Kapak1

     2222

     BÖLÜM 1: DÜNYANIN YENİ HALİ

     Yıl 2222. Mevsim Sonbahar.

     Dünyanın kuzey yarım küresinde solmuş ağaç yaprakları, serin esen rüzgârlar, yağmur havası, kuşların ve karıncaların telaşları, insanların kışlık yiyecek ve ısınma ihtiyaçları için koşuşturmaları, çocuklardaki okul hazırlığı ve defter, kitap arayışları, gökyüzünde kara bulutlar…

     Bunların hiçbiri yok. Hepsi yüz elli yıl önce kara bir bulut gibi dünyaya çöken çeşitli kâbuslar, savaşlar, birçok virüs çeşidi, bu virüslerden etkilenen insan ve hayvanların çoğu yok olmasıyla başladı. Son olarak da israf, bencillik, zenginlerin ve büyük ülkelerin çıkar çatışmalarıyla anlaşmazlıkları nedeniyle önlem alınmaması sonucu en büyük kâbus olan “Küresel Isınma” gerçekleşmişti. Tüm dünyanın denizlerle birlikte kar ve buz kütlesine dönüşmesi ve Buzul Çağı’na girmesi nedeniyle her yer bembeyazdı. Gökyüzü bile beyaz bulutlarla kaplıydı ve güneşi görebilmek artık imkânsızdı.

     Yaşamını devam ettirebilenler sadece insanüstü varlıklardı. En başta cadılar, periler, vampirler, zombiler, kurt adamlar ve elfler ile bunların iki ya da daha fazlasına sahip olan kombine varlıklar yaşamlarına devam ediyorlardı. Önce Amerika, Avrupa ve Asya’da bulunan zalim insan krallıkları yenildi, hemen arkasından insanüstüler arasında büyük bir kargaşa çıktı ve birbirleriyle savaşmaya başladılar. Tam yüz yıl süren bu savaşlarda cadılar, periler ve zombiler güç birliği yapmışlardı. Böylece elfleri, kurt adamları ve vampirleri yenerek teslim almışlar, kalıcı bir barış anlaşması imzalamışlardı. Ancak kurt adamlar Küresel Isınma etkisi nedeniyle geceleri ay görünmediği için varlıklarını devam ettirememişler ve birkaç yıl içinde tamamen yeryüzünden silinmişlerdi.

     Mina, yeryüzündeki savaşlar ve Küresel Isınma sırasında olabileceklerin en kötüsüne göre önlem almıştı. Eşi ve Ece ile kardeşlerinden oluşturduğu ekibiyle birlikte tüm hayvan ve bitkilerden tohumlar, çekirdekler ve fideler alarak gen havuzu oluşturup, dünyanın her yerinden topladığı bilim adamlarıyla birlikte bir laboratuvar inşa etmiş, bilimsel çalışmalar yapılmasını sağlamıştı. Bin yıl sonra dünyanın eskisinden daha temiz, güvenli ve besin zinciri tamamlanmış bir şekilde yeniden var edilmesini programlamıştı. İnsanlığın uygarlık ve kültürel mirasını da korumuş; filmleri, kitapları, her türlü müziği ce sanat eserlerini de kayda almıştı.

     Ayrıca dünyanın sadece beş bölgesinde insan ırkının tamamen doğal bir biçimde devam etmesini sağlayacak önlemleri almış, yapay da olsa gündüzleri güneş ışığı ve enerjisi, geceleri ay ışığı sağlamıştı. İkisi Asya kıtasında, birer tane de Avrupa, Güney Amerika ve Afrika kıtalarındaki bu bölgelerde yaşam neredeyse eskisi gibi devam ediyordu ancak insanların üremeleri ve çevre koşulları kısıtlanmıştı. İnsanlar buralarda tamamen İlk Çağ’daki gibi ilkel usullerle avlanarak ve toprakta tahıl yetiştirerek mağaralarda ve küçük kulübelerde yaşıyorlardı. Yaklaşık biner kilometre karelik, etrafı yüksek dağlarla çevrili olan bu habitatlar insan ve diğer canlıların doğala yakın bir yaşam sürmelerine olanak sağlıyordu. Bin yıl sonra yine her sabah güneş doğacak, gökkuşağı yağmurların ardından tekrar görünecek, denizler ve göllerdeki dalgalar, tatlı esen rüzgârlar ve iklim çeşitliliği ile birlikte her çeşit bitki ve hayvan doğada yaşamaya devam edecekti. Bütün bunlardan ise sadece Mina ve en yakınındakilerin haberi vardı.

     Savaşlardan sonra yapılan seçimler sonucu cadıların, zombilerin ve perilerin temsilcisi ve ortak adayı olan Mina Dom, bütün insanüstülerin oy çokluğuyla tüm dünyanın yeni Kraliçesi seçilmiş, şefkatli ve adaletli bir yönetim olacağına herkes inanmış ve Mina’ya güvenmişti. Zombilerin tamamı, perilerin ve cadıların büyük bir bölümü Mina’ya oy vermiş; elfler, vampirler ve o zamanlar henüz hayatta olan kurt adamlardan bazıları ise kendi adaylarına bile güvenmedikleri için Mina’yı seçmek zorunda kalmışlardı.

     Mina Dom, Kraliçe seçildiğinde kutlama törenleri yapılmasını istemedi. Hemen kendi ekibini oluşturarak dünyanın gelecek planlarını yapmaya başladı. Ekibinde eşi Sadık, kardeşleri Seymen ve Efe, kardeşi gibi sevdiği Ece ile Baba Zombi vardı. Mina hakkındaki olağanüstü gerçeği bilenler sadece bunlardı. Çünkü Mina cadı olarak bilinip kabul edilse de, cadılığa ilk defa hak kazanıp kabul edildiğinden beri hiçbir yeteneğini ve bilgisini geliştirmemişti ve sıradan bir insandı. Kardeşleri, Ece, Sadık ve Baba Zombi bunu yüzlerce yıldır herkesten saklamışlardı.

     Mina’nın olağanüstü sayılabilecek yetenekleri sadece çok zeki ve gelecek konusunda öngörülü olması yanında cadılara verilen fazla canlarla fanilikten kurtulmuş olmasıydı. İki canını yaşlılıktan dolayı kaybetmiş, üçüncü canını yaşıyordu.

     Mina’nın kardeşleri Seymen ile Efe hemen cadılığı benimsemişler, bu yolda Ece’nin de katkılarıyla büyük mesafe kat etmişlerdi. Efe artık eskisi gibi değildi. Eskiden korku filmi izlerken bile ablasına sarılan Efe gitmiş, yerine her türlü zorluğu yenmesini bilen, cadılık ve büyücülük konularında yetenekli, Uzakdoğu sporlarında büyük bir usta ve şampiyon gelmişti.

     Seymen ve Efe, önceki yaşamlarının ilkinde Peri Padişahı Leon’un birbirinden güzel kızlarıyla evlenmiş ve çok mutlu bir hayat yaşamışlardı. Ne var ki periler, insanlar ve cadılar gibi değillerdi. İnsanlar yaşlansa da onlar asla yaşlanmıyorlardı. Ancak âşık olarak evlendikleri peri kızları ikisini de hem gençliklerinde hem de yaşlandıklarında sevmeye devam etmiş, bir sonraki hayatta tekrar mutlu günlerine dönmek için sabretmişlerdi.

     …

     (Devam edecek)

Tags:

Paylaş
0 Yorum

Bir Cevap Bırakın

© 2023 Yazokur. Sizin için sevgiyle hazırlandı. MacroTurk

İletişim

Sizlere daha iyi hizmet edebilmek için bize mail gönderebilirsiniz.

Gönderiliyor
error: İçerik Korumalı

Kullanıcı Bilgileriniz İle Oturum Açın

veya    

Bilgilerinizi Unuttunuzmu?

Create Account