Selamün aleyküm arkadaşlar. Bu kitabı yazarken okurmusunuz okumazmısınız bilemem belki bir yazım yanlışım filan olmuştur veya size karşı bir kusurum af ola birde kitabım reklam yeri değildir …
Kitaba başlama tarihinizi atarmısınız rica etsemm benim küçük ailemm ..
♠️♠️♠️
(Gökyüzüne bakıp yağmuru izledim yağmurun altında ıslanmayı benimsedim ..)
Tek bir şarkı sözüne odaklanmak gibi’ydi hayatım sadece geçmişe odaklanmıştım gelecek neydi veya neyi ifade ediyordu bilmiyordum..
Ben sadece neden geçmişi yaşayamadığımı sorguluyordum .
Neydi beni geçmişten eden şey ailem mi ? yoksa ailem sandığım insanlar mı ?.. Düşüncelerim arasında yağmurda beklemek vücudumu iyice ıslatmış ve rüzgarın bedenime hücum etmesi beni düşüncelerimden ayırmıştı..
Gökyüzüne bakıp yağmuru izledim yağmurun altında ıslanmayı benimsedim ..
Bir gök gürültüsünün ne kadar ihtişamlı ve ihtiraslı oluşunu ve şimşek çakışını izledim , sonra yağmurun bedenimde birbiri ile yok oluşunu ve yere düşmesini …
Yavaşça hareket ettim , ettikçe vücudumun biraz daha üşüdüğünü hisettim , ellerimi kollarıma sarıp ovuşturdum .
Yağmur bana inat biraz daha şiddetini arttırıyordu , daha da fazla esiyordu rüzgar içimi soğutmak için dönüp duruyordu , etrafımda sanki ama bilmiyordu ki içimdeki bu yangın rüzgarla har alıyordu , daha da alevleniyor’du yağmurla ise yanıyor’du daha da bir yanıyor’du sonuçta suda yanan bir madde’ydi .
Evin önüne geldiğimde çantama elimi atıp demir kapının anahtarını aradım , elime gelen soğuk demir anahtarı çantanın en tenha köşesinden çekip aldım kapıya anahtarı geçirip kilidi çevirdim üçüncü çevirişte açılan kapıyı ittirip sağ ayağım ile içeri girdim ve güzel gardenya’lar ile süslenmiş evime , selam verdim beyaz duvarların üstünde bana sırıtan o güzel el tasarımı süslerim , minik minik yapıp tavana astığım led ışıklı yıldız ve ayı’m bana sırıtıyordu .
Salona montunu asıp odama girdim çoğunlukla krem ve kahve tonlarına ağırlık verilmiş kahve ve egzotik meyve kokuları ile bezenmiş odama bakmaya doyamadım boydan boya olan camıma vuran yağmur damlalarının duruşu ve aselati beni benden alıyordu , ardından aynamın karşısına geçip ıslanan bedenime baktım saçlarım çok kötüydü kıyafetlerim de sanki dışardaki yağmur içerde gibi’ydi üstümden aşağı su damlaları akıyordu ve yere damlıyordu Allah’tan makyaj yapan biri değildim yoksa öcü gibi görünürdüm o kesin .
Odamın içinde olan giyinme odama doğru ilerleyip kıyafetlerimi ayarlayıp sıcak bir duş alacaktım sonra güzel bir kitap okuyup güzel bir uyku çekecektim.
Sıcak suyun içine saldım tüm vücudumu , sanki yavaş yavaş eriyordum bütün yükler üzerimden uçuyordu da ben kuş tüyü kadar hafifliyordum, bedenim’deki yara izleri siliniyordu sanki hiç olmamış gibi , sanki o bıçak izleri , izmarit mühürleri , eritilen plastik kaplar , ısıtılıp vücuduma bastırılan demirler ,cam parçaları, ateş közlerinin izleri yok oluyordu vücudumdan sıcak su hepsini siliyordu sanki ..
En sonunda durulanıp sıcak suyun içinden çıkmıştım .
Saçlarımı kurutup ev topuzu yapıp hırkamı üzerime geçirip cam balkonuma doğru ilerleyip hasır koltukların üzerine oturdum ve kafamı kaldırıp camdan tavandan dışarı baktım gökyüzünü kaplayan o kadar milyonlarca yıldız vardı ki her yeri sarıp sarmalamış parıl parıl göz kamaştırıcı bir şekilde parlıyordu , o kadar parlaklığın o kadar kalabalığın arasında hepsi tekti birbirlerine sarılamıyorlardı..
Birbirlerini sevemiyorlardı …
Yıldızlar neden yanlızlığı seçmişti o kadar kalabalık oldukları halde birbilerine hiç yaklaşmıyorlardı…
Benim gibi bir yanlızlığı esiri olmuştu galiba ..
Gözlerimi kapatıp yağmurun cama vuruşunu dinledim , ardından saate bakmak aklıma gelmişti kolumu kaldırıp saatte baktım kaç saattir uyku yoktu gözümde piskolog olmak zordu akşama kadar yüzlerce vaka ile uğraşmak kafa yormak dertlerine derman bulmaya çalışmak .
23.35 geçiyordu gözlerim artık kendini tartmıyordu ayağa kalkıp paytak paytak yürüyerek cam balkonumdan çıkıp odama geri döndüm o güzelim kahve ve egzotik kokusunu buram buram içime çektim huzurun en çok etki ettiği bütün ruhumu dizginleyen tek yerdi odam ve odamda ki bu koku.
Ardından siyah yatak örtüsü ile kaplı yatağımın siyah yorganı açıp içine girdim aklıma telefonum gelmişti en son montumun cebinde’ydi hemen yataktan fırlayıp montumun yanına gelip cebini açıp telefonumu aldım parmak izini okutup gelen mail ve WhatsApp mesajlarına baktım hepsi işimle ilgiliydi .
Birazda Instagram ‘a girdim bir sürü takip isteği vardı 18 yaşından bu yana kullandığım 7 yıllık bir hesaptı hep gizli hesap olarak kullanmıştım hiç açmamıştım ama bu gün birşey yapıp gizliliği kaldırdım 7000 bin takipçiden 57.000’ e çıkmıştı .
Hemen interneti kapatıp telefonumu şarja takıp yatağıma geri döndüm yarın yoğun bir gündü hem de baya yorucu bir gün olacaktı..
♠️♠️♠️
Sabahın köründe kapının alacaklı gibi çalınması ile yerimden sıçradım kolumdaki saat 7.32 ‘yi daha anca gösteriyordu millet bu saatte uyurken ve kliniğin başlamasına daha 1 saat varken neydi bu şimdi , hemen kalkıp üzerime oduncu bir gömlek içinede sıfır kol, altında eşofman giydim.
Kapıya adımlayıp açtığım da gördüğüm kişi ile transa girmiş gibi baka kaldım .
“Ooo.. kardeşim nerelerdeydin sen yaa ” dedi .
Abim yıllar önce ailem sandığım abim buradaydı kurtuldum zannederken aslında kurtulamamıştım.
Kendimden taviz vermeden ve içimdeki korkuyu bastırmak için gözlerimi kapatıp açtım .
“Seni ilgilendirir mi Berk Katre “dedim .
Sonra gözlerinin en derinlerine baktım gözleri o kadar korkunç bakıyordu ki sanki bir kabustu ve o kabusun esiri bendim .
Histerik ve iğrenç ötesi bir kahkaha atıp bana baktı .
” Niye ilgilendirmesin küçük hanım ben senin abinim ” dedi .
“Yıllar önce nerdeydin , ben o kadar çok şey yaşarken neden yaslanacağım bir duvar olmadın bir dokunuşta yok olan bulut oldun neden hee söylesene … çünkü sen korkarsın Berk hemde çok korkak işine gelince abilik yapıyordun işine gelince o abiliğin iki dakikada sönü veriyordu . Sen abim olsaydın eğer onlarla beraber bana zarar vermez önüme geçer beni korurdun sen .” Dedim .
Geçmiş işte herşeyi öğretiyordu insana bende öğrenmiştim ..
Yanlızlığı , güzeldi yanlızlık …
Gözlerimin en içine baktı bende baktım bütün nefretimle ve kinimle sonra bana yaklaştı sesi bir fısıltı gibi çıkmıştı .
” Özür dilerim … Ben çok özür dilerim böyle.. böyle olmasını istemezdim ” dedi.
” İstemezdin öyle mi … Neden o zaman gidelim lütfen kaçalım abi dediğim zaman neden kaçmadın … Şimdi sakın bana gelip abilik yapmaya kalkma ben tek başıma yanlızlığı severek yaşıyorum kimse bana sevgi göstermedi bir yanlızlık hariç ..” dedim .
Yorgundum , yaralıydım ..
” Annem .. annem kanser çok paraya ihtiyacımız var anlıyormusun ve bu parayı bir tek sen bulabilirsin senden başka kimse bulamaz “dedi .
“İşiniz düşünce mi değere bindim , işiniz para olunca mı evladınız oldum nerede baban söylesene annem ile bize yaptıklarından sonra yaşayabildimi omu gönderdi seni ” dedim bağırarak .
“Hayır ben kendim geldim annemiz ölecek annemiz ben dayanamam babam dediğim adam her gün bir kumarhanede batmış ayyaş bir pislik anlıyormusun , o adamın canı cehenneme annemi o hale o getirdi ” dedi gözleri dolu doluydu ilk defa bu kadar dağılmıştı Berk .
“Ne kadar lazım ” dedim duygu kırıntısı bile olmayan sesim ile bana baktım ve benim bile bulamayacağım bir miktar söyledi bütün mal varlığımı satsam o kadar parayı hayatta bulamazdım .
“Bir milyon yediyüz Tl” dedi.
” Bakıcam tamam mı ? bulucam bir hal çaresini anladın mı ? hemen indirme yelkenleri sonra hayatımdan çıkıp gidiceksin , anladın mı bir daha bırak yaşadığım şehre ayak basmayı bir ayak sesin bile duyulmayacak tamam mı ?” Dedim huzursuz ve rahatsız olduğumu iğrendiğimi belli ettiğim bir ses tonu ile sonra bana baktı kafa salladı.
“Tamam gidicem izimi bile bulamayacaksın sana söz bir daha karşıma bile çıkmicaz ama annemi kurtar “dedi .
“Tamam git artık ” dedim .
Kolumu kaldırıp saatte baktım daha 8.26 ve bana en az 1 yıl kadar uzun gelmişti bu konuşma , yaşadıklarım bir perde gibi geçti gözümün önünden annemin beni kurtarma çabaları benim için dayak yediği o anlar şimdi ise benim onun benim için yaptığı herşeyin bedelini geri ödeme vaktiydi .
Kliniğe gelmiştim bu gün en zor günümdü galiba , ağır bir vaka beni bekliyordu .
Kapını tıklatıldı içeri gel sesini duyduktan sonra genç bir adam girdi koyu mavi gözleri vardı en az 1.90 üstü boyu , kalıplı bir vücuda sahipti.
Üstünde takım elbise vardı büyük bir iş adamının kuzeniymiş , benim kliniğim Türkiye çapında 2 sırada olduğu için burayı seçmiş mailde öyle yazıyordu hatta yüklü miktarda da para yatırılmıştı .
“Selam Akgün bey , hoş geldiniz ben Ruha Katre ” dedim .
Gözlerimin içine baktı
“Aleyküm selam hoş bulduk adımı biliyorsunuz zaten kendimi tanıtmama gerek yoktur galiba bütün bilgiler elinizde illaki vardır .”dedi ve camdan dışarı baktı .
“Aynen kendinizi tanıtmanıza gerek yok , mailde bilgileriniz yazıyor , hiç bir doktor ile anlaşamadığınız veya sizi anlamadığı yönünde bir çok bilgi verilmiş bunlar fazla bile .”dedim sonra bana döndü gözleri çok ruhsuzdu , sanki hiç bir duygusu yoktu .
“Aynen onlar beni çözemedi doktor hanım siz çözebilecekmisiniz mi ki beni ” dedi .
“Ben çözmem sadece küçük ipuçlarını takip edip o sorunu yok ederim kimse çözülmez içindeki sorunları yok olur. Akgün bey biz bu yüzden varız siz çözülecek biri değil sadece düzeltilebilecek ve sorunları yok edilecek bir bireysiniz ” dedim .
Sanki bana ilk defa böyle birini gördüm farklı düşünen birini der gibi bakıyordu , “Öyle diyorsan öyledir doktor ” dedi kendinden taviz vermeden sonra biraz daha koltuğa yayıldı ve rahat bir şekilde oturdu .
“Sigara yakabilirmiyim sizin için sorun olmazsa “dedi . Sesindeki tını o kadar pürüzlüydü’ki , kafamı salladım sadece ve gözlerine bakıp ” başlayalım mı seansımıza” dedim .
“Olur nerden başlamamı istersiniz ” dedi gözlerimin en içine bakarak gözlerinde çok değişik duygular vardı yıllardır açmadığı sırlarını hiç bir doktora güvenememe ve için açmamış olması onu eritmişti .
“En başından ne zaman kendini yok etmeye kalktın “dedim .
“Küçüktüm 5 yaşlarında filan , babam eve kadınlarla gelir arada değişik sesler gelirdi kulağıma o kadınların sesleri ve babamın sesi dedi sanki bir piskolojik ve ruhsal baskıydı bana o sesler , sonra dayanamadım odaya girdim görmemem gerek şeyler gördüm dedi sonra yutkundu gözleri doldu , ellerini gömleğin ilk düğmesine götürüp açtı bir bardak su içti ve sigarasını dudaklarına götürüp içti .
Gözlerime bakıp devam etti ” odadan çıkıp kapattım kapıyı o günden sonra kadınlardan iğrendim öyle kadınları öldürdüm “dedi acımasız ve canice bir kahka attı “korkma seni öldürmem” dedi .
“Aksine bu beni biraz değişik hissettirdi aynısını benim babam’da yapardı” dedim .
“Ama kadınlar ölmemeli , neden bu işi yaptıklarını ve neden bu yolu seçtiklerini bilmiyoruz geçmişin geleceğe yönelik verme şekli herkes için güzel olmaya bilir Akgün bey ” dedim . Söylediklerimi anlamaya çalışıyor gibi’ydi , ama beni analayamayacağı bir piskoloji’ye sahipti.
Doğru doktor hanım ama illa bu yol seçmeleri iğrenç ve mide bulandırıcı, göz kirliliği ve fazlalık bana göre o yüzden fazlalıkları yok ediyorum görüntü kirliliğini yok ediyorum” dedi . Kafamı sallamakla yetindim sadece böyle düşünen birinin düşünce şeklinin değişmesi biraz zordu ama zoru başarmakta bizim elimizde’ydi .
Evden çıktım koştum koştum sonuna kadar koştum sonra ormanlık bir yere girdim karşıma bir ev çıktı ışıkları yanıyor bacası tütüyor , acıkmıştım , yorulmuştum girdim evin içine bir sürü adam toplanmış bir şey konuşuyordu bir masa vardı ortada , sonra birşey oldu gözlerim karardı ve sonrası yok .
Gözlerimi açtığımda duvarları siyahla boyanmış diğer bütün herşeyi beyaz olan bir yatak odasında yatağın üstünde yatıyordum , örtüyü üstümden atıp ayağa kalktım aynanın karşısına yaklaştım kendime baktım üstüm değiştirilmiş güzel kıyafetler giydirilmiş .
Yüzümdeki toz toprak vücudumda ki yaralar bile temizlenmiş , bu benmiyim diye şüphede etmedim değil doktor “dedi .
Sonra kapı açıldı korktum tabi hemen sıçradım küçücük çocuğum 5 yaşında küçük bir çocuk , yanıma gelip başımı okşadı. Sevmiştim o amcayı benden habersiz gözlerimden yaşlar alıyormuş bana baktım kucağına aldı bana sarıldı ağlama küçük sen böyle olacağını bilemezdin” dedi .
Daha çok ağladım küçüklük işte , annemin ben seni alıcam çok param olunca deyip abimi alıp gitmesi hepsi geldi o amaca bana sarılınca adı Halis Karahanlı ” dedi.
Gözlerim fal taşı gibi acıkmıştı hemen kendimi düzeltip karşımdaki adama odaklandım benim dedemi nerden tanıyordu ve nereden denk gelip onun yanında kalmıştı büyük şirket zincirleri olan Halis Karahanlı demek bu genç adamı sen büyüttün sen babalık yaptın dedim içimden …
Selammmm bebeklerim canlarım ciğerlerim içimden geldiği gibi yazmaya çalıştım daha doğrusu yazarken karakteri yaşadım djdje yani anlicanız kitabı sıkılmadan buraya kadar okursanız yorum yapın da devam edelim ikinci bölüme tamam mı dalaklarım böbreklerimmm.. 🙂
Tags: #gençkızedebiyatı #hayrankurgu #kurguolmayan #geçmiş #sevda aksiyon aşk evlilik Gençkurgu genelkurgu romantizm