dermiydi tabi arife hanım bu adamlar gibi değil di. Güney  şule’nin dediği sözlerle sıkıntıyla nefes aldı ve şule’ye baktı sesi daha soğuk ve sinirli cıkıyordu.

“Evet ben bir katilim şule ben eli kanlı katilim hemde suçsuz bir kızın hayatını karartan bir katilim oldu mu itiraf ettim  ”   dedi.  Şule güney’in pişmanlığını gözlerinde görmüştü geçmişi geri alamazdı elinde olsa almak isterdi. Hızlıca  güney’in yanına giderek sımsıkı sarıldı kuzenine  sanki bütün pişmanlığı acı’yı geçirecekmiş gibi sarıldı.

“Özür dilerim güney özür dilerim ” dedi gözlerinden akan yaşlarla kuzen’i pişmandı Güney de kollarını  şule’ye sararak sarıldı. Bu sarılmaya ihtiyacı vardı.

“Özür dileme  şule haklısın ben bir katilim ” dedi Şule  güney’in sözüyle ondan ayrılarak gözlerinin  icine doğru baktı. O anda emin oldu ki geçmişe dönseler güney o kaza olmaması için elinden geleni yapardı  ama çok geçti kaza çoktan olmuş o kadın ölmüştü geri dönüşü  yoktu. Yinede kuzenini rahatlatmak istedi

“Hayır güney hayır böyle düşünme katil olmayı sen istemedin biliyorum senin hiç bir suçun yok herşey allah’tan gelir allah verir allah alır  ” dedi hızlıca güney Şule’nin bu söyledikleriyle gülümsedi  onu rahatlatmak üstündeki pişmanlığı acı’yı birazda olsa yok etmeyi düşünüyordu ama  ikisi de ne olduğunu biliyordu özellikle de Güney katil olduğunu biliyordu. Bir çok adamı  öldürmüştü hiç birinde pişman olmamıştı ama serçe nin annesi farklıydı diğer öldürdükleri tecavüzcü kaçakçı dolandırıcı hastalıklı adamlardı ama arife hanım değildi. Derin bir nefes verdi dışarıya ve şule’ ye baktı.

“Şule bu duyduklarını serçe bilmemeli tamam mı? Sadece dördümüz bileceğiz  “dedi. Şule ona başını tamam anlamında salladı saklamak istemesede de saklayacaktı. 

“Bence de kızım hiçbir şey deme belli etme eğer duyarsa hiç iyi olmaz ” dedi Tarık bey  şule başını tarık beye çevirdi haklıydı tarık bey

“Bilmemesi iyi olur amca  kötü olmasını istemiyorum hayatı zaten kötü daha kötü hale getirmeyelim  serçe çok iyi bir kız üzülmeyi hak etmiyor ” dedi.

“İyi olduğu kadar çokta güzel ve masum bir kız ” dedi canan hanım onu görür görmez beğenmiş gelini olsun istemişti ama bu olmayacak birşeydi. Kim annesi’nin katiliyle evlenirdi ki ne kadar şimdilik  bilmesede elbet bir gün öğrenecekti ve öğrendiği zaman yıkılırdı tek duası hiç öğrenmemesiydi. Güney sessiz bir şekilde onaylamıştı annesinin sözünü.

“Evet  hemde çok güzel ” dedi. Kimse’nin duymadığını sanmıştı o kadar sessiz konuşmuştu ki kendi bile zor duymuştu sesini  ama şule  yanında olduğu için duymuştu ve gülümsedi.

Serçe meraklı bir şekilde salonda oturuyordu. Kimse gelmeyince  Şule de yukarıya cıkmış bir türlü inmemişti.  Bu eve alışmasa da Şule’ye alışmıştı. Şimdi tek olunca sıkılmış birinin inmesini bekliyordu. Merdivenlerden gelen sesle başını merdivenlere cevirdi. Güney şule tarık bey ve canan hanım iniyorlardı onları görünce oturduğu koltuktan ayağa kalktı güney ve şule için olmasa da tarık bey ve canan hanım’ a saygılıydı tarık bey ve canan hanımda bunu fark etmiş birbirlerine bakarak gülümsemişlerdi.  Salona geldiklerinde şule  yukarıda hic birşey konuşulmamış hic bir sey öğrenmemiş gibi gülümseyerek  serçenin koluna girdi.

“Gel biz  seninle mutfağa girip çay demleyelim”dedi  serçe şule’ye  gulumseyerek başıyla  onayladı  mutfağa girdiklerinde şule ortalığı toplarken serçe de  çaydanlığa  çay suyu koyup ocağa koydu bugün saniye hanım izinliydi. Şule’nin aklına güney’in serçe’yi güzel bulması geldikçe gülümsüyordu kuzeni yeni duygulara yavaş yavaş  yelken açıyordu ama haberi yoktu ne zaman fark edecekti acaba Serçe ise çayı güzelce demlemiş  çayın yanına saniye hanımın bir gün önce elleriyle yaptığı kurabiyeleri koyunca gülümseyerek içeri girdiler.  Güney mutfaktan elinde çaylarla gelen serçe’yi görünce gülümsedi

“bir tepsi bile bir insanın eline yakışır mı?” Diye geçirdi içinden daha sonra kendisinde fark ettiği ile şaşırdı  Alışıyordu serçe’ye bunu yeni anlamıştı güney   birisi tarafından izlenildigi  hissine kapılarak bakışlarını serçe’den çekerek kendisine bakan aynı kendisindeki gözlere benzeyen bir çift yeşil gözlere çevirdi  bakan canan hanımdı. Canan hanım gülümseyerek oğluna bakıyordu. Uzun zamandır ilk defa böyle içten gülümsediğini gördü oğlu’nun buda onun mutlu olmasını sağlamıştı. Güney de ona bakınca göz göze geldiler ve daha çok gülümsedi canan hanım oğluna.

Serçe elinde ki tepsiyle salona gelince güney’in kendisine gülümseyerek baktığını görmüş ama görmemezlikten gelmişti.  Onun her hareketi serçe’yi sinir ediyordu özellikle de o güzel yeşil gözleriyle ona bakması. Çay tepsisini ilk tarık bey’e uzattı serçe  tarık bey serçe’ye bakarak  gülümsedi ve çayını aldı aynı annesine benziyordu serçe.

“Eline sağlık kızım ” dedi sevecen sesiyle serçe zorla gülümsedi.

“Afiyet olsun efendim ” dedi  boğazı düğüm olmuş  konuşmasını zorlaştırıyordu. Bu kelime duygulandırmıştı serçe’yi uzun süredir duymadığı bir kelimeydi bu  kızım sözü babası annesi öldükten sonra bu kelime’yi bir daha kullanmamıştı ona hep allah’ın belâsı derdi ve şimdi bir başkası babası değil bir başkası ona kızım demişti. O anda anladı babasından bu sözü duymayı ne kadar özlediğini  düşüncelerden cıkarak elleri  ne kadar titrerse de çayları dağıtmış şule’nin yanına oturmuştu.  Tarık bey çayından bir yudum alarak gülümsedi ve Serçe’ye baktı. 

“Gerçekten eline sağlık kızım ilk defa böyle bir çay ictim” dedi gulumseyerek canan hanım hafifçe öksürdü ve kocasına kaşlarını çatarak baktı tarık bey karısı’nın uyarısını net bir şekilde anlamış karısına kısaca bakıp ona da gülümsemişti.

“Tabi biricik eşimin çaylarından sonra ” diye düzeltmisti onun bu lafına hepsi gülmüştü yaşı ne kadar geçerse geçsin annesi hala babasına sözünü geçiriyordu bunu anlamıştı güney.  serçe ise ne kadar ağlamak istesede  gülümsedi onun için gülümsemek zor olsada gülümsedi bu aile onun icin iyi insanlardı  güney hariç. 

“Tekrardan afiyet olsun efendim ” dedi.  Serçe Tarık bey’ e gülümseyerek Tarık bey  serçe’ye sahte bir kızgınlıkla baktı

“AA Efendim demeyi bırak artık sende benim bir kızımsın serçe güney’i sevdiğim gibi senide seviyorum efendim demeye devam edersem kızarım  ” dedi  serçe gözleri dolu dolu bir şekilde baktı tarık bey’e kendi babası mıydı bana yoksa bu adam mı?

“Peki efendim ” dedi. Tarık bey sitemli sesiyle sözünü kesti serçe’nin

“Bak hala efendim diyor ” dedi.

“Peki ne diyeceğim  ben size ” dedi serçe utanarak ve çekinerek  tarık bey gülümsedi ve herkesin  duyunca şaşıracağı  o  sözleri söyledi.

“Bundan sonra sen  bana TARIK BABA diyeceksin serçe kızım” dedi onun bu söylediği ile serçe dahil hepsi şaskınca tarık bey’ e baktı….

10. Bölüm

Serçe Tarık bey’in dediği sözlerle  şaşkınca tarık bey’e baktı. Kan bağı olan kendi babası onu kızı yerine koymayıp para uğruna satmışken başka biri bir yabancı kan bağı olmadığı halde kızım  diyor ona  baba demesini istiyordu. Güney şule ve canan hanım da serçe kadar şaşkındı. Babasından böyle bir şey beklemiyordu Güney babası onu şaşırtmıştı. Canan hanım ise gülümseyerek bakıyordu eşine zaten onun bu yufka yüreğine aşık olmamışmıydı. Güney  ise ilk defa babasını böyle görüyordu. Kendi oğluna bile böyle sevgiyle bakmamıştı şimdiye kadar tabi bunda güney’in yaptıklarının da nedeni büyüktü. Serçe gözlerinden her an akmaya hazır yaşları zor tutuyordu. Dolu gözleriyle tarık bey’ e baktı.

” kendi babam beni kızı olarak  görmemişken siz kızımsın diyorsunuz size teşekkür ederim  bende bundan sonra sizi babam olarak bileceğim tarık baba ” dedi ve yanına giderek sarıldı.  Şule olanlara daha fazla  dayanamamış çoktan ağlamaya başlamıştı. Tarık bey de serçe’nin ona sarılmasıyla kollarını serçe’ye sardı. Bir baba şefkatiyle okşadı saçlarını 
Güney karşısında gördüğü manzarayla mutlu olsada serçe’nin bu duruma düşmesine kendisi’nin sebeb olduğunu bilmek onu mutlu edemiyordu….

  O duygusal andan sonra bütün gün güzelce sohbetler edilmiş kahkahalar havada uçuşmuştu.  Canan hanım güney’in küçüklüğünü ve yaptığı yaramazlıkları anlattıkça serçe ve diğerleri kahkaha atarken güney sinirlenmişti. Ne varda anlatılırdı ki bu küçüklük anıları  hele ki sünnet ne vardı korkmuş ve komşunun erik ağacına çıkmış inme diye ısrar etmişse o yaşta her sünnet olacak çocuk  korkudan bunları yapardı annesinin anlatmasına daha fazla dayanamayan güney konuşan annesinin sözünü kesti. Sesi her zamanki gibi sertti.

“Tamam anne ya ne çok anlattın beni” dedi  canan hanım onun bu sözlerine kaşlarını çattı istediği gibi anlatırdı ne karışıyordu. Canan hanım çatık kaşlarıyla cevapladı oğlunu

” Ne var oğlum anlatırım anlatmam ne karışıyorsun ne güzel  eskileri anıyoruz iste ” dedi.

“Ama ben anlatmanı istemiyorum anne özellikle sünnetimi ” dedi güney  serçe onun bu hâline kıkırdadı komikti bu hali
Güney serçe’den gelen sesle serçe’nin gülümseyen yüzüne kaşlarını çatarak  baktı bu kadar gülünecek ne vardı?

“Komik mi ? Serçe ” dedi. Sesi biraz öncekinden daha sert çıkarken  Serçe onun bu halini umursamadı ve başını evet anlamında salladı  komikti ama ne yapsın.

” Evet  çok komik hemde ” diyerek daha çok kahkaha attı aklına küçük güney’in ağaçta ki hali gelmişti.
Güney serçe’nin cevabıyla ve kahkahasıyla çatmış olduğu kaşlarını yavaşca düzelterek gülümsedi. Onu böyle mutlu görmek istiyordu. Serçe güney’in kendine kızmayıp aksine suratına gülümseyerek baktığını görünce bakışlarını güney’den çekti ve hızla Şule’ye baktı şule ise onların bu hallerini gülümseyerek izliyordu. Güney’in gülümseyerek bakması serçe’yi utandırmıştı.  Güney ise onun utandığını anlasada bakmayı kesmemis  daha çok sırıtarak bakıyordu. Hayatına bir çok kadın girmişti ama hiçbiri  serçe kadar masum ve utangaç değildi…

Günü akşam yemeği ve biraz daha sohbetle bitirmişlerdi. Tarık bey ve canan hanım uyumak için odalarına çekilince serçe ve şule  kendilerine birer kahve yapıp bahçeye çıkmış  yerdeki renkli minderlere oturmuşlardı.Kız kıza olmak ikisi icinde iyi oluyordu. Serçe babasını düşünmekten alamadı kendini Ne yapıyordu acaba şimdi? Nasıldı? Aç mıydı? Yoksa tok mu? Şuan bir yerlerde içiyor yada çoktan içmiş  evde sızıp kalmıştır diye düşündü içinden şule ise serçe’nin bu düşünceli halini gördü.

“Ne düşünüyorsun bakalım serçe hanım?” Dedi.  Merakla Serçe şule’nin sorusuyla ona  kısa bir bakış atarak başını yere doğru eğdi.

” baba mı?” Dedi. Ne kadar düşünmek istemesede aklına geliyordu.

“Neden düşünüyorsun ki o adamı?” Diye sordu  şule kendisi’nin öyle bir babası olsa hiç düşünmezdi. Kim düşünürdü ki öyle bir babayı Serçe hariç. Serçe derin bir nefes verdi ve yanıtladı

”  Şuan Ne yaptığını ” dedi.  Şule serçe’ye baktı. Ve hiç düşünmeden söyledi dilindekileri

” Ne yapacak bir yerlerde içiyor yada çoktan içmiş  kafayı bulmuş ve eve gidip sızmıştır. O adam başka ne yapabilir ” dedi. Sonra ne dediğini anlayarak hemen serce’ye doğru döndü ve özür diler gibi baktı.

“Ben öyle demek istemedim serçe valla öyle demek istemedim ” dedi. Pişmanlıkla ne olursa olsun o adam bu kızın babasıydı.

“Haklısın şule benim babam’ın yapacak başka bir şeyi yok kızın’ı sattığı parayla gününü gün ediyordur şimdi değil mi? ” dedi ve ayağa kalkarak eve doğru yürümeye başladı.

“Serçe özür dilerim  bak gerçekten öyle demek istemedim bir anda ağzımdan çıktı  ” dedi. Şule  arkasından ama serçe onu duymadan içeri girmiş  odasına çıkmıştı bile Güney bahçe kapısın’dan hızlıca giren serçe’yi görünce ona seslense de serçe’nin hızlı adımlarla odasına cıkması adımlarını bahçeye çevirmesini neden oldu.  Bahçeye cıktığında Şule’yi ağlar bir şekilde görünce yanına gitti ve sarıldı.

“Ben öyle demek istemedim güney valla istemedim bir anda ağzımdan cıktı ” dedi şule hıçkırıkları’nın arasından güney daha çok sarıldı kuzenine

” Ne dediysen isteyerek dememissindir  şule ben sana inanıyorum daha fazla ağlama ” dedi . Serçe odasına girince kendini yatağa atarak ağlamaya başladı. Babası onu bu eve getirmiş bu adamlara satmıştı.  Şule her  dediğinde haklıydı. Babası içkiden paradan başka birşey düşünmezdi. Düşünse satarmıydı kızını?  Gözlerindeki yaşları silerek ayağa kalktı ve  balkona çıktı. Temiz havayı içine  içine çekerken neden böyle bir hayatı olduğunu düşündü. Annesi olsaydı nasıl bir hayatı olacaktı düşündü serçe ondan mutlusu olamazdı. Başını bahçe de oturan şule ve güney ‘e cevirdi.  Güney kollarını Şule’ye sarmış oturuyorlardı.

“Belki  annem yaşasaydı sizinle böyle tanışmazdık ” dedi serçe kendi kendine aklına annesi’nin hep söylemeyi sevdiği  şarkı geldi. Ne çok severdi bu şarkıyı her gün sıkılmadan söylerdi  sözleri bile güzeldi şarkı’nın  Balkonda ki sandalye’ye oturdu ilk önce derin bir nefes daha çekti ciğerlerine ve başladı şarkıyı söylemeye annesi’nin söylediği kadar olmasa da söyledi. Kendisini dinleyen dört kişiden habersiz.

Değmen Benim Gamlı Yaslı Gönlüme
Değmen Benim Gamlı Yaslı Gönlüme
Ben Bir Selvi Boylu Yardan Ayrıldım Ayrıldım Ayrıldım oy

Evvel bağban İdim Dostun Bağında
Evvel bağban İdim Dostun Bağındaaa
Talan Vurdu Ayva Nardan Ayrıldım Ayrıldım Ayrıldım oy
Gökyüzünde Turna Gibi Dönende

Baykuş Gibi Viran Yurda Konanda
Baykuş Gibi Viran Yurda Konanda
Çok Ağladım Ferhat Gibi Çöllerde
Çok Ağladım Ferhat Gibi Çöllerde
Ferhat Gibi şirin Yardan ayrıldım Ayrıldım Ayrıldım oy…

Güney ve şule  arkalarından gelen serçe’nin sesini duyunca bakışlarını serçe’nin odasının balkonuna çevirmişlerdi ikisi de serçe’nin sesine hayran kalmıştı.  Güney serçe’nin sesinin bu kadar güzel olduğunu bilmiyordu  hayatında duyduğu en güzel sesti serçe’nin sesi  Tarık bey ve canan hanım  uyumak icin odalarına cekilselerde uyuyamamış ve balkona geçerek sohbet edip gecenin tadını cıkarırken yaşanan her bir olaya şait olmuşlardı. Serçe’nin sesiyle ikisinin bakışları da serçe’nin odasına kaymış  güney ve şule gibi onlarda serçe’nin sesine hayran kalmışlardı….

11. Bölüm

Serçe gözlerinden akan yaşlarla söylüyordu şarkı’yı annesini çok özlemişti.Şarkı bitince  daha fazla tutamadı kendini ve hıçkırarak ağlamaya başladı serçe bu yaşadıkları kolay birsey değildi kim yaşardı onun bu yaşadıklarını Canan hanım serçe’nin ağlamasıyla  hızlı bir şekilde kendi odasından çıkarak serçe’nin odasına girdi. Serçe  yanına gelen canan hanım’ın  ne zaman geldiğini bile fark etmemişti içi yanıyordu. Canan hanım serçe’nin ağlamasına daha fazla dayanamayarak serçe’yi kendine kolları’nın arasına  çekerek sımsıkı sarıldı.  Serçe canan hanım’ın ona sarılmasıyla daha çok ağlamaya başladı. Canan hanım da kendini tutamamış ağlamaya başlamıştı serçe’nin acısının oğlu yüzünden olduğu için bu kızı bu duruma getiren’in oğlu olduğunu bildiği için ağlıyordu.  Serçe canan hanım’ın kokusunu derince içine çekti anne kokuyordu canan hanım tıpkı annesi gibi çiğdem  kokuyordu  ne kadar çok özlemişti annesi’nin kokusunu  ona kızım demesini şimdi yanında olsa aynı canan hanım gibi kollarının arasına alır “ağlama  güzel kızım” derdi. Canan hanım serce’ye daha çok sarıldı.

“Anne’nin yerini tutamam  serçe ama beni de bir annen bilmeni istiyorum kızım ” dedi. Serce bu sözlerle daha cok ağlarken bu kadın’ın ne kadar iyi kalpli  merhametli olduğunu bir kez daha anlamıştı. Bakışlarını yerden kaldırarak Canan hanıma çevirdi gözler kıpkırmızı olmuştu ağlamaktan

“Ne kadar zor olsa da size anne tarık bey ‘e de baba demeye çalışacağım efendim” dedi. Canan hanım bu sözlerle gülümsedi ama gerçekleri öğrendiği zaman serçe’nin ne kadar kırılacağını üzüleceğini  hiç düşünmeden.

Sabah güneşin yüzüne vurmasıyla uyandı serçe. Gece canan hanım’la biraz sohbet etmişler sonra ise canan hanım odasına çekilmişti. Serçe ise biraz daha balkonda oturmuş sonra içeri girerek yatağına yatmıştı uyuması zor olsada uyumuştu. Yataktan kalkarak lavaboya girdi. Çıktığında dolabından mavi şort ve beyaz tişört çıkartarak giyinmişti. Aynadan kendine baktığında güzel göründüğünü düşündü pürüzsüz  bir yüzü vardı onun için hiç makyaj yapmıyordu. Odasından yavaş adımlarla çıkarak merdivenlerden de aynı şekilde indi. Gece kendine bir söz vermişti. Yaşadıklarını unutamasa da unutmaya çalışacak kendine yeni bir hayat kuracaktı. Tek unutmayacağı şey annesiydi. Merdivenlerden indiğinde bütün ev halkı salondalardı.  Serçe’yi ilk gören canan hanım olmuştu. Gülümsedi dünden iyiydi yüzü

“Günaydın serçecim ” dedi. Serçe canan hanım’ın gülümsemesine aynı   gülümsemeyle karşılık vermiş.

” Günaydın canan han…. anne ” dedi Hanım  diyecekti ki son anda vazgeçmiş anne demişti.

Güney dahil hepsi serçe’nin cevabıyla şaşkınlıkla serçe’ye baktı. Canan hanım sevinç ve mutlulukla ayağa kalkarak serçe’ye sarıldı. Onun icin ne kadar zor olduğunu bildiği icin fazla zorlamamış istediği zaman anne ve baba diyebileceğini söylemişti kendisi de bu kadar erken beklemediği icin hem şaşırmış hemde sevinmişti. Serçe de sarılmasına karşılık vererek kollarını canan hanım’ın beline doladı.

“Hep böyle güçlü ol kızım ” dedi canan hanım serçe’nin kulağına serçe  cevap vermesede başını evet anlamında  sallamıştı.  canan hanımdan ayrılarak şule’nin yanına gitti ve ona  sımsıkı sarıldı dün onu çok üzmüştü biliyordu öyle demek istemediğini zaten doğru söze ne denirdi ki.

“Sen haklıydın şule ve seni kırdığım için özür dilerim ” dedi ve daha çok sarıldı.  Şule serçe’den gülümseyerek ayrıldı.

“Özür dilemene gerek yok canım  ” dedi ve gülümsedi serçe şule’nin gülümsemesiyle daha sıkı sarıldı  dostuna bu kızı iyiki tanımıştı. Serçe kendine bakan diğer gözlere çevirdi bakışlarını

” Dün kendime söz verdim yaşadıklarımı unutup kendime yeni bir hayat kuracağım ” dedi. Serçe’nin bu sözleriyle hepsi gülümsedi. Onu böyle güçlü görmek hoşlarına gitmişti. Özellikle de güney’in Serçe en çok güney’in gülümsemesin de kala kalmıştı. Böyle güzel gülüyorsa niye hiç gülmüyordu ki bu adam illa sert ve soğuk mu olmak gerekiyordu.

Güney serçe’nin kendine baktığını görünce gülümsemesini sildi ve her zamanki soğuk bakışlarıyla baktı serçe’ye duygularını  iyi gizliyordu ama görmüştü bir kere serçe.
Serçe güney’in bu ciddi yüzünü görmek istemiyordu. Şule serçe ve güney’in birbirlerine bakışlarını görünce kıkırdadı ikiside  bir birlerinden etkileniyor ve Çok yakışıyorlardı ama ikiside bunun farkında değillerdi. Serçe şule’nin kıkırdamasıyla kendine gelerek  bakışlarını güneyden hızla çekti. Utanmıştı. Tarık bey serçe’ye doğru baktı.

“Serçe kızım ” dedi serçe tarık bey’in sesini duymamıştı. Şule’nin kıkırdaması serçe’yi o kadar   utandırmıştı ki çevresinde ki sesleri duymuyordu.  Güney serçe’nin yüzünün kızardığını görünce dudakları hafif kıvrıldı. Tarık bey serçe’nin  kendisini duymadığını anlayınca tekrar seslendi.

“Serçe kızım ” Serçe bir anda kendine gelerek kendisine seslenen tarık bey’e  baktı.

“Efendim tarık baba ” dedi. Tarık bey serçe’nin ona baba demesine sevinmiş ve gülümsemişti.

“Biz kahvaltımızı yaptık kızım istersen sende birşeyler ye ” dedi. Serçe Tarık bey’e gülümsedi.

“Aç değilim tarık baba ” dedi. Tarık bey tamam anlamında başını sallayarak gülümsedi ona baba demesi hoşuna gitmişti. Şule serçe’ye doğru döndü 

“Serçe yarın  beraber alışverişe gidelim mi? seninle hiç dışarı cıkmadık geldiğinden beri evdesin “dedi. Gülümseyerek   serçe şule’nin sorusuyla ilk güney’e baktı. Güney tamam der gibi başını sallayınca gözlerini tekrar şule’ye çevirdi.

” Olur gidelim  hem benim içinde bir değişiklik  olmuş olur dediğin gibi evden hiç cıkmadım ” dedi. Şule sevinçle ellerini çırparak sarıldı serçe’ye güney serçe’nin ondan izin ister gibi bakışını beğenmişti. Kaçmayacağından emin olduğu içinde başını sallamıştı kaçsa nereye kacacaktı ki  nereye giderse gitsin bulurdu ve eve geri getirir odaya kilitlerdi yapardı. Serçe ise o anda güney’e bakmak istemiş ve bakmıştı  yoksa ondan izin bile almazdı. Kaçmak gibi bir düşüncesi de yoktu zaten kaçsa kendisini satan adama mı gidecekti gider başkasına satardı bu sefer o adam para değerliydi onun için kızı değil.

Kapı zili’nin çalmasıyla hepsi birbirlerine baktı. Tarık bey Güney’e bakarak

“Birini mi bekliyordun güney ” dedi.  Güney ise çoktan ayağa kalkmış kapıya doğru giderken cevapladı  babasını

“Hayır baba kimseyi beklemiyordum” dedi dediği gibi de kimseyi beklemiyordu kim gelirdi ki hem bu dışarıda bekleyen adamlar ne işe yarıyordu acaba bir haber dahi  veremezler miydi boşuna mı para ödüyordu hepsine bunun hesabını soracaktı belindeki silahı çıkartarak kapıya doğru tuttu serçe ilk defa o zaman güney’in elinde bir silah tuttuğunu görmüştü. Güney kapıyı hızlı bir şekilde açıp silahı kapıda ki kişiye doğru tuttu  ama   karşısında Gördüğü kişiyle  silahı indirdi ve gülümsedi. Kapıdaki adam silahla karşılaşınca ellerini yukarı kaldırıp güney’e bakmıştı güney onu görünce silahı indirince rahat bir nefes verdi bu deli arkadaşına güven olmazdı çeker vururdu adamı yapmışlığı yok değildi kaç adamı öldürdüğünü gözleriyle görmüştü.

“Lan sen buralara gelirmiydin hiç  “Dedi Güney  silah’ı tekrar beline takarken

“Of oğlum neden gittiğimi bilmiyormuş gibi konuşup durma ” dedi ve içeri girdi adam.

Salona giren kişiyle tarık bey ve canan hanım gülümseyerek oturdukları yerden ayağa kalksa da serçe’yi şaşırtan yanında duran şule’nin şaşkın ve bir o kadar da acılı  cıkan sesiydi.

EFKAN”

12. Bölüm

Serce sadece şule ye bakıyordu bu efkan kim ise şule ile arasında birşeyler vardı bunu şule’nin sesindeki acıdan anlamıştı. Şule yıllar önce sebebsiz ve hiç bir açıklama yapmadan giden sevgilisini yıllar sonra karşısında görünce şaşırmıştı. Neden gelmişti tam unuttum hepsi geçmişte kaldı dediğinde neden çıkıp gelmişti. Hangi yüzle gözünden bir damla yaş düştü Şule’nin serçe şule’nin bu halini görünce yanına gitsede ses çıkarmadı.

Efkan gülümseyerek ilk tarık bey’e ardından canan hanıma sarıldı.

“Oo efkan oğlum gelmiş hoşgeldin oglum” dedi Tarık bey sarılırken

“Hoşbuldum tarık amca” dedi efkan tarık bey den ayrılarak canan hanım gülümseyerek

“Bir gittin unuttun bizi oğlum ” dedi efkan’a sımsıkı sarılırken özlemişti bu oğlanı

“Hiç unuturmuyum seni canan sultan hep aklımdaydın ” dedi efkan canan hanım gibi gülümseyerek canan hanım efkan’ın sözleriyle gülümsedi efkan ağır adımlarla Şule ye yaklaştı. Gözleri’nin içine bakıyordu sevdiği kızın dört yılda hiç değişmemişti çok özlemişti onu

“Hoşgeldin demeyecek misin? ” Dedi sesinden bile belliydi özlediği şule efkan’ın gözlerinin içine bakarak sorduğu soruyla zorda olsa sesini buldu ne zordu konuşmak.

“Giderken hoşçakal demediğim gibi Gelince de hoşgeldin demem efkan ” dedi ve hızlı adımlarla merdivenlerden çıkarak odasına girdi. Serçe şule’nin ardından efkan’a baktı.

“Kim olduğunu bilmiyorum ama hiç hoşgelmedin bunu bil” diyerek arkadaşının arkasından gitti.

Efkan şule’yi kırdığını üzdüğünü biliyordu. Ama gitmek zorundaydı şule kendi durumun da olsaydı oda birsey söylemez giderdi. Güney arkadaşı’nın yanına gelerek omzuna dokundu.

“Herşey düzelecek efkan ” dedi sesi emin gelsede düzeleceğini ummaktan başka birşey gelmiyordu elinden efkan başını inşallah der gibi sallayınca güney babasına bakarak biz çalışma odasındayız diyerek efkanla çalışma odasına çekildi. Onların gözden kaybolmasıyla Canan hanım eşi tarık bey’e baktı

“Zamanla herşey düzelir insallah ” dedi. Tarık bey de karısı gibi umutlu sesiyle

“Inşallah hanım inşallah ” dedi.

Serçe şule’nin arkasından odaya girince şule’nin yatakta ağladığını gördü odaya girip kapıyı yavaşça kapatarak yanına yatağa oturdu. Şule serçe’nin olduğunu anlamış yatakta oturur bir şekile gelerek sarılmıştı.
Serçe şule’nin sarılmasıyla oda sarıldı destek olmalıydı arkadaşına

“Bana anlatmak istermisin ?” Dedi şefkatle şule yaşlı gözleriyle serçe’ye baktı

“Neyi? “Dedi. Bilmemezlikten geliyordu.Serçe şule’nin ellerini avucunun içine alarak gülümsedi.

” efkan ile aranızda geçenleri ” dedi şule derin bir nefes aldı şimdi anlatma sırası şule’deydi

“Biz sevgiliydik serçe hemde harika bir sevgiliydik kavga etmez trip bile atmazdım ama birgün bana hiçbir şey demeden gitti hiçbir açıklama yapmadan hiç bir şey söylemeden gitti. Onun gittiğini güney’den duydum ve yıkıldım serçe kendime gelemedim 1 sene hiç bir şekilde odamdan çıkmadım içime gömüldüm. Beni tekrar hayata döndüren güney’di. Şimdi yıllar sonra hiçbir şey olmamış gibi çıktı geldi. “dedi ve hıçkırarak ağlamaya başladı. Serçe duyduklarıyla şule’nin ne kadar güçlü bir kadın olduğunu gördü Arkadaşına sımsıkı sarıldı.

“Sen çok güçlü bir kızsın şule bunu hiç unutma ” dedi. Şule ise onun aksini söyledi.

“Değilim serçe ben güçlü bir kız değilim”demişti. Serçe arkadaşı’nın üzülmesine dayanamıyordu onun tanıdığı şule böyle güçsüz biri değildi. Tam ağzını açmış birsey diyecekken hızlıca acılan kapıyla ikisininde gözleri kapıdan giren efkan’ı bulmuştu.

Güney ve efkan merdivenlerden çıkarak çalışma odasına girmişlerdi. Güney koltuğuna oturunca efkan da karşısındaki siyah deri koltuğa oturdu.

“Beni hicbir zaman affetmeyecek değil mi abi “dedi efkan sesindeki üzüntüyle güney arkadaşına bakarak ciddileşti.

“Şule sen gidince çok acılar çekti efkan biliyorsun anlattım hiçbir şekilde odasından çıkmamış kimseyle konuşmamıştı. ” dedi. Efkan hızlıca yerinden kalktı

“Biliyorum abi biliyorum o acı çektikçe bende çektim ondan daha çok ben acı çektim abi anlıyor musun onsuzluk nasıldı biliyormusun abi kötüydü ben onsuz olduğum onca sene ölüydüm abi ölü o burada acı çekerken ben orda bin kat daha acı çekiyordum ” dedi. Güney arkadaşına baktı her şeyi biliyordu

“Biliyorum kardeşim biliyorum ikinizin ne kadar acı çekeceğini onsuz olamayacağını bildiğin halde gittin o lanet hastalığını yenmek için gittin” dedi.

Efkan birşey diyecekken yan odadan Şule’nin hıçkırarak ağlama sesi geldi efkan güney’e doğru baktı.

“Onun gözlerindeki yaşların sebebi olmak ne kadar kötü biliyormusun onun ağlama nedeni’nin kendin olduğunu bilmek ne kadar acı abi ” dedi.

“Git herşeyi anlat kardeşim ” dedi güney daha fazla ikisinin de acı çekmesini istemiyordu.

“Anlatamam abi yapamam ” dedi. Efkan

“Anlatmadığın sürece o hep üzülecek o üzüldükce sende üzüleceksin kardeşim git ve herşeyi anlat ona elbet seni anlayacak ve eskisi gibi olacaksınız “dedi . Güney efkan gülümseyerek başını salladı ve kapıyı açarak güney’e baktı

“Inşallah birgün sende söylersin kardeşim ” dedi ve odadan çıktı. Güney efkan’ın serçe’den bahsettiğini anlamıştı

“İnşallah kardeşim inşallah ” dedi.

Serçe ve şule odaya giren efkana bakıyorlardı. Efkan odaya girmesiyle serçe’ye baktı.

” Odadan çıkar mısın şule ile konusacaklarım var “dedi. Serçe başını tamam anlamında sallayıp çıkıyordu ki şule’nin sesiyle kaldı.

“Serçe çıkmana gerek yok onunla konuşacak hiçbir şeyim yok benim ” dedi. Serçe efkan’a baktı.

“Ben çıkıyorum sakın arkadaşımı üzecek bir davranışta veya harakette bulunma “dedi ve odadan çıktı. Serçe efkan’ın özür dilemek için odaya geldiğini biliyordu Ve odadan çıkarak çok iyi birsey yapmıştı. Güney serçe’nin odadan çıkacağını bildiği için çalışma odası’nın kapısını açarak serçe’ye seslendi.

“Buraya gelebilirsin serçe biraz konuşsunlar ” dedi. Serçe güney ‘in yanına gitmek istemesede mecburiyetten çalışma odasına girdi. Çünkü kendiside biliyordu ki salona inse canan hanım ve tarık bey onu soru yağmuruna tutacaklardı. Odasına gitse sıkılacaktı. Güney serçe’nin sözünü dinlemesine sevinmişti. Ona oturması için koltukları gösterip yerine oturdu. Serçe oturunca daha fazla dayanamamış ve güney’e bakarak aklından geçenleri söylemişti.

“Şule’yi bu kadar üzmeye hakkı yok efkan’ın ” dedi güney serçe’nin bu söyledikleriyle serçe’ye baktı

“Üzmek istemedi gitmek için bir nedeni vardı ” dedi.

“Bir nedeni varsa bunu şule’ye söyleye bilirdi. ” dedi serçe

“Söylerse üzüleceğini bildiği için söylemedi zaten”dedi serçe o anda anladı güney’in herşeyi bildiğini

” Sen biliyordun neden gittigini ve bunu Şule’ye söylemedin öylemi ” dedi. Güney sanki normal birsey sormuş gibi yanıtladı serçe’yi

“Öyle ” dedi serçe güney’in bu cevabıyla sinirle ayağa kalktı.

“Ya sen nasıl bir adamsın ya kızın ne kadar kötü olduğunu bildiğin halde kızdan saklamışsın ” dedi. Güney de serçe gibi ayağa kalktı ve sakin tutmaya çalıştığı sesiyle

“Evet sakladım şule’nin öğrendiği zaman daha kötü olacağını bildiğim için sakladım ” dedi serçe sinirle

“Senden beklenen birsey zaten beni babamdan parayla alan kişi elbet kuzeninden de herşeyi saklar ” dedi güney serçe’nin her söylediği ile daha çok sinirleniyordu

“Sus serçe ” dedi güney sinirle serçe ise daha çok bağırarak

“Niye susayım yalan mı ha yalan mı?” dedi. Güney kendini daha fazla tutamadı ve sinirle bağırdı.

“Doğru lan doğru ben o kadar adi bir insanım ki seni para karşılığı babandan satın aldım ben o kadar adiyim ki kuzenimden sevdiği adamla ilgili bilgileri sakladım ” dedi ve hızlıca sağ taraftaki boydan aynaya yumruğunu vurdu ayna kırılıp yere düşerken serçe çığlık atmış ve koşarak güney’in yanına gelmişti.

“Güney elin kanıyor bez bulup geliyorum ” diyerek yanından ayrılıyordu ki güney serçe’nin kolunu tutarak kendisine doğru çekti ve dudaklarını dudaklarına hapsetti…

Şule serçe’nin odadan çıkmasıyla efkan’a sinirle baktı.

“Benim seninle konuşacak hiçbir şeyim yok efkan şimdi çık bu odadan ” dedi. Efkan ise adım adım şule’ye doğru yaklaşırken

“Senin olmayabilir ama benim var şule ” dedi şule daha fazla dayanamadı ve bağırarak

“Ne konuşacaksın ya ne beni habersizce bırakıp gittiğini mi bana ne kadar acı çektirdiğini mi ha neyi konucaksın yada ben burada acı çekerken sen orada ne kadar eğlendiğini mi konuşacağız ha söylesene ” diye bağırdı. Efkan daha fazla dayanamayıp bir anda bağırdı.

“Yeter be yeter tek sen mi acı çektin tek sen mi günlerce ağladın ben acı çekmedim mi sanıyorsun ben sensiz gecirdigim her gün oldum lan anladın mı oldum ben sensiz bir ölüyüm şule ” dedi efkan şule gözlerinde ki yaşlarla zor konuştu.

“Peki neden gittin efkan söyle neden ” dedi

” Gittim evet Çünkü beynimde tümör vardı şulem tümör “

13. Bölüm

Şule duyduklarıyla kalakalmıştı. Sevdiği adam’ın beyninde tümör vardı ve ona söylemeden çekip gitmişti.

“T…tümör mü?” Dedi şaşkınlığını belli eden bir tonda efkan sevdiğine bir adım daha yaklaştı

“Evet tümör  sana söylediğim zaman yıkılacak kötü olacaktın o yüzden söyleyemedim ” dedi. Şule efkan’ın sözleriyle yerde ki bakışlarını efkan’a cevirdi.

“Çekip gitmek yerine söyleyebilirdin efkan beraber olup o tümörü  yenebilirdik ama sen bencilliğin yüzünden beni burda tek başına bırakarak gittin paramparça olacağımı bilerek gittin ” dedi sesindeki hüzün ile efkan sevdiğine biraz daha yaklaştı

“Seni tek başına bırakmadım şule seni güney’e emanet ettim ” dedi. Şule duyduğu isim ile şaşkınca kaldı ne demişti o?

“Güney biliyormuydu?” Diye sordu efkan başını sallayarak onayladı.

“O bildiği halde benim ne kadar acılar cektigimi gördüğü halde sustu öyle mi ” dedi sinirle duyduğuna inanamıyordu

“Ben söyledim susmasını söyleseydi daha kötü olacaktin” dedi efkan sevdiğinin ellerini tutarken şule bir anda efkan’dan ellerini çekti.

“Söyleseydi ne olacaktı biliyormusun ben senin yanına gelecektim söyleseydi hiç düşünmeden gelirdim ” dedi efkan parmağıyla şule’nin yanağına düşen bir damla yaşı sildi.

“Geç kalmış olabilirim seni kırmış paramparça yapmış olabilirim bana bir şans daha verirmisin şulem”dedi ve sevdiği’nin gözlerinin içine baktı….

Serçe dudaklarına değen  dudaklarla öylece kaldı. Ne geri çekiliyor nede güney’i itiyordu. Ne yapacağını bilemez bir durum içindeyken güney dudaklarını serçe den ayırarak arnını onun arnıyla birleştirdi.

“Ben berbat bir adam olabilirim ama sevdiklerim için herşeyi yaparım serçe ” dedi. Serçe öpüşmenin etkisinden güney’in bu sözleriyle çıkmıştı. Güney ‘in ne yaptığını yada neler yapabileceğini bir türlü çözemiyordu. Güney serçe’nin bu sessiz ve düşünceli halini görünce seslendi.

“Serçe?” Serçe  gelen sesle kendini bir anda güneyden ayrıldı hızlıca çalışma odasından çıkarak kendi odasina girdi. Kapıyı hemen kapatıp öylece kaldı.

“Neden öpünce kendimi kötü hissetmedim?” Diye sordu kendine serçe ama cevabı bilmiyordu.

“Babam’dan beni satın alan bir adam beni öptü benim kötü hissetmem gerekirken ben hiçbirşey hissetmedim itmedim  kendimden uzaklaştırmadım neden ?” Dedi serçe ama cevabını bilmiyor yada bilmemezlikten geliyordu. Kapının tıklatılmasıyla kendine geldi serçe ve kapıdaki kişiye seslendi.

“Gir” şule yüzündeki gülümsemeyle serçe’nin odasına girdi. Serçe arkadaşının yüzündeki gülümsemeyi görünce efkan’la barıştıklarını anlamıştı. Şule  sevincle odaya girince

“Hadi hazırlan canım erkeklerle beraber biraz dışarı çıkalım ” dedi serçe  istemesede başını tamam anlamında sallamış ve gülümseyerek şule’ye

“Hayırlı olsun şule ” demişti. Şule serçe’nin neyden bahsettiğini anlayınca sevinçle yanıtladı arkadaşını

“Sağol kankacım darısı güneyle sana  “demişti. Serçe duysa da duymazlıktan gelmiş ve dolabından mavi şort ve siyah üzerinde love yazan bir tişört alarak banyoya gitmişti. Şule onun bu halini görünce kıkırdadı Biliyordu elbet birgün birbirlerini seveceklerdi. Serçe üzerini giyerek banyodan çıktı. Şule hala bıraktığı gibi odada onu bekliyordu. Ikisi aynı anda birbirlerine bakınca sebebsizce kahkaha atarak odadan cıkmış merdivenlerde kendilerini bekleyen beylerin yanına gelmişlerdi. Efkan gülümseyerek sevgilisine sarılmış önden iniyorlardı. Güney ile serçe ise serçe’nin giydikleri hakkında tartışarak arkalarındaydılar

“Kızım bu şort ne sende şule gibi pantolon giysene ” dedi güney sinirle onun bütün şortlarını yakmak parcalamak istiyordu. Serçe ise sinirle güney’e baktı.

“Sanane ya istediğimi giyerim karışamazsın ” dedi

“Karışırım “

“Karışamazsın”

“Karışırım”

“Karışamazsın”

“Karışırım”

“Ka_rı_şa_maz_sın”

“Ka_rı_şı_rım”

“Yeter ya ne hakla karışabiliyorsun sen bana ne hakla ” diye bağırdı. Serçe onlar böyle tartışırken çoktan salona gelmiş tarık bey ve canan hanım dahil onları izliyorlardı.

“Karışırım çünkü…”

“Çünkü ” dedi serçe karışmaya hakkı yoktu güney’in bunu güney’de biliyordu ama o şortu görünce sinirleri tepesine çıkmıştı ve  serçe’yi kıracağını bile düşünmeden

“Çünkü ben seni satın alan adamım herşeye karışırım” dedi.

Herkes duyduklarıyla şok olmuştu. Serçe sinirle güney’e baktı.

“Doğru nasıl unuttum degil mi?sen beni babamdan satın almıştın ve ne dersen yapmak zorundayım degil mi? ” diyerek kendini dışarı attı. Güney dediklerinin farkına varınca  kendine lanet etti. Şule serçe’nin arkasından giderken güney’e baktı.

“Sen hiçbir zaman değişmeyeceksin” dedi ve dışarı çıktı. Efkan güney’in yanına geldi kaşları catıktı.

“Abi dediklerini kulağın duyuyor mu senin  o nasıl laf tamam babası kızı sana satmış olabilir ama bu o kızın senin malın olduğu anlamına gelmiyor git ve o kızdan özür dile ” dedi ve Şule’nin arkasından gitti. Tarik bey sinirle oğluna arkasını döndü.

“Hasbinallah “diyerek salona doğru gitti. Canan hanım ise hiçbirşey dememişti. Güney hızlıca dışarı çıkarak serçe’nin yanına geldi.

“Serçe ben”  demişti ki serçe elini kaldırarak onu susturdu.

“Sus güney senin sesini bile duymak istemiyorum”  dedi ve arabaya bindi kimse bu konu hakkında konuşmak istemeyeceğini bildikleri için arkasından arabaya bindiler şule serçe’nin yanına arkaya oturmuştu. Efkanda ön yolcu koltuğuna oturunca güney arabayı çalıştırdı. Hickimseden tek bir söz tek bir cümle çıkmadı yol boyunca güney bir alışveriş merkezi’nin otoparkına arabayı park edince sessizce arabadan inerek alışveriş merkezine girdiler takip edildiklerini bilmeden

Yabancı kişilerden

Bir haftadır sürekli takip ediyordu güney’i onun bir açığını bulup onu bitirmek istiyordu ve sonunda bulmuştu. Serçe o kız güney için özeldi bunu biliyordu ve o kıza birşey olursa güney’in işinin biteceğini de biliyordu. Adamlarına dönerek  sert sesiyle konuştu.

“Hiçbirşey belli etmeden o kızı kaçıracaksınız o kızı güney’e karşı kullanacağız  hiçbir hata istemiyorum hata yapan ölür” dedi. Adamları başlarını sallayıp alışveriş merkezine girince kahkaha attı intikam zamanı gelmişti.

Şule alışveriş merkezine girince serçe’nin kolundan tutarak bir mağazaya soktu.

“Gel birkaç elbise bakalım ” dedi. Serçe’nin hiç bakacak durumu yoktu ama şule’yi  kırmamak için bakıyordu. Kızlar elbiseler’e bakarken efkan güney’e baktı.

“Bir kaç koruma alsaydık yanımıza güney ne olur ne olmaz ikimiz koruruz kızları ama yinede tetbir alsaydık ” dedi. Güney gözünü serçe’den ayırmadan efkana cevap verdi bu arkadaşı kendisini salak yerine mi koyuyordu.

“Dışarıda her tarafta 4 er koruma var şuan burada sağ da 2 solda 4 arkada ve önde 3 koruma var efkan salak değilim ” dedi efkan güney’in bu halini severdi ne kadar  belli etmesede sevdikleri için bütün önlemleri alırdı. Mafya olmasını istemezdi efkan ama güney seçimini bir kere yapmıştı geri dönüşü yoktu.  Kızlar alacakları kadar elbise pantolon tişört şort almış ellerindeki paketlerle geri erkeklerin yanını bulmuşlardı. Güney serçe’nin elindeki paketleri alarak

“Inşallah kısa hiçbir şey almamışsındır ” dedi serçe ise sadece gözlerini devirmişti.Onunla tek kelime konuşmak istemiyordu. Şule güney’e  ve efkan’a baktı.

“Ya birşeyler yiyelim mi? ben acıktım hem serçe de sabahtan beri birsey yemedi ” dedi güney başını sallayarak yukarı kattaki restronta çıktı. Şule gülümseyerek bir masaya oturunca serçe sağına efkan soluna oturdu güney’de serçe’nin yanına oturdu. Serçe şule’ye doğru eğilerek kısık sesiyle

“Ben bir lavaboya gideyim canım sen istediğinden soyle bana da ” dedi. Şule başını tamam anlamında sallayınca serçe masadan kalkarak lavaboya doğru gitti. Güney Şule’ye serçe’yi göstererek kaş göz işaretiyle nereye gidiyor demek istemişti.

“Lavaboya gitti güney sende git istersen” dedi şule ve gözlerini devirdi kıza bir rahat vermeyecekti anlamıştı bunu. Serçe lavaboya girmiş işini halledip çıkıyordu ki ağzına kapanan pamukla gözleri karardı tek gördüğü uzakta etrafına bakan bulanık bir güney di sonrası karanlık…..

14. Bölüm

Serçe gözlerini açınca tek gördüğü karanlık bir depoydu. Elleri sandalyeye bağlanmıştı. Nerede olduğunu  onu kimin kaçırdığını bilmiyordu. Tek bildiği bir depoda elleri bağlı oturduğuydu.

Güney etrafına bakınıp duruyordu ve bu şule’yi sinir ediyordu.

“Güney ikide bir etrafına bakınıp durma kiz sadece lavaboya gitti. “Dedi. Sitemli sesiyle güney bakışlarını şule ye çevirerek

“Yarım saattir lavaboda şule ne yapıyor yarim saattir?”dedi. Şule gözlerini devirerek

“Lavaboda ne yapılırsa onu Güney “dedi güney tek kaşını kaldırarak şule’ye baktı.

“Hahaha espirin çok komik şule ” dedi ve ayağa kalktı. Şule ve efkan aynı anda

“Nereye ” dediler  Güney ikisinede kısa bir bakış atarak cevapladı

“Lavaboya serçe’ye bakmaya gidecegim”dedi şule ayağa kalkarak güney’i kalktığı yere geri oturttu.

“Sen otur ben bakarım şimdi kıza ters birsey der kırarsın en iyisi benim gitmem” dedi ve cevap beklemeden lavaboya doğru yürüdü.

Güney şule’nin arkasından bakarak efkan’a

“Bu şimdi bana lafmi söyledi?”Dedi. Efkan gülmemek için kendini tutarken başını evet anlaminda salladi. Güney birşey diyecekti ki yanlarına koşarak gelen şule’nin endişeli sesiyle sustu.

“Serçe yok “dedi. Şule korkuyla lavaboda her yere bakmış ama serçe yoktu güney sinirle Şule’ye baktı

“Nasıl yok ” dedi. Şule endişeli ve korkmuş birşekilde konuşmaya başladı.

“Bilmiyorum lavaboya gittiğimde yoktu ” dedi. Efkan ayağa kalkarak  şule’ye baktı.

“Kaçmış olabilir mi?” Diye sordu düşüncesi gerçekleşmiş olabilirdi sonuçta zorla tutulduğu bir yerdeydi. Güney başını sağa sola sallayarak ayağa kalktı

“Olmaz efkan kaçmaz kaçsa nereye gidecek ?” Dedi. Kendisini satan babasına mı?  Şule aklına gelenle güney ve efkana baktı.

“Yada kaçırılmış olabilir ?” Dedi şule güney şule’nin söylediği ile hızlı adımlarla alışveriş merkezinden çıktı. Cikarken de efkana  komut vermeyi unutmadı.

“Bütün korumaları topla efkan “diye bağırdı. Efkan güney’in dediği gibi bütün korumaları toplarken güney hızlıca güvenlik odasina girdi. Güvenlik görevlisi güneyi görünce hızlıca ayağa kalktı.

“Beyefendi buraya giremezsiniz ” dedi. Güney onu hiç dinlemeden bilgisayarın başına oturarak geldikleri saat boyunca olanları izlemeye başladı. Güvenlik görevlisi güney’in yanına gelerek

“Buraya giriş yok beyfendi çıkın ” dedi güney sinirle ayağa kalkarak güvenlik görevlisine kafa attı.

“Ben istediğim her yere girerim şimdi kes sesini ” diyerek tekrar oturdu. Serçe’nin lavaboya gittiği yer gelince dikkatle izlemeye başladı. Serçe 10 dakika sonra lavabodan çıkmıştı ki bir adam burnuna bir mendil tutup bayılmıştı.

Güney sinirle güvenlik odasından çıkarak efkan’ın korumaları topladığı yere geldi ve bütün korumalara bağırmaya başladı.

“Lan ben size demedim mi Gözünüzü bizden ve kızlardan ayirmayacaksiniz diye ben sizi boşuna mı tuttum lan” dedi. O anda korumalardan biri konuşmaya başladı.

“Abi bizim bir suçumuz yok gözlerimiz sizin üzerinizdeydi o kız uzaklaşınca fark etmedik” dedi. Güney konuşan korumaya bakarak sinirle silahını çıkararak arnından vurdu ve diğerlerine dönerek bağırmaya devam etti.

“Ne olursa olsun dikkatli olacaksınız lan” diye bağırdı guney efkan güney ‘in yanına yaklaşarak omzuna dokundu

“Abi bir sakin ol “dedi. Güney’in bakışları efkan’ı buldu sinirle

“Ne sakin olacagim lan bunların dikkatsizliği yüzünden serçe Haktan’ın eline düştü. ” dedi. Efkan şaşkın bir şekilde

“Haktan mı ?” Dedi. Haktan güney’in düşmanıydı geçmişte yaşanan bir olaydan sonra güney’e düşman olmuş güney’in yaptığı bütün işleri bozmaya çalışırdı.

“Evet haktan’ın şerefsiz kaçırmış kızı ” dedi. Güney ne yapıp edip serçe’yi bulacaktı. Güney  bakışlarını adamlarına çevirdi.

“Haktan’ın bütün mekanlarına bakıyorsunuz bir iz bulan bana haber verecek anlaşıldı mi?” Diye bağırdı korumalar hep bir ağızdan

“Anlaşıldı efendim” dediler hep bir agızdan Güney efkana bakarak konuşmaya devam etti.

“Sen şule’yi eve bırak evdekilere açıklama yap ben haktan’ın mekanlarına bakacağım evden çıkınca sende bana katılırsın”

Efkan başını sallayarak şule’ye baktı Şule gözlerinde ki yaşlarla güneye bakıyordu.

“Onu bulmadan gelme olurmu güney ” dedi. Güney başını onaylar şeklilde sallayınca efkanla arabaya binerek uzaklaştılar. Güney arabalardan birini alırken

“Şunu da atın bir yere ” dedi korumalara biraz önce başından vurup öldürdüğü korumayı gösterdi ve  arabayla uzaklaştı…

Serçe ne kadar ellerini çözmeye çalışsada bir türlü becerememişti. Kapı’nın açılmasıyla kıbırdamayı kesip kapıdan giren kişiye bakıyordu. Haktan serçe’nin uyandığını görünce

“Ooo hanım efendi uyanmış ” dedi ukalaca serçe karşısındaki uzun boylu kumral tenli mavi gözlü adama bakti. Bu adamı hiç görmemişti.

“Kimsin?” Dedi serçe haktan serçe’nin sorusuyla serçe’ye biraz daha yaklaştı.

” benim adım haktan gök “dedi. Serçe haktan’ın gözlerinin içine bakarken

“Benden ne istiyorsun?” Diye sordu bu adamı hiç tanımıyordu kendisini neden kaçırmıştı ki. Haktan sert sesiyle yanıtladı serçe’yi

“Senden istediğim birşey yok ” dedi onun derdi güneyleydi.

“Peki beni niye kaçırdın ozaman ?” diye sordu. Serçe neden kaçırmıştı ki birşey yoksa

“Seni güneyden alacağım intikam için kaçırdım” dedi. Haktan aklına gelenlerle sinirlenmişti. Serçe güney’in adını duyunca  merakla

“Ne intikamı?” Diye sordu güney ve bu adam arasında ne geçmişti de ondan intikam almak icin kendisini kacırmıştı. Haktan serçe’ye  sinirle
Baktı.

“Benim bir kız kardeşim vardi alev güney’e aşık olmuş ama güney onu reddetmiş benim kardeşim sessizdi. Hicbir şeyini bana veya başkasına anlatmazdı. Eve geldigimde onu asılı bir şekilde buldum asmisti kendini bana bir mektup bırakarak ölmüştü. Mektupta ne yazıyordu biliyormusun? dur ben söyleyeyim

“Abi üzülme olur mu? ben sevdim abi sadece sevdim güney aftanı sevdim ama o beni sevmedi ben onsuz yaşayamazdım abi beni affet olur mu? Elveda “yazıyordu güney için kendini öldürdü benim kardesim”dedi. Gözünden akan tek bir damla yaşı silerken haktan serçe de üzülmüştü alev için ama kendisi’nin bu intikam da yerini anlamamıştı.

“Bu olanları anlıyorum kardeşi’nin öcünü almak istiyorsun ama bunun benimle ne alakası var” dedi. Haktan derin bir nefes alıp bağırdı.

“Güney benim en değerlimi aldı elimden bende onun en degerlisini seni onun elinden alacagim ” dedi.

Serçe haktan’ın bu söylediği ile kahkaha atmaya başladı.

” Ben mi? güney’in en degerlisiyim senin gözlerin yanlış görmüş ben güney ‘in hiçbir şeyi degilim” dedi. Haktan serçe’nin yanına biraz yaklaşarak yüzünü yüzüne yaklaştırdı.

“Şuan  deli gibi heryerde seni nasıl aradığını ne kadar sinirli endişeli olduğunu bilmesem bu dediğine inanabilirim” dedi.

Serçe bir an düşündü gerçekten kendisi için endişelenmiş olabilir miydi. Haktan serçe’nin bu halinden sıkılmıştı. Yanından uzaklaşarak

“Şimdi sana planı anlatacagim” dedi ve serce’ye baktı. Serçe’nin hiçbirşey demediğini görünce anlatmaya başladı.

“Bu depoyu bombayla donatacagım ve güney arayıp yerini söyleyeceğim ama o geldiğinde sağlam bir depo yerine yangınlar icinde bir depo gorecek” dedi ve kahkaha atmaya başladı. Serçe korkuyla haktan’a bakarak

“Böyle birsey yapamazsın “dedi. Haktan güçlü bir kahkaha daha atarak

“Belki beraber gidersiniz öbür dünyaya ” diyerek depodan çıktı haktan Serçe haktan depodan çıkar çıkmaz ellerini çözmeye çalıştı ama başarısız olunca çaresizce ağlamaya başladı.

“Allah’ım ne olur güney gelmesin benim kaybedecek birseyim yok ama onun arkasında annesi babası şule ve efkan var ne olur gelmesin?” Dedi ağlarken kendi kendine …

Güney her tarafa bakıyordu. Ama hiçbir yerde  haktan’dan ve serçe’den bir iz dahi yoktu. Efkan güney e bakarak

“Sence nereye götürmüştür kızı ” dedi. Güney kısada olsa efkana bakıp tekrar yola döndü.

“Bilmiyorum efkan bilmiyorum ama ne olursa olsun serçe’yi bulup o adamın elinden kurtaracagim” dedi efkan başını salladi.

“Abi bu haktan senden ne istiyor ki serçe’yi kaçırdı ve o kadar girdigimiz işleri bozmaya calisiyor” dedi. Güney efkanın bu sorusuyla derin bir nefes vererek

“Haktan’ın bir kardeşi vardi alev bana aşıktı ama ben ona karşı birsey hissetmiyordum. Bana birgün beni sevdiğini söyledi bende tersledim” dedi. Efkan  güney’in sözünü keserek

“Ee bunda bu kadar kinlenecek ne var?” Dedi. Güney efkan’ı duymamış gibi sözlerine devam etti.

“Ben tersleyince canına kıydı”dedi. Efkan şaşkın bir sesle

“Öldü mü?” Diye sordu. Güney başını evet anlamında  sallayarak

“Öldü kendini asmış”diyerek sustu. Efkan duyduklarıyla ne diyeceğini bilemedi. Güney yola dikkatli bir şekilde bakıyordu.

“Şimdide benim canımı yakmak istiyor”dedi. Güney Efkan bakışlarını tekrardan güneye çevirdi.

“Nasıl?” Dedi.

“Serçe’yle serçe’yi öldürüp benim canımı yakacak” dedi güney efkan tam sen ona birsey hissetmiyorsun ki diyecekken güney anlamış gibi

“Ben serçe den hoşlanıyorum Efkan ” dedi. Evet güney serçe den hoşlanmaya başlamıştı. Kendisi bile bu duruma inanamıyordu. Koskoca mafya güney aftan bir kıza aşık olmuştu hemde annesini babasını öldürdüğü bir kıza. Ortamdaki sessizliği telefon sesi bozdu. Çalan güneyin telefonuydu. Güney hızlıca telefonu eline alarak kimin aradığına bile bakmadan açtı.

“Güney bey ” dedi güney’in korumalarından salih

“Soyle salih”dedi güney kalın sesiyle salih haktan’ın yerini bulduklarını soyledi ve adresi verdi.
Güney birşey demeden telefonu kapatarak gazı kökledi. Efkan güney’in arabanin hızını arttırdığını gorunce

“Ne oldu abi?” Diye sordu. Güney’in efkan’a tek cevabı

“Buldum ” oldu…

Haktan serçe’nin karşısında bomba düzeneğini hazırlayan adamına bakti.

“Bittimi?” Diye sordu adam gülerek başını bombadan  kaldırdı.

“Evet efendim düzenek hazır kızın elini çözdükleri anda düzenek devreye girecek ve 15 saniye sonra bom” dedi ve kahkaha attı. Haktan memnun kalmış bir şekilde gülerek serçe’ye baktı.

“Bakalım güney bey ne yapacak küçük hanim” dedi. Serçe haktan’a bakarak

“Allah belanı versin ” dedi sinirle bağırarak haktan serçe’nin dediği ile sinirlenmiş ve hızlıca tokat atmıştı.

“Kapa çeneni ” dedi o anda depoya giren adamıyla bakışlarını adamına cevirdi .

“Güney aftan’a haber verildi yarım saat icinde burada olacaktir” dedi. Haktan başını  anladim anlamında sallayarak  adamına baktı.

“Kızın ağzını bağlayın gidiyoruz ” dedi ve depodan çıktı. Haktan’ın istediği olacakti kardeşi’nin öcünü yarım saat sonra alacaktı….

Güney ve adamları depo’nun yakınlarına gelince arabalarından inerek depoya yaklaştılar her taraf sessiz ve sakindi. Ortada ne bir koruma nede haktan vardi. Efkan güney’e bakarak

“Abi burada kimse yok ” dedi güney efkan’ın sözüyle

“Sen adamlarla etrafı kolacan et  ben içeri giriyorum” dedi efkan güney’i başıyla onaylayarak arka tarafa gitti. Güney ise sessiz ve sakin adımlarla depo’nun kapısını açarak depo’ya girdi. Içerisi oldukça karanlıktı. Biraz daha ileri gidince serçe’yi bağlı bir şekilde buldu hızlıca yanına gelerek

“Geldim serçe buldum seni şimdi gidecegiz buradan ” dedi ve ayaklarını çözdü serçe’nin serçe boğuk bir şekilde bağırıp birşeyler anlatmaya çalışıyordu. Güney ellerini de çözüp serçeyi ayağa kaldırdı. Serçe agzındakini bir anda çıkarıp güney’in elinden tuttu.

“Güney buradan 15 saniye icinde çıkmalıyız bomba kurdular ve ellerimi çözünce düzenek çalıştı. ” dedi. Ve güney’i de arkasına alarak koşmaya başladı. Güney bunu düşünemediği için kendine sinirlensede ilk önceliği serçe’ydi. Serçe’nin elinden sıkıca tutup  öne geçerek hızlandı güney. Kapıya vardıklarında efkan’ın deli gibi etrafında döndüğünü gördü ve daha çok hızlanarak ona doğru koşmaya başladı ve bir anda ortalığı kaplayan deponun patlama sesiydi..

Bommm

15. Bölüm

Depodan gelen sesle kahkaha attı haktan kardeşi’nin intikamını almıştı. Bombaları yerleştirdikten sonra depodan uzaklaşarak depodan gelecek bomba sesini dinliyordu ve beklediği ses sonunda gelmişti. Kahkaha atarak arabasına bindi…

Ses bütün ormanda yankılanmıştı her taraf duman içindeydi. Efkan ve korumalar arabaları depo’nun biraz uzağına çekmişlerdi etrafı kolocan ettikten sonra arabaların yanına geçtikleri zaman bomba batladığı icin   sadece yere düşmüşlerdi. Efkan ve korumalar ayağa kalkarken Efkan korkuyla depoya baktı. Depo alevler içindeydi korkuyla bağırdı..

“Güneeeeey serçeeee”ikisindende ses yoktu. Efkan koşarak yanan depoya yaklaştı ve tekrar  bağırdı.

“Güneeeey serçeeee”

Hiçbir ses yoktu. Efkan  acı ve sinirle bağırdı..

“Aaaaaaaaa”

Güney 15 saniyede efkanların olduğu kısıma  yetişemeyeceklerini anlayınca efkan’ın çaprazına doğru koşmuştu. Depodan uzaklaştığı an depo büyük bir gürültüyle havaya uçmuştu.

Serçe patlama sesiyle çığlık atmış güney’e sarılmıştı. Güney serçe’yi kendine doğru çekerek sımsıkı sarılmış bir taraftanda onu rahatlatmaya çalışıyordu.

“Sakin ol geçti serce  geçti.” Dedi. Serçe güney’e sımsıkı sarılarak sakinleşmeye çalışıyordu. Korkmuştu kendisi için değildi bu korkusu güney’e birsey olacağı içindi.
Güney serçe’yi kollarından ayırarak yüzünü ellerinin arasına aldı. Serçe  nasıl güney için korktuysa güney de aynı şekilde onun için kormuştu.

“Herşey geçti. Korkma tamam mı?”dedi sakin sesiyle 
Serçe başını tamam anlaminda sallayarak gülümsedi. Ona birşey olmamıştı ya rahatlamıştı. Efkan’ın acı bağırışıyla güney serçe’yi hızla kucağına aldı.

“Buradan bir an önce gidelim sıkı tutun serçe”  dedi ve efkan’a doğru kucağında ki serçe ile yürüdü. Efkan bir anda sağ tarafından gelenleri görünce sevinçle onlara doğru koştu.

“Abi iyisiniz allaha şükür “dedi sesinden bile anlaşılıyordu onlar için ne kadar korkup üzüldüğü  güney kucağındaki serçe’yle arabaya doğru yürürken efkan’a cevap verdi. 

“İyiyiz kardeşim hemen araba’nın kapısını aç ve bir an önce şu lanet yerden uzaklaşalım”dedi.

Efkan güney’in dediği ile başını sallayarak hızlı bir şekilde arabaya doğru giderek kapıyı açtı. Güney serçe’yi dikkatli bir şekilde arka koltuğa yatırarak sürücü koltuğuna  geçti.  Efkan güney’in yanına geçerken korumalara seslendi.

“Toplanın gidiyoruz”  diyerek güney’in yanına oturdu. Güney  arabayı çalıştırarak  hızla gaza basarak depodan uzaklaştı. Efkan başını serçe’ye  doğru çevirip   baktığında yaşadığı olayların onu yorduğunu anlamıştı. Serçe uyumuştu. Efkan bakışlarını bu sefer güney’e cevirerek

“Abi iyisiniz degil mi?” Diye sordu  Güney efkan’a  hiç bakmadan cevap verdi sesi kısıktı serçe’nin uyanmaması için kısık seste konuşmuştu.

“Iyiyiz kardeşim ama o haktan ‘ı bir bulayim dünyaya geldiğine serçe’yi kaçırdığına pişman etmezsem banada güney aftan demesinler ” dedi. Efkan güney’i sinirle onayladı.

” Pişman ederken bende yanında olacagım abi ” dedi. Sesi kısıkta olsa siniri belliydi.

Geri kalan zamanda hiç konuşmadılar
Evin önüne gelince arabayı park ederek indi güney arkasinda duran arabalardan inen korumalara bakarak 

“Bir kaçınız burada kalıp evi koruyun diğerleri ise bana o haktan serefsizini bulacak”dedi.

Korumalar başlarını sallayarak onayladılar.  Güney serçe’yi kucağına alırken efkan evin kapısına gelerek zile bastı….

Şule koltukta endişeyle oturuyordu. Serçe’nin bir an önce bulunup sağ salim eve gelmesini istiyordu. Tarık bey sinirle bir o yana bir bu yana giderken canan hanım gözlerindeki yaşlarla tarık bey’e bakıyordu. Serçe onun kızı gibiydi. Ona birsey olmasını istemiyordu. Zil sesiyle şule hızlıca ayağa kalkarken tarık bey kapıya koştu. Şule ve canan hanım ise arkasından kapıya geldiler.  Tarık bey Kapıyı açınca güney hızlıca içeri girip merdivenlerden çıkmaya başladı. Tarık bey canan hanım ve şule ona sorular sorsada  sorularını dinlemeden konuştu.

“Doktor çağırın” dedi ve serçe’yi odasına götürerek yatağa yatırdı.

Şule serçe’nin sağ salim gelmesine sevinmişti. Onu kardeşi gibi seviyordu. Efkan Güney söyler söylemez  doktoru arayarak gelmesini söylerken diğerleri güney’in arkasından odaya girdiler.

“Kızım iyi mi güney? ” Diye sordu  tarik bey serçe onun kızıydı ve birsey olmasını istemezdi.

“Iyi baba sadece yaşadıklarından dolayı  bedeni yorgun düştü uyuyor ” dedi. Canan hanım bir oğluna bir serçe’ye bakarak

” çok şükür sağ salim geldiniz ” dedi.  Tarık bey  bakışlarını serçe’den cekerek Güney’e baktı.

“Şule serçe’yi haktan diye birinin kaçırdığını söyledi o haktan denilen adam neden serçe’yi kaçırdı. Serçe’nin kimseye zararı yoktur oğlum ” dedi. Güney  bakışlarını serçe’den hic ayırmadan babasına cevap verdi.

“Serçe’yi bana zarar vermek için kaçırdı ” dedi. Tarık bey duyduğu ile kaşlarını çatarak oğluna bakmaya devam etti

“Nasıl yani ” diye sordu o herif’in oğluyla ne alıp veremediği vardı.

“Haktan’ın bir tane kız kardeşi vardı beni seviyordu ben ona sevmediğimi söyleyince kendini aşmış  oda benim canımı yakmak için serçe’yi kaçırıp öldürmek istedi ” dedi. Tarık bey duyduklarıyla güney’in karşısına geçerek  sert bir tokat attı. Güney’in başı tokatın etkisiyle  yana  doğru dönmüştü
Tarık bey sinirle

“Bu kızın başına ne geldiyse hep senin yüzünden güney bu kız ailesiz kaldıysa senin yüzünden kaçırıldıysa senin yüzünden bu kızın başına gelen herşey senin yüzünden ” dedi. Güney hiçbirşey diyememisti. Babası haklıydı serçe’nin başına gelen herşey kendisinin sucuydu. Kapı açılınca bakışlar odaya giren doktoru buldu. Doktor serçe’yi kontrol ettikten sonra güney’e baktı.

“Yaşadıkları bünyesini biraz yormuş biraz dinlenmesi gerekiyor o kadar ” dedi ve odadan çıktı. Doktorun çıkmasıyla tarık bey hepsine bakarak

“Hadi çıkalımda biraz uyusun” dedi. Hepsi  onu başıyla onaylayarak odadan çıktılar tarık bey ve canan hanım kendi odalarına çekildiler şule efkan ve güney salona geçtiler güney’in aklı serçedeydi.  Efkan şule’ye sarıldı

“Seni özledim “dedi. Şule  bu cümle’ye kıkırdayarak cevap verdi.

“Bende seni ozledim ” dedi ve uzanarak  yanağını öptü.

Güney bu ikilinin sevgi gösterilerine daha fazla dayanamadı  göz devirerek ayağa kalktı. serçe’nin odasina geldi.

Serçe derin bir uykudaydı. Güney yavaş adımlarla yatağın yanına oturdu.

“Çok masumsun “dedi. Güney serçe’nin yanağını okşarken o hayatında gördüğü kadınlar gibi değildi çok masumdu.

“Bu yaşadıklarını hak etmiyorsun sen senin mutlu bir geleceğin olmalıydı. Bensiz ama mutlu bir gelecek ” diye tamamladı güney sözlerini

Güney serçe’nin yanağını kırılacak bir eşyaymış gibi okşarken serçe ter icinde sayıklıyordu.  Güney bunu fark edince endişeli bir sesle serçe’ye seslendi.

“Serçe  uyan kendine gel ” ama serçe onu duymuyor kıvranarak sayıklıyordu.

“Güney….Güney gitme ”  Güney serçe’nin yanaklarını avuc icine aldı.

“Burdayım serçe hiç bir yere gitmiyorum”  dedi ve o anda serçe çığlık atarak uyandı. Güney hiç fakit kaybetmeden serçe’yi kollarının arasına alarak sarıldı.

“Sadece bir rüyaydı serçe sadece bir rüya” dedi. Serçe ağlamasının arasında

“Çok kötü bir rüyaydı güney çok kötü “dedi Hıckırarak ağlarken Güney serçe’ye daha çok sarılarak
” geçti bak yanında ben yanındayım ve hep yanında olacağım ” dedi ikiside birbirlerine sıkıca sarıldılar kendilerini izleyen kişilerden habersiz….

16. Bölüm

Şule ve efkan güney’in yanlarında olmadığını anlayınca yukarı çıkarak serçe’nin odasının önüne geldiler kapı hafiften açıktı. İkisininde sarılmış hallerini gören ikili bir birlerine bakarak gülümsediler

“Sence bunlardan olur mu? ” diye sordu şule sessizce efkan bakışlarını güney ve serçe’ye çevirerek başıyla onayladı sevgilisini

“Belki de olmuştur ” diye cevap verdi  Şule  onu başını  sallayarak onayladı  güney serçe den ayrılarak ellerini onun yanaklarına koydu.

” yaşadıklarını beraber unutacağız serçe beraber herşey’in üstesinden geleceğiz ” dedi. Serçe güney’in sözleriyle gülümsedi olabilir miydi? Unutabilir miydi?

“Beraber atlatırız degil mi?” Dedi. Güney başını evet anlamında sallayıp arnından öptü serçe’yi

“Atlatacağız buna inan ” dedi. Serçe birşey diyecekti ki kapıda efkan ve Şule’yi gördü ve gülümseyerek onlara seslendi.

“Kapıda duracağınıza içeri girsenize ” dedi. Efkan ve şule serçe’nin sesiyle odaya girdiler. Şule odaya girer girmez serçeye sıkıca sarıldı.

“Iyisin degil mi?” diye sordu güney ne kadar iyi desede serçe’den de duymak istiyordu. Serçe şule’nin kollarından ayrılarak  gülümsedi arkadaşına

“Iyiyim canım güney beni kurtardı ” dedi ve gülümseyerek güney’e baktı.   Güney serçe’nin ona bu kadar güzel  gülümsemesiyle gülümsedi onun gülümsemesi hoşuna gidiyordu. Şule bu cevapla ayağa kalktı.

“Hadi  öyleyse aşağıya inelim serçe de acıkmıştır birşeyler yesin ” dedi ve sevgilisiyle odadan çıktı güney serçe’ye yardım ederek yataktan çıkarttı serçe  gözlerini devirerek güney’e bana ada güney’in bakışları hiç serçe’ye değmiyordu.

“Ben tek başıma yürüye bilirim güney  yardım etmene gerek yok ” dedi güney ise hic serceden ayrılmadan cevapladı onu

“Olsun ben yinede yardım edeyim ” dedi serçe bu duruma gülsede  güney serçe den bir adım bile ayrılmak istemiyordu. Odadan çıktıklarında serçe güney’e bakarak

“Güney gerçekten ben tek başıma yürüyebilirim ” dedi demesine ama güney onu dinlemeden merdivenlerden indirmişti. Salona geldiklerinde serçe’ye ilk sarılan canan hanım olmuştu gözlerindeki yaşları silerek gülümsedi.

“Allah’a şükür iyisin kızım seni allah bize tekrar bağışladı”dedi ve serçe’nin oturmasına yardımcı oldu.

Tarık bey de serçe’nin yanına gelerek sarılmıştı serçe  ise içinden iyiki bu aileyle tanıştım diye geçirdi. Tarık bey kollarını serçe’den ayırıp bakışlarını Şule’ye çevirdi.

“Şule serçe icin birşeyler hazırla yesin kızım ne zamandan beri aç ” dedi şule gülümseyerek başını sallamış ve mutfağa geçmişti. O onun kardeşi olmuştu iyiydi ve yanındaydı ya istesin bir ömür ona bakardı.

Serçe başından geçenleri  hepsine anlatırken şule elinde bir tepsiyle gelmişti. Serçe’ye gülümseyerek kucağına  koydu. Serçe tepsiyi kucağına alır almaz güney oturduğu yerden ayağa kalkarak tepsiyi elinden aldı. Serçe elinden tepsiyi alan güney’e soru dolu bakışlar atınca güney hemen acıklama yapmaya başladı.

“Sen dur ben sana yedirecegim” dedi. Serçe güney’in bu davranışına şaşirsada tepsiyi sıkıca tuttu.

“Ben kendim yiyebilirim güney çocuk degilim ben ” dedi sinirle bu kadarda olmazdı yani  güney serçe’nin cevabını duymazdan gelerek tepsiyi zorda olsa elinden aldı ve  kendi kucağına koydu. Çorbadan bir kaşık alarak serçe’ye uzattı serçe herkesin kendine baktığını görünce utansada güney kaşığı uzatınca ağzını açmak zorunda kalmıştı.

Tarık bey ve canan hanım bu manzarayı mutlulukla izlerken efkan ve Şule  aynı anda içlerinden sevgili olmaları için dua ediyordu. 

Bütün yemekler bitince serçe gülümseyerek karnını tuttu.

“Güney yeter  valla doydum baksana göbeğim çıktı ” dedi onun bu cümlesiyle  güney dahil hepsi kahkaha atmıştı. Güney tepsiyi Şule’ye uzatarak serçe’ye gülümsedi.

“İyi birsey iste bu ” dedi ve kahkaha attı. Serçe ona kaşlarını çatarak baksa da daha fazla dayanamamış oda kahkaha atmıştı.. 

Bir süre sonra tarık bey ve canan hanım dolaşmak için dışarı çıkmışlardı. Efkan ve Şule ise birbirleriyle ilgilenip kahkaha atıyorlardı. Serçe ikisine gülümseyerek bakıp güney’e doğru bakmıştı ki göz göze geldiler güney gözlerini dahi kırpmadan serçe’yi inceliyordu onun gülümsemesine gülümsüyordu. Serçe  daha fazla sessiz kalamayarak güney’e 

“Bahçe’ye çıkalım mı? onları da biraz baş başa bırakalım” dedi güney onu başıyla onaylayarak ayağa kalktı. Serçe efkan ve Şule’ye son bir bakış atarak ayağa kalktı ve güney’le bahçeye çıktı.   Bahçeye çıktıkları zaman serçe’nin yüzüne bir gülümseme geldi derin bir nefes aldı içine bir daha nefes alamayacağını sanmıştı. Güney havuz kenarındaki jezlonglara oturarak serçe’ye baktı.

“Ayakta dikilmeye devam mı edeceksin yoksa yanıma gelip oturacak mısın?”diye sordu.Serçe güney’e göz devirerek yanına oturdu. Güney onun bu hâline gülerek ona bakmaya devam etti.

“Göz devirme bence sen göz deviremiyorsun” dedi serçe onun bu sözüne yıne göz devirince güney daha sesli güldü. Serçe’de ona katılınca güney kahkahasını keserek ona bakmaya başladı.  Serçe gülümsemesini durdurup kendine bakan güney’e merakla baktı.

“Niye öyle bana bakıyorsun? ” diye sordu. Güney serçe’ye biraz yaklaşıp elini tuttu.

“Sana birşey olacak diye korktum serçe “dedi.

Serçe güney’in söylediginden çok elini tutmasına heyecanlanmıştı neden heyecanlandığını bilmiyordu. Kalbi sanki yerinden çıkacakmış gibiydi. Güney serçe’nin kendine bakmadığını görünce çenesinden tutarak kendisine bakmasını sağladı.

“Ne oldu? “Diye sordu serçe cevap vermeden güney’e bakmaya devam ediyordu. Güney serçe’nin gözleri’nin içine bakarken orada yaşamak istiyordu. Serçe’nin de güney den bir farkı yoktu o yeşil gözlerde tutuklu kalmıştı ikisi’nin de fark etmediği birsey vardı birbirlerine aşkla bakıyor ve git gide birbirlerine  yaklaşıyorlardı. Serçe güney’le çok yakın  olduklarını fark edince heycanlı sesiyle

“Gün…Güney “dedi. Serçe ama ne güney’in onu duyduğu vardı ne de ondan uzaklaşma isteği 

Ikisi de birbirlerine tutuklu kalmış ayrılamıyorlardı. Dudakları’nın arasında bir nefeslik mesafe varken güney serçe’ye içinden demek istediği şeyi demiş ve dudaklarını birleştirmişti.

“Seni seviyorum “

Serçe duyduğu iki kelime ve dudakları’nın üzerindeki dudaklarla şaşkınken ikisinin de ayrılmasına neden olan bir ses duydu…

Abi”

17. Bölüm

Güney gelen sesle  kısık bir küfür ederek serçe’den ayrıldı. Tam serçe’ye açılmışken böyle olması canını sıkmıştı serçe birine yakalandıkları için utanmış yüzü kızarmışmıştı. Güney sesin sahibine bakmak için ayağa kalktığında gördüğü yüzle ilk şaşırsada sonra gülerek kollarını açarak  kendisine doğru gelmesini bekledi. Serçe güney’e sarılan kıvırcık saçlı kıza bakıyordu kimdi ve güneyle neden samimiydi. Sonra abi diye seslendiği geldi aklına

“Bu güney’in kız kardeşi mi? ” dedi içinden ama  bu kız ne güney’e nede canan hanıma benziyordu. Güney kardeşinden ayrılarak yüzündeki gülümsemeyle

“Kim attı kıvırcık seni buralara gelmem diyordun” dedi meraklı ve soru sorar bir sesle

“Babam arayıp duruyordu sürekli yine aradı gel artık diye bende sizi özlemiştim hemen geldim abi ” dedi güney gülümseyerek yanıt verdi kardeşine

“Tabi geleceksin kızım emir büyük yerden gelmiş çünkü ” diyerek  kahkaha attı.

Kızın bakışları serçe’yi bulunca gülümseyerek elini uzattı serçe’ye doğru

“Merhaba ben güneş aftan Bu yakışıklı’nın kız kardeşiyim ” dedi serçe şaşkın bir şekilde kızın eline bakarak ayağa kalktı ve elini sıkti

“Merhaba memnun oldum bende serçe bilgin ” dedi güneş gülümsedi

“Memnun oldum “dedi serçe de güneş’e aynı sıcak gülümsemesini yollayarak

“Bende memnun oldum” dedi bakışlarını  kısa bir an  abisine bakarak bakışlarını tekrar serçe’ye çevirdi

“Abimin sevgilisi benimde yengem oluyorsun yani ” dedi ve tekrar serçe’ye baktı. Serçe tam cevap verecekti ki güneş yanıt vermesini beklemeden  koluna girerek onu içeriye doğru götürdü.

“Gel içeri girelim ve abimle nasıl sevgili olduğunu ve abimi nasıl böyle bir adama çevirdiğini  anlat ay benimde  sonunda bir yengem var ” dedi ve serçe’yle içeri girdiler güney arkalarından şaşkın bir şekilde içeriye girdi kardeşini hiç bir zaman anlamamıştı ve  şimdide anlayacak gibi değildi. Salona girdiğinde bütün ev halkının toplanmış olduğunu gördü. Ve tek boş yer olan tekli koltuğa oturdu güney tarık bey kızı güneş’e bakarak konuşmaya başladı.

“Serçe kızımla tanışmışsın kızım ” dedi güneş babası’nın söylediği ile serçe’ye bakarak gülümsedi.

“Evet tanıştım baba ve hemen sevdim yengemi ” dedi onun bu dediği ile hepsi şaşkın bir şekilde

“Yengen mi?”dediler serçe daha çok utanırken güneş kendine şaşkın bir şekilde bakanlara doğru bakıp konuşmaya devam etti.

“Evet yengem serçe abimin sevgilisi değil mi ?” Dedi merakla tarık bey kızı’nın bu sorusuna gülerek cevap verdi.

“Ne sevgilisi kızım serçe bizim evimizin yeni ferdi ve güney’le sevgili değiller “dedi. Güneş babası’nın söyledikleriyle şaşkın bir sekilde dememesi gereken şeyi dedi.

“Ama bahçede öpüşüyorlardı”

Işte bu sözlerden sonra bütün şaşkın bakışlar güney ve serçe’yi bulmuştu. Serçe hızlı bir şekilde  ayağa kalkarak birsey demeden odasina çıkmıştı. Serçe’nin salondan kaçar gibi gidişiyle gözlerin tek hedefi güney olmuştu. Güney  kendine bakan yüzleri umursamadan kardeşine bakarak sinirle konuştu.

” bravo güneş sayende kız uyanıp odasina kaçtı ” dedi. Güneş abisi’nin sözüyle mahcupca başını yere eğdi. Tarık bey çatık kaşlarıyla oğluna baktı

“Bu ne demek oluyor güney? ” Diye sordu güney derin bir nefes alarak içindeki duyguları bir çırpıda söyledi

” serçe’yi seviyorum baba ve ona onu sevdiğimi söyledim ve öptüm ama senin dengesiz kızın gelerek bütün ortamı bozdu ve ne cevap vereceğini öğrenemedim serçe’nin ” dedi. Tarık bey duyduklarıyla sinirlenerek ayağa kalktı

“Kızın hayatıyla oynadığın yetmedi şimdide duygularıyla mı oynayacaksın Güney “dedi serçe onun kızıydı artık ve bir daha üzülmesini istemiyordu. Güney babası’nın sözleriyle ayaga kalkarak sinirle bağırdı.

“Evet onun hayatını bozmuş onu bu duruma sokmuş olabilirim ama onun duygularıyla oynayacak kadarda şerefsiz degilim baba onu seviyorum ” dedi.  Güneş bu konuşulanlardan hiçbirşey anlamamıştı

“Nasıl onu bu duruma sokmuş olabilirsin abi ?” Dedi ne olduğunu öğrenmek istiyordu. Serçe’yi görür görmez sevmişti ve yengesi olduğunu sanmış sevinmişti. Şule’nin söyledikleriyle şaşkın bir şekilde abisine bakıyordu.

“Güney serçe’nin annesini öldürdü.”dedi bir anda şule güneş duyduklarıyla sadece abisine bakıyordu.

“Sadece bu değil babası alkolik bir adam oldu ve kızını bir kumar masasında sattı dur kızı satın alanı da söyleyeyim güney aftan kısaca abin güneş ” dedi
Güneş duyduklarına inanamıyordu. Güney kendisine şaşkın bakışlar atan kardeşine bakarak

“Öyle bir hata yaptım ama pişmanım güneş ve onu seviyorum “dedi güneş ayağa kalkarak abisine yaklaştı.

“Sen böyle birşey yapmış olamazsın abi sen bir  kızın hayatıyla oynamış olamazsın sen böyle biri değilsin ” dedi. Duyduklarını kabul etmiyordu abisi böyle bir adam değildi.
Güney sessiz kalınca güneş başını iki yana  sallayarak

“Benim abim böyle biri değildi “dedi ve koltuğa yıkılırcasına  oturdu. Güney derin bir nefes aldı

“Yaptığım bütün şeylerden  pişmanım ama serçeyi seviyorum ” dedi.
Şule güney’in ciddi olduğunu anlamıştı şaşkın bir şekilde

“Sen serçe’yi gerçekten seviyorsun ” dedi güney başını sallayarak onayladı

“Evet seviyorum ” dedi tarık bey oğlunun gerçek aşkı bulduğunu  anlayınca

“O kızı bir daha üzersen evlatlıktan silerim seni güney “dedi o kızın üzülmesini istemiyordu. Güney gülümseyerek babasını onaylayarak sarıldı nasıl üzebilirdi ki artık onu

“Onu bir daha üzmeyeceğim baba ”  dedi ve babasından ayrılarak  serçe’nin odasına çıktı.

Serçe odasına girdiğinden beri bir daha nasıl yüzlerine bakacağını düşünüyordu. Bakamazdı ki onlar onu kızı gibi görürken o oğullarıyla öpüşmüştü tamam kendi isteği ile öpmüş değildi  ama onlar bunu bilmiyorlardı.  Kapısı açılınca bakışları kapıya döndü güney’in yüzünde anlayamadığı bir gülümseme vardı. Güney hızlıca odanın kapısını kapatarak  serçe’nin yanına oturdu.
Serçe merakla güney’e bakarken güney onu birden kendine çekerek dudaklarını dudaklarına hapsetti. Serçe gözlerini sonuna kadar  açarak şaşkınca güney’e baktı güney serçe den ayrılarak gülümsedi ve  bütün ev halkının duyacağı şekilde bağırarak

“Seni seviyorum serçe benimle bir ömür birlikte olurmusun?” Dedi

Serçe şaşkın bir şekilde güney’e bakıyordu ona şimdi çıkma teklifi mi? etmişti. Peki kendisi seviyor muydu? bu adamı onu gorunce kalbinin hızla atması  kaçırıldığında ona birsey olacak korkusu yanındayken güvende hissetmesi bu aşk mıydı ?

“Güney ben …”dedi Serçe duygularından emin değildi güney onun yanaklarını elleri arasına alarak

“Evet sen serçe ” dedi

“Ben seni sevip sevmediğimi bilmiyorum tamam seni görünce kalbim hızlanıyor yanında güvende hissediyorum sana birsey olacak diye korkuyorum ama bu duygular neden oluyor bilmiyorum” dedi   güney aldığı cevapla kahkaha atmaya başladı serçe güney’in durmadan kahkaha atışına  şaşkın bir o kadarda bozulmuş bakıyordu. Güney’in kahkaha sesine güneş efkan ve Şule merakla odaya hızlı bir giriş yapmışlardı.  Güney onlara bakarak kahkahaları’nın arasından konuştu.

“Beni seviyor beni seviyor ” dedi üçüde gülümseyerek serçe’ye baktılar serçe şaşkın bir şekilde konuştu

“Ona seni  seviyorum demedim ki ” dedi bu sefer güney bakışların hedefi oldu. Güney kahkahasını zorlukla bastırarak cevapladı.

“Ben ona karşı ne hissediyorsam oda bana karşı aynı şeyleri hissediyor “dedi serçe duyduklarıyla gülümsedi demek ki içindeki bu duygular aşktanmış serçe hızla ayağa kalkarak

“Güney ” dedi güney ‘de dahil bütün bakışlar serçe’yi buldu.

“Teklifini kabul ediyorum” dedi gülumseyerek güney serçe’nin sözleriyle sevinçle

“Allaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaah ” diyerek bağırıp onu kucağına alarak  döndürmeye başladı . Serçe kahkaha atarak güney’e bakarken efkan ve Şule onları mutlulukla izliyor güneş ise bu anı ölümsüzleştirmek için fotoğraf çekiyordu….

Güney serçe’yi kucağından indirerek elinden tuttu ve odadan çıkardı merdivenlerden inip salona getirdiğinde annesine ve babasına bakarak

“Kabul etti baba kabul etti ” diyerek bağırdi ve koşarak babasına sarıldı. Canan hanım duyduğu haberle gul5umseyerek sarıldı serçe’ye kızıydı artık gelini olacaktı….

Ve geri kalan zaman ise şakalar ve güneş’in anlattıklarıyla geçmişti…

Güney bir dakika da olsa serçe’nin yanından ayrılmamıştı tabiki serçe’yi de ayırmamıştı yanından
Güneş bir anda bağırarak ayağa kalkınca tüm gözler ona dönmüştü.

“Kıvırcık niye bağırıyon durduk yere ” dedi güney güneş gözlerini devirerek cevapladı abisini

” durduk yere bağırmadım abi ” dedi

“Peki niye bağırdın güneş ” diye cevapladı şule  güneş gülümseyerek

“Yarın ramazan’ın başlangıcı ve anneler günü ” dedi  neşeyle şule kendi  kafasına vurarak doğru ya yarın oruçlu olacağız ” dedi.

Güney serçe’ye baktığında üzgün olduğunu gördü ellerini çenesine koyarak kendisine bakmasını sağladı

“Neden üzgünsün sevgilim ” dedi serçe derin bir nefes alarak 

“Yarın anneler günü ve kutlayacak bir annem yok ” dedi güney duyduklarıyla kendisine lanet okudu bu kızı böyle üzen kendisiydi onu annesiz bırakan böyle önemli günlerde onu üzen kişiydi.

“Benim annem var ya onu annen olarak görmüyor musun?” Diye sordu serçe başını hayır anlamında salladı

“Olur mu öyle şey güney oda benim annem ” dedi. Güney gülümseyerek serçe’ye bakmaya devam etti.

” o zaman yarın anneme hediye almaya gidiyoruz ” dedi serçe bu sözle gülümsedi.

“Annemize ” dedi…

“Annemize ” diye  onayladı  onu güney…

18. Bölüm

“Açım ben açım açım ” diye ferhat eden güneş’le şule ve serçe göz devirerek bağırmışlardı.

“Anladık açsın ” dediler ikisi aynı anda  güneş sabahtan beri aynı şeyleri diyerek kızları kendinden bezdirmisti.

“Evet acım yaaa” dedi güneş sitemli sesiyle 

“Yeter güneş sabahtan beri açım diyorsun gece kalksaydın böyle olmazdı ac tutuyorsun orucu ” dedi şule sinirle gece güneş’i uyandırmaya çalışsalarda güneş  bir türlü uyanmamıştı.

” tamam ya zaten bir hafta kaldı bayrama dayanırım ben” diye cevap verdi güneş şule’ye serçe elinde ki işi bırakarak sitemle Konuşmaya başladı.

“Bizde sabahtan beri sana onu demeye çalışıyoruz güneş bir hafta kaldı bayrama ve bizde şuan bayram temizliği yapıyoruz sende kalkıp iki yardım etsen daha çabuk bitmez mi” dedi. yerleri süpürmeyi bitirmiş  camları silmeye gecerken güneş ona başını olumsuz anlamında  sola sallayarak cevap verdi.

“Ben temizlik yapmam ben hayatımda temizlik yapmadım ” dedi ve televizyona bakmaya devam etti. Şule ve serçe  birbirlerine bakarak ayni anda gözlerini devirdiler.

” aman yapma ” dediler güneş onları takmamıştı bile

“Serçe güney ve efkan nerede ?” Diye sordu şule serçe sözlerimle degil gözlerimden anla anlamında şule’ye  bakınca

“Yine mi  efkaaaaaaaaaaaaan ” diye bağırdı şule çünkü bu şekilde bağırınca anca uyanırlardı. Oruç başlamasıyla güney ve efkan orucu uykuya tutturuyorlardi. Serçe de sule gibi son sesle bağırdı.

“Güneeeeeeeeeeeeeeey “

Serçe’nin bağırmasıyla şule ve güneş kıkırdamaya başlamışlardı. Güney sinirle odasından çıkarak salona geldi.

“Ne var ya ne var bir uyutmuyorsunuz insan’ı” dedi sinirle ve koltuga oturdu.

“22 gündür hep uyuyorsunuz ztn güney ” dedi serçe ve camları silme’ye devam etti güney onu duysa da umursamadı ne varmış uyuduysa şule efkan’ın hala gelmediğini görünce son sesle bağırdı.

“Efkaaaaaaaaaaan”

Efkan şule’nin sesiyle apar topar odasından çıkarak hızlıca merdivenleri iniyordu  ama son on basamakta ayağı takılınca  yuvarlanarak inmek zorunda kaldı  güneş,şule ve serçe onun bu hâline kahkaha atarken güney gözlerini devirmişti. Bu çocuk herzaman sakar olacak diye geçirdi içinden  efkan yerden kalkarak şule’ye baktı.

“Ya kızım kaç kere söyleyeceğim ben sana ben uyurken bağırma diye sana birsey oldu korkusuyla uyanıyorum ” dedi ve güney’in yanına oturdu. Şule ve serçe efkan’a göz devirselerde temizliğe devam ediyorlardı. Güney başını televizyondan serçe’ye çevirdi.

“Annem ve babam nerede?” Dedi. Serçe  güney’e kısa bir an bakıp camları silmeye devam ederken yanıtladı onu

“Biraz dolaşmak için dışarı çıktılar ” dedi. Güney başını  tamam anlamında sallayıp tekrar televizyona döndüğünde  zil çaldı. Güneş ayağa kalkıp kapıya giderken diğerlerine seslendi.

“Ben bakarım ” dedi. Şule ve serçe kapıya giden güneşe bakıp aynı anda konuştular.

“Zahmet olmazsa ” dediler güneş onlara sadece dil çıkartarak kapıya gitti. Kapıyı açtığında kimse yoktu etrafına baksada kimseyi görememişti tam  kapı’yı kapatacaktı ki bir bebek ağlama sesiyle yere  doğru baktı.

Güney  güneş’in bir türlü gelmediğini görünce  kapıya doğru bakarak 

“Güneş kim geldi ” diye bağırdı.

Güneş elinde bir sepetle içeri girince bakışlar güneş’e döndü. 

“Oda ne ?” Diye sordu efkan merakla

“İçinde ne var  ?” Diye sordu Şule

Güneş sepetle beraber  koltuğa oturup içindekini çıkarınca dördünün de şaşkın bakışlarıyla ağızlarından

“Bebek ” sözü çıktı. Güneş bir kucağında ki bebeğe birde ona bakanlara baktı.

“Biri kapıya koyup gitmiş ” dedi.
Serçe güneş’in yanına gelip sepete baktığında bir not olduğunu gördü.

“Burada bir not var ” dedi ve notu eline alarak okumaya başladı.

“Şimdiye kadar baktığım yeter birazda oğluna sen bak güney aftan oğlu’nun adı emir efe “

Serçe notu okur okumaz güney’e baktı. Güney ise şaşkınca güneş’in kucağında ki oğlan çocuğuna bakıyordu.

“Bu ne demek oluyor güney ” dedi serçe güney bakışlarını bebekten serçe’ye çevirdi.

“Bilmiyorum ” dedi. Serçe sinirle

“Nasıl bilmiyorsun ya bu çocuk seninmiş güney senin annesi kim”diye bağırdı. Güney hızla ayağa kalkarak konuşmaya başladı.

“Serçe bu çocuk benim değil inan bana değil ” dedi.  Bu bebek onun değildi olamazdı.

Serçe elinde ki notu sinirle güney’e fırlattı.

“Notu tekrar oku güney bu çocugun senin çocuğun olduğu yazıyor annesi kim bilmiyorum ama senin yattığın herhangi bir kız olduğu kesin “dedi ve salondan  hızla çıkarak  odasına girdi. Güney ne kadar arkasından bağırsada serçe’nin tek cümlesi

“Yüzünü bile görmek istemiyorum güney aftan ”  oldu…

19.bolum

Ramazan Bayramı geceli 2 ay olmuştu. Serçe ilk defa bu kadar mutlu olduğunu hissetmişti. Aynı şey güney için geçerli değildi 2 ay boyunca  serçe konuşmayı geç güney’in yüzüne bile bakmamıştı. Güney ise bebeğin kimden olduğunu araştırıyor ama herzaman sonuç kendisine çıkıyordu…

“Ya şunun tatlılığına bak ya yerim ben seni ” dedi güneş bebeği kucağına alırken serçe gülümseyerek yanıt verdi ona

“Evet çok tatlı ve maşallah çok uslu geceleri bile hiç ağlamıyor” dedi ne kadar güneyle konuşmasada küçük çocuğun suçu yok diyerek bakıyordu.

“Güneyle ne kadar konuşmasanda bu miniğe hiç gocunmadan bakıyorsun ya sen gerçekten meleksin serçe ” dedi şule serçe’ye sarılırken serçe gülümseyerek karşılık verdi şule’ye

“Babası’nın hatasını bu küçük sabiye ödetemem ” dedi…

Gizli kişiden…..

“Plan ne durumda” dedi adam telefonda ki adamına

“Plan başarılı oldu abi herkes o bebeğin güneyden olduğunu sanıyordiye cevap verdi adam patronuna

Iyi peki güney ne durumda ?” Diye sordu bu sefer

“Bir çok kere araştırdı abi ama herzaman aynı sonucu aldı

Güzel siz olduğunuz yerden ayrılmayın ” dedi ve telefonu kapatıp önünde ki sehpaya koydu. Aklından haince planlar geçiyordu. Planın ikinci kısmına geçme zamanı’nın geldiğini anlayınca arkasını dönerek karşısında ki kadına baktı. Afra kale güney’in iki sene çıktığı ama sonradan sevmiyorum diyerek ayrıldığı kadındı.

Şimdi planın ikinci kısmı afra sabah güney’in evine gidip çocuğun annesi olduğunu söyleyeceksin ve elinde benim hazırlattığım sahte belgeler olacak o belgelerle çocuğun annesi yüzde yüz sen çıkıyorsun dedi kadın onu başıyla onayladı.

“Peki ama  bunları söylediğim zaman ne olacak ” dedi afra icinde güney’i bir daha görecek olmasının sevinciyle

“Sen çocuğun annesi olduğunu söylediğin zaman onlar senin ile güney’i evlendireceklerdir ” dedi adam
Afra daha meraklı bir şekilde

“Benimle evlenmesi sana ne gibi bir faydası olacak ” diye sordu.
Adam kızın sorusuyla kahkaha atmaya başladı.

Düğün günü hepinize supriz olacak ” dedi…

   
serçe yeni bir güne daha  merhaba diyerek açmıştı gözlerini  yataktan kalktıgında ilk yaptığı beşikte etrafına sessizce bakan emir efe ye bakmak oldu. Emir efe için ayrı bir oda olmadığı ve daha bebek olduğu için serçe kendisiyle kalmasını istemiş güney ise hiçbir şey demeden beşik alarak serçe’nin odaya kurmuştu.   Serçe emir efe’nin Ağlamadan etrafına baktığını görünce gülümseyerek

“Sen uyandinda haber de mi vermiyon ha seni varya ” dedi sesini emir efe için çocuk gibi çıkartarak emir efe onu anlamış gibi güldü.

“Şuna bak şuna sanki beni anlıyon sen şimdi burada duruyorsun ben elimi yüzümü yıkayıp geliyorum sonra seninle beraber aşağıya inip sana mama hazırlıyoruz ” dedi ve emir efe’yi öperek lavaboya girdi….

Çıktığında dolabın karşısına geçerek siyah bir kot pantalon ve beyaz tişört alarak giyindi. Emir efe  ellerini oradan oraya sallarken serçe gülümseyerek kucağına aldı.

“Şimdi odamızdan çıkıyoruz ve mutfağa giderek karnımızı doyuruyoruz ” diyerek odadan çıktı. Onun çıkmasıyla karşı odanın da kapısı açılıp güney çıkınca serçe emir efe’ye bakarak konuştu.

“Benim iştahım kaçtı Seninki de kaçmadan mutfağa gidelim hemen ” dedi ve merdivenlerden inmeye başladı.

Güney serçe’nin bu davranışına  sabır çekerek arkasından oda  mutfağa inmişti.

Serçe mutfağa girince bütün ev halkının çoktan kalkmış olduğunu gördü gülümseyerek emir efe’yi şule’ye verdi.

“Günaydın ” dedi ve emir efe icin mamayı hazırlamaya başladı.

“Sana da günaydın kızım ” dedi tarık bey serçe gülümseyerek işine dönerken mutfağa güney’in girmesiyle gülümsemeyi kesti. Güney kısada olsa serçe’ye bir bakış atarak diğerlerine döndü.

“Günaydın ” dedi ve masaya oturdu.

“Sana da günaydın abi ” dedi güneş ağzına domates atarken efkan ve şule onun bu hâline kıkırdarken serçe mamayı hazırlamış şuleden emir efe’yi alarak mamasını yedirmeye başladı. Güney karşısında ki bu manzarayla gülümsedi.

Serçe den iyi bir anne olacaktı bunu şimdiden anlamıştı güney  
Serçe güney’in kendisini izlediğinden habersiz emir efe’yi besliyor şebeklikler yapıyordu.
Zil’in çalmasıyla şule ayağa kalkarken

“Ben acarım ” demeyi de unutmadı.
Şule kapıyı açtığında kahverengi gözlü siyah saçlı bir bayanla karşılaştı.

“Buyrun kime bakmıştınız?” Diye sordu  nazikçe bu kadın’ ı hiç görmemişti.

“Merhabalar ben afra güney’e bakmıştım ona söyleyeceklerim var ” dedi. Şule ona  başını sallayarak içeriye davet etti. Daha sonra adı’nın afra olduğunu öğrendiği kadın’ a bakarak 

“Siz salonda bekleyin ben güney’i çağırıyorum ” dedi. Afra denilen kadın salona geçerken şule mutfağa girerek güney’e seslendi.

“Güney afra diye bir bayan geldi seni soruyor önemli birsey diyecekmiş ” dedi.

Güney duyduğu isimle şaşkınca ayağa kalktı neredeyse görüşmeyeli 1.5 yıl olmuştu.Güney masadan kalkıp salona girerken arkasından diğerleri de onu takip etmişti. Güney salonda oturan kızın yanına gittiğinde daha şaşkınlığı üzerindeydi.

“Afra ne işin var burada ?” Diye sordu sesi meraklı çıkmıştı. Afra güney’i görmesiyle boynuna sarılmıştı  güney ne olduğunu anlamadan kızın boynuna sarılmasıyla  öylece kalırken serçe sinirle onlara bakıyordu.
Güney afra’yı kendinden ayırıp

“Ne söyleyeceksin afra ?” Diye sordu sesi az öncekine göre daha sert çıkmıştı. Afra çantasını açarak içinden bir takım belgeler çıkarttı ve Güney’e  doğru uzattı.
Güney afra’nın elindeki belgelere merakla bakarken

“Bunlar Ne? Diye sordu afra derin bir nefes çekti içine

“Bunlar emir efe’nin benim oğlum olduğunu gösteren belgeler güney ” dedi.

“Ne? ” cevabı tek güneyden degil hepsinden gelmişti.

“Evet emir efe benim ve senin oğlun güney ” dedi afra güney sinirle afra’nın kolunu sıktı.

“Ne sacmalıyorsun lan sen ” dedi sinirliydi çünkü bu kadınla o işi yapsada korunmuştu o hep korunurdu.

“Dediklerim doğru güney  emir efe ikimizin oğlu ” dedi afra güney sıktığı kolu sertce bıraktı.

“Dedikleri’nin hiçbiri doğru değil biz seninle o işi yapmakta ben hep korundum  ” dedi. Afra güney’e  biraz yaklaşarak yanaklarını okşadı.

“Bir gece bara girmiştik sonra ikimizde sarhoş olunca bana geçmiştik hatirladinmi?”

Güney afra’nın elini yüzünden çekerek düşündü o günü hatırlıyordu çok içmiş sarhoş bir şekilde afra’ya gittiğini hatırlıyor gerisini hatırlamıyordu.

“Hatırlıyorum ama bütün gece’yi degil ” dedi güney Afra güney’e baktı.

“O gün birlikte olmuştuk ve o gün korunmamıştık  sen o günden iki gün sonra benden ayrılmıştın o günden iki ay sonra hamile oldugumu öğrendim ” dedi. Güney elindeki belgelere baktığında afra’nın doğru söylediğini anlamıştı.

Serçe yavaş adımlarla ve dolu gözlerle afra’ya yaklaştı ve emir efe’yi onun kucağına verdi ve  gözlerini Güney’e cevirdi.     

“Emir efe annesiz kalmayacak ” dedi ve hızlı adımlarla odasına çıktı.

Güney serçe’nin bir anda gitmesiyle sinirle bağırarak duvara yumruk attı.

Serçe odaya girmesiyle hıçkırarak yere çöktü. İçi yanıyordu kalbi paramparçaydı kalbinde güller açtıran güney açtırdığı gülleri tek tek yolmuş öldürmüştü.

“Senden nefret ediyorum güney senden nefret ediyorum güney aftan ” diye bağırdı ve bağırıyordu. Güney onun sesini duydukça  herşeyi paramparça etmek istiyordu.
Güneş bir afra’ya bir Güney’e bakarak ağzındaki baklayı çıkarttı.

“Ee şimdi ne olacak?” Diye sordu.

Güney birsey olmayacak der gibi başını sallasada tarık bey’in dediği ile hepsinin gözü ona dönmüştü.

“Güney afrayla evlenecek “Güney duyduğu cümleyle sinirle bağırmaya başladı.

“Ben serçe’den başka kimseyle evlenmeyeceğim ” dedi. O serçe’den başka kimseyle evlenmek istemiyordu. Güney ‘in söylediği ile bugün hiç konuşmayan canan hanım konuştu.

“Baba’nın dediği olacak güney afra ile evleneceksin emir efe için evleneceksin ” dedi. Güney annesi’nin dediği ile  çaresizce oturdu  koltuğa ve çaresizce konuştu.

“Peki evleneceğim ” dedi. Bu iki kelime iki aşıgında kalplerini paramparça etti.

Gizli kişiden..

Olayları anlat afra ” dedi adam planın başarılı olmasını istiyordu.

Dediğin gibi evine gittim ve belgeleri gösterdim ” dedi afra karşısındaki adama bakarak

“Peki inandi mı? ” Diye sordu adam

“Ilk inanmadı ama bir hikaye uydurup inandırdım ve iki gün sonra ya düğün tarihi aldıkdedi. Adam duyduklarıyla kahkaha atmaya  başladı. Planı tıkır tıkır işliyordu.

İki gün sonra

Serçe o günden sonra odasından hiç çıkmamış güney’le karşılaşmak dahi istememişti  güneş gelip herşey’i anlattığı zaman yıkılmıştı sevdiği adam başkasıyla evlenecekti.

Bu sabah kalkmak dahi istememişti yataktan serçe bugün sevdiği adam bir başkasıyla evleniyordu.

Kapı’nın tıklanmasıyla oturur pozisyona geldi serçe

“Gel”  diye seslendi kapıda ki sese

Sesi duyarak ilk once kafasını uzatan şuleydi. Şule gülümseyerek odaya girerek yatağa oturdu.

“Günaydın ” dedi

Serçe gülümsedi iyiki bu evde onu seven insanlar vardi.

” Sanada günaydın ” diyerek yanıtsız bırakmadı şule’yi

Şule birsey diyecekmiş gibi oldu ama nasıl diyeceğini bilemediği için  susmak zorunda kalırken serçe onun birsey diyeceğini anlayınca

“Ne diyeceksen de şule ” dedi şule derin bir nefes aldı 

“Bugün güney evleniyor ” dedi hızlıca yoksa diyemezdi.Serçe başını evet anlaminda salladı.

“Biliyorum şule ” diye cevap verdi şule serçe’nin elini tuttu 

“Hiçbirşey yapmayacak mısın? “Diye sordu. Serçe başını hayır anlaminda sallayarak 

“Hayır şule birsey yapmayacağım emir efe’nin bir aileye ihtiyacı var ve ben onun elinden bunu alamam ” dedi şule başını anladım anlamında salladı.

“Eğer fikrini değiştirirsen lotus nikah salonunda olacak nikah ” dedi ve odadan çıktı.

“Yapamam şule güney’i ne kadar seversem seveyim ona evlenme diyemem dedi arkasından serçe ama şule onu duymamıştı.

Güney isteksiz bir şekilde hazırlanmıştı. Serçe’den başkasıyla evlenmek istemiyordu ama geçmişte yaptığı bir hata yüzünden evlenmek zorundaydı.

Serçe hariç hepsi hazır olunca evden çıkarak afra’nın evine geldiler afra’yı alarak nikah salonuna geçtiler..

Serçe evden çıktıklarını duyunca hıçkırıklarını tutmayı bırakmış bağıra bağıra ağlıyordu. Kalbi yaralı bir kuş gibiydi. Telefon sesini duyunca gözlerinde ki yaşları silerek odasından çıktı ev telefonu çalıyordu serçe merdivenlerden inerken susmuştu
Serçe tekrar odasına çıkacaktı ki tekrar bir telefon sesiyle son basamağı da  inerek telefonu açtı.

“Alo” diye cevap verdi telefon’a

“Yazık yazık sevdiğin adam bir baskasıyla evlenirken sen evde ağlıyorsun ” dedi telefondaki erkek sesi

“Kimsin? ” Diye sordu serçe sert çıkmasını umduğu sesiyle

“Benim kim olduğumun bir önemi yok yarım saat sonra güney’in başına gelecekler önemli ” dedi.  Telefonda ki adam serçe duyduklarıyla korkuyla konuştu.

“Kimsin sen ve sakın Güney’e dokunma ” dedi telefondaki adam serçe’nin sesiyle  kahkaha attı

“Sadece yarım saatin var küçük yarım saate güney’in yanında olursan ona birsey olmaz yoksa bir daha onu göremeyeceksin” dedi ve serçe’nin cevap vermesine izin vermeden telefonu kapattı.

Serçe korkuyla hızlı bir şekilde evden çıktı evde ki bir korumayı yanına çağırarak

“Beni çabuk lotus nikah salonuna götür çabuk ” dedi ve  araba ya bindi. Güney’e hiçbirşey olmayacaktı izin vermezdi.

Güney isteksizce nikah masasına oturdu şimdi yanındaki serçe olmalıydı afra degil nikah memuru gelmiş nikah başlamıştı.

“Bu önemli gün de iki hayatı birleştirmek üzere burada toplanmış bulunmaktayız ” dedi nikah memuru ve devam etti konuşmaya

“Gelin ve damadın şahitlerini alalım ” dedi nikah memuru

Güney’in şahidi efkanken afra’nın şahidi şule olmuştu…

Serçe korku ve heycanla korumaya daha hızlı diyor yola bakıp duruyordu bir an önce orada olmalıydı.

“Afra hanım baba adınız?” Diye sordu nikah memuru afra mikrafona eğilerek

“Uğur ” dedi…

“Güney bey baba adınız?”

“Tarık ” dedi güney içindeki kör ateşle

“Siz uğur kızı afra kale hanım hiçbir baskı altında kalmadan güney aftan bey’i kocalığa kabul ediyormusunuz?

“Evet” (alkış)

“Siz tarık oğlu güney aftan bey uğur kızı afra kale hanımı hiçbir baskı altında kalmadan karılığa kabul ediyormusunuz?

Serçe nikah salonuna gelince hızla arabadan inip koşarak içeri girdi güney’e birsey olmadı telefonda ki adam onu korkutuyordu.

Hızlıca nikah kıyılan salona girince güney’i gördü başı eğik yere bakıyordu. Serçe korkuyla etrafa bakınca perde’nin arkasında elinde silahlı bir adam’ın olduğunu gördü bağırarak koşmaya başladı.

“Güneeeeey”

Güney gelen sesle hızla başını kaldırıp kendine koşarak gelen sevdiği kızı gördü hızla ayağa kalkarak ona gelmesini bekledi.

Serçe güney’in yanına geldiğinde  onun önüne geçti ve o anda iki el silah sesi duyuldu nikah salonunda şule çığlık atarak efkan’a sarılırken güneş ve canan hanımı kolları’nın arasına almıştı tarık bey

Güney ne olduğunu anlamadan serçe kucağına yığılmıştı. O sevdiği için silah’ın önüne atlamıştı. Güney bağırarak serçe’ye sesleniyordu.

“Serçe aç gözlerini serçe yalvarırım ac ” dedi ama serçe onu duymuyordu.  Güney gözlerinde ki yaşlarla acıyla bağırdı

“Serçeeeeeeeeee”

Gizli kişiden

Kız vuruldu değil mi?” Diye sordu adam

“…….

Çok güzel planım isteğim gibi ilerledi senden intikamı mı aldım güney aftan benim yaşadığım o acıyı şimdi sana yaşattım sen beni tanıyamamışsın güney Sen haktan gök ‘ü taniyamamişsin”

20. Bölüm

Yine aynı rüya ile uyandı kiz bir aydır rüyalarında bir çift yeşil göz görüyor ve sonra uyanıyordu. Kimdi bu gözlerin sahibi? Derin bir iç cekip  saatine baktı

8.30

Derin bir of çekti her zaman ki gibi  erken  uyanmıştı erken uyanmayı sevmiyor geri uyumak istesede uyuyamıyordu.

Oflayarak kalktı yataktan ama sonra aklına gelen fikirle gülümseyerek odasından çıkarak yan tarafta ki abisi’nin odasına girdi.
Olacakları tahmin ettiği için hafifce kıkırdayarak bağırmaya başladı.

“Yangın vaaaaar” Abisi  gelen sesle korkuyla yataktan fırlamış ayağı yorgana takılınca yere  düşmüş hemen kalkmıştı.

“Itfaiye’yi arayın çabuk çabuk aslı iyi mi? onu dışarı cıkartın” diyor bir taraftanda sağa sola gidiyordu.

Aslı abisi’nin bu hâline daha fazla dayanamamış kahkaha atmaya başlamıştı. Kardeşi’nin kahkahası ile kendine gelen adam kızgın bir boğa gibi kardeşine baktı ve bağırmaya başladı.

“Sen bittin aslı “

Aslı abisi’nin hızlı adımlarla ona koştuğunu görünce çığlık atarak odadan çıktı abisi yakalarsa çok fena olacağını biliyordu.

“Abi tamam özür dilerim valla bir daha yapmayacağım ” dedi bir taraftan kaçarken adam kardeşine sinirle bağırarak kovalamaya devam ediyordu.

“Seni bir elime geçireyim bak ne yapıyorum ” dedi Aslı hızlı adımlarla koşarak odasına girdi ve kapıyı hızlıca kapattı.

Adam kardeşi’nin kendi odasına girdiğini görünce derin derin soluklanarak

“Dua et okul saatin yaklaştı yoksa ben sana yapacağımı biliyorum ” dedi ve kendi odasına gitti.

Aslı rahat bir nefes vererek dolabına geçti. Mavi bir etek üzerine de beyaz bir tsört giydi.

Aslı üniversite öğrencisiydi bir yıl önce abisiyle yaptığı kazada hafızasını kaybetmiş ve geçmişiyle ilgili hiçbirşey hatırlamıyordu. Doğma büyüme istanbullu olsada sekiz aydır amerika da yaşıyorlardı.

Abisi onun ailesinden kalan son kişiydi birde ikizi varmış ne kadar benzemeselerde ikizlermis abisi öyle demişti aslı’ya o intihar etmiş.  Abisine neden intihar ettiğini sorsa da aldığı tek cevap

“Bir şerefsizi sevmekten ” olmuştu….

Güney serçe siz bir gün’e daha uyanmıştı ne kadar uyanmak istemese de onsuz geçen bir yıl onun cehennemi olmuş onu daha sert bir adam yapmıştı kimseye acıması yoktu . Yatağından kalkarak lavaboya girdi işlerini halledip çıkınca yatağı’nın yanında ki komodinde duran serçe’nin fotoğrafına baktı.

“Sensiz bir güne daha uyandım sevgilim sensiz bir yıl geçirdim yüzünü görmeden kokunu almadan geçirdiğim koskoca bir yıl çok özledim be sevgilim” dedi serçe’nin resmine bakarken o gün geldi aklına serçe’yi kaybettiği  o kara gün

Düğün günü

Sevmediği bir kadınla evleniyordu güney ici kan ağlasada evlenmek zorundaydı ortada bir çocuk vardı nikah memuru soruları sorarken o kapıya bakıyor sevdiği’nin gelip gelmediğini öğrenmeye çalışıyordu ama ne gelenlerin arasında serçe vardı ne de yeni gelenler de gelmeyeceğini anladığında başını yere eğdi güney sevmediği bir kadınla birazdan evli olacak ve sevdiğine elveda diyecekti. İşte o anda duymak istediği sesi duydu

“Güneeeeeeeey”

Hızla başını kaldırarak sesin sahibi olan sevdiğine baktı kendisine koşarak geliyordu. Hemen ayağa kalktı ona gelmesini bekledi.

Sevdiği kız yanına geldigi anda hızlı bir şekilde onun önüne geçti ve o anda iki el silah sesi duyuldu nikah salonunda konuklar cığlık cığlığa bir taraflara koşarken ne olduğunu anlayamadan kollarına yığılan sevdiğine baktı. O anda anlamıştı güney bu bir tuzaktı bu düğün o kadın o çocuk hepsi bu tuzağın içindeydi. Bunları sonra düşünecek sonra intikamını alacaktı.

Güney düşüncelerinden çıkarak kucağında gözleri kapalı sevdigine baktı ve bağırarak sevdiğine seslendi.

“Serçe ac gözlerini serçe yalvarırım ac ” dedi ama serçe onu duymuyordu. Güney gözlerindeki yaşlarla acıyla bağırdı

“Serçeeeeeeeeee”

Efkan güney’in sesiyle hızla olduğu yerden çıkarak arkadaşı’nın yanına geldi diğerleri serçe’yi kanlar içinde görünce hemen yanına gelmişlerdi.

“Abi ambulansı arıyorum sakin ol ona birsey olmayacak ” dedi ve 112 yi arayarak bir ambulans istedi.

Güney sevdiğine birşey olacak korkusuyla sımsıkı sarılmıştı serçe’ye biliyordu ölmüştü bırakıp gitmişti onu görevliler gelince zor olsada elinden alarak hastaneye götürdüler güney ve diğerleri de arkadan ambulansı takip ederek hastaneye gelmiş ve serçeyle beraber ameliyathane’nin önüne gelmişlerdi. Serçe ameliyathaneye girdiğinde güney de girmek istemiş ama doktorlar ikazda bulanarak onu dışarı almışlardı.

Beklemek ne zordu sevdiği içeride can çekişirken o kolu bağlı bekliyordu hiç birsey yapamıyordu…..

Kaç saat geçmişti ama doktor bir kere bile çıkmamış bilgi vermemişti bu güney’in canını sıkıyordu tam ayağa kalkmıştı ki ameliyathaneden çıkan doktorla oturduğu yerden hızla kalkarak onun yanına giderek serçe’yi sordu.

“Serçe nasıl doktor bey ” dedi  sesi korkulu ve endişeliydi doktor derin bir nefes alarak güney’e baktı.

“Kurşun tam kalbin altına geldiği için zor bir ameliyat oldu ama sonunda kurşunu çıkardık ama yine de hazırlıklı olmalısınız durumu hala kritik dedi ve gitti.

Güney yıkılmıştı sevdiği ölecek miydi? onu bırakıp gidecek miydi?….

Serçe’yi yoğun bakıma almışlardı güney bir kere dahi olsa yanından ayrılmıyor camdan ona bakıyordu. Diğerleri gitmemek için direnselerde güney zorla eve göndermiş kendisi kalmıştı. Camdan ayrılıp oturma yerine otursa da kısa bir hava almak iyi geleceğini düşünerek hastaneden çıktı hastane kapısına arkasını dönerek bir sigara yaktı nereden bile bilirdi ki sevdiğini kacıracaklarını sigarası bitmiş bir daha yakmıştı. Ama içemeden söndürmüş sevdiği’nin yanına gitmek için hastane’ye girerken kapıda yüzü tamamen kapalı bir hastayı çıkartılırken gördü ici üzüntüyle doldu önünden geçen hasta ölmüştü büyük bir ihtimal ve yakınları evlerine götürüyorlardı.

Derin bir nefes alarak sevdiği’nin olduğu kata çıktı yoğun bakım’ın önüne gelince gördüğü ile öylece kaldı ne sevdiği vardı odada nede yatak hızlıca doktorun odasına giderek odaya girdi.

“Sevdiğim kadın yogunbakım da yok onu nereye götürdünüz ” diye sordu doktor güney’in söyledikleriyle  şaşkınca ayağa kalktı.

“Hastanın durumu kritikti beyfendi yoğun bakımda olması gerekiyor ” dedi ve  odasından çıkarak yoğun bakıma geldi ama güney’in dediği gibi oda boştu. Güney hemen güvenlik kameraları’nın olduğu odaya girerek güvenlik görevlisine durumu anlatıp kameralara bakmak istediğini söyledi güvenlik görevlisi kamera kayıtlarını açıp odadan çıkınca iki adamın serçe’nin yanında serçeyle çıktığını gördü bu kapıda gördüğü adamlardı. Güney sinirle elini duvara vurdu.

Sevdiğini bu halinde kaçırmışlardı telefonuna gelen mesaj sesiyle telefonunu  eline alarak  gelen mesaja baktı. Bu bir videoydu. Videoyu açarak izlemeye başladı. Videoda haktan vardı arkasında ise yüzü kamera’nın tersine bakan serçe

“Ben intikamımı alırım dedim güney ve intikamımı sevdiği’nin ölümüyle alacağım şimdi sevdiğine elveda de güney ” dedi ve serçe’nin üstüne bensin dökerek çakmağı çaktı.

“Intikam alındı güney ” dedi ve çakmağı serçe’nin üstüne fırlattı çakmağın yanmasıyla serçe alev almaya başladı ve güney’in gözleri’nin önünde yanmaya başladı.

Güney bağırıyor çağırıyor duvara yumruk atıyordu sevdiği kadın gözleri’nin önünde ölmüştü ve o hiçbirşey yapamamıştı…

Günümüz

“Işte o gün bende öldüm sevgilim senin o halini görünce öldüm biliyormusun birgün sonrasında senin yanmış bedenini kapımın önünde buldum o görüntü ne kadar acıydı biliyormusun sevdiğim bu kalbim seninle beraber seni o toprağa koyduğum an durdu seninle ben de öldüm sevdiğim bende öldüm …

21. Bölüm

Aslı giydikleriyle ayna da kendine bakarak gülümsemiş hafif bir makyajla işini bitirip odadan çıkmıştı.

Abisi her zamanki gibi arabasına yaşlanmış onu bekliyordu.

“Geldiğine göre artık gidelim yoksa geç kalacaksın ” dedi ve sürücü kısmına geçti.

“Tamam abi ya ne bu acele ” dedi aslı abisi her sabah acele eder ama herzaman erken giderdi. Yine öyle olmuştu derse daha yarım saat vardı.

“Kendine dikkat et ” dedi ve kardeşini öptü.Aslı abisine gülümseyerek cevap verdi.

“Tamam abi ” dedi ve üniversiteye doğru yürümeye başladı. Bahçeye girdiğinde boynuna atlayan kızla bir adım geri gitti aslı bu en yakın arkadaşı isabelldi her sabah boynuna atlar ve şen kahkahası ile onu da güldürürdü.

“Günaydın bebiş ” dedi isabell  aslı’ya bebiş demeyi seviyordu aslı onun bu hallerine alışkın olunca gülümseyerek

“Sanada günaydın isabell ilk ders ne ?” Diye sordu.

Isabell ile aynı bölümde okuyorlardı. Isabell elinde ki programa bakarak

“Ilk ders geometri sanatıymış ” dedi aslı yüzünü buruşturdu bu dersi hiç sevmiyordu. Isabell onun bu hâline kahkaha atarak koluna girdi ve onu çekiştirerek kantine doğru götürdü. ikiside derde girmeyecekti….

Aslı ve isabell iki ders boyunca kantinde oturdular ve sohbet ettiler

“Aslı geçmişinle alakalı birsey hatırlıyor musun ?” Diye sordu sohbetleri’nin arasında isabell aslı başını yere eğerek başını olumsuz anlamda salladi

“Hicbir şey hatırlamıyorum isabell ” diye cevap verdi. Hatırlamıyordu geçmişi nasıldı bir sevdiği var mıydı? Nerden sevdiği olacaktı ki olsa abisi söylemez miydi ? Onu geçti sevdiği onu bulmaz mıydı? Aslı derin düşüncelerden çıkarak arkadaşına gülümsedi umutla

“Elbet bir gün hatırlayacağım” isabell dedi…

Güney bugünde herzaman ki kadar soğuk ve acımasızdı artık herkes ondan korkuyor bir hata yapmamak için uğraşıyorlardı.

Tarık bey ve canan hanım serçe’nin ölümünden sonra yaylaya gitmişler ve bir daha gelmemişlerdi. Güneş ise yurt dışına çıkmıştı abisini bu halde görmek canını sıkıyordu.

Efkan ile şule ise evlenmişlerdi ne kadar biraz daha zaman var deselerde güney sevdiğini kaybetmeden sevdiğine sahip çık diyerek evlendirmisti onları onlarda ayrı bir ev tutmuştu. Mutlular mıydı evet ama serçe’nin acısını hep yaşıyorlardı…

Aslı kolundaki saate bakarak arkadaşına döndü hızlı bir şekilde

“Kalk kalk üçüncü ders başladı koş ” dedi . Ikisi de kantinden koşarak sınıfa geldiler kapıyı bir anda açıp içeri girdiklerinde hoca ve bütün sınıf onlara bakıyorlardı.

“Özür dileriz hocam ” dedi isabell hoca kaşlarını çatarak onlara baktı.

“Hoca değil kızım prafösor diyeceksiniz şimdi yerinize geçin ” dedi. Aslı ve isabell yerlerine otururlarken hoca’ya göz devirdiler.

Hoca onlara son kez sinirle bakarak derse başladı. Aslı bu dersi seviyordu ne kadar hocasını sevmesede ama katlanıyordu. Ders bitip hoca çalışmaları gerektiğini söyleyerek çıktı sınıftan aslı ve isabe hoca’nın sınıftan çıkmasıyla  kantine inerek sütlü kahve  aldılar ikiside  sütlü kahve delisiydi.

“Bu tada bayılıyorum ” dedi aslı sütlü kahvesinden bir yudum alarak isabell de onu başıyla onaylamıştı.

“Harika ” dedi. Geri kalan zamanda ise sadece iki derse girmiş ve universiteden çıkmışlardı.

“Bir kafe’ye gidip oturalım mı ? ” diye sordu  isabell askıya aslı onu başıyla onaylayınca  gülümseyerek koluna girdi.

Bir kafe’ye girdiklerinde ikiside ne sipariş edeceklerini biliyordu sütlü kahve ikisi de birbirlerine bakarak kahkaha attılar ve bir masaya geçmek için yürüyeceklerdi ki bir anda aslıya çarpan kıvırcık saçlı kızla aslı omzuna bakarken isabell kıza kaşlarını catarak baktı.

“Biraz dikkatli olun hanfendi ” dedi. Kıvırcık saçlı kız yanında ki iki kıza baktı uzun boylu kumral saçlı kız omzuna bakarken yanında ki kızıl çilli kız kendisine bakıyordu.

“Siz biraz dikkatli olun bana çarpan arkadaşınız” diye cevapladı isabell’i
İsabell sinirle kıza  baktı hatasını kabul etmeyen  insanlardan oldu olası hoşlanmazdı bu kızda onlardan biri olmak üzereydi.

“Biz dikkatli bir şekilde yolumuzdaydık hanfendi ama bize çarpan sizsiniz ” dedi. Kızdan nefret etmek üzereydi.

Kıvırcık saçlı kız tam birsey diyecekti ki kendi arkadaşı omzuna dokunarak susturdu onu

“Boşver güneş haydi gidelim ” dedi

O anda aslı yere diktiği gözlerini yerden cekerek konuşan kıza çevirdi. Güneş mi demişti o bu ismi bir yerden hatırlıyordu. Güneş arkadaşına gülümseyerek hak verdi.

“Haklısın ” dedi son kez birşey söylemek için kızıl saçlı kıza baktığında kızıl  saçlı kızın yanında ki arkadaşıyla göz göze geldi iste o anda şaşkın bakışlarıyla ağzından tek bir isim çıktı nerden bilebilirdi ki bu isim herşeyi değiştirecek

SERÇE

22. Bölüm

“SERÇE “

Güneş şaşkınlıkla karşısındaki kıza bakıyordu.  Bu oydu serçeydi abisi’nin sevgilisi onların can arkadaşı onun biricik yengesi annesi ve babası’nın biricik gelinleriydi. Ölmemişmiydi? 
Güneş kendine gelerek koşarak sarıldı karşısındaki kıza sanki hayalmişte hemen kaybolacakmış gibi hissediyordu.

“Yaşıyorsun allahım sana şükürler olsun ” diyor  daha çok sarılıyordu.Aslı kendine sarılan kızla öylece kaldı. Serçe mi demişti o 
Serçe kimdi? Bu kız niye kendisine serçe diyerek sarılmıştı ? Düşüncelerden cıkarak kendine geldi ve kendine sarılan kızı ayrıldı.

“Siz başka  birine benzettiniz herhalde beni benim adım aslı ” dedi.
Güneş şaşkınca baktı aslı’ya  bu Kız serçeydi emindi.

“Sen serçesin aslı degilsin ” dedi.
Aslı derin bir nefes vererek konuşmaya devam etti.

“Bakın benim adım aslı serçe kim bilmiyorum ” dedi ve isabell’e baktı.

“Hadi gidelim ” dedi isabell onu başıyla onaylayınca güneş’in yanından geçerek çıkışa ilerledi.
Güneş kendine inanmayan aslı’nın önüne geçerek durdurdu.

“Bak beni hatırlamıyorsun onu anladım ama kendi ismini nasıl unutursun senin adın aslı degil sen serçesin senin adın SERÇE aslı degil bizi hatırla efkan şule ben abim annem babam hepsini hatırla serçe ” dedi.Aslı artık gerçekten sinir olmaya  başlamıştı.

“Aaa yeter ya ben serçe değilim anladın mı?benim adım serçe değil benim adım ASLI  anladın ?  ” dedi ve yanından geçerek yürümeye başladı. Güneş yine aslı’nın önüne geçmişti.

“Tamam sen aslısın ama numaranı versen arkadas olsak ölen bir arkadaşıma çok benziyorsun ” dedi. Aslı bunu duyunca başını sallayarak telefonunu cıkartarak numarasını verdi güneş gülümseyerek numarayı kaydetti ve ayrıldılar aslı güneş için üzülürken güneş ise onun arkasından gülümseyerek  baktı.

” senin serçe olduğuna adım gibi eminim bakalım abim seni görünce nasıl bir tepki verecek ” dedi ve abisini aradı.. 

Güney herzamanki gibi serçe’nin fotoğrafına bakıp konuşuyordu. Telefonu’nun çalmasıyla fotoğrafı kenara bırakarak kimin aradığına bakti. Güneş’in aradığını görünce açarak konuşmaya başladı.

“Efendim Güneş ” dedi. Özlemişti onu da

“Abi hemen almanya’ya gelmelisin?” Dedi güneş sesinden bile belliydi heycanı

“Ne oldu güneş bir sorun mu var ?” Dedi sesi ister istemez endişeli çıkıyordu. Güneş sanki güney onu görecekmiş gibi başını sağa sola salladı ve cevap verdi.

“Hayır hayır bir sorun yok endişelenme abi ” dedi güney rahat bir nefes aldı.

“Ozaman neden geleceğim oraya ?” Diye sordu.Güneş sabır çekmeye başlayacaktı ilk dediğinde tamam deyip gelemez mıydı bu adam neden ısrar ettiriyordu ki.

” Abi sen gel bak geldiğine asla pişman olmayacaksın ” dedi.

” Tamam bugün ilk uçakla oradayım ” dedi ve kapattı güney  ve istemesede küçük bir bavul alarak evden çıktı.

Hava alanına geldiğinde uçağın kalkmasına beş dakika kalmıştı. Hızlıca kontrollerden geçerek uçağa bindi güney güneş’in onu neden çağırdığını bilmiyordu…..

Almanya’ya geldiğinde onu havalimanında karşılaşmıştı güneş sevinçle abisi’nin boynuna sarıldı.

“Hoşgeldin abiciğim ” dedi. Güney kız kardeşine sarılarak gülümsedi.

” hosbuldum cadı” dedi ve kardeşinden ayrıldı.

” eğer geldiğime değecek birşey için cağırmişsındır ” demeyi de unutmadı güney  güneş gülümseyerek başını sağa sola salladı.  

“Hemde çok değecek abi gel bavulu eve bırakıp bir yerlere gidelim dedi. Güney onu onaylayınca beraber güneş’in evine gitmek için havalimanından ayrıldılar…

Aslı eve geldiğinde hala kafede gördüğü kızdaydı aklı  ölen arkadaşına çokmu benziyordu da kız ona serçe demişti.

Peki neden bu isim  ona tanıdık gelmişti?

Aslı yanına oturan kişiyle bakışları yanına kaydı yanına oturan abisiydi.

“Ne düşünüyorsun kara kara ” dedi kardeşi’nin düşünceler içindeki halini görünce

“Birsey düşünmüyorum abi ” diye yanıtladı onu aslı

“Eminmisin aslı ” diye sordu abisi şüpheli sesiyle

Aslı abisine başını sallasada sormak istediği soruyu sormadan geçmedi.

“Abi benim adım aslı degil mi başka bir ismim yok ?” Dedi Abisi biraz duraksasada cevapsız bırakmadı onu

“T…Tabi aslı senin başka bir ismin yok neden sordun?” Dedi

“Sanki adım başkaymış gibi geldi de ” dedi nedense abisine bugün karşılaştığı kızdan bahsetmek istemiyordu.

“Senin tek bir ismin var oda aslı ” dedi abisi ve odasına çıktı.

“Aslı neden serçe ismi bana daha yakın geliyor ”  dedi kendi kendine

Telefonu’nun çalmasıyla telefonuna baktığında tanımadığı bir numara olduğunu gördü

“Kimsiniz ?” Diye cevap verdi telefonu açtığında 

” aslı benim güneş hani kafede tanışmıştık ya ” dedi aslı kızı tanıyarak

” Evet güneş birseymi oldu ” diye sordu.

“Ben tanıştığımız kafedeyim sende gelirmisin diye aradım Seni ” dedi aslı gitmek istemesede benzediği kızın fotoğrafını görmek için

“Tamam bir saate ordayım ” dedi ve kapattı. Hemen abisi’nin odasina çıktı. Kapıyı tıklatıp içeri girdiğinde abisi ona baktı.

“Abi ben arkadaşlarımın yanına……kafeye gidiyorum ” dedi. Abisi onay verince evden çıkarak kafeye gitmek için taksiye bindi.
Güney kardeşine öfkeyle bakarak konuşmaya başladı.

“Sana arkadaşını çağır diyen mi oldu güneş? ” dedi. Güneş ise  gülumseyerek

“Geldiğinde böyle demeyeceksin” dedi. Güney sabır çekerek kardeşine baktı.

“Bak güneş ben serçeden başka kimseyi hayatıma almam alamam ” dedi. Güneş bunu bütün kalbiyle biliyordu güney’in demesine gerek bile yoktu.

Güneş birsey diyecekken kafeye giren aslı ile abisine bakti.

“Geldi ” dedi. Güney omuz silerek kardeşine baktı. O kıza bakmak bile istemiyordu.
Aslı güneş’i yanında biri ile görünce yanlarına giderek selam verdi.

“Merhaba güneş ” dedi. Güney duyduğu sesle hızlıca sesin sahibi aslı’ya baktı. Işte o anda aslı’nın gözlerinde o iki yeşil gözü gördü ikiside şaşkındı

Güney sevdiği kızı karşısında gördüğü için şaşkındı aslı ise her gece rüyasında gördüğü o yeşilleri gördüğü için öylece bakıyordu. Güney hızlı bir şekilde ayağa kalkarken aslı aklına gelen bazı görüntülerle yere düşüyorken güney son anda tuttu.

Baban seni bana 10.000 tl.karşılığı sattı…

“Yalan değil mi baba beni bu adama satmadın degilmi insan kızını satar mı hiç bu adam bana yalan söylüyor “

“Ben yalan söylemem küçük hanım “

“Hiçbir yere gitmeyeceksin artık burası senin evin olacak (sercenin elini tutarak kendi kalbine götürdü) burası ise tek sığınağın “

“ANLADIGINA SEVINDIM BU EVDEN ÇIKIŞ YOK BENDEN KURTULUŞ YOK”

“Çok güzel olmuşsun serçe ” dedi şule sesindeki beğeniyle

Aslı kendine geldi geçmişinden bazı kesitler görmüştü ama ona aslı degil serçe olarak sesleniyorlardi.

Güney sevdiği kadın’ın kendine geldiğini anlayınca ona sımsıkı sarıldı.

“Yaşıyorsun yaşıyorsun ” dedi aslı bu sarıldığı adamın geçmişinde olan bir adam olduğunu anlamıştı ama bu adam niye bu kadar sarılıyordu ki  hemen ayrılarlak kaşlarını çattı.

“Kimsiniz siz ve bana ne hakla sarılırsınız” dedi güney şaşkınca sevdiğine baktı.

“Serçe benim güney sevgilin ” dedi aslı şaşkınca karşısında ki adama baktı

“Sevgilim mi?” Diyebildi onun bir sevdiği mi vardi.

“Ben serçe değilim tamam isim tanıdık ve yakın geliyor ama benim adım aslı ” dedi Güney  başını  sağa sola salladı.

“Hayır senin adın Serçe ve ben senin sevgilinim”dedi aslı Güney’e öylece bakıyordu bu adam kendisi’nin sevgilisiydi ama o hatırlamıyor ve adının serçe olduğunu söylüyordu bu doğru olamazdı olsaydı abisi söylerdi.

“Ben bunu güneş’e de söyledim ama o demek ki inanmadı ben serçe değilim ben aslıyım aslı ” dedi. Ve arkasını    dönüp giderken güney bağırdı.

“Sen serçe bilginsin sen benim serçemsin ” dedi aslı sinirle güney’e doğru baktı bu adam hâlâ yalan yanlış konuşuyordu.

“Yeter anladın mı yeter ben serçe falan değilim ben ASLIYIM ANLADIN MI ASLI BEN HAKTAN GÖK’ÜN BİRİCİK KARDEŞİ ASLI GÖK’ÜM”

23. Bölüm

Güney duyduklarıyla sarsıldı. Ne demişti o

“ASLI BEN HAKTAN GÖK’ÜN BİRİCİK KARDEŞİ ASLI GÖK’ÜM”

Haktan gök mü ?  Güney kendine gelerek etrafına baktığında serçe’nin çoktan gittiğini anladı hızlıca kafeden çıkıp etrafına baksa da serçe ortalıklarda yoktu sinirle bağırarak yanına gelen kardeşine baktı.

“Yok yok yok gitmiş onu bulduğum an kaybettim güneş o haktan serefsizini bulup herşeyin hesabını soracagim herşeyin serçe’yi elimden almanın bedelini ödeyecek ” dedi evet o gördükleri serceydi.

“Ama abi serçe  bizi tanımadı hadi beni geçtim seni nasıl tanımadı ” diye sordu güney kardeşine bakarak cevapladı 

“Bunun bir nedeni var güneş o olayda hafızasını kaybetmiş olmalı ve haktan şerefsizi onu elimizden kaçırıp bize onu ölü gösterdi o uyandığında ise onu abisi olduğunu söyledi tek bu neden olabilir ” dedi yoksa oda biliyordu serçe onu asla unutmazdı.

“Peki şimdi ne yapacağız abi onu nasıl bulacağız ” diye sordu güneş
Güney sıkıntıyla saçlarını çekerek

“İnan bunu bende bilmiyorum güneş ama onu bulacağım ” dedi ve kafeden ayrıldılar.

Serçe (aslı) düşünceler icinde eve gelmişti o adamı tanıyordu ama nereden tanıdığını bilmiyordu onu görünce geçmişinden bazı anılar görmüştü. Peki neden serçe diye sesleniyorlardi ona neden neden neden?

“Aslı beni duyuyor musun ?” Diye seslendi haktan
Serçe kendine gelerek abisi sandığı haktan’a baktı başını evet anlamında sallayarak  cevap verdi.

“Iyiyim abi ” dedi

“Aslı hiç iyi görünmüyorsun doktora gidelim mi?” Diye sordu haktan
Serçe  hayır anlamında başını iki yana salladı.

“Gerek yok abi iyiyim sadece bugün eskiye dair birşeyler hatırlar gibi oldum ” dedi haktan tedirginlikle

“N..ne hatırladın?” Dedi serçe abisinde ki bu tedirginliği anlayınca söylememe kararı alarak

“Önemsiz birsey zaten hepsi bulanıktı” dedi haktan derin bir nefes vererek rahatladı

“Ben odama geçip biraz uyuyacağım ” dedi serçe  haktan onu başıyla onaylayınca odasına çıkarak yatağına  yatarak bugün olanları düşündü.  O adamı da yanında ki kızı da önceden tanıyor gibi hissediyordu ama hiç birşey hatırlamıyordu. Daha fazla düşünmeden derin bir nefes alarak gözlerini kapattı.

 Güney o gece hiçbir şekilde uyumamış hep serçe’yi düşünmüştü ne kadar özlemişti onu hiç değişmemişti bakışları kokusu onu buldugu zaman sımsıkı sarılacak ve asla bırakmayacaktı….

Güneş ise odasına girer girmez şule’yi arayarak herşeyi anlatmıştı şule ise gözyaşlarıyla dinlemişti. O da özlemişti serçe’yi onunla konuşmayı gezmeyi onunla sohbet etmeyi herşeyi özlemişti. Efkan ise karısına sarılarak dinliyordu güneş’i serçeyle birçok zaman geçirmişti ve yaşadığını öğrenince sevinmişti. Karısından ayrılarak güney’i aradı.

“Selam kardeşim ” dedi efkan güney telefonu acar acmaz güney derin bir nefes alarak 

“Sanada selam kardeşim nasilsin ” diye sordu.

“Ben iyiyim şule de ıyi güneş birşeyler söyledi doğru mu ” dedi  efkan

“Evet kardeşim doğru ama onu bulacağım ve bir daha asla bırakmayacağım ” dedi güney

“Bende yanına geliyorum kardeşim  yanlız başına arama ” dedi. efkan arkadaşını böyle bir zamanda tek bırakmazdı. 

“Tamam kardeşim bekliyorum iyi geceler ” dedi ve kapattı telefonu güney efkan şule’ye güney’le konuşmalarını anlatarak küçük bir valiz hazırlatarak evden çıktı. Şule de gelmek istemişti ama efkan burada durup beklemesini söylemişti.

Efkan ilk uçakla amerika ‘ya gitti güney onu havaalanından almış ve eve götürmüştü…

Sabah ise herzamankinden daha erken uyanmıştı serçe dünkü yaşananları hatırlayınca derin bir nefes aldı  abisi’nin sesiyle gülümsedi seviyordu abisini

“Uykucu hadi kalk artık açlıktan ölmek istemiyorum” diye bağırdı haktan aşağıdan serçe gülümseyerek yataktan kalkarak lavaboya girdi sonra dolabına geçerek kırmızı çiçekli bir elbise giydi hafif bir makyaj ve saçlarını da dalgalı yapınca hazırdı odasından çıkarak abisi’nin yanına oturdu.Haktan serçe’yi gorunce gülümsedi

“Günaydın uykucu ” dedi serçe gülümsedi.

“Sanada gunaydin abi ” dedi ve kahvaltı yapmaya başladı. Haktan kahvaltısını neşeyle yiyen kıza baktı geçmişine dair hiçbir şey hatırlamıyor onu abisi sanıyordu güneyden intikam almak için bu kızı kullanmıştı ama anlamıştı ki bu kızın hicbir suçu yoktu gerçekleri öğrendiğinde ondan nefret edeceğini biliyordu ama yapmak zorundaydı güneyden intikam almak istiyordu intikam hırsı gözlerini okadar kör etmişti ki masum bir kızı kullanıyor ondan herseyini çalıyordu. Kardeşi olsaydı böyle yapmasını ister miydi? Istemezdi Dedi haktan içinden kardeşi saf ve masumdu kimse’nin üzülmesini istemezdi…

Güney ise efkanla kalkar kalkmaz serçe’yi aramaya başlamıştı güneş koskoca şehirde onu nasıl bulacaksın desede onu dinlememiş çıkmıştı evden güneş’in aradığı numarayı arasa da telefon kapalıydı. Ama bulacaktı güney ne olursa olsun onu bulacaktı..

Serçe ise abisiyle mutlu bir zaman geçirsede aklında hep güney vardi neden bu kadar tanıdık geldiğini sorguluyor ama hep bilinmezlikle bitiyordu düşüncesi…

1 hafta sonra

Bir haftadır heryerde arıyordu güney serçe’yi ama ne serçe vardı ne de haktan günden güne umudu bitiyordu ama yinede pes etmiyordu efkan kendini deri koltuğa atarak arkadaşına baktı.

“Yeter artık güney her yerde aradık ama yok o kız serçe değildi ” dedi güney ise başını sağa sola sallayarak

“Hayır efkan o burada ve ben onu bulacağım nerede olursa olsun bulacağım ” dedi. Güneş abisi’nin yanına oturarak elini tuttu.

“Abi yeter artık yok iste ikimizde yanıldık o kız serçe değildi ” dedi

Güney kardeşine kısa bir bakış attı. yıkılmışlıkla başını yere eğdi haklı olabilirlerdi her bir tarafta aramış ama bulamamışlardı başını kaldırarak üzgün sesiyle arkadaşına baktı.

“Haklısınız artık bu şehirden gitme vakti akşam turkiye’ye dönüyoruz ” dedi. Efkan başıyla onu onaylayıp akşam dönecekleri uçağa  bilet aldı güneşte onlarla dönüyordu turkiye”ye

Şule ise tarık  bey ve canan hanımla bir haftadır güzel bir  haber bekliyorlardı evet güneş serçe’yi gördükleri gün annesi ve babasını da arayarak herşeyi anlatmıştı onlarda hemen istanbula gelip güney’in evine geçmişlerdi. Ama aldıkları tek haberse serçe’nin olmadığıydı…

Güney efkan ve güneş o akşam turkiye’ye gelmiş ve evde ailece oturuyorlardı ama hepsi’nin yüzünde bir hüzün vardı ne çok istiyorlardı o kızın serçe olmasını….

Serçe bütün hafta odasından çıkmamıştı ya müzik dinlemiş yada yemek yaparak düşüncelerden uzaklaşmıştı ama kendi de ıyi biliyordu ki güney hala düşüncelerindeydi.

Haktan odasında kardeşi’nin fotoğrafına bakıyordu.

“Evet intikamımı aldım kardeşim ama yeni anladım ki ben intikam almak için masum bir kızın hayatını çaldım sen olsan nasıl böyle birşey yaparsın der bana kızardın ” dedi serçe yaptığı iki kahveyle abisi’nin odasına geldiğinde abisi’nin konuşmalarını duydu ve dinlemeye başladı.

“Evet hatalıyım onu kandırdım ama hepsi intikam içindi  sen şimdi diyorsundur ona gerçekleri söyle diye söyleyemem be kardeşim neden diyorsun degil mi? çünkü alıştım şaşırma öyle evet serçe’ye alıştım onun bana abi değip sarılmasına   bana senin bana baktığın gibi abi sevgisiyle bakmasına alıştım serçe’nin hayatını çaldım ama artık çok geç ” diyordu haktan serçe duydukları ile şaşırdı ne yani o abisi degil miydi onun adı aslında serçe miydi elindeki tepsi büyük bir gürültüyle yere düştü. Aklına gelen anılarla dengesini saglayamayıp düşüyordu ki haktan onu son anda tutmuştu.

“Aslı aslı iyimisin ?” diye soruyordu endişeli sesiyle serçe aklına gelen anılarla bir gülümsüyor bir üzülüyordu artık herşeyi hatırlıyordu gözlerini açtığında kendine endişeli bir şekilde bakan haktan’ı gördü. Hızlıca kollarından çıkarak bağırmaya başladı.

“Sakın bana dokunma sakın sen nasıl birisin ya nasıl birisin kendi intikamın için benim hayatımı çaldın aşkımı arkadaşlarımı aldın  benden ” dedi haktan şaşkın bir sesle

“Ha..hatırlıyorsun ” dedi serçe onu başıyla onayladı

“Evet hatırlıyorum güney’i güneşi şule’yi efkan’ı seni herşeyi hatırlıyorum ” dedi

Haktan bir adım yaklaşıyordu ki serçe bağırdı.

“Bana bir adım dahi yaklaşma senden nefret ediyorum ” dedi ve hızlıca merdivenlerden inerek dış kapıya geldi gidecekti sevdiği adama arkadaşlarına ailesine  tam kapıya varmıştı ki haktan onu bileğinden tutarak kendisine bakmasını sağladı.
Serçe bileğini ondan kurtararak

“Sakın bana dokunma ” dedi haktan elini serçeden çekerken tek dediği

“Hava alanına ben götüreyim ” oldu serçe istemesede onaylamak zorundaydı nasıl gidecekti ki parası olmadan haktan ona ince bir ceket vererek dışarı çıktı arkasından da serçe araba’ya bindiklerinde ikisi de sessizdi haktan belli etmesede pişmandı serçe ise onun yanında oldukça ondan daha çok nefret ediyordu.

Hava alanına geldiklerinde serçe arabadan hızla inerek bilet alınan yere koştu haktan onu durdurarak

“Gelirken aldım sen sadece uçağa bin ” dedi. Serçe ona nefretle bakarak uçağa bindi ama haktan’ın arkasından dediklerini duymadan

“Herşey için özür dilerim serçe bilgin”

Güney ailesiyle evde öylece otururken aklında sadece serçe vardı emindi o gördüğü kız serçeydi. Ama o onu kaybetmişti ikinci kez ellerinden gitmişti…

Serçe uçak iner inmez uçaktan inerek  bir taksi çevirerek güney’in evini tarif etti ici içine sığmıyordu kavuşacaktı sevdiğine onu kafede gördüğü an geldi solmuştu o yeşilleri ama emindi ki onu karşısında görünce tekrardan parlayacaktı.

Taksi evin önüne gelince cebinden çıkan bir kaç paranın hepsini taksiciye vererek indi haktandan kalan hiçbir parayı istemiyordu  evin önüne gelince korumalar onu hemen tanıyarak kapıyı açmıştı ama hepsi şaşkındı karşılarında serçe’yi görünce serçe evin kapısına geldiğinde derin bir nefes alarak çaldı kapıyı şule kapı’nın calmasıyla yavaşça kalkarak kapıya ilerledi kapıyı açtığında gördüğü kişiyle şaşkınca bağırdı.

Serçe

Şule’nin sesiyle hepsi ayağa kalktı serçe koşarak içeriye girince hepsi şaşkın ve mutlulukla ona bakıyorlardı serçe  koşarak Güney’e sımsıkı sarıldı güney serçe’nin sarılmasiyla onu daha çok sararak

“Serçe ” m ” dedi…

24. Bölüm

Bütün aile serçe’nin gelmesiyle eski neşelerine döndüler. Güney kolları arasında ki sevdigini daha cok kendine cekerek varlıgına emin oldu. serçesi gercekti ve onun yanındaydı serçe sevdigi adamdan ayrılarak baba dedigi tarık bey’e sarıldı 

” Babam “dedi serçe tarık bey’e sarılırken ne kadar özlemişti babasını bunu sarılınca anladı. Tarık bey kızı yerine koydugu serçe’yi kollarıyla sararak özlemini gösterdi. Konuşamadı biliyordu konuşsa aglar ve genclerın dalga konusu olurdu. Serçe gözlerindeki yaşları silerek ayrıldı babası tarık beyden bakışları annesi canan hanımı buldu gözlerinde ki yaşlarla bakıyordu kızın’a serçe hicbir fakit kaybetmeden kollarını doladı canan hanım’a ne kadar öz annesi olmasada az annelik yapmamıştı ona 

“annemmm” dedi hıckırıkla ne olursa olsun o annesiydi ve kokusunu cok özlemişti.

“yavrum” dıye yanıtladı onu canan hanım o onun kızıydı güneşten bir farkı yoktu onun icin ve o kızına hasret kalmıstı . 

Diğerleri onları dolu gözlerle izliyor ağlamamak icin kendilerini sıkıyorlardı. Serçe zorda olsa annesi canan hanımdan ayrılarak kardesim dedigi şule’ye sarıldı. Şule serçe”nin ona sarılmasıyla daha fazla tutamadı gözlerinde ki yaşları ve ağlamaya başladı serçe şule’nin ağlamasıyla durmayan göz yaşlarını bu defa onun icin akıttı gözlerinden şule ayrılınca hiç fakit kaybetmeden güneş almıştı kolları arasına serçe’yi onu tanıyalı çok olmasa da onunla geçirdiği vakitleri  özlemişti. Serçe güneş’in kıvırcık saçları arasında kaybolmuş hâline kıkırdadı ve güneşten ayrılarak

“Püsküllü seni ” dedi gülümseyerek güneşte ona aynı  gülümsemeyle karşılık verdi efkan serçe’yi kendine çekerek sarılınca bütün ev halkı kıkırdadı aynı serçe gibi

“Abim ” dedi efkan titreyen sesiyle serçe onun küçük kardeşiydi ve onu kaybettiklerini öğrendiğinde yıkılmıştı ama serçe şuan canlı bir şekilde kollarındaydı. Güney efkan’in yanına giderek hızlıca serçe’yi kendine çekerek sarıldı.

“Yeter bırak’ın biraz daha sarılayım ben sevdiğime ” dedi. Serçe güney’in bu dediği ile utansada diğerleri gibi gülümsemiş ve daha çok sarılmıştı ona güney sevdiği kadının kokusunu derince içine çekti bu koku ömre bedeldi.

Şule güney’in serçe’yi bırakmayacağını bildiği için hafif öksürerek    

“Bırak kızı da bize yaşadıklarını anlatsın ” dedi. Şule’nin dediği ile serçe güneyden yavaşça  ayrılarak koltuğa oturdu güneyde yanına oturarak serçe’yi kendine doğru çekerek sarıldı artık yanında olsada bırakmayacaktı.  Diğerleri de oturunca serçe derince bir nefes çekti içine çektiği nefesle güney’in kokusu doldu içine

“Hiçbirşey hatırlamıyordum ne güney’i ne sizi adımı bile hatırlamıyordum haktan bana kendisi’nin abim olduğunu adımın aslı gök olduğunu söylemişti ve bir kaza geçirdiğimi geçmişime  dair hiçbirşey hatirlamadigimi söyledi bende inandım.

“Şerefsiz ” dedi güney sinirle o haktan ı bulup öldürecekti.

“Peki birsey yapmadı degil mi sana ” dedi güneş serçe bakışlarını güneş’e çevirerek başını olumsuz anlaminda salladi.

“Hayır hiçbirşey yapmadı aksine çok iyi davrandı bir abi gibiydi bana karşı ” dedi serçe gerçektende haktan serçe’ye karşı hep abi gibi olmuştu.

“O şerefsizi bulup öldüreceğim benim sevdiğimi kaçırmak ölü gösterip hayatımızı çalmak neymiş göstereceğim ona ” dedi güney aniden ayağa kalkarak serçe güney gibi ayağa kalktı güney’in elini tuttu.

“Boş ver güney ben artık hayatımda haktan ve bir başkasını istemiyorum sen ben ve ailemle mutluyum dedi ” güney onu kendine çekip sımsıkı sarıldı diğerleri ise onları tebessümle izliyorlardı. Tarik bey boğazını temizleyerek bütün bakışları kendine çekti.

“Ozaman bir hafta sonra düğünümüz var ” dedi hepsi sevinirken güney serçe’yi arnından öpüp

“Geçmişimdin geleceğim olacaksın” dedi. Serçe bir şey anlamasada gülümsemişti…

1 hafta sonra

Bu bir hafta çok çabuk geçmiş herkes bir koşturmaca içindeydi. Güney ile serçe gelinlik ve damatlıkla uğraşırken şule  efkan mekanı güneş dekarasyonu tarık bey ve canan hanım ise davetlileri ayarlıyorlardı. Ve bu bir hafta da herşey tamam olmuştu. Serçe şule ve efkan’in evlendiğini  öğrenince sevinmis ama yanlarında olamadığı için üzülmüştü.
Şimdi ise güney damat odasında ayna da  heycanlı bir şekilde kendisine bakarken efkan onun bu heyecanına kıkırdayarak yanında oluyordu güney efkan’ın dalgalarına  daha fazla dayanamayarak bağırdı.

“Yeter lan başımda dalga gecip durma ” dedi efkan güney’in bu ani çıkışıyla hemen elini ağzına götürerek fermuar yaptı. Bu onun sustum deme şekliydi.

Gelin odasında da bir farklılık yoktu serçe üzerinde ki harika gelinliği ile heycanla ayna da kendisine bakıyor şule ve güneş onun son hazırlıklarını yapıyorlardı.

“Kızlar çok heyecanlıyım” dedi serçe yönünü kızlara çevirerek şule onun bu hâline tebessüm ederek

“Bende sen gibiydim seni en iyi ben anlarım şuan ” dedi güneş serçe’ye harika dolu bakışlar atarak

“Ay darısı benim başıma ” dedi . Serçe ve şule onun bu dediğine kahkaha atarak inşallah dediler.

“Hadi güneş gel biz abingile bakalım serçe’de tek kalsın ” dedi şule ve güneş’i alarak odadan çıktı. Serçe arkalarından gülümseyerek bakmış ve tekrardan ayna’ya dönerek kendine bakıyordu gerçekten de bu gelinliğin içinde bir peri kızı gibiydi keşke annemde olsaydı dedi içinden ama emindi ki o onu görüyor ve mutlu oluyordu. Kapı’nın açılmasıyla serçe gülümsedi. Gelen’i güney sanmış ve

“Nasıl olmuşum aynı peri kızı gibi değil mi ? ” dedi ama gelen sesle onun güney degil haktan olduğunu anlayarak hemen ona baktı

“Evet aynı peri kızı gibi ” diye yanıtladı haktan serçe haktan’i görünce sinirle

“Senin ne işin var burada ?” Dedi onu görmek dahi istemiyordu. Haktan elini kaldırarak onu susturdu

“Bağırma buraya sana yada güney’e birsey yapmaya gelmedim sadece sana bazı gerçekleri söylemeye geldim ” dedi serçe ona inanmasada hemen gitmesi için

“Ne gerçekleri “diye sordu . Haktan derince bir nefes vererek konuşmaya başladı.

“Annen senin yüzünden ölmedi serçe” dedi. Serçe sinirle

“Annemi ağzına alma ” dedi haktan serçe’yi takmadan konuşmaya devam etti.

“Size çarpan araç kimindi serçe yada kim kullanıyordu?” Dedi serçe haktanın dedikleriyle onu dinlemeye başladı.

“K..kimindi?” Diye sordu haktan serçe’nin gözlerine bakarak

“Güney aftan’ın”dedi  serçe duyduğu isimle dünyaları başına yıkılmıştı olamazdı güney onun annesini öldürmüş olamazdı.

“Ya..yalan ” dedi serçe gözlerinden akan yaşlarla ona inanmıyordu

“Yalan değil serçe bak bunlarda kanıtım ” dedi elindeki gazete haberleri bazı belgelerle serçe haktan a yaklaşarak elindekileri aldı ve gördükleri ile daha çok ağlamaya başladı haktan’ın dedikleri’nin hepsi doğruydu kendilerine çarpan araba güney’in arabasıydı.

“Sen şuan annen’in katiliyle evleniyorsun serçe ve bu olayı güney’in bütün ailesi biliyor annesi babası kuzeni kardeşi arkadaşı hepsi biliyordu ama sanada söylemediler serçe ” dedi ve odadan çıkacakken serçe’nin sesiyle ona baktı.

“Nerden biliyorsun ?” Dedi gözlerinde ki yaşlarla haktan ona son kez bakarak

“Benim her yerde bir gözüm vardır serçe ” dedi ve odadan çıktı. Serçe öğrendikleri ile yıkılmıştı. Onun sevdiği adam annesinin katiliydi. Yavaşça odadan çıkarak merdivenlerden inmeye başladı. Bu öğrendikleri onu yaralamıştı.

Güney ise çoktan aşağı inmiş gelenlere merhaba diyerek arkadaşlarıyla konuşuyordu. Salona bitmiş bir halde giren serçeyle bütün konukların ve ev halkının bakışları onu buldu. Güney sevdiğini öğle görünce hemen yanına gelerek endişeyle konuştu.

“Ne oldu serçe iyimisin ” dedi serçe güney’in sesiyle bakışlarını yerden kaldırarak ona baktı sonra yanına gelen diğer ev halkına güney serçe’nin cevap vermemesiyle daha çok endişelenmiş elini tutmak için eline dokanmıştı ki serçe bağırarak onu engelledi.

“Çek o pis ellerini üzerimden ” diye bağırmıştı. Güney onun böyle  bağırmasıyla şaşırmıştı. Şule ona yaklaşarak

“Serçe ne oldu canım iyimisin ” diye sordu serçe şuleye baktı

“Sakın bana yakınmış gibi davranmayı kes şule hepiniz bana oyun oynadınız ” dedi güneş şaşkın bir şekilde

“Ne oyunu ?” Dedi serçe Güney’e bakarak

“Annem’in katili’nin güney olduğunu bildiğiniz halde bana yakın olarak bana oyun oynadınız ” dedi herkez duyduğu ile şaşırmıştı. Serçe herşeyi öğrenmişti. Güney tam

“Yalan ” diyecekti ki serçe elindeki kanıtları güney’in yüzüne fırlattı

“Bak bunlarda kanıtları güney aftan annem’in katili ben yıllarca kendimi suçlayıp dayak yerken güney aftan ise rahat bir hayat geçiriyordu taki babam beni ona satarken beni babamdan para karşılığı alıp evlenecek ve vicdan azabından kurtulacaktın degil mi ?” Dedi ve diğerlerine tek tek bakarak

“Sizlere de yazıklar olsun ben size anne dedim (canan hanıma bakar) baba dedim (Tarık beye bakar) kardeşim arkadaşım dedim (şule ve güneşe bakar) abi yerine koydum (efkana bakar) ama siz benden katili sakladınız hepinizden nefret ediyorum ” dedi ve koşarak düğün salonunu terk etti. Güney de onun arkasından giderken diğerleri ağlıyordu.

Serçe gözlerinde ki yaşlarla düğün salonundan çıkarken güney serçe diyerek onun arkasından çıkmıştı serçe Güney’e nefret dolu bakıp bir anda yola atlayınca güney acıyla bağırdı.

“Serçeeee”

uyanıyor ” dedi kadın sevinçle  adam onayladı karısını

“Sonunda uyandı kızımız sonunda ” dedi ve gözlerini açan serçe’ye baktılar sevinçle

Serçe gözlerini açınca bir hastane odasında olduğunu anladı bakışlarını yanındakilere çevirince gördüğü kişilerle gözlerinden yaşlar geldi.

“Anne baba ”

“Annem ” dedi kadın gözlerindeki yaşlarla adam da ağlıyordu kızı kaç senedir komadan bugün uyanmıştı.

Yaşıyorsun annem ” dedi serçe annesine bakarak

“Biz iyiyiz kızım sende geldin ya artık hep olduğu gibi mutlu olacağız ” dedi kadın adam gözlerini silerek karısını sahte bir kızgınlıkla tersledi.

    ” yorma kızımı arife  yeni uyandı o ” dedi arife hanım aynı eşi gibi

“Aaa hakan bey kızın uyandı hemen pabucum dama atıldı ” dedi bu sözü üçünü de güldürmüştü

Serçe o anda anladı o yaşadıkları komadayken gordukleriydi. Annesi hala yaşıyor babası ise eskisi gibi içki içmeyen bir adamdı….

Tags:
Paylaş
0 Yorum

Bir Cevap Bırakın

© 2023 Yazokur. Sizin için sevgiyle hazırlandı. MacroTurk

İletişim

Sizlere daha iyi hizmet edebilmek için bize mail gönderebilirsiniz.

Gönderiliyor
error: İçerik Korumalı

Kullanıcı Bilgileriniz İle Oturum Açın

veya    

Bilgilerinizi Unuttunuzmu?

Create Account